BEKÂYÎ, Dursun-zâde

(d. 950/1543 - ö. 8 Ramazan 1015/7 Ocak 1607)
divan şairi, müderris
(Divan/Yazılı Edebiyat / 16. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Asıl adı Abdülbâkî olup babası Sahn-ı Semân Medresesi müderrislerinden Dursun Efendi’dir. Babasına nispetle Dursun-zâde olarak anılan Bekâyî (Kınalızâde 2017: 238; Beyânî 2017: 39; Atâ’î 2017: II/1346), 950/1543 senesinde İstanbul’da dünyaya gelmiştir. (Atâ’î 2017: II/1346). İlk eğitimini babası Dursun Efendi’den alan Bekâyî, Bostânzâde Mehmed Efendi (ö. 1006/1598), İvaz Efendi (ö. 994/1586) ve Şeyhî Efendi (ö. 1002/1594) gibi dönemin büyük âlimlerinden dersler alarak aklî ve naklî ilimleri tahsil etmiş; Ebussuûd Efendi’nin (ö. 982/1574) rahle-i tedrisinden geçtikten sonra ona mülazım olmuş ve akabinde İstanbul’un büyük medreselerinin yanı sıra Rumeli ve Anadolu’nun pek çok medresesinde müderrislik yapmıştır (Atâ’î 2017: II/1346). İnişli-çıkışlı bir memuriyet hayatına sahip olan Bekâyî, 1007/1600’de mevleviyet payesine ulaştıktan sonra 1013/1604 yılında Bursa’ya; 1014/1606 yılında ise Kahire’ye vali olarak atanmıştır. 8 Ramazan 1015/7 Ocak 1607’de kadı iken vefat edip Kahire yakınlarındaki Karafe-i Kübrâ mezarlığına defnolunmuştur (Atâ’î 2017: II/1346). Hakkında en geniş malumatı veren Nev’î-zâde Atâ’î Bekâyî’nin, riya ve gösterişten uzak, etrafındakilerle iyi geçinmeye mail, sürekli kitap okuyan ve telif eserler kaleme alan bir zat olduğunu ifade eder (Atâ’î 2017: II/1347).

Dursun-zâde Bekâyî’nin şu an için iki edebî eseri tespit edilebilmiştir. Bunların ilki Hikâyet-i Duhter-i Şeyh Buseyrî’dir. Basralı Şeyh Abdullâh’ın kızı Nigârîn’in başından geçen acı hadiselerin edebî bir üslupla anlatıldığı bu hikâye, müellifi meçhul Dâstân-ı Duhter-i Şeyh Abdullâh adlı mesnevinin mensur hâlidir. III. Murad’a sunulan bu hikâyenin tespit edilebilen yegâne nüshası, Atatürk Üniversitesi Kütüphanesi Seyfettin Özege Bölümü Agâh Sırrı Levend Koleksiyonu Numara 129’da bulunmaktadır. Söz konusu bu eser üzerine ilmî bir çalışma neşrolunmuştur (Gözitok ve Altınışık 2020).

İkincisi mensur Süheyl ü Nevbahârdır. Hoca Mesûd’un Süheyl ü Nevbahâr adlı mesnevisinin mensur hâli olan ve Sultan III. Mehmed’e sunulan metinde, Yemen ülkesi padişahı Sultan Bahr’ın oğlu Süheyl ile Çin Fağfuru’nun kızı Nevbahâr’ın aşk hikâyesi anlatılmaktadır. Farklı kütüphanelerde nüshaları bulunan bu eser üzerine iki ilmî çalışma yapılmıştır (Tepeli 1999; Ece 2003).

Bekâyî’nin edebî eserlerinin dışında Hidâye Şerhu Bidâyetü’l-Mübtedi adlı fıkha dair Arapça bir dinî eseri ve çeşitli mecmualarda yine dinî ilimlere ait Arapça risaleleri bulunmaktadır (Gözitok ve Altınışık 2020: 31).

Tezkirelere alınan şiir örneklerine bakılırsa Bekâyî’nin bir divanının olması ihtimal dahilindedir. Kınalızâde Hasan Çelebi, onun şiir ve süslü nesir alanında oldukça mahir, şiir teorisi ve gramer bilgisi açısından da güçlü bir şair olduğunu ifade etmektedir (Kınalızâde 2017: 238). Nitekim söz konusu gazellerden ve hikâyelerinin arasına serpiştirilen manzumelerden hareketle Bekâyî’nin, hayal kıvraklığına ve bikr-i manaya sahip, sade ve akıcı bir dille şiir söyleyen güçlü bir şair olduğunu ifade etmek mümkündür. Bunun yanı sıra eserlerinde yer yer üslubunun akıcılığına ivme kazandıran ve yapmacıklıktan uzak secili bir anlatım tarzını benimsediği de söylenebilir (Gözitok ve Altınışık 2020: 35).

Kaynakça

Donuk, Suat (haz.) (2017). Nev‘îzâde Atâ’î, Hadâ’iku’l-Hâkâ’ık Fî Tekmîleti’ş-Şakâ’ik I-II, İstanbul: TYEKB Yay.

Ece, Selami (2003). Bekâyî (Mensur) Süheyl ü Nevbahar. Erzurum: Fenomen Yay.

Gözitok, M. Akif ve Altınışık, M. Emin (2020). Hikâyet-i Duhter-i Şeyh Buseyrî. Ankara: Gece Kitaplığı.

İpekten, Haluk vd. (1988). Tezkirelere Göre Divan Edebiyatı İsimler Sözlüğü. Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı Yay.

Kavruk, Hasan (1998). Eski Türk Edebiyatında Mensûr Hikâyeler. İstanbul: MEB Yay.

Levend, Agâh Sırrı (1967). “Divan Edebiyatında Hikâyeler”, TDAY, Belleten, 1967, ss. 71-117.

Sungurhan Aysun (haz.) (2017). Beyânî, Tezkiretü’ş-Şuarâ, (haz. Aysun Sungurhan), Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayımları (E-Kitap).

Sungurhan Aysun (haz.) (2017). Kınalızâde Hasan Çelebi, Tezkiretü’ş-Şuarâ. Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayımları (E-Kitap).

Tepeli, Yusuf (1999). Mensur Süheyl ü Nevbahar (Giriş, Gramer, İnceleme, Metin, Sözlük). Erzurum: Atatürk Üniversitesi KKEF Yay.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: Doç. Dr. Mehmet Akif GÖZİTOK
Yayın Tarihi: 29.06.2021
Güncelleme Tarihi: 29.06.2021

Eserlerinden Örnekler

Eşigin bekleyen cânâ egerçi yasdanur taşı

Velî her şeb seg-i kuyunda kor bir yasdığa başı

 

                               ***

Kays-veş zümre-i uşşâka şevkum server olur

Hâs u hâşâk harîmün başına efser olur

 

                               ***

Dem-sâz idemez nâle vü dil-sûzuna nâyı

Âkıl ise ney-zen kosun ey dil bu hevâyı

 

                               ***

Bahar irişdi bâgun andelîb-i nükte-perdâzı

Okur âvâz ile evrâk-ı gülden gülşen-i râzı

 

                               ***

Kec-rev idüp imâmesini hışm ider müdâm

Destâr kûşesi bize turmaz virür selâm

(Kınalızâde 2017: 238-239)

 

Hikâyet-i Duhter-i Şeyh Buseyrî’den:

 

“Nigârîn’i haremde görür hammâmdan gelmiş izârınun kızılı kızıl ağı ağ olmuş, araklar gülleri jâleler tolmış, nergisleri şehlâ, sünbülleri mutarrâ, kâmeti serv-i revân, gonca dehân, ince miyân, serv kad, lâle had, leb-i şîrînini Husrev görse ger Ferhâd ve ruh-i hurşîdini Ferruhşâd olurdı” (Gözitok ve Altınışık 2020: 130).

 

Sığındum sana ey Hayy u Tevânâ

Cihân esrârına Bînâ vü Dânâ

 

Sana yüz tutmışam ey Ferd ü Gaffâr

Komazsan şöyle mahrûm u dil-efgâr

 

Senün lutfunla geçdi bahri Mûsâ

Senüñ lutfunla çıkdı çerhe Îsâ

 

Birinün kısmetini dâr idersin

Birini zühdile bî-dâr idersin

(Gözitok ve Altınışık 2020: 141-142)


İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1RIZÂ, Neccâr-zâde Şeyh Rızâd. 1679-80 - ö. 07.02.1746Doğum YeriGörüntüle
2Güzide Taranoğlud. 29 Ocak 1922 - ö. 30 Aralık 2013Doğum YeriGörüntüle
3Yaman Korayd. 1934 - ö. 06 Mart 2006Doğum YeriGörüntüle
4MAHFÎ, Ramazand. 1542-1543 - ö. 1616-1617Doğum YılıGörüntüle
5CÜNÛNÎ AHMED DEDE, Larendelid. 1543? - ö. 1620Doğum YılıGörüntüle
6FÂNÎ, Fânî Çelebid. 1543 ? - ö. 1601\\\'den sonraDoğum YılıGörüntüle
7ŞERİFÎ, Hüsam-zâde Seyyid İbrahim Efendid. 1572 - ö. 1607Ölüm YılıGörüntüle
8SERÎ’Î, Hasan Serî’î Çelebid. ? - ö. 1607Ölüm YılıGörüntüle
9AZMÎ, Murad Çelebid. ? - ö. 1607Ölüm YılıGörüntüle
10ÂSIM, Bağdatlıd. 1803 - ö. 1887MeslekGörüntüle
11RE’FET, Mehmed Azîz, Vâsık-zâde, Madrûb-zâded. 1723 - ö. 1765MeslekGörüntüle
12Şirân-zâde Abdurrahim Efendid. ? - ö. 1638MeslekGörüntüle
13ŞEMSEDDİN MEHMED, Garseddin-zâded. ? - ö. 1574-75Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
14HÜSEYİN ÇELEBİ-ZÂDE, Ahmed Efendid. ? - ö. 1562Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
15HÂLÎ, Acem-zâde Hâlîd. ? - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
16AŞKÎ, Abdülvâsîd. ? - ö. 1619-20Madde AdıGörüntüle
17Abdul Deded. ? - ö. ?Madde AdıGörüntüle
18MEYLÎ, Kumsı-zâded. ? - ö. 1611-1612 veya 1613Madde AdıGörüntüle