ELİBOL/İSMAİL, İsmail Elibol

(d. 08.04.1930 / ö. -)
?
(Tekke / 20. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

İsmail Elibol, 8 Nisan 1930 tarihinde bugün Altınova olarak bilinen ve Ankara sınırları içinde yer alan Sarıcalar çiftliğinde doğmuştur. 14. yüzyıl Horasan erenlerinden 7. İmam Musa Kazım’ın oğlu ve İbrahim Sani’nin yedinci göbekten torunu olan Garip Musa’nın soyundan olduğu bilinen halk şairinin ataları, “Dede Köyü, Aşudu, Alan” olarak da anılan Sivas’ın Divriği ilçesine bağlı Güneş köyündendirler. Garip Musa’nın babası ile Hacı Bektaş-ı Veli’nin kardeş olduğunu ifade eden Elibol, “Garip Musa” isimli şiirinde “(...) Dede Karkınlı’nın bizdedir eli/ Şahidimiz bizim Bektaş-ı Veli/ Burcu burcu kokan ey seher yeli/ Benim neslim inan ol Garip Musa (...)” (Yeşil vd. 2012: 34) mısralarıyla ceddinin Hacı Bektaş-ı Veli ve Garip Musa’ya dayandığını gözler önüne serer. Aynı zamanda bu durumla her daim gurur duyar ve onlara olan bağlılığını da “yol evlatlığı” ya da “yol kardeşliği” olarak değerlendirir. Babası Mehmet Bey, annesi Yüzük Hanım’dır. Abidin, Mustafa, Hasan, İbrahim, Fadik, Zeynep, Yeter ve Elif olmak üzere sekiz kardeşi vardır. Yedi yaşında annesini kaybetmesinin ardından ailesiyle Ankara Avşar köyüne yerleşir. Kalabalık bir aile ortamında büyüyen Elibol; dördüncü sınıfa kadar Avşar köyünde bulunan Haydar Tufan İlkokulu’nda, dördüncü ve beşinci sınıfı ise Ankara Çandır Nahiyesi’nde okuyarak ilkokulu bitirir. 1946'da ise Hasanoğlan Köy Enstitüsü’ne kaydolarak burada yatılı okur. Ortaokul üçüncü sınıftayken o dönemde yatılı okulda okurken evliliğin yasak olduğunu bilmesine rağmen 8 Ağustos 1949 tarihinde amcasının kızı Satı Hanım ile evlenir. Evliliğinin ortaya çıkmasından sonra tazminat ödeyerek Hasanoğlan Köy Enstitüsü’nden ayrılmak zorunda kalır ve öğrenimi yarıda kalır. Okuldan ayrılmasının ardından Ankara’da altı ay süren motor kursuna yazılır. Kursun bitmesiyle yaşadığı köy olan Avşar’a döner ve 1951’de vatani görevini yapmak üzere önce Afyon Emirdağ’a, sonrasında Ankara Etimesgut’a gider. 1953’te askerden döner ve 1954’te ortaokul mezunlarına vekil öğretmenlik yapma hakkının verilmesiyle yaşadığı Avşar’da vekil öğretmenlik yapar. 1960’a kadar vekil öğretmenlik yapan Elibol, başka bir köye tayin edilmesiyle görevinden ayrılarak Aralık 1960’ta Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Kardiyoloji Kliniği laboratuvarında çalışmaya başlar. 20 Kasım 1980’e kadar burada çalışır ve bu tarihte emekliye ayrılır. Âşık, vaktinin çoğunu sevdiği Avşar köyünde çiftçilikle ve şiirle uğraşarak geçirmektedir.

İsmail Elibol’un şiire başlamasında rüya ve bade içme motifleri söz konusudur. Öyle ki şiire başlamasını “Bir rüya gördüm ve o rüyadan sonra dilim açıldı. İlk şiirimi de hanımıma yazdım.” (Yazbahar 2019) diyerek açıklayan Elibol, Hasanoğlan Köy Enstitüsü’nden uzaklaştırıldıktan sonra -henüz 19 yaşındayken- bir gece rüya görür. “Rüyamda Azı tepesine doğru giderken bir kişi peyda oldu orada. ‘Nereye gidiyorsun?’ dedi. ‘Türbeye doğru gidiyorum.’ dedim. ‘Gel, biz orada değiliz. Şuradaki yatırın oradayız.’ dedi. Oraya doğru gidince orası yemyeşil bir ova oldu. Patır patır akan çeşmenin önünde üç kişi oturmuşlar. Baştaki ‘Tam dolusunu verelim.’, ortadaki ‘Bu, onu kaldıramaz. Yarım verelim.’ dedi. En nihayetinde üçüncüsü avucunun ortasına bir koku döktü, kokladım, mis gibi bir koku. Hâlâ kokuyor burnumda.” (Yazbahar 2019) sözleriyle dilinin açıldığını ve şiire başladığını ifade eder. Rüyasındaki kokuyu “aşkın badesi” olarak nitelendiren halk şairi, “Aşkın badesini dolu verselerdi yedi âşıklar gibi olurdum fakat yarım verdiler, ancak bu kadar söylüyorum.” (Yazbahar 2019) demektedir. Gördüğü rüyadan ve rüyasında kokladığı badeden sonra aşkın ve hasretin ele alındığı “Turnalar” isimli şiirini eşi Satı Hanım’a yazar.

“İsmail” ve “Elibol” mahlasını kullanan şair; başta Âşık Veysel, Pir Sultan ve Mahsuni olmak üzere Veranî, Karacaoğlan, Kuloğlu, Dadaloğlu, Ali İzzet, Hatayî ve Seyyid Süleyman’ı kendisine örnek alarak bu isimlerden etkilenir. Genellikle 11’li hece ölçüsüne, halk şiir geleneğine uygun olarak yarım ya da tam uyağa ve koşma ya da semai nazım şekillerine (aaab cccb dddb … / abab ccca ddda) yer verir. Özün ve sözün doğru olması gerektiğini belirten Elibol; aşk, gurbet, özlem, kavuşma isteği, vefa/vefasızlık, ölüm gibi bireysel konuların yanında Kerbela olayı, Allah sevgisi gibi toplumsal-sosyal konuları da dile getiren şiirler kaleme alır. Bununla birlikte Alevi-Bektaşi kültürünün içinde yetişmenin etkisiyle şiirlerinde Hz. Hüseyin, Hz. Ali, On İki İmam, Hacı Bektaş-ı Veli, Garip Musa, Haydar Sultan, Ahmet Yesevi, Hızır, veli, eren, pir, dede, cem/cemevi, ehl-i beyt gibi dinî motifleri de sıkça kullanır. “Bektaş-ı Veli” isimli şiirinden anlaşılacağı gibi Hz. Muhammed, Hz. Ali ve Hacı Bektaş-ı Veli’yi kendisine ilham kaynağı olarak görüp bu isimleri hem insanlığın hem de âşıklığın özü biçiminde değerlendirir. “Evlendiğimiz günden bu güne kadar sevgi ve saygımızdan fire vermedik. Hanımım hakikaten sabırlı, olgun, iyi ahlak sahibi bir hanımdır. Her daim beni mutlu etmiştir. Kendisine ömür boyu teşekkür ederim.” (Yazbahar 2019) diyen Elibol’un çok sevdiği eşi Satı Hanım’a, çocuklarına (Zeynel, Ali, Veli, Cemal, Kemal), torunlarına, gelinlerine duyduğu sevgiyi ifade eden şiirleri de vardır.

Hem dinî motiflere hem de mahalli söyleyişlere yer veren halk şairi, şiirde yeteneğin ve emeğin önemli olduğunu belirtir. Şiirlerinde hayatın sevinçlerini, acılarını, ayrılıklarını, sitemlerini bir bütün olarak ele alır ve gerçek şiiri hayatı güzelleştiren, insanlara hakkı, adaleti, doğruyu gösteren bir kavram olarak tanımlar. Onu yetiştiren ya da ona eğitim veren bir isim yoktur. “Bazen öyle bir hayal geliyor ki saat kaç olursa olsun uykumdan uyandırıyor. Âşıklarda daima görülen şeyler kafaya yerleşiyor. Ve onun üzerine de bir şeyler yazıyorsun.” (Yazbahar 2019) diyerek iç dünyasında dolduğunu ve bu dolgunluğu ancak şiir yazarak içinden attığını ifade eder. Duru ve sade bir dil kullanan şairin şiirlerinde aşkı, mutluluğu, doğruyu, güzeli, hakkı, adaleti arayan bir ses vardır. İsmail Elibol’un Erenlerin Aşkı ile Gönlümün Sesi (1992) ve Bir Köy, Bir Âşık (2005) isimli eserleri mevcuttur.

Kaynakça

İsmail Elibol, 1930 Ankara doğumlu, ortaokul mezunu, emekli, halk şairi [Zehra Yazbahar tarafından 2019 yılında yapılan söyleşi].

Turan, Fatma Ahsen (1999). “Yaşayan Âşık İsmail Elibol”. Hacı Bektaş Veli Araştırma Dergisi Bahar. 9: 37-40.

Yeşil, Yılmaz, E. Aydın Kolukısa, F. Aslan (2012). Bir Köy, Bir Âşık: İsmail Elibol. Ankara: Gazi Üniversitesi ve Hacı Bektaş Veli Araştırma Merkezi.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: DR. ÖĞR. ÜYESİ ZEHRA YAZBAHAR
Yayın Tarihi: 16.07.2019
Güncelleme Tarihi: 06.12.2020

Eser AdıYayın eviBasım yılıEser türü
Erenlerin Aşkı ile Gönlümün Sesi- / Ankara1992Şiir
Bir Köy, Bir ÂşıkMattek Matbaacılık / Ankara2005Şiir

İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1Tamer Gülbekd. 1965 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
2Ahmet Sönmezd. 1946 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
3Göktuğ Canbabad. 23 Şubat 1981 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
4Tamer Gülbekd. 1965 - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
5Ahmet Sönmezd. 1946 - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
6Göktuğ Canbabad. 23 Şubat 1981 - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
7Tamer Gülbekd. 1965 - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
8Ahmet Sönmezd. 1946 - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
9Göktuğ Canbabad. 23 Şubat 1981 - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
10Tamer Gülbekd. 1965 - ö. ?Madde AdıGörüntüle
11Ahmet Sönmezd. 1946 - ö. ?Madde AdıGörüntüle
12Göktuğ Canbabad. 23 Şubat 1981 - ö. ?Madde AdıGörüntüle