HİNDÎ, HAMDÎ, Mahmûd

(d. 919/1513-14 - ö. Cemâziyelâhir 987’den sonra ?/Ağustos 1579’dan sonra ?)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / 16. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Hindî, tezkirelerde ve biyografi kaynaklarında kendisine yer verilmeyen şairlerdendir. Hayatı hakkındaki bilgiler eserlerine dayanmaktadır. Karataş’ın (2013a: 19-216; 2013b: 41-44; 799-800) şairin mesnevîlerinden yola çıkarak belirttiğine göre o, 919/1513-14 yılında “Karahisâr-ı Sâhib”de (Afyonkarahisar) doğmuştur. Asıl adı Mahmûd’dur. Yirmili yaşlarında Şehzâde Selîm (II. Selîm)’in maiyetine girmiş ve daima yanında bulunmuştur. Devrin önemli devlet adamlarının emrinde çalışan Hindî Mahmûd’un ilk resmi görevi Kânûnî döneminin 940-949/1534-1542 yılları arasında yaptığı ahkâm-ı şer’iyye kâtipliğidir. 948-959/1541-1552 tarihleri arasında Konya ve Manisa’da Şehzâde Selîm’in emrinde dîvân kâtipliği, 959-973/1552-1566 arasında da müteferrikalık yapmıştır. 968/1561’de önce Gürcistan’ı görmüş, ardından Kütahya valiliğine getirilen Şehzâde Selîm’le Kütahya’ya gitmiştir. 969/1562’de elçi olarak Safevî hükümdarı Tahmâsb’a gönderilmiş ve burada 47 gün kalmıştır. Semerkand ve Buhara’yı da gördüğünü belirten Hindî, 969-973/1562-1565 arasında Şam, Mısır ve Yemen “mahmil”lerinde muhtemelen hacla ilgili bir görevle üç yıl çalışmıştır. 973/1565-66’te kapıcıbaşı, II. Selîm’in tahta geçmesi üzerine 974/1566’te Kara Âmid (Diyarbakır) tîmâr defterdârlığına atanmıştır. İki sene sonra 976/1568-69’da yine tîmâr defterdârı olarak Zü’l-kadr (Dulkadir/Maraş)’e tayin edilmiştir. 978/1570 yılında Dergâh-ı Âlî müteferrikalığına getirilen Hindî Mahmûd, II. Selîm’in emriyle 60 yaşında İnebahtı Deniz Savaşı’na (17 Cemâziyelâhir 979/7 Ekim 1571) katılmış ve bu esnada esir düşmüştür. Recep 979/Kasım 1571’de Messina’da üç ay esaret çekmiş, daha sonra 24 Ramazan 979/9 Şubat 1572 Napoli güzergâhından Roma zindanlarına hareket ederek 24 Şevvâl 979/10 Mart 1572 Roma’ya varmış ve yaklaşık dört yıl sürecek esaretinin büyük kısmını burada geçirmiştir. Messina ve Roma’daki esaret yıllarının ardından III. Murâd’ın ilgisiyle 64 yaşında Rebîülâhir 983/Temmuz 1575’te Vatikan’ın elinden kurtarılmış ve İstanbul’a dönmüştür. Esaret devresini Sergüzeşt-nâme’sinde ayrıntılarıyla anlatmakla birlikte esaret sonrasında resmî görev yapıp yapmadığına ve nasıl bir eğitim gördüğüne dair bir şey söylememiştir. Ancak gerek üstlendiği görevler gerekse yazdıkları Hindî’nin ciddî bir eğitimden geçmiş, kültürlü ve bilgili bir kişi olduğunu göstermektedir. Sergüzeşt-nâme’sinden evli ve çocuk sahibi olduğu anlaşılan şair, eserinde merhum dediği Karasî-zâde’yle olan akrabalığına değinmesi dışında soyu sopu hakkında da başka bir bilgi vermemiştir.

Hindî Mahmûd’un günümüze ulaşmış eserleri şunlardır:

1. Sergüzeşt-nâme (Hediyye): Hindî, III. Murâd’ın ilgisiyle kurtulduğu esaretten yurda dönünce Hediyye adını verdiğini sadece Kısas-ı Enbiyâ’sında belirttiği manzumeyi padişaha sunmuştur. 979-983/1571-1575 yılları arasında peyderpey kaleme aldığı ve İnebahtı savaşını anlatacağı bir gazavat-nâme yazmak amacıyla başladığı eseri, esir düşünce sergüzeşt-nâmeye dönüştürmüştür. Klasik tarzda düzenlenmiş metin tevhidle başlamakta, na’tlar ve II. Selîm medhiyesiyle devam etmektedir. Şair, 1115 beyitlik eserinin 137 beyit uzunluğundaki giriş bölümünden sonra ana konuya girerek macerasını anlatmıştır. Roma’nın vasfıyla biten sergüzeştin sonunda bir de gazel söylemiştir. Başından geçenleri içten ve duygulu bir tarzda akıcı bir dille kaleme almıştır. Kafiye sistemiyle kasideye, diğer yönleriyle mesnevîye benzeyen eserin nazım şekli için “manzûme” denmesinin uygun olacağı belirtilmiştir (Karataş 2013a: 209). Şairin Kısas-ı Enbiyâ’da belirttiğine göre metin 8000 beyit olup eldeki nüshası eksiktir. Manzumenin bilinen tek nüshası Edirne Selimiye Yazma Eserler Kütüphanesi 2162’de Sergüzeşt-nâme-i Hindî Mahmûd adıyla kayıtlıdır. Eser yayımlanmıştır (Karataş 2013a).

2. Kısas-ı Enbiyâ: Hindî’nin, muhtemelen ömrünün son yıllarında 987 Muharrem’i başlarında (Mart 1579) başlayıp 987 Cemâziyelâhir sonlarına doğru (Ağustos 1579) tamamladığı mesnevîsidir. Türk edebiyatının bilinen ilk manzum kısas-ı enbiyâsı olması bakımından önem taşıyan metinde aruzun mefâ’îlün mefâ’îlün fe’ûlün kalıbı kullanılmıştır. 7867 beyit uzunluğundaki eserin 103 beyti giriş, 7764 beyti konunun işlendiği bölüm, 89 beyti ise hâtimedir. Klasik tertibe uygun olarak düzenlenen mesnevî; besmele, hamdele ve salveleyle başlamaktadır. Manzumenin ilk bölümünü eserin özeti niteliğindeki mensur fihrist oluşturmaktadır. Şair, burada metinde konu ettiği peygamberler hakkında kısa bilgiler vermiştir. Ana bölümde 215 başlık altında 29 peygamberle Ashâb-ı Kehf ve Hz. Meryem’in kıssalarını aktarırken arada zaman zaman kendi hayatının önemli bulduğu döneminden, diğer eserinden ve padişahtan söz etmiştir. Kimi peygamberleri daha uzun kimini daha kısa anlattığı Kısas-ı Enbiyâ’yı Hz. Muhammed’le bitirmiştir. Ancak Hz. Muhammed’e ayırdığı kısmı kısa tutmasının şairin ilerleyen yaşı nedeniyle kitabın yarım kalmasından mı yoksa aynı konuda başka bir eser yazma arzusundan mı kaynaklandığı anlaşılamamıştır. Mesnevîyi ilk defa Meredith-Owens tanıtmış (1960), metin üzerine Karataş’ın hazırladığı doktora tezi (2011) yayımlanmıştır (2013b).

Sergüzeşt-nâme’sinden Hindî’nin başka şiirler yazdığı anlaşılmaktaysa da bunlara ulaşılamamıştır. Önceleri Hamdî mahlasını kullanırken Sultân II. Selîm’in arzusuyla Hindî’yi tahallus etmiştir. Hindî Mahmûd’a sultanın mahlas vermesi ve kendisini takdir etmesi, eserinde şiirlerinin ehl-i irfân tarafından okunduğunu belirtmesi onun kudretli bir şair olduğunu işaret etmektedir. Günümüze ulaşan eserlerinin sade, canlı ve akıcı anlatımı, şairin dil kullanımındaki başarısı, Türkçe, Farsça ve Arapçaya hâkimiyeti de bu tespiti güçlendiren diğer özellikleridir. Hindî’ye tezkirelerin niçin yer vermediği sorusunun cevabı ise bilinmemektedir.

Kaynakça

Karataş, Ahmet (2011). “Bir İnebahtı Gâzisinin Esâret Hâtıraları”. Osmanlı Araştırmaları (37): 17-48.

Karataş, Ahmet (2011). Hindî Mahmûd Hayatı, Şahsiyeti, Eserleri ve Kısas-ı Enbiyâ’sının Tenkidli Metni I-II. Doktora Tezi. İstanbul: Marmara Üniversitesi.

Karataş, Ahmet (hzl.) (2013a). Hindî Mahmûd, Sergüzeştnâme-i Hindî Mahmûd - İnebahtı Gâzîsi Hindî Mahmûd ve Esâret Hâtıraları (İnceleme-Tıpkıbasım). İstanbul: Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı Yay.

Karataş, Ahmet (hzl.) (2013b). Hindî Mahmûd, Kısas-ı Enbiyâ- Peygamber Kıssaları (İnceleme-Tenkitli Metin-Tıpkıbasım). İstanbul: Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı Yay.

 Meredith-Owens, G. M. (1960). “Traces of a Lost Autobiographical Work by a Courtier of Selim II”. Bultein of the School of Oriental and Africian Studies XXIII (3): 456-463.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: PROF. DR. FATMA SABİHA KUTLAR OĞUZ
Yayın Tarihi: 29.01.2015
Güncelleme Tarihi: 03.11.2020

Eserlerinden Örnekler

Sergüzeşt-nâme’den

Vasf-ı Hazîrân

İrişe her senede bilgil iy yâr

Kim evvel yay zamânıdur hazîrân

İdermiş ehl-i küffâr tâ kadîmden

O mevsim içre fitne dinle iy cân

Papa sarây kapusı yolından

Gelen tolanı sokak bula pâyân

Oraya varıcak döner girüye

Sarây yanındagı kilseye dolan

O sokaklar kemâl-i vüs’at üzre

Dikerler upuzun sokağa çûbân

Çeker[ler] üstlerine tente anun

Sokagun içi olur misl-i eyvân

Direkleri çiçekle donadurlar

Ve dîvâr semtine zâr tutdı a’yân

İşidür ol güni etrâf [u] eknâf

Gelüben cem’ olur a’yân-ı gebrân

Sarây-ı Papa’da birikir anlar

Birer kâfûrî mûmı yakdı her cân

(…)

Çıkup Papa sarâyından sokağa

Yakupdur mûmını pîr ü civânân

Gör anları ki nice bî-basardur

Güneş rûşen iken mum yakar ol ân

(Karataş, Ahmet (hzl.) (2013a). Hindî Mahmûd, Sergüzeştnâme-i Hindî Mahmûd - İnebahtı Gâzîsi Hindî Mahmûd ve Esâret Hâtıraları (İnceleme-Tıpkıbasım). İstanbul: Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı Yay. 328-329.)

Kısas-ı Enbiyâ’dan

Nükte

Yûnus balıga kırk gün oldı mihmân

O balık hastasına oldı dermân

Kıyâmet günine dek nâmı kaldı

O balık eyü a’mâli kazandı

(...)

Dimişler hikmetünden bir niçeler

Balık Yûnus’ı yutdugını söyler

Müsebbih mâhîler dimişler iy Hak

Ki insân tesbîhin işitse kulak

Hudâ diledi göstere olara

Yûnus tesbîhini Rahmân bulara

Gam içre gussada zindânda tesbîh

Bile mâhîler anı dinmiş iy şeyh

Nice tesbîh ider insân bilesiz

İ mâhîler ki cümle işidesiz

Yûnus ol denlü tesbîh eylemiş dir

 Bahr mahlûkı cümle dinlemiş dir

(Karataş, Ahmet (hzl.) (2013b). Hindî Mahmûd, Kısas-ı Enbiyâ- Peygamber Kıssaları (İnceleme-Tenkitli Metin-Tıpkıbasım). İstanbul: Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı Yay. 630-631.)


İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1Osman Attilâd. 1922 - ö. 20 Nisan 1978Doğum YeriGörüntüle
2İbrahim Ulvi Yavuzd. 09 Mart 1942 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
3İbrahim Eyibilird. 05 Aralık 1971 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
4Osman Attilâd. 1922 - ö. 20 Nisan 1978Doğum YılıGörüntüle
5İbrahim Ulvi Yavuzd. 09 Mart 1942 - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
6İbrahim Eyibilird. 05 Aralık 1971 - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
7Osman Attilâd. 1922 - ö. 20 Nisan 1978Ölüm YılıGörüntüle
8İbrahim Ulvi Yavuzd. 09 Mart 1942 - ö. ?Ölüm YılıGörüntüle
9İbrahim Eyibilird. 05 Aralık 1971 - ö. ?Ölüm YılıGörüntüle
10Osman Attilâd. 1922 - ö. 20 Nisan 1978MeslekGörüntüle
11İbrahim Ulvi Yavuzd. 09 Mart 1942 - ö. ?MeslekGörüntüle
12İbrahim Eyibilird. 05 Aralık 1971 - ö. ?MeslekGörüntüle
13Osman Attilâd. 1922 - ö. 20 Nisan 1978Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
14İbrahim Ulvi Yavuzd. 09 Mart 1942 - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
15İbrahim Eyibilird. 05 Aralık 1971 - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
16Osman Attilâd. 1922 - ö. 20 Nisan 1978Madde AdıGörüntüle
17İbrahim Ulvi Yavuzd. 09 Mart 1942 - ö. ?Madde AdıGörüntüle
18İbrahim Eyibilird. 05 Aralık 1971 - ö. ?Madde AdıGörüntüle