KÂŞİF

(d. ?/? - ö. ?/?)
divan-tekke şairi
(Divan-Tekke / 17. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Şairin asıl ismi kaynaklarda “Kâşif” olarak geçer. Sefine-i Evliya'ya göre şairin hem mahlası hem adı Kâşif’tir (Vassaf 2014: 143). Benzer ifadeler Ömer Faruk Dinçel’in (2012: 188) Tavşanlı Tarihi isimli kitabında da yer alır. Ancak şairin divanının girişinde, “dîvân-ı esrârü’l-Es‘adü’ş-şehîr be-Kâşifü’l-esrâr kuddise sırruhu” başlığı yer almaktadır. Ayrıca divanında bazı bend ve beyitlerde “Es’ad” ismi yer alır. Divanın kayıtlı olduğu kütüphanelerde Kâşif Es’ad adına kayıt isimleri yer almaktadır. Bu bulgulardan hareketle şairin, mahlas ve isim olarak kullandığı Kâşif’in yanı sıra Es’ad ismine de sahip olduğunu söyleyebiliriz. Şair Kütahya’nın Tavşanlı ilçesindendir (Vassaf 2014: 143). İlk tahsilini Tavşanı’da gerçekleştiren şair sonraları Elmalı’da Ümmî Sinan’a bağlanır (Dinçel 2012: 189). Ümmî Sinan’ın yanında seyr-i sülukunu tamamlayan Kâşif, hilafet alarak Karahisar’a ve oradan Tavşanlı’ya gelir (Vassaf 2014: 144). Tavşanlı’da sonraları kendi adıyla anılacak olan Kâşif Dede Tekkesi’ne yerleşir. Uzun yıllar bu tekkede Halvetî usulüne göre mürit yetiştirir. Mezarı Tavşanlı’dadır (Dinçel 2012: 190). Şairin doğum ve ölüm tarihleri ile ilgili bilgiler mevcut değildir. Kâşif, divanını kaleme aldığı tarih olarak 1074/ 1664 Receb’ini gösterir. Ayrıca Kâşifü’l-Esrâr isimli eserinde Kâşif, 1079/ 1669 tarihinde Karahisar’da başından geçen bir olayı nakleder. Sefine-i Evliya’da şairin 1074/ 1664 tarihinden sonra meşhur olduğu ifade edilir (Vassaf 2012: 143). Ayrıca şair, şeyhi Ümmî Sinan’ın 1067/ 1657’de vefatı üzerine bir mersiye kaleme alır. Tüm bu tarihlerden Kâşif’in daha çok 17. yüzyılın ikinci yarısında yaşadığı anlaşılmaktadır. Şair Halvetiyye tarikatının Ahmediyye koluna mensuptur. Ahmediyye kolu şeyhlerinden Ümmî Sinan, Kâşif’i halifesi olarak yetiştirir. Meşhur mutasavvıf Niyâzî-i Mısrî ile aynı şeyhten el alır (Vassaf 2014: 144). Ümmî Sinan’ın yetiştirdiği Niyâzî-i Mısrî, Gülaboğlu Askerî, Şeyhî Mehmed Efendi, Ahmed Matla‘î ve Müftî Derviş’ten oluşan beş arkadaş şair ile Elmalı ve çevresi bir kültür coğrafyası haline gelir (Tatcı 2008: 237). Elmalı’da yetişen Kâşif Efendi de hiç şüphesiz bu beş şairin oluşturduğu tasavvufi ve fikri zeminden etkilenecektir. Bu bakımdan Kâşif’in, fikir ve hayal dünyasının oluşumunda, Halvetiyye tarikatının Elmalı ocağı şairleri ve mutasavvıfları başrolü oynayacaklardır (İlhan 2015: 14). Kâşif Es’ad Efendi’nin iki eseri bulunmaktadır. Dîvânı: Kâşif Es’ad Efendi, bu mürettep divanını 1074/ 1664 Receb’inde kaleme aldığını belirtir. Divanın müellif hattı nüshası tespit edilememektedir. Bilinen iki nüshası da müstensih hatlı olup 19. yüzyıl Uşşâkî şeyhlerinden Muhammed Emin Tevfik Efendi tarafından yazılmıştır (Vassaf 2014: 143). Divanın bir nüshası Almanya Milli Kütüphanesi’nde Ms.or.oct.2718 arşiv numarası ile diğeri ise Ankara Milli Kütüphane’de 06 Mil Yz FB 251/3 arşiv numarası ile kayıtlıdır. Eser toplam 134 varak olup rik‘a yazı ile kopyalanmıştır. Divanın her iki nüshası da benzer boyutlara ve benzer yazı çeşidine sahiptir. Şair divanına başlarken dibace niteliğinde bir nesir kısım oluşturur. Bu kısımda şiire ve şaire dair görüşlerini ifade eden Kâşif, şiirlerde kullandığı kelimelerin manalarını verir. Bu nesir kısımdan sonra 1 müstezad, 2 bahr-i tavîl, 6 kaside, 39 musammat ve 550 gazel ile divan tamamlanır. Gazellerinde alfabenin pe, je ve çe harfleri hariç tüm harfler kullanılır. Divan üzerinde Enes İlhan’ın yüksek lisans çalışması bulunmaktadır (2015). (2015). (Bk. İlhan, Enes (2015). Kâşif Es’ad Efendi Divanı İnceleme-Metin. (Yüksek Lisans Tezi). Ankara: Gazi Üniversitesi).

Kâşüfü’l-Esrâr: Kâşif Es’ad Efendi’nin bu eseri, divan metni ile aynı cilt içerisindedir. Eser 14 varak civarında olup divan metni Kâşifü’l-Esrâr’dan sonra gelmektedir. Kâşifü’l-Esrâr'ın iki nüshasından biri Almanya Milli Kütüphanesi’nde Ms.or.oct.2718 arşiv numarası ile diğeri ise Ankara Milli Kütüphane’de 06 Mil Yz FB 251/3 arşiv numarası ile kayıtlıdır. Eser mensur bir eserdir. Ancak yer yer eserde, anlatılan konuya uygun olarak Yunus Emre, Sun’ullah Gaybî, Mevlânâ, Aziz Mahmud Hüdâî, Nesîmî ve Necâtî’den beyit ve bend örnekleri bulunur. Eserin baş kısmında Hâfız’ın bir beyti üç varak tutarında şerh edilir. Eserde Kâşif tarikat adab ve erkanı üzerinde daha sonra tevhid, vahdet-i vücut ve aşk gibi önemli tasavvufi kavram ile bazı hadislerin şerhleri üzerinde durmaktadır. Eserin sonlarına doğru Kâşif, Karahisar’da başından geçen bir olayı nakleder. Şair divanının giriş kısmında nesir olarak şiire ve şaire dair görüşlerini ifade eder. Şaire göre insanın en temel ayırıcı özelliği konuşma eylemidir. Konuşma eylemi de en mükemmel forma şiir ile ulaşır. Ona göre şiir vezin, kabiliyet, mana ve sözün birleşiminden oluşur. Kâşif bu dört ögeden manayı önemser. Şiirlerini okuyanlara seslenerek şiirlerinde yer alan söz kusurlarına takılmamalarını asıl, manaya odaklanmalarını tavsiye eder. Manaya bu denli önem veren şair, şiirlerinin doğru anlaşılması adına şiirlerinde geçen bazı kelimelerin hangi manaya geldiklerini divanının giriş kısmında belirtir. Kâşif ilhamı da önemseyerek şiirin ilham ile oluştuğunu vurgular. Kâşif’e göre şair olmak için birtakım koşullar bulunur. Şair olmak isteyen kişi, ilk olarak Kur’an ilmine vakıf olacak, Arapça ve Farsça dillerini bilecek, tasavvuf erbabının kullandığı remizleri kullanacak ve tarikata mensup olarak tarikat yolundan gidenlere tabi olacaktır (İlhan 2015: 31). Kâşif şiirlerini oluştururken pek çok şairin etkisinde kalır. Bunların başında Fars şairlerinden Hâfız-ı Şîrâzî gelmektedir. Kâşif, Kâşifü’l-Esrâr isimli eserinde Hâfız’ın bir beytine üç varak tutarında şerhte bulunur. Ayırıca divanında Hâfız’a nazire bir Farsça gazel bulumaktadır. Nesîmî ve Yunus Emre Kâşif’in şiirlerini oluşturken en çok etkisinde kaldığı iki şairdir. Kâşif’in divanında Nesîmî’ye yazılmış bir tahmis bulunduğu gibi pek çok beyittede Yunus ve Nesîmî etkisi bariz bir biçimde tespit edilir. Ayrıca divanında yer yer görülen coşkun ve lirik ifadelerin arkasında Yunus Emre ve Nesîmî’nin üslupları hissedilir. Bağdatlı Rûhî, Kâşif üzerinde etkileri olan bir diğer şairidir. Divanda eleştirel üslubun hakim olduğu yerlerde Bağdatlı Rûhî etkisi görülmektedir. Fuzûlî, Hayâlî ve Sun’ullah Gaybî diğer saydığımız şairler kadar olmasa da Kâşif’in üslubunu oluştururken etkisinde kaldığı şairlerdendir (İlhan 2015: 33). Kâşif şiirlerinde genel olarak sade bir dil kullanır. Şair şiirlerinin anlaşılmasından yanadır. Dolayısıyla şiirlerinde Arapça ve Farsça tamlamalara çokça yer vermez. Çok nadir üçlü ve dörtlü tamlama kullanımları görülür. Dahası tamlama kullanmadığı şiirleri de bulunmaktadır. Şiirlerinde deyimlere ve yerel ifadelere sıklıkla yer verir. Ayrıca divanında yer yer sınık, yatlu, ıssı, assı, kankı, irgürmek, dirgürmek, inen, aldamak, delim, yavı kılmak,ütmek, üzkes, kalmaş, kakımak, ıcak, icek, durur, dürür, uban, üben, ısar, iser, vuz, vüz, dın, din vb. Eski Anadolu Türkçesi dönemine ait kelime ve ekler bulunur. Kâşif, bir tarikat şeyhi olması sebebiyle şiirlerinde büyük oranda didaktik üslup kullanır. Bu üslubun hakim olduğu şiirlerinde şair sahv, nahv, vahdet, vücud, ene’l-hak, cilve, naz, zikir, devir, tecelli, zevk vb. tasavvufi kavramlar sıklıkla yer almaktadır. Ayrıca devran, darb-ı esma, halvet, atvâr-ı seb‘a ve zikir vb. Halvetiyye tarikatı için önemli olan kavramlar da didaktik üslubun el verdiği ölçüde şiire dahil olur. Şiirlerinde bazen ses unsurunun alçaldığı ve samimiyetin öne çıktığı görülür. Özellikle naat ve münacaat türünde kaleme aldığı şiirlerde ve kendi psikolojisini ön plana çıkardığı şiirlerinde bu samimi üslup tespit edilmektedir. Nadir de olsa şiirlerinde yer yer toplumun çeşitli kesimlerinin eleştirilmiş bu kısımlarda eleştirel bir üslup kullanmıştır.

Kaynakça

Akkuş, Mehmet, A. Yılmaz (hzl.) (2014). Osmânzâde Hüseyin Vassâf. Sefîne-i Evliyâ. İstanbul: Kitabevi Yay.

Dinçel, Ömer Faruk (2012). Tavşanlı Tarihi. Tavşanlı: Tavşanlı Kaymakamlığı Yay.

İlhan, Enes (2015). Kâşif Es’ad Efendi Divanı İnceleme-Metin. Yüksek Lisans Tezi. Ankara: Gazi Üniversitesi.

Kâşif Es’ad. Divân-ı Kâşif. Almanya Millî Kütüphanesi. Türkçe Yazmaları. No: Ms. or. oct. 2718. vr. 20b-147a.

Kâşif Es’ad. Kâşifü’l-Esrâr. Almanya Millî Kütüphanesi. Türkçe Yazmaları. No: Ms. or. oct. 2718. vr. 1a-19b.

Tatcı, Mustafa (2008). Elmalının Canları. İstanbul: Hu Yay.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: ARAŞ. GÖR. ENES İLHAN
Yayın Tarihi: 06.05.2015
Güncelleme Tarihi: 08.12.2020

Eserlerinden Örnekler

Kaside


Yuf dehr-i denînün dem-i devrânına sad yuf

Seyyârına yuf şems-i dırahşânına sad yuf

 

Ednâdan umar devleti a‘lâda olanlar


Ednâsına a‘lâsına yuf hânına sad yuf

 

Erbâb-ı riyâ ‘ilm-i garazdan bulur ikbâl

Âlimlerinün va‘z ile tibyânına sad yuf

 

Zâhidler umar cennet-i Firdevs’e tarîkat

Râhına vü matlûbına iz‘ânına sad yuf

 

İrşâda kadem basmagıla Hakk’a irem dir

Sûfîlerine şeyhine erkânına sad yuf

 

Zu‘mıyla ma‘ârif satar erbâb-ı tasavvuf

Yuf tâlibine sûfîye ‘irfânına sad yuf

 

Ashâb-ı teşeyyih başına halkı üşürmiş

Nâ-ķâbil-i murdâr-ı mürîdânına sad yuf

 

Bir müslimün ezber okına küfri dilinde

Yuf kâfirine dahi müselmânına sad yuf

 

Fark olmaz imiş ‘âlem-i ma‘nâda gedâ vü şâh

Yuf okıyalum şâh u gedâyânına sad yuf

 

Dânâlara nâdân revâ mı ululanmak

Dânâsına dehrüh dahi nâdânına sad yuf

 

‘Âlim ki bütün ‘ömrini sarf eyleye sarfa

‘Ömrine vü sarfına vü ezmânına sad yuf

 

Fıkh ile taleb eyleyeler câh-ı celâli

Tâliblerine matlabına cânına sad yuf

 

Bî-‘ilm kazâ tantanasun fâş ide kâdı

‘Örfine ‘abâyisine hemyânına sad yuf

 

Halk önine ücretle geçen câhil imâmun

Karîne kıyâmına kamu şânına sad yuf

 

Mescidlere zindân gibi varur bu cemâ‘at

‘Âdetlerine tâ‘at u îmânına sad yuf

 

Pâzâr harâmîsi olur ehl-i ticâret

Pâzârına vü sûdına hüsrânına sad yuf

 

Mezzât-ı cihân oldılar erbâb-ı sanâyi‘

Yuf san‘atınun cehrine pinhânına sad yuf

 

Erbâb-ı mahabbet geçinür fâsık-ı mahrûm

Yuf ‘aşkına dil-dârına cânânına sad yuf

 

Mahbûblarun ‘âşıkına nâzına yüz hayf

‘Âşıklarınun anlara fermânına sad yuf

 

Dil-ber yolına cân virenün cânına la‘net

Dil-berlerinün va‘de-i ihsânına sad yuf

 

Sûretde güzel ise eger ahsen-i takvîm

Yuf nakşına vü sûret-i insânına sad yuf

 

Keyfiyyet eger meykedelerden ise hâsıl

Yuf tâlibine câmına sekrânına sad yuf

 

Esrâr-ı hakâyık varak ile bulınursa

Abdâlına yuf sırrına hayrânına sad yuf

 

Cem‘iyyet-i hayvân iseñüz tekye-i ‘âlim

Binâsına yuf tekyede mihmânına sad yuf

 

Dervîşlerün pîrine teslîmi ne bellî

Evrâdına ezkârına efgânına sad yuf

 

Âdetleri da‘vetlere itmekse icâbet

Dâ‘îsine in‘âmına vü hânına sad yuf

 

Tebdîl idüp eşkâli çekerler ise tesbîh

Yuf şekline vü subha-i mercânına sad yuf

 

Ve’l-hâsıl iki ‘âleme dil virmedi ey dil

‘Ukbâda olan cennet ü nîrânına sad yuf

 

Erbâb-ı zamân dîvi begenmezler inende

Cennetlerine dîve Süleymân’ına śad yuf

 

Gökden yire yirden göke eşyâ ki dimişler

Yuf cümleten insânına hayvânına sad yuf

 

Yuf okıya dek geldi bu dem Kâşif’e nevbet

Yuf Kâşif’e vü keşfine bürhânına sad yuf (İlhan 2015: 145)


Gazeller

1

Derdüme derdün yeter ben gayrı dermân istemem

Ârif-i derd oldıgumdan özge ‘irfân istemem

 

Gelmişem bezm-i ezelden derdüne ‘âşık olup

Cânuma cânân odur ben gayrı cânân istemem

 

Ka‘be-i vaslunda câna cânı kurbân eylerem

Hacc-ı ekberde yeter cân özge kurbân istemem

 

Mürşidüm nûr-ı Hudâ’dur ana fermânem bugün

Râh-ı vahdetde dem-a-dem dilde fermân istemem

 

Vahdet-i Hakk’a ezel îmân u ikrar eyledüm


Kâşifâ şimdi ebed teksîr-i îmân istemem (İlhan 2015: 558)

 

2

Ey tabîbüm cân u dil derdine dermân eylesen

Şerbet-i vaslunla cânum mest ü hayrân eylesen

 

Âciz ü bî-çâreyem geldüm kapuna hor u zâr

Sâ’ilem dîdârunı lutf ile ihsân eylesen

 

Bahr-i ihsânundan aśla zerrece eksilmeye

Ben fakîri katre iken bahr-i ‘ummân eylesen

 

Çünki evvel bizi bunda bilmege salmış idün

N’ola bunda her nefesde ehl-i ‘irfân eylesen

 

Kâşif’e yâ Rabb tevfîkün refîk idüp müdâm

Râh-ı ‘aşkunda anı ‘aşk ile mihmân eylesen 


İlhan, Enes (2015). Kâşif Es’ad Efendi Divanı İnceleme-Metin. Yüksek Lisans Tezi. Ankara: Gazi Üniversitesi. 472.



 



İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1ESİF, Mehmed Deded. 1698/99 (?) - ö. 1732/33Doğum YeriGörüntüle
2Hüzeyme Yeşim Koçakd. 24 Nisan 1958 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
3ESİF, Mehmed Deded. 1698/99 (?) - ö. 1732/33Doğum YılıGörüntüle
4Hüzeyme Yeşim Koçakd. 24 Nisan 1958 - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
5ESİF, Mehmed Deded. 1698/99 (?) - ö. 1732/33Ölüm YılıGörüntüle
6Hüzeyme Yeşim Koçakd. 24 Nisan 1958 - ö. ?Ölüm YılıGörüntüle
7ESİF, Mehmed Deded. 1698/99 (?) - ö. 1732/33Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
8Hüzeyme Yeşim Koçakd. 24 Nisan 1958 - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
9ESİF, Mehmed Deded. 1698/99 (?) - ö. 1732/33Madde AdıGörüntüle
10Hüzeyme Yeşim Koçakd. 24 Nisan 1958 - ö. ?Madde AdıGörüntüle