KUL HALİL

(d. 1256-1266?/1840-1850? - ö. 1321-1331?/1905-1915?)
âşık
(Âşık / 19. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Âşığın adının bazı kaynaklarda Andırın Beşbucaklı Âşık Halil olarak geçtiği görülmektedir (Artun 1996: 18). Âşık, -köyünde anlatılanlara göre-Kuran'ı iki günde hatmetmiş daha sonra "Kul Halil" adıyla anılmaya başlanmış ve fakihlik derecesinde bilgi sahibi olmuştur. Bu çalışmada da yörede Âşık Halil olarak bilinen âşığı, Cumhuriyet öncesi Osmaniyeli âşıklardan biri olan Âşık Halil'den ayırmak için Kul Halil mahlası ile anmak uygun bulunmuştur (Kılıç 1976: 99). Kul Halil, eski adı Yarpuz olan Afşin'de doğmuştur. Âşığın Sultan Abdülaziz (1861-1876) zamanında asker olduğu düşünülürse, 1840-1850'li yıllarda doğmuş olduğu söylenebilir. Âşık, bugün Beşbucak adını alan o zaman Eskiciler Obası, Gök Ömerli Obası, Eynallı Obası, Orta Oba ve Burunönü Obalarının yaşadığı yerde Nediroğlu lakabıyla anılan bir adamın tek kızına talip olmuştur. Nediroğlu, kızını Âşık Halil'e vermiş, âşığın bu evlilikten Musa, Ali, Mehmet, Mustafa adlı oğulları ve Fadili adında bir kızı dünyaya gelmiştir. Oğlu Mehmet ise Çanakkale Savaşında şehit düşmüştür (Artun 1996:18). Kaynak kişilerin anlatımlarına göre Kul Halil, okuma yazmayı şu şekilde öğrenmiş: Âşık, bir gün bir molladan din eğitimi almak istemiş. Molla, âşığın elindeki sazı görünce: "Okumak için itikat gereklidir." demiş ve âşığın elindeki sazı göstererek: "Ben buraya şeytan sokmam." demiş; sonrasında âşık, sazını kırmak suretiyle eğitim alabilmiş ve eğitimini tamamlayabilmiştir. 

Eldeki bilgilerin ışığında âşığın usta-çırak ilişkisi içerisinde yetişmemiş olduğu söylenebilir. Zaten yörede yaygın bir usta-çırak ilişkisi mevcut değildir. Âşıklar yörede tertiplenen sazlı-sözlü ortamlarda birbirlerinden ya da yöreye dışarıdan gelen âşıklar sayesinde âşıklık yeteneklerini geliştirirler. Muhtemelen âşık da sözü edilen ortamlarda edindiği bilgiler ve kendi çabası sonucu âşıklık konusunda ustalaşmış olmalıdır. Yine, âşığın saz çalıp çalamadığı konusunda da elde yeterli bir bilgi yoktur. Ancak yukarıda eğitimi ile ilgili bölümde sözünü edilen bilgilerden yola çıkarak âşığın, âşıklığa ilk başladığı dönemlerde saz çaldığını; ancak aldığı dinî eğitim ve hocasının yönlendirmesi sonucu, sazı ve sazlı ortamlarda şiir söylemeyi bırakmış olduğu söylenebilir. 1903 doğumlu torunu, âşık öldüğü zaman 7-8 yaşlarında imiş. Bu yüzden Kul Halil'in 1905-1915 yılları arasında vefat ettiğini söylemek mümkündür (Artun 1996:18).

Âşığın, günümüze ulaşan 20 civarında şiiri vardır. Bunlardan dört tanesi sadece bir dörtlük şeklinde günümüze ulaşabilmiştir. Söz konusu 20 civarındaki şiire dikkatle bakıldığında daha çok konar-göçer yaşamın ve köy hayatının izleri görülür. Kul Halil'in elde bulunan şiirlerine bakıldığında âşığın genellikle koşma nazım şekliyle koşma, semai ve destan türünde eserler vermiş olduğu ifade edilebilir.

Âşığın şiirlerinde hece ölçüsü, kafiye ve redif kullanımına ağırlık verdiği görülmektedir; şiirlerini 11’li ve 8’li hece ölçüsüyle ve yarım kafiye ile yazmıştır. Sıkça redif oluşturmuştur. Şiirlerinde tekrir ve ikilemelere baş vurarak (al mı, yeşil mi, sarı mı bilmem, giyinmiş kuşanmış...) akıcılığı ve akılda kalıcılığı sağlamaya çalışmıştır. Yine, şiirlerine bakıldığında halk söyleyişlerine (şo, el, şorda...), deyim ve atasözlerine de (divanına dur-, boyun bük-) yer verdiği söylenebilir; fakat âşığın şiirlerinde zaman zaman din ve tasavvuf ile ilgili kelimelere de (fakı, Hak, şefaat...) rastlamak mümkündür. Bu durum âşığın almış olduğu dinî eğitime bağlanabilir. Âşık şiirlerinde, güzel, doğa ve aşkın anlatıldığı güzellemeler; zamandan, dünyadan yakınma; nasihat, askerden kaçma sebepleri; hocasına öğrenci olma isteği gibi konuları işlemiştir (Artun 1996:19).

Kaynakça

Artun, Erman (1996). “ Çukurova Âşıklık Geleneğinde Âşık Halil”, İçel Kültürü. Mersin. 46: 22-25.

Kılıç, Ahmet (1976). Gavurdağı Türküleri: Osmaniye: yyy.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: DR. ÖĞR. ÜYESİ BÜLENT ARI
Yayın Tarihi: 23.06.2013
Güncelleme Tarihi: 08.12.2020

Eserlerinden Örnekler

Koşma

Şo göçen ellerde gördüm bir güzel

Yüzleri yaylanın karı mı bilmem

Geldi geçti hiç aslını sormadık

Şorda bir kötünün yâri mi bilmem

 

Geldi geçti hiç aslını sormadık

El bağlayıp divanına durmadık

Giyinmiş kuşanmış gözler görmedik

Al mı yeşil mi sarı mı bilmem

 

Eğdirmiş kametin bükmüş boyunu

Taramış zülfünü açmış aynını

Ayva turunç mekân tutmuş koynunu

Kokar güller gibi teri mi bilmem

 

Halil'dir ismim de âşıktır adım

Dağıma kar yağdı kalmadı tadım

Verdiler bir güzel ben almam dedim

Gezerim ziyanda kârımı bilmem

 

Koşma

Çukurova'dan da kalktı bir güzel

Sebilin suların içmeden gitsin

Korkarım yollarda ederler nazar

Ak göğsün döğmesin açmadan gitsin

 

Hamam köprüsünden beğlik yolundan

Doğru geçin hükümetin kolundan

Azgıt kalesinden Halbir Beli'nden

Yörüktür atımız uçmadan gitsin

 

Geben’in önü de konalga yeri

Oraya çözülür devesi tülü

O yârin gideceği Çinçin’in Beli'nden

Boyu selvi dala ölçmeden gitsin

 

Bele çıkıncak da Göksün görünür

Hep güzeller vatanına derilir

Ancak böyle güzel Avşar'da bulunur

Gergefe nakışın atmadan gitsin

 

Âşık Halil der de Binboğa yurdun

Yayladın yaylayı da murada erdin

Binbir çiçeklerden destime derdin

Yekte mor menekşe biçmeden gitsin

 Artun, Erman (1996). “Çukurova Âşıklık Geleneğinde Âşık Halil.” İçel Kültürü. Mersin. 46: 22-25.

 


İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1MAHRUMÎ, Rahmi Kayad. 1932 - ö. 18.11.2006Doğum YeriGörüntüle
2ERFANİ, Serkan Açıkgözd. 28.03.1976 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
3MEÇHULÎ, Hasan Öztürkd. 1946 - ö. 27.08.2011Doğum YeriGörüntüle
4MAHRUMÎ, Rahmi Kayad. 1932 - ö. 18.11.2006Doğum YılıGörüntüle
5ERFANİ, Serkan Açıkgözd. 28.03.1976 - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
6MEÇHULÎ, Hasan Öztürkd. 1946 - ö. 27.08.2011Doğum YılıGörüntüle
7MAHRUMÎ, Rahmi Kayad. 1932 - ö. 18.11.2006Ölüm YılıGörüntüle
8ERFANİ, Serkan Açıkgözd. 28.03.1976 - ö. ?Ölüm YılıGörüntüle
9MEÇHULÎ, Hasan Öztürkd. 1946 - ö. 27.08.2011Ölüm YılıGörüntüle
10MAHRUMÎ, Rahmi Kayad. 1932 - ö. 18.11.2006Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
11ERFANİ, Serkan Açıkgözd. 28.03.1976 - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
12MEÇHULÎ, Hasan Öztürkd. 1946 - ö. 27.08.2011Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
13MAHRUMÎ, Rahmi Kayad. 1932 - ö. 18.11.2006Madde AdıGörüntüle
14ERFANİ, Serkan Açıkgözd. 28.03.1976 - ö. ?Madde AdıGörüntüle
15MEÇHULÎ, Hasan Öztürkd. 1946 - ö. 27.08.2011Madde AdıGörüntüle