VECDÎ, Abdülbâkî

(d. ?/? - ö. 4 Ramazân 1071/3 Mayıs 1661)
divan şairi, beylikçi
(Divan/Yazılı Edebiyat / 17. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Asıl adı Abdülbâkî’dir. Boğuk-zâde lakabıyla da tanınmaktadır. İstanbul’da doğdu. Hicrî on birinci yüzyılın başlarında doğduğu tahmin edilmektedir. Babası Boğuk Mustafa lakaplı bir zattır. Safâyî, Vecdî’nin gençliğinde iyi bir eğitim aldığını, birçok ilmi tahsil ettiğini ifade etmektedir (2005: 684).

Tahsilini müteakip Dîvân-ı Hümâyûn kalemine intisap eylemiştir. Burada iken hattatlık dersleri aldı, özellike dîvânî denilen yazı şeklinde büyük mahâret göstererek ustalık derecesinde yetişti. Dîvân-ı Hümâyûn’da çalışan memur adaylarına başarılı oldukları takdirde uygun bir mahlas vererek aslî kadroya geçirmek usûlden olduğundan kendisine de Vecdî mahlası verildi (Fâik Reşâd 1311: 176). Kısa zamanda zekâsı ve kabiliyeti ile emsalleri arasında başarılı oldu, dönemin re’îsü’l-küttâbı olan Şâmî-zâde Mehmed Efendi’nin dikkatini çekerek Beylikçilik makamına getirildi. Dîvân’ında re’îsü’l-küttâb Şâmî-zâde Mehmed Efendi’yi öven müzeyyel bir gazele yer vermesi, ona duyduğu minnet duygusunun eseri olarak dikkat çekmektedir (Dîvânçe 1308: 23-26). Dîvân’ının bazı yazma nüshalarında bulunan bir tarih manzumesinden de 1658 yılında Yanova Kalesi’nin fethi sırasında Köprülü Mehmed Paşa ile birlikte olduğu anlaşılmaktadır (Dîvân vr. 1b). 

Beylikçilik görevindeyken Köprülü Mehmed Paşa’nın iltifatlarına mazhar olmuştur. Şeyhî Mehmed Efendi, Köprülü Mehmed Paşa’nın devamlı iltifatlarının ve şairin şöhretinin artması sonucunda Şâmî-zâde Mehmed Efendi’nin hasedine maruz kaldığını söylemektedir (1989: I/711). Şâmî-zâde Mehmed Paşa, Vecdî’nin sâbık İstanbul kadısı Sadreddîn-zâde Rûhullâh ve Dergâh-ı Âlî kapıcıbaşılarından Konya Abazası Mehmed Ağa ile aralarındaki mektuplaşmadan, güya ilm-i nücûm marifetiyle devlet erkânıyla vükelâ-yı saltanatın görevden uzaklaştırılmalarına ilişkin bazı hadiselerin zuhûra geleceğini haber verdiklerini iddia ederek şikâyette bulunmuştur. Bunun üzerine Şeyhülislâm Bâlî-zâde Esîrî Mehmed Efendi’de de Vecdî, Sadreddîn Rûhullâh ve Mehmed Ağa’nın idamı için fetva vermiştir. Vecdî ve arkadaşları, 4 Ramazan 1071/3 Mayıs 1661 Salı günü Alay Köşkü önünde, padişah IV. Mehmed’in de hazır bulunduğu sırada kafaları kesilmek suretiyle idam edilmiştir (Özcan 1989: I/284: Özcan vd. 2013: I/ 13). Ölüm tarihi, Safâyî’ye göre 1072/1662 (Çapan 2005: 684), Fâik Reşâd’a göre 1073/1663’tür (Fâik Reşâd 1311: 176).

Vecdî’nin bilinen tek eseri yaklaşık 550 beyitlik dîvânçe niteliğindeki Dîvân’ıdır. Bursalı Mehmed Tâhir, şairin Bâyezîd Câmisi’ndeki Veliyüddîn Efendi Kütüphânesinde kendi yazısıyla bir Mecmû’a-i Eş’âr’ı olduğunu ifade etmekte ise de (2000: 480) söz konusu eser, Vecdî ile aynı mahlası taşıyan Filibeli Mevlevî şeyhi Abdurrahman Vecdî’ye aittir (Kavruk, Selçuk 2009: 9).

Dîvân’ının farklı kütüphanelerde kırka yakın nüshasının bulunması, Vecdî’nin okunan ve beğenilen bir şair olduğunu göstermektedir. Nitekim Fâik Reşâd, şairin Dîvân’ını 1289 ve 1308 yıllarında eksik olarak iki defa bastırdı. Fâik Reşâd, Dîvân’ın 1308 yılındaki baskısına yazdığı takrîzde, Vecdî’nin hicrî on ikinci asrın kuvvetli şairlerinden biri olduğunu ifade etmektedir (Dîvânçe-i Eş’âr, s. 3). Dîvân’ın bu baskısında Fâik Reşâd, bazı kelime ve mısralara dair dipnotlar yoluyla açıklamalarda da bulunmuştur. Dîvân’ın tenkitli metni yayımlandı (Mermer 2002; Aydın 2003). Yayımlanmış olan tenkitli metinlerde 1 kaside, 1 müseddes, 75 gazel (ikisi müzeyyel gazel, dördü nâ-tamâm), 10 kıt’a, 7 rübâî, 5 müfred, 20 muamma bulunmaktadır. Dîvân üzerine iki de yüksek lisans çalışması yapıldı (Sarı 1993; Yanmaz 1995).

Fehîm, Neşâtî ve Mezâkî gibi şahsiyetlerle Köprülüler devrinin saray şairleri arasında sayılan Vecdî, kaynaklarda gazel şairi olarak ifade edilmektedir. Yaşadığı yıllarda ve sonraki dönemlerde birçok şairin onun şiirlerini övdüğü ve gazellerine nazire söyledikleri görülmektedir. Nâ’ilî-i Kadîm’in “Vecdî’nin imiş Nâ’ilîyâ nükte-verândan / Ta’bîri hoş-âyende bir a’lâ güzel aldum” beyti (İpekten 1970: 372) ile yine dostu ve üstadı Mezâkî’nin “Olsam n’ola âmâde-i sad-feyz Mezâkî / Vecdî’ye nazîre dimege bir gazel aldum” (Mermer 1991: 468) şeklindeki ifadeleri, şairin gazellerinin takdir edildiğini ve beğenildiğini göstermektedir. Özellikle 17. asır şairlerinden Mehmed Fevzî’nin Vecdî’ye birçok naziresi bulunmaktadır (Çapan 2005: 451). Bu isimler dışında Neşâtî, Sükkerî, Fehîm-i Kadîm ve Nedîm-i Kadîm gibi şairlerin de Vecdî’ye nazire söyledikleri bilinmektedir (Mermer 2002: 20-22). Vasfî Mâhir Kocatürk, Dîvân’da yer alan “göster” redifli gazele Nâmık Kemâl’in bir nazire yazdığını belirtmektedir. (1971: 9). Fâik Reşâd, Vecdî’yi Neşâtî ile birlikte gazel sahasında en kudretli şairlerden biri olarak zikretmektedir (1311: 175). Dîvân’ının 1308’deki ikinci tab’ı münâsebetiyle Mehmed Celâl, Vecdî hakkında Fâik Reşâd’a hitaben yazdığı mektupta, Vecdî’deki tabî’at-ı âşıkâneye hayran olduğunu, onun eş’âr-ı âşıkânesinin her tabiatı mutlaka etkileyeceğini ifade etmektedir (Mehmed Celâl 1309: 49).

Vecdî, şiirlerinde daha çok aşk, rindlik ve ıstırap gibi duyguları işlemiştir. Bazı gazellerinde Sebk-i Hindî etkisi hissedilmektedir. Gazellerindeki sade söyleyişi, geniş hayal gücü ve ince zevkiyle Bâkî’den Nedîm’e uzanan çizgide önemli bir şahsiyet olan Vecdî, şiirleriyle hem kendi devrinde hem de 19. asra kadar çok sevilmiş ve okunmuş bir şairdir.

Kaynakça

Abdulkadiroğlu, Abdulkerim (hzl.) (1999). İsmail Belîğ, Nuhbetü’l-Âsâr. Ankara: AKM Yay.

Âsım. Zeyl-i Zübdetü'l-Eş‘âr. İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi. TY. 2401. v. 24b.

Aydın, Mehmet (2003). 17. Yüzyıl Divan Şairlerinden Vecdî (Abdülbaki) Divanı. Prizren: BAL-TAM Yay.

Çapan, Pervin (hzl.) (2005). Mustafa Safâyî Efendi, Tezkire-i Safâyî. Ankara: AKM Yay.

Çiftçi, Cemil (1997). Maktul Şairler. İstanbul: Kitabevi Yay.

Fâik Reşâd (1311). Eslâf. İstanbul: Âlem Matbaası.

Genç, İlhan (hzl.) (2000). Esrar Dede, Tezkire-i Şu’arâ-yı Mevleviyye. Ankara: AKM Yay.

Gibb, E. J. Wilkinson (1999). Osmanlı Şiir Tarihi. çev. Ali Çavuşoğlu. Ankara: Akçağ Yay.

İpekten, Haluk (1970). Nâ’ilî-i Kadîm Divanı. İstanbul: MEB Yay.

İpekten, Haluk, M. İsen, R. Toparlı, N. Okçu, T. Karabey (1988). Tezkirelere Göre Divan Edebiyatı İsimler Sözlüğü. Ankara: KBY Yay.

Kavruk, Hasan, Bahir Selçuk (2009). Filibeli Vecdî ve Dîvân’ı (Metin-Dizin). Malatya: Özserhat Yayıncılık.

Kocatürk, Vasfi Mahir (1971). Namık Kemal’in Şiirleri. Ankara: Edebiyat Yayınevi.

Komisyon (1967). İstanbul Kütüphaneleri Türkçe Yazma Divanlar Kataloğu. Cilt: II. İstanbul: Milli Eğitim Basımevi.

Köprülü, Fuad (2006). Divan Edebiyatı Antolojisi. Ankara: Akçağ Yay.

Kurnaz, Cemal, M. Tatcı (hzl.) (2000). Bursalı Mehmed Tâhir, Osmanlı Müellifleri. Ankara: Bizim Büro Basımevi.

Kurnaz, Cemal ve M. Tatcı (hzl.) (2001). Mehmet Nâil Tuman, Tuhfe-i Nâilî. C. II. Ankara: Bizim Büro Yay.

Mehmed Celâl (1309). “Mektûb”. Ma’ârif Mecmûası, Birinci Sene, Sayı: 4: 49-50.

Mehmed Süreyyâ (1311). Sicill-i Osmânî. Cilt: IV. İstanbul: Matba’a-i Âmire.

Mermer, Ahmet (1991). Mezâkî Hayatı, Edebî Kişiliği ve Divanı’nın Tenkidli Metni. Ankara: AKM Yay.

Mermer, Ahmet (2002). Vecdî ve Dîvânçesi. Ankara: MEB Yay.

Müstakîmzâde Süleymân Sa’deddîn. Mecelletü’n-Nisâb. (tıpkıbasım). Ankara: KBY Yay.

Özcan, Abdülkadir, A. Z. İzgöer, B. Çakır, Y. Uğur (hzl.) (1989). Râşid Mehmed Efendi, Çelebizâde İsmaîl Efendi, Târîh-i Râşid ve Zeyli. C. I. İstanbul: Klasik Yay.

Özcan, Abdülkadir (hzl.) (1989). Şeyhî Mehmed Efendi, Vekâyiü’l-Fudalâ. C. I. İstanbul: Çağrı Yay.

Sarı, Sebahaddin (1993). Vecdî Divanı (Tenkitli Metin). Yüksek Lisans Tezi. Elazığ: Fırat Üniversitesi.

Vecdî (1289). Dîvân-ı Vecdî. İstanbul: Süleyman Efendi Matbaası.

Vecdî (1308). Dîvânçe-i Vecdî. İstanbul: Kasbar Matbaası.

Vecdî. Dîvân-ı Vecdî. Millet Kütüphanesi. Ali Emîrî Efendi Manzum Eserler. No: 489, vr. 1b.

Yanmaz, Eşref (1995). Vecdî Hayatı, Edebî Kişiliği ve Divanı’nın Karşılaştırmalı Metni. Yüksek Lisans Tezi. Erzurum: Atatürk Üniversitesi.

Yılmaz, Kâşif (hzl.) (2001). Güftî ve Teşrîfâtü’ş-Şu’arâsı. Ankara: AKM Yay.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: DOÇ. DR. HAKAN YEKBAŞ
Yayın Tarihi: 07.03.2014
Güncelleme Tarihi: 23.11.2020

Eserlerinden Örnekler

Gazel-i Müzeyyel

Gülmesün düşmen bana rahm eyle giryân görmesün

Çeşm-i hûn-âlûde rûy-ı hasmı handân görmesün

Sübha-i zünnâr-ı zünbûru kemend-i cân ider

Nakş-ı hüsnin ol bütün kâfir müselmân görmesün

Cân-ı âşık gibi Rûhü’l-kudsîde pâ-mâl ider

Çeşm-i mesti cilvegâhında hemân cân görmesün

Gice gördüm hâke salmış dilleri zülfin çözüp

Kimse yâ Rab böyle bir hâb-ı perîşân görmesün

Hil’at-ı îmânîde ol gamzeler çâk itdürür

Kimsede ol bî-emân dest ü girîbân görmesün

Zîb-i gûş-ı cândur ey Vecdî sözüm erbâb-ı dil

Gevherüm hem-seng-i nazm-i hod-fürûşân görmesün

Hazret-i üstâda arz eyle ki kadrin ol bilür

Bu dür-i yektâyı cevher nâ-şinâsân görmesün

Rûh-ı sânî-i cihân u nûr-ı çeşm-i ins ü cân

Dîde-i eyyâm ansız sadrı bir ân görmesün

Eyledüm müjgânuma tasvîr-i aks-i rûyını

Kim ruhından gayrı dîdem mihr-i rahşân görmesün

Hâk-i pâyı kühl-ı çeşm-i âftâb olsun dahi

Dîde-i bed-hâhi derd-i reşke dermân görmesün

(Mermer, Ahmet (2002). Vecdî ve Dîvânçesi. Ankara: MEB Yay. 116-118.)

Gazel

La’lün tebessüm eyle pür-âb u tâb göster

Yâkût-ı sürh içinde dürr-i hoş-âb göster

Aks-i ruhunla eyle âyîneyi münevver

Âgûş-ı mehde rahşân bir âftâb göster

İtme lebün küşâde ehl-i niyâza ammâ

Her bir su’âle gamzen hâzır-cevâb göster

Âb-ı hayât-ı vaslun hâbında câna arz it

Dil-teşne-i ümîde bâri serâb göster

Mey iç ki rûy-ı âlun olsun yine hoy-efşân

Âb içre âteş gör âteşde âb göster

Küstâhı çeşme itme rûy-ı dili nümâyân

Âyîne-i ruhunda reng-i hicâb göster

Ser-mest ü dil-şikeste düş pây-ı çeşm-i meste

Mi’mâr-ı lutfa kendün hâne-harâb göster

Sundukça câm-ı zevkı ol mest-i nâza sâkî

Sad çeşm-i mübtelâyı anda habâb göster

Var mı cevâb söyler bu nev-zemîne Vecdî

Şi’ründe ehl-i nazma tâze hitâb göster

 (Mermer, Ahmet (2002). Vecdî ve Dîvânçesi. Ankara: MEB Yay. 85-86.)

Gazel

Varursan ey sabâ ol zülf-i şebgûna selâm eyle

Düşerse hem dil-i mahbûs u mahzûna selâm eyle

Sakınsun âteşümden nüh-revâkın eylerem sûzân

Beni incitmesün ey âh-ı gerdûna selâm eyle

Yine deşt-i cünûn hâlî degildür söyle şâd olsun

Var ey feryâd benden rûh-ı Mecnûna selâm eyle

Di biz çekdük ümîd-i meyve-i vaslından ey eşk el

Yolun ugrarsa ger ol nahl-i mevzûna selâm eyle

Hat-ı nev-hîzi medhin itdi fermân la’li ey Vecdî

Meded imdâda gelsün tâze mazmûna selâm eyle

(Mermer, Ahmet (2002). Vecdî ve Dîvânçesi. Ankara: MEB Yay. 135-136.)


İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1FÂRİS/ FÂRİSÎ, Sultan Osman-ı Sânî b. Sultan Ahmed-i Evveld. 1604 - ö. 1622Doğum YeriGörüntüle
2GÂLİB, Abdulhalîm Gâlibd. ? - ö. 1876Doğum YeriGörüntüle
3KERESTECİYAN, Bedrosd. 1840 - ö. 1909Doğum YeriGörüntüle
4FÂRİS/ FÂRİSÎ, Sultan Osman-ı Sânî b. Sultan Ahmed-i Evveld. 1604 - ö. 1622Doğum YılıGörüntüle
5GÂLİB, Abdulhalîm Gâlibd. ? - ö. 1876Doğum YılıGörüntüle
6KERESTECİYAN, Bedrosd. 1840 - ö. 1909Doğum YılıGörüntüle
7FÂRİS/ FÂRİSÎ, Sultan Osman-ı Sânî b. Sultan Ahmed-i Evveld. 1604 - ö. 1622Ölüm YılıGörüntüle
8GÂLİB, Abdulhalîm Gâlibd. ? - ö. 1876Ölüm YılıGörüntüle
9KERESTECİYAN, Bedrosd. 1840 - ö. 1909Ölüm YılıGörüntüle
10FÂRİS/ FÂRİSÎ, Sultan Osman-ı Sânî b. Sultan Ahmed-i Evveld. 1604 - ö. 1622MeslekGörüntüle
11GÂLİB, Abdulhalîm Gâlibd. ? - ö. 1876MeslekGörüntüle
12KERESTECİYAN, Bedrosd. 1840 - ö. 1909MeslekGörüntüle
13FÂRİS/ FÂRİSÎ, Sultan Osman-ı Sânî b. Sultan Ahmed-i Evveld. 1604 - ö. 1622Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
14GÂLİB, Abdulhalîm Gâlibd. ? - ö. 1876Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
15KERESTECİYAN, Bedrosd. 1840 - ö. 1909Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
16FÂRİS/ FÂRİSÎ, Sultan Osman-ı Sânî b. Sultan Ahmed-i Evveld. 1604 - ö. 1622Madde AdıGörüntüle
17GÂLİB, Abdulhalîm Gâlibd. ? - ö. 1876Madde AdıGörüntüle
18KERESTECİYAN, Bedrosd. 1840 - ö. 1909Madde AdıGörüntüle