MUHAMMED/MEHMED BİN SİNÂNEDDÎN

(d. ?/? - ö. ?/?)
nâsir, divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / Başlangıç-15. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Fâtih Sultan Mehmed dönemi müelliflerinden Muhammed bin Sinâneddîn hakkında kaynaklarda herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. Onun bilinen tek eseri Delîlü’l-İbâddır. 886/1481-82 yılında kaleme aldığı, manzum-mensur karışık 17 bâbla dua kısmından oluşan risâlede tevbe, ölüm, kıyamet, kabir azabı, namaz, üç aylar ve fazileti vb. İslam diniyle ilgili konulardan söz eden Muhammed bin Sinâneddîn, çok sayıda ayet ve hadis iktibası yapmıştır. Delîlü’l-İbâdın İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi Nadir Eserler TY 179’da 176 ve TY 652de 182 varaktan oluşan iki nüshası mevcuttur (Arslan 1978: Giriş; Güney 1979: Giriş). Necmeddin Hacıeminoğlu yönetiminde Mustafa Eroğlu (1978, vr. 1-38), Mehdi Nüzhet Çetinbaş (1978, vr. 39-76), İbrahim Eroğlu (1978, vr. 41-60), Erol Koparal (1978, vr. 60-80), Ali Rıza Kibrit (1978, vr. 81-100), Hasan Arslan (1978, vr. 100-120) ve Kâmil Güney (1979, vr. 121-140) daha okunaklı olması sebebiyle TY 179da kayıtlı nüshanın parantez içinde belirtilen varaklarını Latin haflerine aktardıkları birer mezuniyet tezi hazırlamışlardır. Bu çalışmalar İstanbul Üniversitesi Türkiyat Enstitüsü Kütüphanesinde kayıtlıdır.

Kaynakça

Arslan, Hasan (1978). Delîlü’l-İbâd. Mezuniyet Tezi. İstanbul: İstanbul Üniversitesi.

Güney, Kâmil (1979). Delîlü’l-İbâd. Mezuniyet Tezi. İstanbul: İstanbul Üniversitesi.

Şentürk, Ahmet Atilla ve Ahmet Kartal (2007). Eski Türk Edebiyatı Tarihi. İstanbul: Dergâh Yay.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: ALİ YÖRÜR
Yayın Tarihi: 07.02.2015
Güncelleme Tarihi: 06.11.2020

Eserlerinden Örnekler

Delîlü’l-İbâddan

kaçan ki bir kimesne üzerine mevt indürilse bayagı sûreti üzerine gelüp ol kimesnenün öninde durur ve nefs-i meyyit eydür ki sen kimsin ve ne dilersin ve mevt dahı eydür “ene’l-mevtü’llezi ühricüke mine’d-dünyâ ve ec’alü evlâdeke yetîmen ve zevceteke ermileten” ya’nî ben ol mevtem ki seni dünyâdan çıkaruram ve oglancuklarunı yetûm kılup hatununı tul kıluram ve mâlunı mîrâslanmış kıluram ancılayın vârîsler ortasındaki hâl-i hayâtunda sen anlaru sevmezdün ve sen kim vardur ve bugün nefsün içün âhiretüne hayr takdîm itmedün bugün ki ben sana geldüm bundan sonra sen hayır işlemezsin diye ve hasta miskîn mevtden bu haberi işidicek yüzini bir tarafa dahı döndüre ve mevt dahı öninde durur göre ve mevt eyde ki yohsa sen beni bilemedün mi ben şol mevtem ki atanun ve ananun rûhını kabz itdüm hâl bu hâl ki sen nazar iderdün ve senün anlara menfa’atün olmadı ve bugün ol gündür kim oglancuklarun nazar ide dururken senün cânunı alam ve anlarun dahı sana menfa’ati olmaya ve hasta miskîn ol hâlde nazar ide mâlını gayriler milkinden vâkı’ olmış göre ve mâlı hâl diliyle ana eyde ki yâ âsî beni nâ-hak yirlerden kesb itdün fukarâya ve mesâkine tasadduk eylemedün ve işbu gün kim vardur senün gayrüne vâkı’ oldum benden sana menfa’at yokdur diye kavlühu te’âlâ “lâ yenfe’u mâlün velâ benûne illâ men ate’llâhe bi-kalbin selîm” ve hasta miskîn ne oldugını bilüp eyde ki yâ rabbi (...) ya’nî iy pâdişâhum beni bayagı hâlüme döndür ola ki amel-i sâlih idem şol nesnede ki ben anı terk itdüm idi ve hak te’âlâ celle zikruhu (...) eyle olsa o kimesne mü’min olacak olursa anun rûhı sa’âdet üzerine kabz olına (......) kıyâmete degin siccîn tamusında cesedleriyle azâb olına

şi’r-i münâsib

iy gâfil igen garrâ olup işbu fenâya aldanma peşîmân

olup son ucı ağlayasın ol yuvaya kim zâr ile efgân

gafletden uyan aç gözüni eyle tarahhum özüne sen iy yâr

tâ olmaya tuş anda yarın dürlü belâya iy merd-i suhan-dân

nefsüne uyup olma bahîl eyle ibâdet ceddile şeb ü rûz

kim sen seni red itmegil envâ’-ı kazâya iy merd-i suhan-dân

(...)

bir fi’le düriş ola sana menfa’at andan kılmagıl anı kim

yarın od ile düşe cânun dürlü cezâya olup ser-gerdân

dünyâya igen garrâ olup kılmagıl iy merd zîrâ ki bilürsin

bir demde safâ virse irer sonı cefâya aç gözün iy insân

(Güney, Kâmil (1979). Delîlü’l-İbâd. Mezuniyet Tezi. İstanbul: İstanbul Üniversitesi. 20-21, 27-28.)