EMÎRÎ, Seyyid Mehmed Emîrî Çelebi

(d. 1035/1625-26 - ö. 15 Şaban 1137/29 Nisan 1725)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / 18. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Seyyid Emîrî Çelebi, Diyarbakır eşrafından Seyyid Emîrî Çelebi olup Ali Emîrî'nin büyük dedesidir. Asıl adı Mehmed'dir. Emîrî, Diyarbakır'da 1035/1625-26 tarihi civarında doğdu. Yüzyılı aşkın bir ömür sürdü. Sâlim ve Sâfâyî, Emîrî'nin seyyid olduğunda hemfikirdirler (İnce 2005: 223-224; Çapan 2005: 88). Şairin Emîrî mahlasını almasını Sâlim şöyle izah eder: "miyân-ı şu'arâda bir emîr-i sâhib-livâ-yı fesâhat olmagın mahlas-ı merkûmı ihtiyâr ve bu lakab ile şöhret-şi'âr olmuşlar idi." (İnce 2005: 224). Uzun bir ömür süren Emîrî, 1137 Şa'ban'ının on beşinci/1725 Nisan'ının yirmi dokuzuncu günü vefat etti. Dostları "Terk-i nâsût" terkibiyle ölümüne tarih düşürmüşlerdir:

Cevlângehi oldı bâg-ı lâhût

Târihi denildi terk-i nâsût

Cenaze namazı, Rumkapısı haricinde içlerinde Vâli Ârifî Ahmed Paşa, Âgâh, Vâlî, Hâmî, Lebîb, Çâker, Efendi gibi şairlerin de katıldığı büyük bir cemaat tarafından kılınmış, Kanlıgöl denilen yerin üzerindeki tepeye defnedilmiştir (Ali Emîrî 1328: 50). Şeyhî Mehmed Efendi ise Diyarbakır'da vefat edip, aynı şehirde defnedildiğini söyler (Özcan: 1989: 735).

Eserleri şunlardır:

1. Nasihat-nâme (Pend-nâme): Emîrî'nin 145 beyitli bu mesnevisinin, Milli Kütüphane Türkçe yazmaları A 2669/138b-140a, Millet Kütüphanesi AE Mnz 860/4b-8a, Millet Kütüphanesi AE Mnz 40, Türk Dil Kurumu Kütüphanesi A/362'de olmak üzere dört nüshası bilinmektedir. Şair, nasihatnemesini oğluna hayat yolculuğunda edindiği birikimleri manzum olarak akıcı ve anlaşılır bir dille öğüt vermek amacıyla kaleme almıştır.

2. Dîvânçe: Kaynaklarda Dîvânçe'nin birkaç nüshasının olduğu belirtilmektedir: İstanbul Millet Kütüphanesi AE Mnz 40, Nuruosmaniye 34 Nk 4395, Ankara Milli Kütüphane 06 Mil Yz FB 484, İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi T.615 (40-64), İngiltere Milli Kütüphanesi: Or. 9826, Gürcistan Bilimler Akademisi Türkçe Yazmaları AC7.

Ali Emîrî, Şeyhî'nin Vakâyi'u'l-Fuzalâ'sında Âgâh gibi bir şaire yer vermediği hâlde Emîrî'yi almasını şairin ününe bağlar. Aynı şekilde Emîrî'den 40-50 yıl sonra yazılan Râmiz Tezkiresi'nde şair hakkında bilgi verilmesi, şairliğinin beğenildiğinin bir göstergesidir (Ali Emîrî 1328:49). Emîrî'nin şairliği hakkında, dönemin tezkirecileri Sâlim (İnce 2005: 224), Safâyî (Çapan 2005: 88) ve Râmiz (Erdem 1994:11), devrinin zariflerinden ve mahir şairlerinden biri olduğunu söylerler.

Kaynakça

Abdülkadiroğlu, Abdülkerim (hzl.) (1999). İsmail Belîg Nuhbetü’l-Âsâr Li-Zeyli Zübdetü’l-Eş’âr. Ankara: AKM Yay.

Ali Emirî (1328). Tezkire-i Şuarâ-yı Âmid. Dersaadet.

Çapan, Pervin (hzl.) (2005). Mustafa Safâyî Efendi Tezkire-i Safâyî (Nuhbetü’l-Âsâr Min Fevâ’idi’l-Eş’âr), İnceleme-Metin-İndeks). Ankara.88.

Erdem, Sadık (hzl.) (1994). RâmizÂdâb-ı Zurefâ. Ankara: AKM Yay.11.

İnce, Adnan (hzl.) (2005). Sâlim Efendi, Tezkiretü’ş-Şuarâ. Ankara: AKM Yay. 223-224.

Kurnaz, Cemâl ve Mustafa Tatçı  (hzl.) (1999). Mehmed Nail Tuman​, Tuhfe-i Naili. Divan Şairlerinin Muhtasar Biyografileri. C.I. Ankara: Bizim Büro Yay.

Özcan, Abdülkadir (hzl.) (1989). Şeyhî Mehmed Efendi, Vakâyiu’l-Fuzalâ. C.II-III. İstanbul. 735.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: PROF. DR. MAHMUT KAPLAN
Yayın Tarihi: 14.08.2014
Güncelleme Tarihi: 22.11.2020

Eserlerinden Örnekler

Gazel

Bükünce kaddi olur pîr-i nâtüvân tenhâ

Çıkınca tîr kalur hâne-i kemân tenhâ

Ne zevk hâsıl olur âdeme eger olsa

Na’îm-i cennet ü firdevs-i câvidân tenhâ

Ne gül olaydı ne bülbül ne elde sâgar-ı mül

Yakardı âteşe gülzârı bâgbân tenhâ

Hayâl-i yârda gelse derûna yer bulamaz

Binâ-yı dilden eser yok harîm-i cân tenhâ

Bu âşiyândan Emîrî hümâ-yı devlet uçar

Kalur çü sâye hemân magz-ı üstühân tenhâ

***

Ey dil ruh-ı cânâneyi âgûş-ı hayâl et

Andan sonra endîşe-i mir’at-i cemâl et

Ey çeşm-i emel câzibedâr hüsn-i nigârun

‘Aks-i ruhını merdümek-i dîdeye hâl et

Ey şâh nedür bilsem âyâ katlime bâ’is

Gel başun içün cürmümi bir kerre sû’al et

Ümîd-i mey-i nâb ile sâki ger ölürsem

Hâkister-i mey-i meykede-i dehre sifâl et

Pervâne-sıfat kendüni ey tâlib-i dîdâr

Pür-suhte-i şem’-i şeb-ârâ-yı visâl et

Sen mu’cize-gûsun bilürüz tab’un Emîrî

Şimden girü gel sözlerini sihr-i helâl et 

(Emîrî. Dîvânçe. İstanbul Millet Kütüphanesi.AE Mnz 40. vr.7a-7b)


İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1ŞÂNÎ, Abdülkerim Şânî Efendid. ? - ö. 1672Doğum YeriGörüntüle
2Ferit Öngörend. 30 Haziran 1932 - ö. 8 Haziran 2010Doğum YeriGörüntüle
3CEMÎLÎd. 1465-66 - ö. 1543-44Doğum YeriGörüntüle
4ŞÂNÎ, Abdülkerim Şânî Efendid. ? - ö. 1672Doğum YılıGörüntüle
5Ferit Öngörend. 30 Haziran 1932 - ö. 8 Haziran 2010Doğum YılıGörüntüle
6CEMÎLÎd. 1465-66 - ö. 1543-44Doğum YılıGörüntüle
7ŞÂNÎ, Abdülkerim Şânî Efendid. ? - ö. 1672Ölüm YılıGörüntüle
8Ferit Öngörend. 30 Haziran 1932 - ö. 8 Haziran 2010Ölüm YılıGörüntüle
9CEMÎLÎd. 1465-66 - ö. 1543-44Ölüm YılıGörüntüle
10ŞÂNÎ, Abdülkerim Şânî Efendid. ? - ö. 1672MeslekGörüntüle
11Ferit Öngörend. 30 Haziran 1932 - ö. 8 Haziran 2010MeslekGörüntüle
12CEMÎLÎd. 1465-66 - ö. 1543-44MeslekGörüntüle
13ŞÂNÎ, Abdülkerim Şânî Efendid. ? - ö. 1672Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
14Ferit Öngörend. 30 Haziran 1932 - ö. 8 Haziran 2010Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
15CEMÎLÎd. 1465-66 - ö. 1543-44Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
16ŞÂNÎ, Abdülkerim Şânî Efendid. ? - ö. 1672Madde AdıGörüntüle
17Ferit Öngörend. 30 Haziran 1932 - ö. 8 Haziran 2010Madde AdıGörüntüle
18CEMÎLÎd. 1465-66 - ö. 1543-44Madde AdıGörüntüle