AŞUR, Aşur Uygur

(d. 10.11.1941 / ö. -)
aksesuar ve dekor şefi
(Tekke / 20. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Aşur Uygur, 10 Kasım 1941 tarihinde Çankırı’nın Şabanözü ilçesinin Çapar köyünde doğmuştur. Muharrem ayında doğduğu için dedesi adını Aşur koyar. Dedesi Horozoğulları lakabıyla bilenen sülaleye mensup olup Şabanözü’nün Avrateli (Doğanlar) köyünden Çapar köyüne yerleşir. Babası Mehmet Bey 1. Dünya Savaşı’nda Ruslarla çarpışırken esir düşer ve on yıl sonra esaretten kaçarak köyüne geri döner (Özbey 2008: 46). Babası köyünde Sultan Gelin ile evlenir ve evliliklerinden dört erkek ve iki kız çocuğu dünyaya gelir. Âşığın çocukluğu ailesine hem bağ, bahçe işlerinde, hem de çobanlık yapan ağabeyine yardım etmekle geçer. İlkokulu köyünde bitirdikten sonra ortaokul öğrenimi için Ankara’ya ağabeyinin yanına gider. Bir yıl eğitimden sonra köyüne geri döner ve eğitim hayatı sona erer (Özbey 2008: 47). Askerlik çağına kadar hayatını çiftçilik yaparak, ailesine yardım ederek geçirir. 1960'da askerlik görevini yerine getirmek için önce Çanakkale’ye sonra da Aydın’a gider. 1962'de askerliğini tamamladıktan sonra köyüne geri döner. 1964'te görücü usulüyle kendi köylüsü Sevim Hanım ile evlenir. Bu evlilikten üç kızı, bir oğlu dünyaya gelir ve yedi torunu olur. 1967'de Devlet Tiyatrosu’nda aksesuar ve dekor şefi olarak görevini yerine getirmek için Ankara’ya taşınır ve Hasköy ilçesine yerleşir. 1996'da Devlet Tiyatrosu’ndan emekli olur. Hayatı yazları kendi köyünde bağ bahçe işleriyle uğraşarak, kışları ise Ankara’da Bağlum’daki evinde geçirerek sürdürmektedir (Özbey 2008: 49).

Şiirlerinde kendi adı olan Aşur’u mahlas olarak kullanır. Aşur’un Âşıklık Geleneği ve sazla tanışması kendisi gibi âşık olan ağabeyi ve ustası Murat Uygur sayesinde olur. Ailesinde ağabeyinden başka bir âşık yoktur. Âşık, kendi köyünden ve aynı zamanda ağabeyinin musahibi olan Osman (Aslan) Akyol ve Hasan Hüseyin Ozan’ı da tanır ve etkilenir.

Âşık Aşur, âşıklık geleneğini öğrenmeye ilkokul eğitiminden sonra ağabeyinin sazını çalarak başlar. Daha sonraları âşık, ağabeyinin katıldığı cemlere de iştirak eder. İlk olarak çoğunlukla usta malı şiirleri, özellikle de Seyit Süleyman'ın deyişlerini söyler. Pir Sultan, Hayati, Kul Himmet, Nesimi, Virani gibi âşıklardan da nefesler okuyan âşık, ilk şiirini 1968'de annesi Sultan Gelin’e ithafen yazar. 1972'de ilk kez zâkirlik postuna oturan Âşık Aşur, hâlen Çankırı ve Ankara’nın çeşitli yörelerinde davet edildiği ayin-i cemlere katılarak sanatını icra eder. Şiirlerinin büyük bir kısmında Bektaşî adâp ve erkânını işleyen Âşık Aşur, katıldığı cemlerde kendi şiirlerini ve usta malı deyişleri saz eşliğinde okur.

Şiirlerinde Seyit Süleyman’ın üslûbunun yanında kendine özgü açık ve anlaşılır, bir üslûba sahiptir. Çankırı ilinin ağız özelliklerini de yansıtan şiirlerinde, Arapça ve Farsça kelimelere de rastlanır. Şiirlerinin dili genel olarak sade halk dilidir. Şiirlerinin büyük bir kısmını Bektaşî geleneğine uygun olarak yazdığı için şiirlerinde Bektaşî terimleri sıkça görülür.

2008'de danışmanlığını Prof. Dr. Fatma Ahsen Turan’ın yaptığı Ömer Özbey tarafından yazılan “Âşık Aşur Uygur’un Hayatı - Sanatı ve Eserleri” adlı bir yüksek lisans tezi mevcuttur (Özbey 2008). Özbey, tezinde âşık ile görüşmelerden elde ettiği bilgilerle âşığın hayatı, sanatı ve eserlerini dinî ve sosyal açıdan ayrıntılı olarak ele alır. Özbey, tezinde Âşık Aşur'un 81 şiirine yer verir. Âşık Aşur’un şiirlerinin toplandığı bir eser bulunmamaktadır. Haydar Teberoğlu’nun Seyid Hacı Ali Türabi Valâyetnamesi’nde üç şiiri, Seyid Abdal Velâyetnamesi’nde üç şiiri, Seyit Kalender Veli Velâyetnamesi’nde de eserde üç şiiri yayımlanmıştır (Özbey 2008: 57-58). Sazın ve Sözün Sultanları: Yaşayan Halk Şairleri- II adlı çalışma da Âşık Aşur'un hayatı hakkında bilgilerin ve şiirlerinden seçmelerin yer aldığı, son dönemde yayımlanmış önemli bir eserdir (Turan vd. 2010: 72-92). Son olarak Armağan Elçi Coşkun’un da Âşık Aşur ile ilgili çeşitli çalışmaları mevcuttur. Araştırmacı çalışmalarında, âşığın sanatı yanında Alevi- Bektaşi kültüründe önemli bir yere sahip olan duvazların notalandırılmasına ve müzikal özelliklerine yer vermiştir (Coşkun 2009: 2011).

Kaynakça

Coşkun Elçi, Armağan (2009). "Hacı Bektâş Veli’nin Işığında Yaşayan Bir İnsan Hazinesi: Âşık Aşur Uygur". III. Uluslar arası Türk Kültürü ve Hacı Bektâş Veli Sempozyumu Bildirileri. 30-31 Ekim, Üsküp. 187-207.

Coşkun Elçi, Armağan (2011). "Düvazlar/Duvazimamlar Üzerine Müzikâl Bir Çerceve". Türk Kültür ve Hacı Bektaş Veli Araştırma Dergisi (57): 131-174.

Özbey, Ömer (2008). Âşık Aşur’un Hayatı- Sanatı ve Eserleri. Yüksek Lisans Tezi. Ankara: Gazi Üniversitesi.

Özbey, Ömer (2010). "Aşur Uygur (Âşık Aşur Uygur)". Sazın ve Sözün Sultanları: Yaşayan Halk Şairleri- II. Ed. F. A Turan,  Başak Uysal, Kadir Gökhan Uğur, Ayfer Sarıyılıdız. Ankara: Gazi Kitabevi. 72-92.


Madde Yazım Bilgileri

Yazar: PROF. DR. SÜHEYLA SARITAŞ
Yayın Tarihi: 16.07.2019
Güncelleme Tarihi: 05.12.2020

İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1EFKÂRÎYÂ, Çankırılıd. ? - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
2Zeki Ömer Defned. 1903 - ö. 2 Aralık 1992Doğum YeriGörüntüle
3Ali Dehri Dilçind. 1901 - ö. 17 Kasım 1977Doğum YeriGörüntüle
4EFKÂRÎYÂ, Çankırılıd. ? - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
5Zeki Ömer Defned. 1903 - ö. 2 Aralık 1992Doğum YılıGörüntüle
6Ali Dehri Dilçind. 1901 - ö. 17 Kasım 1977Doğum YılıGörüntüle
7EFKÂRÎYÂ, Çankırılıd. ? - ö. ?MeslekGörüntüle
8Zeki Ömer Defned. 1903 - ö. 2 Aralık 1992MeslekGörüntüle
9Ali Dehri Dilçind. 1901 - ö. 17 Kasım 1977MeslekGörüntüle
10EFKÂRÎYÂ, Çankırılıd. ? - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
11Zeki Ömer Defned. 1903 - ö. 2 Aralık 1992Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
12Ali Dehri Dilçind. 1901 - ö. 17 Kasım 1977Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
13EFKÂRÎYÂ, Çankırılıd. ? - ö. ?Madde AdıGörüntüle
14Zeki Ömer Defned. 1903 - ö. 2 Aralık 1992Madde AdıGörüntüle
15Ali Dehri Dilçind. 1901 - ö. 17 Kasım 1977Madde AdıGörüntüle