HACI HOCA

(d. 1849? / ö. 1939)
?
(Âşık / 20. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Halep Türkmenlerinden olan Hacı Hoca, Halep’e bağlı Carablus nahiyesinin Kalkum Köyü’nde 1849 yılında doğmuştur. Babası, Elbeyli Türkmenlerinin Perenli Oymağı’na bağlı Hacı Uşağı ailesinden Küçük Ali’dir. Küçük Ali’nin Hacı dışında Mustafa ve Ahmet adında iki oğlu daha olmuştur. Hacı Hoca, yirmili yaşlarında Haco Kadın ile evlenmiş; Zekiye, Hatice, Halime ve Ahmet adlarında dört çocuğu olmuştur. Osmanlı döneminde bir süre iltizam kâtipliği görevinde bulunsa da çoğunlukla köy hocalığı ve çiftçilikle geçimini sağlamıştır. 1939 yılının Temmuz ayında doksan yaşında vefat etmiş ve Kalkum Köyü’ne defnedilmiştir.

Türkçe matbuatın yasak olmasından dolayı Suriye Türkmenleri arasında yazılı bir edebiyat gelişmemiş, kültürel birikim sözlü aktarımla günümüze ulaşmıştır. Bununla birlikte yörede yetişen halk şairlerinin şiirleri cönk denebilecek birkaç deftere kaydedilmiştir. Hacı Hoca’nın biyografisine dair bilgiler de bu defterlerden birinde kayıtlıdır (Erol 2014:179-180; 2017: 60-61). Yörede anlatılan rivayete göre Hacı Hoca rüya sonucunda şiir söylemeye başlamıştır. Rüyasında Hacı Hoca’ya bir tarafı ak bir tarafı kara bir kâğıt getirilir. Kâğıdın kara tarafı gösterilip ak tarafı kendisine gösterilmez. Uyandığında hiç okuması olmadığı halde okumaya başlar, hatta Kur’an’ı tecvidli okur hâle gelir. Saz çalmasını bilmemesi ve bir ustası olmamasına rağmen âşık tarzında söylediği şiirlerinde Hacı veya Hacı Hoca mahlasını kullanmıştır. Âşığın çırak yetiştirdiğine dair de bilgi bulunmamakla birlikte, yöre şairlerinden yeğeni Mahmud Hoca’nın (ö. 2000) şiirlerinde onun etkisi hissedilir (Erol 2012: 158, 180-191).

Hacı Hoca’nın çok sayıda şiiri olmasına rağmen bunlardan 17’si günümüze ulaşabilmiştir. Yörede tutulmuş defterlerde kayıtlı olan, “Hacı Hoca’nın uzun destanları ve birçok şiirleri vardı. Fakat ne yazık ki zapt edilmemiş olduğundan kısm-ı azamı zamanın ebediyetine gömülerek yok olmuştur. Yalnız bildiğim destan ve şiirlerin bazısını şu ufacık deftere yazıyorum.” şeklindeki ifadelerden anlaşılacağı üzere Hacı Hoca şiirlerini irticalen söylemiş, bunların çoğu kaydedilmemiştir (Erol 2012: 158). Ömer Özbaş (1939: 61-68), “Kalkumlu Âşık Hacı” künyesiyle tespit ettiği âşığın beş şiirini yayımlamıştır. Şiirlerinin tamamı ise hikâyeleriyle birlikte Nic’oldu, Redif Firarı Destanı, Elbeyli Beyleri, Yemen’den Halep’e, Kâtip Hacı, Usandım, Ağ Bayır, Arpa, Eşeğe Muska, Tütün, Âciz Olduk, Hâlimiz, Yolma, Türkmen İbrahim, Gerek, Maya’nın, Okuf Güzeli başlıklarıyla Halep Türkmenleri Halk Kültürü Araştırması adlı çalışmada yer almıştır. Hacı Hoca, mevcut şiirlerinin tamamını hece ölçüsüyle (8’li, 11’li ve 15’li) ve koşma nazım biçimiyle oluşturmuştur. 17 şiirinden 15’i destan, 2’si ise güzelleme türündedir. Dörtlük sayısı 3 ile 35 arasında olan şiirlerinde Halep Türkmen Türkçesi ağız özelliklerini yansıtmıştır (Erol 2012: 63-80).

Ölümü üzerinden geçen zamana rağmen Hacı Hoca, Halep çevresinde yaşayan Türkmenler arasında unutulmamıştır. Bunun başlıca nedeni nic’oldu ayaklı destanıdır. Bu destan, Türkmenlerin psikolojik durumuna tercüman olduğundan yöredeki yaşlı şiir meraklıları tarafından bilinir. Osmanlı Devleti’nin bölgeden çekilmesiyle yaşanan boşluk ve bu durumun Türkmenler üzerinde yarattığı hissiyat bu destanda dile getirilmiştir. 24 dörtlük olan bu destanda Osmanlı’nın sahip olduğu maddî ve manevî güçler, topraklar sıralanır ve nic’oldu ayağıyla bunların nereye gittiği sorgulanır. Bu ayakla yazılmış şiirlerin Türkmenler arasında yaygın olduğunu İsmail Görkem (2005: 329-330) şu ifadelerle vurgular: “… konar-göçer Türkmenlerin gerek Rakka’da ve gerekse daha sonra geldikleri yerlerde benzer acı ve ıstırapları yaşadıklarını, zaman içinde benzer/aynı ayaklı -muhtemelen de benzer ezgili - şiirlerle duygu ve düşüncelini dile getirdiklerini göstermektedir.” Bu cümleden olarak, Hacı Hoca’nın konar göçer Türkmenlerin şiir geleneğini yirminci yüzyılın ilk çeyreğinde Halep’te sürdürdüğünü söylemek mümkündür (Erol 2012: 165).

Redif Firarı ve Yemen’den Halep’e başlıklı destanları da onun tarihî olaylar üzerine söylediği şiirlerindendir. Âşık, Redif Firarı Destanı’nda kardeşi Mustafa ile birlikte redif (yedek asker) firarı olarak yakalanışlarını ve bir süre hapis yattıktan sonra birliklerine sevk edilirlerken kaçışlarını mizahî bir üslupla anlatır. Osmanlı ordusunda yedek askerliğin 45 yaşına kadar olduğu göz önüne alınırsa bu destanın en geç 1894 tarihli bir asker toplama olayına işaret ettiği söylenebilir. Bu destan yöredeki pek çok yer adını da bazı özellikleriyle günümüze taşımıştır. Bir kısmı günümüzde bulunmasa da bu yerlerin çoğu hâlen Türkmen köyüdür. Şiirde geçen “Yelbaba Höyüğü çataldır başı/ El ayak sürmeden saykaldır taşı/ İfâkat bulurmuş yel olan kişi/ Evliya makamı dertlere şifâ” dörtlüğündeki Yelbaba Ziyareti günümüzde de Türkmenlerin şifa için ziyaret ettikleri yerlerden biridir. Ayrıca 34 dörtlük olan bu destanda dar ayak kullanılmıştır. Şiirde kullanılan -fe/-fa tam kafiyesi Türkçe olmayan kelimelerle sağlanmıştır. Dar ayakta 34 dörtlük söyleyebilmesi Hacı Hoca’nın şiir tekniğinde ustalaşmış bir şair olduğunu söylemeye imkân tanımaktadır. Yemen’den Halep’e başlıklı destan ise Yemen’de asker olan kardeşi Ahmed’in askerlik sonrası köyüne dönüşte yolda gördüklerini âşığa anlatması üzerine bu yerleri tasvir için söylenmiştir. Âşık Hacı diğer şiirlerinde bölgedeki Türkmenlerin yaşantısını anlatmıştır. Birer sözlü tarih niteliğinde olan bu şiirlerinde Halep Türkmenlerinin beylik düzenleri, geçim kaynakları, giyim kuşamları, ziyaret yerleri, yemekleri, misafirperverlikleri gibi konularda bilgiler bulunmaktadır (Erol 2012: 161).

Kaynakça

Erol, Mehmet (2012). Halep Türkmenleri Halk Kültürü Araştırması. Ankara: Grafiker Yay.

Erol, Mehmet (2014). “Suriye Türkmenleri ve Edebiyatları”. Türk Dilinin ve Edebiyatının Yayılma Alanları Bilgi Şöleni Bildirileri (7-9 Ekim 2010). Ankara: TDK Yay. 175-186.

Erol, Mehmet (2017). “Halep (Suriye) Türkmenleri Arasında Yaşayan Cönkler”. 8. Milletlerarası Türk Halk Kültürü Kongresi, Türk Halk Edebiyatı. C.2. Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğü Yay. 57-70.

Görkem, İsmail (2005). Yeni Bilgiler Işığında Dadaloğlu Bütün Şiirleri. İstanbul: E Yay.

Özbaş, Ömer (1939). Folklor Derlemeleri-İlbeyli Türkmenleri Arasında. Gaziantep: Gaziantep Halkevi Yay.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: DOÇ. DR. MEHMET EROL
Yayın Tarihi: 23.01.2019
Güncelleme Tarihi: 07.12.2020

İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1MİSRİ/SEYİT/BİÇARE SEYİT, Seyit Yalçınd. 1908 - ö. 18.12.1994Doğum YeriGörüntüle
2BİHRÛZÎd. ? - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
3BEKİR SAMİM, Bekir Sami Bozkurtd. 16.02.1934 - ö. 04.03.2020Doğum YeriGörüntüle
4MİSRİ/SEYİT/BİÇARE SEYİT, Seyit Yalçınd. 1908 - ö. 18.12.1994Doğum YılıGörüntüle
5BİHRÛZÎd. ? - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
6BEKİR SAMİM, Bekir Sami Bozkurtd. 16.02.1934 - ö. 04.03.2020Doğum YılıGörüntüle
7MİSRİ/SEYİT/BİÇARE SEYİT, Seyit Yalçınd. 1908 - ö. 18.12.1994Ölüm YılıGörüntüle
8BİHRÛZÎd. ? - ö. ?Ölüm YılıGörüntüle
9BEKİR SAMİM, Bekir Sami Bozkurtd. 16.02.1934 - ö. 04.03.2020Ölüm YılıGörüntüle
10MİSRİ/SEYİT/BİÇARE SEYİT, Seyit Yalçınd. 1908 - ö. 18.12.1994Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
11BİHRÛZÎd. ? - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
12BEKİR SAMİM, Bekir Sami Bozkurtd. 16.02.1934 - ö. 04.03.2020Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
13MİSRİ/SEYİT/BİÇARE SEYİT, Seyit Yalçınd. 1908 - ö. 18.12.1994Madde AdıGörüntüle
14BİHRÛZÎd. ? - ö. ?Madde AdıGörüntüle
15BEKİR SAMİM, Bekir Sami Bozkurtd. 16.02.1934 - ö. 04.03.2020Madde AdıGörüntüle