BEYTî

(d. ?/? - ö. ?/?)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / 17. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Beytî’nin hayatı hakkında tezkirelerde ve biyografik kaynaklarda herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak Kelâmî-i Rûmî (öl. ?) tarafından 1601-1603 yılları arasında Mısır valiliği yapan Yavuz Ali Paşa (öl. ?) adına kaleme alınan Vekâyi‘-i Ali Paşa adlı eserde şaire ait bir kaside yer almaktadır. Vekâyi‘-i Ali Paşa’nın yazıldığı tarih göz önünde bulundurulduğunda, Beytî’nin de eserin yazıldığı tarihte hayatta olduğu anlaşılmaktadır.

Kaynakça

Demirsoy, S. (2010). Vekâyi‘-i Ali Paşa (İnceleme-Metin). Yüksek Lisans Tezi. İstanbul: Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi. 

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: Arş. Gör. Zahide Efe
Yayın Tarihi: 08.05.2021
Güncelleme Tarihi: 08.05.2021

Eserlerinden Örnekler

Kasîde-i Beytî

Bir seher gördüm ufukdan çıkdı mihr-i âsumân

Kıldı âfâkı münevver nûr-ı feyz-i Müste‘ân

 

Şâm-ı gam gidüp yayıldı subh-ı şâdî âleme

Ser-te-ser dehri ziyâ-bahş eyledi şems-i cihân

 

Lem‘a-i nûriyle doldı câ-be-câ arz u semâ

Cümle eşyâ zâhir oldı kalmadı zerre nihân

 

Şevket-i hûrşîd-i rahşânıyla ol gün âleme

Bir beşâşet düşdi kim güldi zemîn ü âsmân

 

Ol seher gördüm cihânın halkına düşmüş sürûr

Gam gidüp şâd u ferah gelmiş gönüller şâdmân

 

Bu ne şevketdir deyü hayretde iken didiler

Mîr-i mîrân oldı Mısra adl ile [bir] kâmrân

 

Bûy-ı miskâsâ yayıldı bu haberler âleme

Eyledi dehrin dimâgını mu‘attar nâ-gehân

 

Nâmını benden su’âl eylerler ise ehl-i dil

Kim Alî Paşa-yı âdil Âsaf-ı şâh-ı cihân

 

Lâyık-ı sadr-ı sa‘âdet müstehak-ı izz ü câh

Mâlik-i Mısr-ı adâlet taht-ı Yûsuf-âşiyân

 

Gevher-i kân-ı belâgat dürr-i bahr-i ma‘delet

Ma‘den-i lutf u mürüvvet sâhib-i iz‘ân u şân

 

Menba‘-ı hilm ü vekâr u ma‘den-i akl-ı zekâ

Mebde’-i fikr ü firâset hem müdebbir kârdân

 

Tâli‘-i ferhundedür bahtı müsâ‘id kevkebi

Mihr ile burc-ı şerefde eylemişdür iktirân

 

Akl-ı evveldir ki yokdur zâtına benzer bugün

Hüsn-i tedbîrin görüp tahsînler eyler ârifân

 

İntihâ-yı aklına irişmez Eflâtûn-ı vakt

Hikmeti bahrine gavvâs olımaz Lokmân-ı cân

 

Rây-ı garrâsına irmez sa‘y ile akl-ı hıred

Tab‘-ı nakkâdıyla bin yıl kendün itse imtihân

 

Hüsn-i hulkıyla müsellem adl ü dâdıyla ferîd

Kim mukâbil zâtına yokdur mu‘âdil tev’emân

 

Medhini evsâfını ahlâkını ihsânını

Haşr olunca söylesem bir zerresi olmaz beyân

 

Ben nice vassâf olam medhinde kâsır elsine

Ahsen-i ahlâk ile dillerde oldur dâsitân

 

Beytî-i bî-çâre vü âvâreye olmaya mı

Her kişiye himmeti mebzûl u lutfı râyegân

 

Merd-i âlî-kadr olan giymez libâs-ı müste‘âr

Zâde-i tab‘ım durur hakkında nutkum bî-gümân

 

Zümre-i küttâb-ı mâliyle ki oldum hem-nişîn

Yazdım ahkâm-ı şehin-şâhî eğerçi çok zamân

 

Budur ümmîdim ki ol paşa-yı Cem-mikdârla

Cânib-i Mısra azîmet eyleyüp olam revân

 

Tîg-ı tîzâsâ iki yirden kuşagı bend idüp

Âsitân-ı hıdmetine bağlayup muhkem miyân

 

Ben de olam bende ol âlî-cenâbın bâbına

Âsitân-ı devletidür melce’-i ehl-i dilân

 

Gel du‘â-yı devletin kıl ey göñül şimden girü

Destini kaldır niyâza kim odur vâcib hemân

 

Durdugunca işbu kevn ile mekân rükn ü rekîn

Dem-be-dem devr eyledükçe mihr ü meh heft-âsmân

 

Hazret-i paşa-yı rûşen-rây-ı âlî-menzilet

Ber-karâr olup cihânda bula ömr-i câvidân

 

Düşmen-i bed-hâhına irüp hevâ-yı tefrika

Âsitânı ola dâyim secdegâh-ı dôstân

 

Mâhtâb-ı rif‘atine irmeyüp naks-ı küsûf

Âfitâb-ı devletin pâyende kılsun Müste‘ân

                                                           (Vekâyi‘-i Ali Paşa. vr. 84a-85a)