Cevdet Karal

Vecdet Karla, Cem Karabudak
(d. 18 Aralık 1967 / ö. -)
Şair, Yazar, Editör
(Yeni Edebiyat / 20. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Trabzon'un Of ilçesinde dünyaya gelen Cevdet Karal'ın doğum tarihi muhtelif kaynaklarda 18 Aralık 1967 olarak belirtilse de nüfus kaydına göre asıl doğum tarihi 1 Mart 1969'dur. Annesi Mukaddes Hanım babası ise çiftçilikle ailesinin geçimini sağlayan Ahmet Bey'dir. Karal'ın çocukluk yılları Of'un köyünde geçti. İlk ve orta öğrenimini burada tamamladıktan sonra Of İmam Hatip Lisesini bitirdi. 1986 yılında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesinde başladığı üniversite öğrenimini Boğaziçi, İstanbul ve Mimar Sinan Üniversitelerinin sosyoloji ve psikoloji bölümlerinde sürdürdü (Yalçın 2010: 591). İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu Reklamcılık Bölümünden mezun oldu ve 1993'ten bu yana reklam sektöründe metin yazarı olarak çalıştı. Ömer Erdem ile 1998'de Kaşgar dergisini çıkardı. Cesedi Nereye Gömelim (2015) adli şiir kitabı ile 2015 Necip Fazıl Şiir Ödülü'ne değer görüldü. Uzun Sürdü Hazırlığım (2017) adlı şiir kitabı Türkiye Yazarlar Birliği tarafından yılın şiir kitabı seçildi. Evli olan sanatçı İstanbul'da yazı çalışmalarını sürdürmektedir.

90'lı yıllardaki etkinliği ile edebiyat dünyasına giren Cevdet Karal, mistik ve metafizik duyarlıklı bir şairdir. 80'li yıllarda şiir yazmaya başlasa da çocukluk yıllarındayken bu türde karar kılmıştır. Şiire yönelişinin sebeplerinden biri etkilenişinin manevi atmosferini teşkil eden dedesinin gür sesiyle okuduğu Mevlid-i Şerif'tir. İkincisi, şiirinden ses anlamında etkilendiği Yahyâ Kemal'in "Akıncılar" başlıklı şiiri olmuştur. Bir diğer etken ise Trabzon'da matbuat hayatının gelişmiş olmasına bağlıdır. Zira Karal, daha ortaokul yıllarında Trabzon'da yayımlanan başta Kıyı olmak üzere çeşitli edebiyat dergilerini yakından takip etmiştir. Hürriyet Gösteri, Sanat Olayı, Mavera, Doğuş, Töre, Varlık ve Nuri Pakdil'in çıkardığı Edebiyat gibi büyük şehirlerde yayımlanan birçok dergi de Trabzon'a hatta Of'a kadar ulaşır. Bu dergileri okuma fırsatı bulan Karal, nitelikli yayınlarla erken tanıştığı için kendini çok şanslı hisseder. Dergilerde şiirlerini okuyup etkilendiği şairlerin peşine düşer. Nitekim bunu da "O zamanlar ulaşabildiğimiz tüm dergileri izliyor, bazılarını kendimiz getirtiyorduk. Önce İslamcı ve sağ dergiler; sonra hepsi. Gösteri, Varlık, Sanat OlayıSanat Olayı’nda Attila İlhan vardı. Hem şiirleri hem de ayrıksı düşünceleri ile onu başka bir yere koyuyorduk." (Özbahçe 2015: 47) cümleleriyle dile getirmiştir.

Karal, bir yandan dergilerde okuduklarıyla kendini geliştirirken diğer yandan da şiir yazmaya başlar. Onu kalem tecrübelerini yayımlaması için ortaokuldayken felsefe grubu öğretmeni Mehmet Emin Köktaş teşvik etmiştir. 1983'te Yeni Devir gazetesinde ilk denemesini yayımlar, daha sonra Türk Edebiyatı, Kelime ve Sanat Olayı dergilerine şiirlerini gönderir. İlk şiiri Şubat 1985’te Türk Edebiyatı’nda yayımlanmıştır. Aynı yıl Sanat Olayı’nın eylül sayısında da bir şiiri yayımlanır. Karal bunun üzerine Attilâ İlhan'dan şiiri için cevap beklese de dergiye ulaşamadığı için yazıdan haberi olmaz. Cevabı otuz yıl sonra kendisiyle Türk Dili dergisinde bir ropörtaj gerçekleştiren Özbahçe'den öğrenmiştir. Attilâ İlhan yazısında onun Türkçeyi kullanmadaki başarısından ve şiirde kompoziyonu oluşturduğundan söz etmektedir. Özbahçe'nin "Şiire Kelime dergisiyle başladığınız söylenebilir. 1986’da üç şiiriniz çıkıyor Kelime’de. 1987 ve 1988’de Kelime’de, İkindi Yazıları’nda, Aylık Dergi’de görünüyor şiirleriniz." cümlelerine "Ben şiire herhangi bir dergiyle başlamadım. Hep şiirin içindeydim, okurun da önünde gibiydim. Bütün ailenin benimle ilgili hatırlayabildiğim bir endişesi 'Ne olacaksın?' sorusuna verdiğim 'Şair olacağım.' cevabıdır. Telkinlerine karşı başvurduğum yol, onlara itiraz edemeyecekleri bir şiiri okumaktı." (Özbahçe 2015: 48) diyerek cevap veren Karal hakikaten şiirle başladığı yazı hayatında rotasını hiç bozmadan, kendinden emin fakat temkinli adımlarla yoluna devam etmiştir. Argos, Yönelişler, Dergâh, Diriliş, Bürde, İpek Dili, Kayılar, Nar, Matbuat, Varide ve Kaşgar, Cins ve Edebi Fikir gibi dergilerin yanı sıra Yeni Şafak gazetesinde şiir ve yazılarını yayımlamayı sürdürmüştür.

Kaleminden çıkanları yayımlamaya başladığı 1985 ile 1990 arası Karal'ın şiir hayatında ilk aşama olarak gürülebilir. 90'lı yıllar ise onun olgunlaşmaya başladığı dönemdir. Zira sanatçı hayatının bir belirsizlik döneminin ardından ferahlığa eriştiği 1990 yılını şahsiyeti için nirengi noktası kabul etmektedir. Bu tarihten sonra şiir üzerinde teknik açıdan titizlikle durmuş ve yayımlayacağı zaman on beş yirmi farklı şekilde tekrardan yazmıştır. Karal âdeta şiiri kendine dert edinen bir şair olmuştur. Kolay yazıp hemen yayımlamaya hazır hâle getiremediği ve dizeler üstünde çok durduğu için kimi zaman ara verdiği de olmuştur. Öyle ki yıllar sonra şiirleri dergi sayfaları arasından çıkıp kitaplaştığı zaman bile "Kitaplarıma dönüp bakmak içimde korku uyandırıyor. Nadiren bu korkuyu yeniyor ve yazdıklarımdan etkileniyorum. Bu korku, bu niçin böyle? İnsan yazdıklarını yeterince iyi bulmayacaksa, bununla yüzleşebilir. Kendimi eleştirme konusunda bir virtüözüm. Şiirimin daha doğuşunda, kimileyin bana oyun arkadaşı da olan yargıcım, sandalyesini çekip gözünü yazdığımdan ayırmaz. Onca eleştiriden, sevginin de süzgecinden geçen yazdıklarımbir bütün olarak karşıma çıktığında niçin korku duyuyorum?" (Özger 2015: 40) diyerek her sanatçıda pek de görülmeyen bir tavırla yazdıkları konusunda hayıflanmıştır. Onun bu tavrı şiirlerinin biraz geç kitaplaşmasına da sebep olmuştur.

Karal'ın Horozlu Ayna ve Ölüm adını verdiği ilk şiir kitabı 1998 yılında yayımlanmıştır. Metin Celâl, aralarında Cevdet Karal'ın da bulunduğu genç müslüman şairleri sayar ve doksanlı yıllarda bu isimlere karşı ilgisizliği "Cağaloğlu kalesi gedik veremeyecek kadar sağlam olmadığı gibi tüm dergi yöneticileri de ilgisiz ve duyarsız değil. Hattâ aralarında iyi şiir Çin'de bile olsa arayıp bulacak kararlıkta olanlar var. Mesele ilgisizliğin iki taraflı olmasından kaynaklanıyor. Adlarını saydığım şairler de yayımlamak-yayımlatmak konusunda pek çaba göstermiyorlar ya da bu isteklerini kendi dergilerinde kendi yayınevlerinde tatmin ediyorlar ve bildik dolaşım yollarına sokmuyorlarlar." (Celâl 2018: 46) cümleleriyle değerlendirir. Celâl'in bu sözlerinden hareketle Karal'ın titizliği dışında 90'lı yıllar boyunca az şiir kitabı yayımlamasının bir başka sebebi de kendi dünyasına uygun mecra arayışıdır. Ömer Erdem ile birlikte Kaşgar dergisini çıkarması Horozlu Ayna ve Ölüm (1998) ile aynı yıla rastlar. Bu tarihten sonra ilk dönemine göre daha üretken olan Karal, edebî muhitini oluşturmuş ve şiirlerini Kaşgar'da aralıksız olarak yayımlamayı sürdürmüştür.

Şairin "Şiir bir itiraftır. Kendi nefsinin tanrısı olma imkânsızlığının itirafı... Her itiraf gibi, onda da haz ve acı birbirine karışmıştır. Pişmanlık elbisesine bürünmüş da olsa, her itirafta bir parça başkaldırı saklıdır. Şiir bir arınma çabasıdır. Eksile eksile varlık bulur. ideal biçime ulaştığında bir dua saflığındadır. Tanrı'ya yakarmadır. Şiir arındıkça beşeriyet basamaklarını tırmanır kendini mistik yaşantının sonsuzluğuna bırakır. Orada şair yoktur, şiir vardır." (Karal 1998: 12). anlayışıyla kaleme aldığı şiirlerinden meydana gelen Horozlu Ayna ve Ölüm (1998) adlı eserinde itiraf ve arınma havasındaki metafizik gerilimlerle mistik duyarlılıklar, varoluşsal sorgulamalar biçiminde dışa vurarak okuyucu tarafından hemen sezilmektedir. Karal, Horozlu Ayna ve Ölüm'de güçlü bir sese eşlik eden yoğun imgeler, alttan alta sezilen bir Baudelaire sesi ve varoluşsal sıkıntılar ile örülmüş bir şiir yazmıştır. İmge yoğunluğu bir sonraki şiirlerinde hafiflemeye başlar. "Zikir" ve "z: horozlu ayna ve ölüm" şiirlerinde şairin deneysel şiir denemeleri de olmakla birlikte, sonraları bu tekniği pek kullanmaz (Özger 2015: 30). Türk şiirinde Hâşim'den Necip Fazıl'a, Yahya Kemal'den Cahit Sıtkı'ya kadar çok sayıda şairde görülen Baudeleire etkisi Karal'a ise "ses" ve "varlık sıkıntısı" olarak yansımıştır.

Hilkatin İlk Günleri (2006)'nde ilk kitaba göre imge yoğunluğu daha azdır. Metafizik gerilimler ve varlık sıkıntısı ise devam eder. Metafizikle arasında kurduğu alanı boşaltarak yalnızca kelimelerle ilerleyen modern şiir anlayışında insan, hakikatle ilişkisini de koparmıştır. Çünkü bu boşluk, modernliğin öngördüğü zaafların başlangıcını oluşturur. Karal da buna işaret eder ve kendi şiirinin durduğu yeri şu cümlerle belirler: “Metafiziği hayattan kovan dünya görüşünün yol açtığı yüzeyselliğe karşı şiddetli bir eleştiri. Dikte edilen hayat-şiir ayrımına, derinden bir karşı koyuş. Bu duygu, kendi üslubunu ironik bir yıkıcılıkta da kurabiliyor… Sanat yaratıcısı, kendini, dünyayı ve varlığı algılamanın bir aracı olarak konumlandırması gerekir.” (Karal'dan akt. Orhanoğlu 2019). Şair, dilde bir sadeleşmeye gitse de anlamı derinleştirmiştir, klasik duruşunu ve radikal eğilimini bu kitaptaki şiirlerde birleştirerek metafizik eğilimiyle varoluşunu anlamlandırmıştır. Rasim Özdenören, Horozlu Ayna ve Ölüm'e dair bir yazısında şairi “Cevdet Karal, kendi asal sesinin hakkını ve cesametini yüklenip taşıyabilecek olan geleneksel sesten vazgeçmese ve o alandaki örneklerini kendinden ve bizden esirgemese diye düşünüyorum." (Özdenören 2003) cümleleriyle değerlendirmiştir.

Cesedi Nereye Gömelim (2015) ile Karal uzun bir aradan sonra Özdenören'in yukarıdaki sözlerine kulak vermiş gibidir. Diğer yandan artık şairin pişmanlığı da geçmiştir. İlk kitaplarındaki sorgulayıcı tavrını bu kez kitabın adına yansıtır: "Cesedi nereye gömelim?". Şair, bütün kitap boyunca bu soruya yanıt aramaktadır. Aslında bu soru metni bütünüyle taşıyan "leitmotiv"dir. Mehmet Can Doğan eseri değerlendirdiği bir yazısında ilk iki kitabından farklı olarak Karal'ın yeni bir söylem geliştirdiğinin altını çizmiş ve "Yaşanmış olanın duygusunu ve yaşarken çiçek açan varoluş bilincini yitirmeme çabası belirgindir Cesedi Nereye Gömelim’deki şiirlerde. Bu, yitirmiş olanın çabasıdır. Daha düz ve açık söylenecek olursa, aşkın varlığı duyumsatan coşkusu ile ayrılığın coşkuyu söndüren soğukluğu algılanır bu çabada. 'Cesedi nereye gömelim?' sorusunun ardından gelen uzun konuşma, elbette yitirilmiş için söylenen bir ağıt olarak dinlenebilir. Ama bu, konuşan özne için olduğu kadar onu dinleyenler için de bir umudun korunma yoludur." (Doğan 2015) cümleleriyle şiirlerdeki yaşanmışlıklara vurgu yapmıştır. Aslında şair, bu eserde intihar olgusuna Camus ile aynı pencereden bakmayı denemiştir: "İnsan yeni bir insan olmak için bu anlamda bir intihara başvurabilir. Yapması gereken de odur. İşte bunu yaptığında kendi sorunsalı bağlamındaki gömü işlemini de çözüm yoluna koymuş olacaktır. Camus, gerçekten önemli olan bir tek felsefe sorununun intihar olduğunu söylüyor, şöyle devam ediyordu: 'Yaşamın yaşanmaya değip değmediği konusunda yargıya varmak, felsefenin temel sorusuna yanıt vermektir.' " (Karal 2018).

Her şair gibi Cevdet Karal da kendi anlayışına göre poetik görüşlerini “Şiir bizi gündelik ve geçici olandan ebedî olana doğru çeker, onunla bağımızı yeni baştan kurar. Bizi yüce olan, insan olma farkımızı yaratan yanımızla buluşturur. Şiirle buluşma, varlığımızın özünü bütünlüğümüze yayma, bir bakıma bütünü özle yeniden kuşatma girişimidir. Şiirle temas anımız, onu içten içe derinliğine yaşayışımız gelip geçici olanın çemberini kırma zamanlarımızdır. Gündelik realiteden şiir yoluyla kopuş, onu inkâr değil bir tür özgürleşmedir.” (Karal 2007) sözleriyle ortaya koymuştur. Bu görüşlerini ortaya koyduğu tarihten sonra zamanla içselleştirerek çıkış yakaladığı Cesedi Nereye Gömelim (2015) dahil olmak üzere Uzun Sürdü Hazırlığım (2017) ve Alışveriş Listesi (2018) gibi şiir kitaplarında daha da belirginleştirmiştir. Ölüm izleği ve varoluşsal sorgulamalar Uzun Sürdü Hazırlığım'da devam eder Alışveriş Listesi deneysel şiirlerden oluşmaktadır. Karal; titiz dize işçliği, şiir türünde istikrarlı biçimde ilerlemesi ve pusulasını kaybetmediği metafizik çizgisiyle kişiliğini bulmuş bir şair olarak karşımıza çıkmıştır. Okurları tarafından dikkate değer, eleştirmenlerce de adından söz ettirecek nitelikte şiirler kaleme almış ve çağdaş Türk şiirinde kendine önemli bir yer edinmiştir.

Sevgililer ve Bir Daha Sevemeyecekler İçin Küçük Şiirler ve Diğerleri (2019), önceki kitaplardan farklı ve kitabın adıyla paralel olarak "Küçük" şiirlerden oluşmaktadır. Şair, bu kitabın diğerlerinden iki yönüyle ayrıldığını söylemektedir: Birincisi hayatın temel bir olgusu olan “aşk” ve “sevgi” konusunda bir duyarlılık alanı açma çabası, İkinci ise deneyimi gözlemin konusu hâline getirmesi ve gözlemden deneyim yaratmasıdır. Karal, bu yolla bir estetik üretme çabasının, kendiliğinden “küçük şiir”i doğurduğunu vurgulamaktadır.

Kaynakça

Budak, Fatih (2015). "Ölümlü Hayatın Ölümsüzlük Senfonisi: Cesedi Nereye Gömelim". Yedi İklim. C. 28. S. 309.

Celâl, Metin (2018). Yeni Türk Şiiri 80'li Yıllar. Ankara: Çolpan Kitap.

Doğan, Mehmet Can (2015). "Uzun Bir Cenaze Töreni". Türk Dili. C. CIX. S. 766.

Ergülen, Haydar (1999). "İçten Yanmalı Bir Şiir". Varlık. S. 1104.

Kaplan Öz, Hale (2017). "Söyleşi: Sadelik gözü pek şairlerin işidir". Star Kitap. 12 Mayıs 2017. https://www.star.com.tr/kitap/sadelik-gozu-pek-sairlerin-isidir-haber-1216678/ [Erişim Tarihi: 21. 11. 2019]

Kaplan Öz, Hale (2017) "Söyleşi: Biraz hafiflemek için". Star Kitap. 5 Kasım 2019. https://www.star.com.tr/kitap/biraz-hafiflemek-icin-haber-1491467/ [Erişim Tarihi: 21. 11. 2019]

Karal, Cevdet (1998)."Sanatı Savunmak". Kaşgar. S.6.

Karal, Cevdet (2007). “Şiir: Ne İşe Yarar?”. Radikal, 21 Mart 2007.

Orhanoğlu, Hayrettin (2019). "Anlaşılmanın Kıyısında Bir Şair: Cevdet Karal". https://edebiyatburada.com/hayrettin-orhanoglu-yazdi-anlasilmanin-kiyisinda-bir-sair/ [Erişim Tarihi: 26. 05. 2019]

Özbahçe, Osman (2015). "Cevdet Karal ile Şiir Üzerine". Türk Dili. C. CIX. S. 766.

Özdenören, Rasim (2003) “Cevdet’in ‘Horozlu Ayna’sı”. Yeni Şafak. 2 Aralık.2003.

Özger, Mehmet (2015). "Cevdet Karal Şiirinin İmkanları Üzerine". Yedi İklim. C. 28. S. 309.

Özger, Mehmet (2015). "Cevdet Karal'la Söyleşi: 'Yazmak, yazmak ve tüm yaşamı şiirin içine alabilmek istiyorum.' ". Yedi İklim. C. 28. S. 309.

Tulum, Rıdvan (2018). “Cevdet Karal: Metafiziği Metalaştırdığımızı Kabul Etmeliyiz”. Cins. http://www.cins.com.tr/genel/cevdet-karal-metafizigi-metalastirdigimizi-kabul-etmeliyiz/ [Erişim Tarihi 26. 05. 2019]

Yalçın, Murat (Ed.). (2010). "Karal, Cevdet". Tanzimat'tan Bugüne Edebiyatçılar Ansiklopedisi. Cilt 2. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları. s. 591.

http://www.tyb.org.tr/2017-yilinin-yazar-fikir-adami-ve-sanatcilari-odulleri-32390h.htm [Erişim Tarihi: 26. 05. 2019]

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: İSA KOYUNCU
Yayın Tarihi: 06.06.2019
Güncelleme Tarihi: 18.09.2023

Eser AdıYayın eviBasım yılıEser türü
Horozlu Ayna ve ÖlümKaknüs Yayınları / İstanbul1998Şiir
Hilkatin İlk GünleriKaknüs Yayınları / İstanbul2006Şiir
One Minute/ Bi Dakka 72 Milyon İçin Tarihin Değiştiği AnKaknüs Yayınları / İstanbul2009Diğer
Cesedi Nereye GömelimEverest Yayınları / İstanbul2015Şiir
Uzun Sürdü HazırlığımEverest Yayınları / İstanbul2017Şiir
Alışveriş ListesiEverest Yayınları / İstanbul2018Şiir
Sevgililer ve Bir Daha Sevemeyecekler İçin Küçük Şiirler ve DiğerleriEverest Yayınları / İstanbul2019Şiir
Büyük Kekeme ve Cebrailin YakarışıEverest Yayınları / İstanbul2021Şiir

İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1Tayfun Pirselimoğlud. 1959 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
2MAHNİDA AHMET, Ahmet Hamdi Durgund. 1903 - ö. 1962Doğum YeriGörüntüle
3HAYDARd. ? - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
4Nevzat Sazakd. 1967 - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
5YAKUPOĞLU, Yüksel Yakupoğlud. 1967 - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
6Murat Işıkd. 06 Ekim 1967 - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
7YILDIZ ECEVİTd. 28 Ocak 1946 - ö. 22 Haziran 2021MeslekGörüntüle
8Roni Marguliesd. 1955 - ö. ?MeslekGörüntüle
9H. Hümeyra Şahind. ? - ö. ?MeslekGörüntüle
10Halit Kıvançd. 18 Şubat 1925 - ö. 25 Ekim 2022Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
11Selçuk Kaskand. 1918 - ö. 1978Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
12Nurullah Cand. 21 Haziran 1947 - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
13EZGİNÎ, Öztürk Karald. 1956 - ö. ?Madde AdıGörüntüle
14CEVDET, Cevdet Ülgerd. 1950 - ö. ?Madde AdıGörüntüle
15Cem Selcend. 1962 - ö. ?Madde AdıGörüntüle