MUHİBBÎ, Salih

(d. 1239/1823 - ö. 1285/1868)
âşık
(Âşık / 19. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Asıl adı Salih olan Muhibbî, Artvin’in Yusufeli ilçesine bağlı Erkinis (Demirkent) bucağında 1823’te doğmuştur. Genç Alioğulları sülalesindendir. Kuvvetli bir kişi olduğundan ‘Kaya’ lakabıyla anıldığı söylenir. Babası, demircilikle ve kalaycılıkla uğraşmasını istediğinden oğlunu okutmamıştır. Ümmi bir şair olan Muhibbî, geçimini demircilikle sağlamıştır. Hakkındaki bilgilere çocukları, torunları ve çevre köylerdeki âşık tarzı şiir geleneğine meraklı şahısların tutmuş oldukları cönkler vasıtasıyla ulaşılmıştır.

On dört yaşında Ato adlı bir Ermeni ustanın yanına demirci çırağı olarak girmiş, bu yıllarda köye gelen ve deyiş söylemekte usta olan Delalet adlı bir kalaycıdan etkilenerek türkü, deyiş gibi ezbere dayalı şiirler söylemeye merak salmıştır. Çok hevesli olmasına rağmen bilinen türküleri veya deyişleri bile ezberlemekte zorlandığı, köy odasında yapılan eğlencelerde iki parçayı bir araya getiremediğinden birçok defa ceza olarak arkadaşlarına meyve ziyafeti çekmek zorunda kaldığı çocukları tarafından nakledilmektedir. Şiire merakı on yedi yaşındayken köyün ileri gelen ailelerinden birinin kızı olan Esmahan’a âşık olmasıyla pekişir. Hem icra ortamlarında şiir söyleyememenin vermiş olduğu üzüntü hem de Esmahan’a olan aşkı sıkıntılı bir dönem geçirmesine neden olur. İşlediği bir suç sebebiyle girdiği hapishanede gördüğü rüyada pirlerden el alıp Esmahan aşkına bade içerek Muhibbî mahlasını aldığı nakledilir. Sevgilisine olan aşkını çekinmeden her fırsatta dile getiren âşıktan rahatsız olan Esmahan’ın babası, kızını kendi adamlarından biriyle evlendirmek ister; fakat Esmahan da Muhibbî’yi sevdiği için bu evliliği istemez. Bunun üzerine daha önce çeşitli sazlı-sözlü meclislerde tanıştığı Oltu mutasarrıfı Süleyman Paşa’dan yardım isteyen Muhibbî, Paşa’nın araya girmesiyle Esmahan’la evlenir ve demircilikle uğraşmaya devam eder. Esmahan’ı köyde bırakarak gurbete çıkmak zorunda kalır. Bu yolculuklarından bazılarını Hodlu Şamili’yle yapar. Yedi defa köyünden ayrılarak gurbete çıktığı tespit edilen Muhibbî’nin gönüllü olarak Osmanlı-Rus (Kırım) harbine (1853-1855) katıldığı, İstanbul’un yanı sıra Erzurum ve Trabzon’da bulunduğu ve Nakşibendi tarikatına intisap ettiği bilinmektedir. Gurbet yıllarında karşılaştığı kişiler, şahit olduğu veya duyduğu olaylar hayata dair çeşitli tecrübeler edinmesinde etkili olmuştur. Uzun yıllar gurbette kalan Muhibbî, köyüne dönerek demircilik mesleğine devam eder. Şamili ve Mahiri (İphanlı) adlı iki çırak yetiştirdiği bilinen âşık, 1868 yılında köyünde vefat etmiştir.

Muhibbi hakkında bugüne kadar yapılan ilk ve tek detaylı çalışma Adil Özder'in, Yusufelili Muhibbî Hayat ve Deyişleri adlı çalışmasıdır. Bu çalışmada âşığın “mevlid” türünde bir eseri olduğuna değinilmezken Saim Sakaoğlu, Türk Dili Dergisinin yayımladığı “Türk Şiiri Özel Sayısı”ndaki “Muhibbî” maddesinde âşığın kaleme aldığı bir de “mevlid”inin bulunduğunu belirtmiştir. Ancak Sakaoğlu söz konusu esere ait herhangi bir örneğe ya da açıklamaya yer vermemiştir.

Muhibbî’nin koşma, semai ve destan türündeki şiirlerinin teması aşk ve gurbettir. Dinî-tasavvufi konuları ve tarihî olayları işleyen şiirlerinin yanı sıra taşlamaları da mevcuttur. Dinî konularda şiirler söylemeye yönelmesinde intisap ettiği Nakşibendi tarikatının etkisi olmuştur. Yaptığı bir taşlama yüzünden İstanbul’dan sürülmesi keskin bir dile sahip olduğunu gösterir. Saz eşliğinde irticalen şiir söylemede başarılı bir âşıktır. Genellikle hecenin 8, 11 ve 15'li ölçülerini kullanmıştır. Divan şairlerine heveslenerek bazı şiirlerinde aruzu kullanmış, ancak başarılı olamamıştır. Dönemin âşıklarından Fakiri mahlasıyla tanınan Hevetli Üzeyir’i ustası olarak gören Muhibbî’nin İdraki, Elfazi ve Ermeni bir âşık olan Coşkuni ile atışmalar yaptığı bilinmektedir.

Kaynakça

Cunbur, Müjgân (1968). Başakların Sesi/Türk Halk Şairleri Eserleri ve Hayatları. Ankara: Şark Matbaası.

Çelik, Ali (2008). Türk Halk Şiiri Antolojisi. İstanbul: Timaş Yay.

Karadeniz, Bekir (2002). Artvinli Halk Şairleri. Ankara: Ankara Artvin Kültür ve Yardımlaşma Derneği Yay.

Köprülü, M. Fuad (2004). Saz Şairleri I-V. Ankara: Akçağ Yay.

Özder, Adil (1940). Yusufelili Muhibbî Hayat ve Deyişleri. Kars İl Basımevi.

Sakaoğlu, Saim (1989). “Türk Saz Şiiri”, Türk Dili/Türk Şiiri Özel Sayısı III (Halk Şiiri) LVII (445-450): 105-250.

Sevengil, Refik Ahmet (1965). Yüzyıllar Boyunca Halk Şairleri. İstanbul: Atlas Kitabevi.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: DR. ÖĞR. ÜYESİ AHMET ÖZGÜR GÜVENÇ
Yayın Tarihi: 09.09.2013
Güncelleme Tarihi: 09.12.2020

Eserlerinden Örnekler

Koşma

Biz de gider olduk gurbet ellere

Gözü yaşlı kalsın vilayette yar

Name yazam verem esen yellere

Dinle vasfı halim işarette yar

 

Yar ile eyledik tatlı muhabbet

Çekiben götürdü diyarı gurbet

Aşık maşukuna kavuşur helbet

Bir zaman dolaşak ticarette yar

 

Muhibbi bus etsin destü damanı

Geldi hasret ayrılığın zamanı

Ecel vermez ise bize amanı

Biz de kavuşalım kıyamette yar

 Özder, Adil (1940). Yusufelili Muhibbî Hayat ve Deyişleri. Kars İl Basımevi, 13.

 

Koşma

Nübüvvet nurudur var olan ezel

Onunla beraber halvette idim

Balçıktan yarattı anları güzel

Adem Havva ile cennette idim

 

Haçan ki olduk cihana sürgün

Zari firak ile kalmıştık ol gün

Lutf erişti Haktan biz olduk memnun

Mabeynde gezerdim vahdette idim

 

Emir tebliğ oldu koptu tufanı

Nuh nebi ki oldu Ademi sani

En baş kaptan idim açtım yelkani

Nebiler yanında hizmette idim

 

İshak ile bir huzurda oturdum

İbrahim nebiyle ateşe girdim

Musa’yı nice nice Tur’a götürdüm

Fahrı alem ile hicrette idim

 

Bin iki yüz otuz dokuzda geldim

Elli altısında bu bahra daldım

Seksen dört tarihte yadigar kıldım

Muhibbi’yem gör ne devlette idim

 Özder, Adil (1940). Yusufelili Muhibbî Hayat ve Deyişleri. Kars İl Basımevi, 18.

 

Koşma

Bir nâme yazmışım didem kaniyle

Götür ol canana ver bâd-ı sabâ

Ağlatma beni zâr-u efgânımla

Meksetme, yetişir, er bâd-ı sabâ

 

Gidersen yanına dizbediz otur

Engeller duymasın sen nihân yetür

Tez yazup mefhûmun sen geri getür

Ben gelsem dizde yok fer bâd-ı sabâ

 

Muhibbî ağlıyor gülene kadar

Arayup yârini bulana kadar

O yar bana aşna olana kadar

Korkam bu derd beni yer bâd-ı sabâ

 Köprülü, M. Fuad (2004). Saz Şairleri I-V. Ankara: Akçağ Yay. 559.


İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1GÜLHANÎ, Kasım Okald. 1947 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
2KEMTERÎ, Kadem Demird. 1923 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
3Abdülmecit Tokdemird. 1894 - ö. 17 Ağustos 1974Doğum YeriGörüntüle
4RIZÂYÎ, Mehmedd. 1823 - ö. 1853Doğum YılıGörüntüle
5FÂ'İZ, Mehmed Fâ'iz Efendid. 1823 - ö. 1845Doğum YılıGörüntüle
6HAKKI BEY, Yek-çeşm, Üsküdarlıd. 1823 - ö. 1895Doğum YılıGörüntüle
7SERVET, Hasan Servet Efendi, İzmirlid. 1809 - ö. 1868Ölüm YılıGörüntüle
8HÂŞİM BEY, Cıvıl Seyyid Mehmed Ağa-zâde Müezzinbaşı Hacı Hüseyin Hâşim Beyd. 1815 - ö. 1868Ölüm YılıGörüntüle
9HÂDÎ, Ali Rızâ, Eskişehirlid. ? - ö. 1868Ölüm YılıGörüntüle
10HADÎDÎd. ? - ö. 1533/34MeslekGörüntüle
11KINALI, Memet Kınalıd. 1923 - ö. 26.03.2009MeslekGörüntüle
12TAHİR, Tahir Demirözd. 1912? - ö. ?MeslekGörüntüle
13ŞAMİLÎ, Şamild. 1815 - ö. 1860Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
14DERDİYOKd. ? - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
15RUFAÎ, Yusufd. ? - ö. 1878Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
16MESLEKİ, Bekir Umutd. 1848 - ö. 1939Madde AdıGörüntüle
17ABDULLAH/DELİ KOÇ, Abdullah Koçd. 1964 - ö. ?Madde AdıGörüntüle
18MÜSLEYİN SERÇEd. 1919 - ö. ?Madde AdıGörüntüle