ZA’ÎF, Yahyâ, Hâcî Mustafâoğlu

(d. ?/? - ö. ?/?)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / Başlangıç-15. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Biyografik ve bibliyografik kaynaklarda kendisine yer verilmeyen Hâcı Mustafâoğlu hakkındaki bilgiler eserlerinden elde edilenlerle sınırlıdır. Onun asıl adı “Yahyâ”, künyesi “Hâcı Mustafâoğlu”, mahlası ise “Za’îf”dir. Mecma’u’l-Envâr’da Mustafâ adlı birinin oğlu olduğunu söylemektedir: 
 Hem bu Hâcî Mustafâ’nun oglını   

 Lutfun-ıla yarlıgagıl iy Ganî (Köksal 2011: 231) 

Siyer-i Nebî’de belirttiğine göre de Hâcı Mustafâoğlu’nu künye olarak kullanmaktadır:
 Bu Hâcî Mustafâ oglın İlâhî

 İçini vü taşını hikmet eyle (Hâcı Mustafâoğlu yz.1: vr. 36b) 

 

 Bu Hâcî Mustafâ oglın kabûl it

 Buhârî sultânınun hürmeti-çün (Hâcı Mustafâoğlu yz.1: vr. 38a) 

Mecma’u’l-Envâr’ın birkaç beytinde anılan “Za’îf” adına, uzak bir ihtimal de olsa, cins isim anlamı verilmesi de mümkündür. Fakat, eserin sonlarında yer alan Emîr Sultân övgüsündeki dokuz beyitlik gazelin maktaı şairin mahlasının Za’îf olduğunu şüpheye mahal bırakmayacak şekilde göstermektedir: 

 İy Za’îf uzatma sözün ne bilürsin medhini

 Kim mürîd oldun o şâha var Hak’a şükr it kesîr (Köksal 2011: 261)

Onun asıl adının “Yahyâ” olduğu ise Siyer-i Nebî’nin şu beytinden anlaşılmaktadır:

  Eger kurtılmak istersen i Yahyâ

  Bu halka hîç karışma vahdet eyle (Hâcı Mustafâoğlu yz.1: vr. 36b; Hâcı Mustafâoğlu yz. 2: vr. 9b)

Mecma’u’l-Envâr’ın Bursa’da yazılması ve kendisinin de Emîr Sultân’ın müritlerinden olması şairin Bursalı olduğunu düşündürmektedir. Her iki eserinde mürşidini “Buhârî” kelimesiyle anan Za’îf’in, 1490 yılında yazdığı Mecma’u’l-Envâr’da “vefatının yürekler dağladığı”ndan bahsettiğine göre mürşidi, 1516’da ölen Emîr Buhârî değil Yıldırım Bâyezîd’in damadı Emîr Sultân (öl. 1429?) olmalıdır. Emîr Sultân’ın vefatına tanıklık etmesine nazaran da Hâcı Mustafâoğlu muhtemelen 15. yüzyıl başlarında doğmuştur. İki eserinde de kendinden “aciz, noksan, cahil” vb. kelimelerle söz etse de yaptığı ayet ve hadis iktibaslarından belli bir düzeyde Arapça bildiği anlaşılmaktadır. Emîr Sultân’a duyduğu derin muhabbet ve bağlılık dışında mesnevîlerinde kendisine dair bilgi yok denecek kadar azdır. Hâcı Mustafâoğlu’nun eserleri şunlardır:

1. Mecma’u’l-Envâr: Türk edebiyatının ilk ve en hacimli mevlidlerindendir. Mesnevî nazım şekliyle kaleme alınmış olan bu mevlid 1736 beyittir. Kültüral (2009) neşrinde metnin 1792 beyit olması, aslında esere dâhil olmayan ilk 110 beytin eklenmesinden kaynaklanmaktadır. Nitekim manzumenin sonundaki “Bilmek istersen ki kaç beytdür bunı / Hoş nazar kıl bu rakam söyler anı” beytinin yanında iki nüshada “aded-i beyt: 1722” ibaresi mevcuttur. Mevlid, baştan sona kimi yerlerde "fâ’ilâtün fâ’ilâtün fâ’ilün", kimi yerlerde "mefâ’îlün mefâ’îlün fe’ûlün" kalıbıyla kaleme alınmıştır. Bursa’da 25 Muharrem 896 (8 Aralık1490) pazar günü tamamlanan ve iki hafta gibi kısa bir sürede yazılan (Köksal 2011: 263) eserde mevlid kısmının yanı sıra mucizat, miraç ve vefat da anlatılmakta, ayrıca Hz. Hatice, Hz. Ebû Bekir, Hz. Osmân, Hz. Alî ve Hz. Hamza’nın Müslüman oluşlarına yer verilmektedir. Sonunda Emîr Sultân için yazılmış bazı manzumelerin de yer aldığı mesnevînin beş nüshası bilinmektedir: “Süleymaniye Kütüphanesi Es’ad Efendi 2398; Bayezid Umumi Kütüphanesi 5308/2; Yapı ve Kredi Bankası Kütüphanesi 1042; Sadberk Hanım Müzesi Hüseyin Kocabaş Kitaplığı Türkçe Yazmalar 195/2; Mısır Milli Kütüphanesi Türkçe Yazmaları Edebi Türkî 362”. Mecma’u’l-Envâr yayımlanmıştır (Kültüral 2009; Köksal 2011).

2. Siyer-i Nebî: Eserin herhangi bir yerinde Siyer-i Nebî ifadesi geçmemektedir. Ancak Millî Kütüphane’nin internet ortamındaki yazmalar kataloğunda muhtemelen konusuna bakılarak metne bu ad verilmiştir. Buna istinaden manzumeden burada da aynı adla söz edilmiştir. Aruzun "fâ’ilâtün fâ’ilâtün fâ’ilün" ve "mefâ’îlün mefâ’îlün fe’ûlün" kalıbıyla karışık olarak yazılan metin yaklaşık 700 beyit tutarında bir mesnevîdir. Yazılış tarihi bilinmemekle birlikte içinde Mecma’u’l-Envâr’dan bahsedilmesinden, ondan sonra yazıldığı anlaşılmaktadır. İki nüshası vardır: “M. Fatih Köksal Özel Kütüphanesi Yz. 197/4-Mec. 59; TDK Kütüphanesi B 28”. 1164 istinsah tarihli TDK Kütüphanesi nüshası baştan, ortadan ve sondan eksik olmakla birlikte 1140 istinsah tarihli Köksal nüshasında olmayan bazı bölümleri ihtiva etmektedir. Eserin sonunda -TDK nüshasında bulunmayan- bir “hâtime” ile Mecma’u’l-Envâr’da olduğu gibi Emîr Sultân övgüsünde bir “münâcât” yer almaktadır. Muhteva itibarıyla Hz. Muhammed’in doğumu, bazı mucizeleri, kimi İslâm büyükleri vb. konuları işlendiği manzume, vezni gibi konusu bakımından da Mecma’u’l-Envâr’la benzerlikler taşımaktadır.

Şiirlerinde “Za’îf” mahlasını da kullanan Hâcı Mustafâoğlu, 14 ve 15. yüzyılda yaygın şekilde görüldüğü üzere dinî-didaktik manzumeler kaleme alan mutasavvıf şairlerdendir. O da benzerleri gibi duygu ve düşüncelerini özellikle de bilgilerini şairlik ve sanat kaygısından çok, daha kalıcı olması amacıyla halka “manzum” olarak dile getirmek iddiasını gütmüş görünmektedir. Eldeki iki mesnevîsine bakarak şairin; en fazla vezin ve kafiye gibi teknik yönden zayıf, dili kısmen sade, üslûbu da yapmacıklıktan uzak, samimî ve coşkun manzumeler kaleme aldığını söylemek mümkündür. 

 

Kaynakça

Hâcı Mustafâoğlu (yz.1). Siyer-i Nebî. M. Fatih Köksal Özel Kütüphanesi Nr. Yz. 197/4-Mec. 59. 

Hâcı Mustafâoğlu (yz.2). Siyer-i Nebî. TDK Kütüphanesi B 28.

Köksal, M. Fatih (hzl.) (2011). Mevlid-nâme. Ankara: TDV Yay.

Kültüral, Zuhal (2003). “Hacı Mustafaoğlu’nun Mecma’u’l-Envâr’ı ve Söz Varlığı Üzerine”. İstanbul Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi (33): 127-140.

Kültüral, Zuhal (hzl.) (2009). Hacı Mustafaoğlu, Mecma’u’l-Envâr (Tenkitli Metin-İnceleme). İstanbul: Simurg Yay.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: PROF. DR. MEHMET FATİH KÖKSAL
Yayın Tarihi: 14.12.2014
Güncelleme Tarihi: 08.11.2020

Eserlerinden Örnekler

Mecma’u’l-Envâr’dan

Dinle imdi Hak te’âlâ neyledi

Lutf idüben çünki nûra söyledi

Kudretiyle iki şakk oldı o nûr

Çünki buldı hazret-i Hak’dan sürûr

Ol iki nûrı ki rûşen eyledi

Âlemeyni sanki gülşen eyledi

İkisinden itdi Hak bir cevheri

Pes o cevhere nazar kıldı geri

Çünki ol cevhere nazar eyledi

Kudretiyle iki pâre eyledi

İki şakk oldı nazardan bil anı

Dinle imdi n’eyler anı ol Ganî

Bir pâresin eyledi rûhânî ol

Nefsevîde itdi biri hem nüzûl

Bir nazarla od idüp rûhânîsin

Eyledi su hem dahı nefsânîsin

Pes havâle eyledi odı suya

Dütün oldı od suya kanda uya

Ol dütünden gökleri ol pâdişâh

Yaraduban kıldı anı bârgâh

Bâkîsinden yirleri itdi tamâm

Halk oluban cümlesi buldı nizâm

Ger dilersenüz cehennemden necât

Işk-ıla derd-ile eydün es-salât

(Köksal, M. Fatih (hzl.) (2011). Mevlid-nâme. Ankara: TDV Yay. 112-113.)


İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1ZİHNÎ, Pervâne Salih Deded. ? - ö. 1663Doğum YeriGörüntüle
2ULVÎ, Yegânoğlu Ulvî Çelebid. ? - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
3SEYYİD, Mehmed Emîn Efendid. - - ö. 1718 veya 1721Doğum YeriGörüntüle
4ZİHNÎ, Pervâne Salih Deded. ? - ö. 1663Doğum YılıGörüntüle
5ULVÎ, Yegânoğlu Ulvî Çelebid. ? - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
6SEYYİD, Mehmed Emîn Efendid. - - ö. 1718 veya 1721Doğum YılıGörüntüle
7ZİHNÎ, Pervâne Salih Deded. ? - ö. 1663Ölüm YılıGörüntüle
8ULVÎ, Yegânoğlu Ulvî Çelebid. ? - ö. ?Ölüm YılıGörüntüle
9SEYYİD, Mehmed Emîn Efendid. - - ö. 1718 veya 1721Ölüm YılıGörüntüle
10ZİHNÎ, Pervâne Salih Deded. ? - ö. 1663Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
11ULVÎ, Yegânoğlu Ulvî Çelebid. ? - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
12SEYYİD, Mehmed Emîn Efendid. - - ö. 1718 veya 1721Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
13ZİHNÎ, Pervâne Salih Deded. ? - ö. 1663Madde AdıGörüntüle
14ULVÎ, Yegânoğlu Ulvî Çelebid. ? - ö. ?Madde AdıGörüntüle
15SEYYİD, Mehmed Emîn Efendid. - - ö. 1718 veya 1721Madde AdıGörüntüle