SEBZÎ, Seyyid Mehmed

(d. ?/? - ö. Cemâziyelevvel 1091/Mayıs 1680)
divan şairi, müderris
(Divan/Yazılı Edebiyat / 17. Yüzyıl / Eski Uygur)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Asıl adı Mehmed’dir. Bursa’da doğdu. Doğum tarihi bilinmemektedir. Şeyhî ve Nâil Tuman’a göre babasının adı Seyyid Abdullâh (1989: I/469; 2001: I/413), İsmâil Belîğ (vr. 256b) ve Mehmed Fahreddîn’e (vr. 346a) göre ise Abdî Efendi isminde bir zattır. Amcası ise Seyyid Mahmûd Çelebî’dir. Kaynaklarda seyyid olduğu için Sebzî mahlasını seçtiğini ifade edilmektedir (Çapan 2005: 273).

Sebzî, medrese tahsilini müteakip Safvetî Mehmed Efendi’den icâzet alarak müderrisliğe başladı. Müderrislik hayatı boyunca sık sık tayin ve azillerle karşılaşan şair, ilk olarak Köse Ali Paşa Medresesi’ne (Receb 1063/Mayıs 1653), kırk akçeyle müderris olarak atanmıştır. Şeyhî (1989: I/469) ve Belîğ’in (vr. 256b) verdiği bilgilere göre sırasıyla; Köseler Medresesi (Şabân 1066/Mayıs 1656), Müftî Ahmed Paşa Medresesi (Zilka’de 1072/Haziran 1662), Bâyezid Paşa Medresesi (Şevval 1081/Şubat 1671), İnegöl İshak Paşa Medresesi (Rebîülevvel 1082/Temmuz 1671), İvaz Paşa Medresesi (Safer 1083/Mayıs 1672), Kadriye Medresesi (1086 Zilka’de/Ocak 1676) ve Emir Sultan Medresesi (Muharrem 1088/Mart 1677) müderrisliği görevlerinde bulunmuştur.

Sebzî, Cemâziyelevvel 1091/Mayıs 1680 tarihinde vefat etti. Mehmet Nâil Tuman, şairin ölüm tarihi olarak Cemâziyelevvel 1090/ Haziran 1679 tarihini vermektedir. Kaynaklar, Sebzî’nin ölümüne bir şeftali çekirdeğinin sebep olduğunu rivayet etmektedir (Özcan 1989: I/469; Belîğ vr. 256b; Mehmed Süreyyâ 1308: IV/ 184). Ölümüne Âzerî, “Fikr iderken Âzerî târîh-i fevtin gör kazâ / Mevt-i Sebzî-i bülend-pervâze târîh oldı gam” (h. 1091) beytiyle tarih düşürmüştür (Özcan 1989: I/470). Mezarı, Bursa’da Tuz Pazarı Mu’allim-hânesi hazîresindedir (Özcan 1989: I/469; Tuman 2001: I/413; Mehmed Tâhir 2000: II/229).

Seyyid Mehmed Sebzî’nin iki eseri bulunmaktadır.

1. Dîvân-ı Sebzî: Sebzî’nin müretteb bir divanı olduğu bilinmektedir (Abdulkadiroğlu 1999: 150; Mehmed Tahir 2000: II/229). Fakat divanı henüz ele geçmemiştir.

2. Terceme-i Siyâset-i Şer’iyye: 16. yüzyıl Osmanlı hukukçularından olan Dede Cöngî’nin Arapça olarak kaleme aldığı “Siyâsetnâme” ismiyle meşhur eserinin Türkçeye tercümesidir. Söz konusu tercüme, eserin aslından daha meşhur olmuş ve tanınmıştır (Akgündüz 1994: IX/76). Eserin farklı kütüphanelerde nüshaları mevcuttur: 1. İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi, TY No: 3787, 34 vr.; 2. Milli Kütüphane Yz A 9124, 26 vr.; 3. Nuruosmaniye Kütüphanesi, No: 4892-3, vr. 71-105; Millet Kütüphanesi, Ae Şeriyye 398, 17 vr.; 4. Süleymaniye Kütüphanesi, Hacı Mahmud Efendi, No: 1914, 30 vr.; 5. Beyazıd Kütüphanesi, No: 4790, 17 vr. Sebzî, eserin sebeb-i te’lif bölümünde siyâset-i şer’iyyenin hakkı batıldan ayırmak, dünyada ve âhirette hidayete ermek için gerekli olduğunu anlattıktan sonra, ilm-i fıkıhda allâme olan Minkarî-zâde Dede Efendi’nin Siyâset-i Şer’iyye isimli risâlesini, insanlara faydalı olması amacıyla tasannudan uzak herkesin anlayacağı bir dille Arapçadan Türkçeye tercüme ettiğini söylemektedir. Siyâsetin zâlim ve âdiller için iki çeşit olduğunu ifade eden Sebzî, siyâset-i âdilenin fesâdı ve zulmü ortadan kaldıracağını da belirtmektedir (Siyâset-i Şer’iyye, vr. 1b-2b). Müellif, eserinde özellikle yöneticilerin dikkat etmeleri gereken hususlar konusunda nasihatlarda bulundu.

Mehmed Sebzî, kaynaklarda hoş sohbet, güzel ahlaklı, ilim ve irfan sahibi bir şair olarak anlatılır. Güftî, şairin şiirlerinde nükte ve hayalin çok olduğunu, bu yüzden Tâlîb-i Rûm olarak tanındığını söylemektedir (2001: 147). Belîğ, onun hiciv ve hezle düşkün olduğunu, bu yüzden Nef’î-i Sânî olarak anıldığını belirtmektedir. Fakat şairin, yazdığı bu tür şiirlerinden dolayı sonradan pişman olduğu ve tövbe ettiği de ayrıca zikredilmektedir. Buna karşın yine Belîğ’in ifadelerine göre usta bir şair olduğu hâlde bazı şairlerin şiirlerini kendisininmiş gibi gösterdiği de olmuştur (vr. 258a). Bugün elimizde divanının olmaması, şairin sanatı hakkında doğru bir değerlendirme yapmamamızı engellemektedir.

Kaynakça

Abdulkadiroğlu, Abdulkerim (hzl.) (1999). İsmail Belîğ, Nuhbetü’l-Âsâr. Ankara: AKM Yay.

Akgündüz, Ahmet (1994). “Dede Cöngî”. TDV İslam Ansiklopedisi. C. IX. İstanbul: TDV Yay. 76-77.

Acirc;sım. Zeyl-i Zübdetü'l-Eş‘âr. Millet Kütüphanesi Ali Emiri Efendi. No. 1326. r. 8b.

Atlansoy, Kadir (1998). Bursa Şairleri Bursa Vefeyatnamelerindeki Şairlerin Biyografileri. Bursa: Asa Kitabevi.

Çapan, Pervin (hzl.) (2005). Mustafa Safâyî Efendi, Tezkire-i Safâyî. Ankara: AKM Yay.

İpekten, Haluk, M. İsen, R. Toparlı, N. Okçu, T. Karabey (1988). Tezkirelere Göre Divan Edebiyatı İsimler Sözlüğü. Ankara: KBY Yay.

Belîğ. Güldeste-i Riyâz-ı İrfân. Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi, Hazine. No. 1281. vr. 256b-258a.

Kurnaz, Cemal, M. Tatcı (hzl.) (2000). Bursalı Mehmed Tâhir, Osmanlı Müellifleri. Ankara: Bizim Büro Basımevi.

Kurnaz, Cemal, M. Tatcı (hzl.) (2001). Mehmet Nâil Tuman, Tuhfe-i Nâilî. C. II. Ankara: Bizim Büro Yay.

Mehmed Fahreddîn. Gülzâr-ı İrfân. Âtıf Efendi Kütüphanesi. No. 1923. vr. 350b.

Mehmed Süreyyâ. (1311). Sicill-i Osmânî. Cilt: IV, İstanbul: Matba’a-i Âmire.

Müstakîmzâde Süleymân Sa’deddîn. Mecelletü’n-Nisâb. (tıpkıbasım), Ankara: KB Yay.

Özcan, Abdülkadir (hzl.) (1989). Şeyhî Mehmed Efendi, Vekâyiü’l-Fudalâ. C. I. İstanbul: Çağrı Yay.

Sebzî. Terceme-i Siyâset-i Şer’iye. Milli Kütüphane. No. 9124.

Yekbaş, Hakan (2011). Sebzî Dîvânı (İnceleme-Tenkitli Metin). Doktora Tezi. Sivas: Cumhuriyet Üniversitesi.

Yılmaz, Kâşif (hzl.) (2001). Güftî ve Teşrîfâtü’ş-Şu’arâsı. Ankara: AKM Yay.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: DOÇ. DR. HAKAN YEKBAŞ
Yayın Tarihi: 07.03.2014
Güncelleme Tarihi: 25.11.2020

Eserlerinden Örnekler

Gazel

Mest-i şevk-i neşve-i sahbâ-yı vahdetdür gönül

Hâzin-i gencîne-i manâ-yı vahdetdür gönül

Âsumân hergîz degül yanında hem-kaddür habâb

Ol kadar müstagrak-ı deryâ-yı vahdetdür gönül

Dâm-ı kesret dâne-i dünyâya itmez iltifât

Hûşe-çîn-i hırmen-i sahrâ-yı vahdetdür gönül

Bâis-i germiyyet-i bâzâr-ı Tûr olsa n’ola

Nûr-ı rûy-ı şâhid-i ranâ-yı vahdetdür gönül

Şem-i bezm-i aşka per yakmış Sebzî gibi

Âşık-ı ser-bâz-ı bî-pervâ-yı vahdetdür gönül

(İsmâîl Belîğ. Güldeste-i Riyâz-ı İrfân, Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi, Hazine. No. 1281. vr. 257b.)

 

Rubâ’î

Elbet dili biz nâ’il-i hâcât iderüz

Zîrâ ulu dergâha münâcât iderüz

Yüz yirde ser-i kûyına rû-mâl oluruz

Âşıklugı bu vech ile isbât iderüz

(Abdülkadiroğlu, Abdulkerim (hzl.) (1999). İsmail Belîğ, Nuhbetü’l-Âsâr. Ankara: AKM Yay. 153.)

 


İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1HARÎRÎd. ? - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
2MEHMED FAHREDDÎN, Bursalıd. 1792 - ö. 1855Doğum YeriGörüntüle
3SÂMÎd. ? - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
4HARÎRÎd. ? - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
5MEHMED FAHREDDÎN, Bursalıd. 1792 - ö. 1855Doğum YılıGörüntüle
6SÂMÎd. ? - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
7HARÎRÎd. ? - ö. ?Ölüm YılıGörüntüle
8MEHMED FAHREDDÎN, Bursalıd. 1792 - ö. 1855Ölüm YılıGörüntüle
9SÂMÎd. ? - ö. ?Ölüm YılıGörüntüle
10HARÎRÎd. ? - ö. ?MeslekGörüntüle
11MEHMED FAHREDDÎN, Bursalıd. 1792 - ö. 1855MeslekGörüntüle
12SÂMÎd. ? - ö. ?MeslekGörüntüle
13HARÎRÎd. ? - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
14MEHMED FAHREDDÎN, Bursalıd. 1792 - ö. 1855Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
15SÂMÎd. ? - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
16HARÎRÎd. ? - ö. ?Madde AdıGörüntüle
17MEHMED FAHREDDÎN, Bursalıd. 1792 - ö. 1855Madde AdıGörüntüle
18SÂMÎd. ? - ö. ?Madde AdıGörüntüle