Ayfer Tunç

(d. 02 Mart 1964 / ö. -)
Yazar, Gazeteci, Eleştirmen
(Yeni Edebiyat / 20. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Adapazarı’nda doğdu. İlk ve ortaokulu burada okuyan Tunç, sonrasında Erenköy Kız Lisesi'ni bitirdi ve İstanbul Üniversitesinde Siyasal Bilgiler okudu. Üniversite yıllarında çeşitli edebiyat ve kültür dergilerine yazılar yazmaya başladı. Edebiyat üzerine ilk yazıları 1983'ten itibaren çeşitli dergilerde yer aldı. 1989'da gazeteciliğe başladı. Sokak dergisinde, Güneş ve Yeni Yüzyıl gazetelerinde çalıştı. 1989'da Cumhuriyet gazetesinin düzenlediği Yunus Nadi Öykü Armağanında "Saklı" adlı öyküsüyle birinciliği kazandı. 1999-2004 yılları arasında Yapı Kredi Yayınlarında yayın yönetmeni olarak görev yaptı. İstanbul radyosuna radyo tiyatroları yazdı. 2001'de yayımlanan Bir Maniniz Yoksa Annemler Size Gelecek-70'li Yıllarda Hayatımız adlı eseri, 2003'te altı Balkan ülkesinin katılımıyla düzenlenen Balkanika Ödülünü kazandı ve eserin altı Balkan diline çevrilmesine karar verildi. 2003'tea Sait Faik'in öykülerinden hareketle yazdığı Havada Bulut adlı senaryosu filme çekildi ve TRT'de gösterildi. "Aliye" ve "Binbir Gece" dizilerinin senaryolarını bir senaryo ekibiyle birlikte yazdı. Bir dönem Galatasaray Üniversitesinde Türkçe dersleri veren yazar; Murat Gülsoy ve Yekta Kopan ile birlikte söyleşiler yaptı. Yekta Kopan’ın ayrılması sonucu Murat Gülsoy’la birlikte Diyaloglar isimli edebiyat söyleşilerini devam ettirdi.

Ayfer Tunç öykü, roman, senaryo, araştırma ve yaşantı yazıları olmak üzere çeşitli türlerde eser vermiştir. Hem gelenekten beslenen hem de günceli takip eden bir yazardır. Edebî hayatını şekillendiren yazarlara bakıldığında Yaşar Kemal, Orhan Kemal, Fakir Baykurt, Kemal Tahir, Leyla Erbil, Adalet Ağaoğlu, Füruzan, Sevgi Soysal, Tomris Uyar, Sevim Burak, Ferit Edgü, Bilge Karasu, Faulkner, Kafka, Dostoyevski, Tolstoy, Çehov, Ahmet Hamdi Tanpınar, Thomas Bernhard, Albert Camus, Ingeborg Bachmann gibi hem Türk edebiyatının hem dünya edebiyatının önde gelen isimleriyle karşılaşılır. Her yazarın bir kumaşı olduğuna inanan Tunç, kendi kumaşını oluşturan yazarların Leyla Erbil, Oğuz Atay ama en çok Ahmet Hamdi Tanpınar olduğunu söyler (İnci, 2014: 94).

Ayfer Tunç, Türk öykücülüğünde 1989’dan itibaren ortaya koyduğu eserleriyle kendi kimliğini ispat eden, etkileyici üslûbu, başarılı tahkiye kurgusuyla çağın insanının sevgisizlik, arayış, aile sorunları, yaşlılık, yalnızlık, ölüm, fanilik, intihar, aşk gibi temel sorunlarını tema olarak işlemiş önemli yazarlardan biridir. Edebiyat hayatına öyküleriyle başlayan yazar, bir röportajında öykü yazarken en zevk aldığı kısmın son yazma anı olduğunu söyler. Ayfer Tunç’a göre buna yazarın yazdığı metni bizzat kendisinin yaşaması da denebilir. Bu noktada Baudelaire’in bir sözünü örnek verir: “Şair istediği zaman kendi ve bir başkası olabilen kişidir”. Bu sözden hareketle de şair olmadığını ama bir başkası olabildiği anları öykülerinde sevdiğini söyler. Aynı röportajında kendisini yazmaya iten meseleden bir karakter silsilesi, bir zemin, bir oluş, bir kurgu çıkarmanın hem zaman aldığını hem de zorlu olduğunu itiraf eder. En çok da böyle durumlarda yazıp sildiğini söyler ve bu durumu bir tonluk bir kayadan bir gram altın çıkarmaya benzetir. Ayfer Tunç bir anlamda iğneyle kuyu kazdığının farkındadır. Ama son aşamaya geldiğinde yani artık karakterlerin yazardan bir şeyler talep ettiği aşama ise Tunç’un en çok zevk aldığı aşamadır (http://www.sabitfikir.com/dosyalar/odakyazar-ayfer-tunc-ii, erişim tarihi: 08.07.2018). Tunç’u yazmaya iten mesele başlangıçta onu zorlar. Çünkü kafasındakileri kâğıda dökmek, karakterler şemasını oluşturmak, onları yerli yerinde kullanmak yazar için başlangıçta sıkıntılıdır. Ama ilk adımı attıktan sonrası yazar için oldukça zevklidir. Artık hem kendi hem de bir başkası olabilir; bu da yazarın ilerlemesini kolaylaştırır. Kahramanlarını oluşturdukça da onların talepleri doğrultusunda ilerler.

Ayfer Tunç’un öykü ve romanlarında küçük insanın yani kenarda köşede kalmış; her gün yanından geçip gittiğimiz ama dikkat etmediğimiz insanın hikâyesini buluruz. Bu durum yazarın bilinçli bir tercihidir. Çünkü bir okuyucu olarak kendisi de edebiyatta yan veya yardımcı karakterlere düşkündür. Bu yüzden Tunç’un eserlerinde çoğu zaman öne çıkan tek bir kahramandan bahsedilemeyişin altında yazarın bu yönü yatar. Ayfer Tunç’un eserlerine bakıldığında mutsuz, karamsar ve her zaman kaybeden kahramanlar dikkati çeker çünkü umuda hiçbir zaman inanmaz. Umudun kandırıcı bir tarafı olduğunu düşünür. Kendisini gerçekçi bir yazar olarak tanımladığı için de hayalperest umutlara eserlerinde yer vermez. (http://www.sabitfikir.com/dosyalar/odakyazar-ayfer-tunc-ii, erişim tarihi: 09.08.2017) Son romanı Âşıklar Delidir ya da Yazı Tura'da romanın başkahramanının ismi Umut'tur. Ama roman umutsuzluğu anlatır. Yazar ilk günden beri koruduğu gerçekçi tavrını son romanında da sürdürür. Umut tedavisi olmayan bir hastalığa yakalanmıştır. Âşık olur, okuyucu her an bir mucize beklerken romanın sonunda Umut intihar eder.

Başta Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa Tarihi olmak üzere yazarın eserlerinde zengin bir kahraman yelpazesi dikkatimizi çeker. Bunun sebebi yazarın yazdığı metinlerin gerçekle ilintisi olmasıdır. Gerçekle ve hayatın bizatihi kendisiyle çok ilgili olduğunu söyleyen Tunç, bu yüzden de yazdığı karakterleri gerçek hayatta karşılaştığı sayısız karakterden damıtır. Amacının iyi edebiyat olduğunu söyleyen Tunç, okuru düşünerek değil, metni düşünerek yazar. Bu sayede bir anlığına veya uzun süre gördüğü, yakından veya uzaktan tanıdığı herkesi yazdıklarına dâhil eder. Böylece zengin bir kahraman arşivinin yanı sıra bütün bu gerçek kişiler yazarın değirmeninden geçip sahtelik hissi uyandırmazlar; özlerinde gerçek hayat vardır, sadece hayal gücü o gerçeklik parçacıklarını karıştırıp yeni bir bütün yapmıştır (http://www.sabitfikir.com/dosyalar/odakyazar-ayfer-tunc-ii, Erişim Tarihi: 08.07.2018). Ayfer Tunç, gerçek hayatta karşılaştığı kişileri aynıyla eserlerine almaz. Onları damıtır, hayal dünyasında harmanlar ve sonra eserlerini oluşturur. Burada önemli bir cümlesi de iyi bir edebiyat için okuru değil metni düşünerek yazılması gerektiği ve gerçek hayatta bir anlık dahi olsa gördüğümüz kişilerin edebiyat eserimizden pay alması gerektiğidir. Ayrıca yazar, anlattığı her kahramanın hayat hikâyesini yaşar, böylece kendi hayatını çoğaltmış olur. Yazarlığın en sevdiği yanı da bu yolla pek çok hayat yaşama şansı elde etmesidir.

Yazar, bir söyleşisinde bazı hikâyelerinin ortaya çıkmasına zemin hazırlayan durumları anlatır. Böylece eserlerinin ortaya çıkış macerasına tanık olmuş oluruz. Memleket Hikâyeleri annesinin okul yöneticisi olması ve kermesler düzenlemesi sonucu oluşur. Tunç bu kermeslerde, etkinliklerde pek çok kişiyle tanışır. Böyle bir yardım gecesi de Memleket Hikâyeleri’ni yazdığını söyler (İnci, 2014: 68). Erenköy Kız Lisesinde okuduğu yıllarda tanıştığı ve yakın arkadaş olduğu üç kızın hayatlarından hareketle de Yeşil Peri Gecesi adlı eseri ortaya çıkmıştır (İnci, 2014: 78). Özellikle Erenköy Kız Lisesi yılları için Ayfer Tunç "Tam bir hikâye deposu olan yıllardır." der (İnci, 2014: 68). Liseden sonra üniversite hayatı da Tunç için pek çok eserine malzeme sağlamıştır. Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa Tarihi’nde ‘üç etekli deli Emine’ adlı kahraman, yazarın üniversitedeyken kaldığı yurttaki cimri müdiresidir (İnci, 2014: 122-123).

Hikâye ile başladığı yazarlığına romanla devam etmeye karar vermesi başlangıçta Ayfer Tunç için zor olmuştur. Çünkü ilk romanı Kapak Kızı’nı yazdığında suçluluk duyduğundan bahseder. Hikâyeden romana geçmesini başlangıçta hadsizlik olarak görür. Romanın büyüsüne kapıldığı için ve hikâyeleri istediği düzeyde gitmediği için Kapak Kızı’nı yazmıştır (İnci, 2014: 163). Ayfer Tunç’un yazma ritüeli de kendine özgüdür. Tunç, yazmaya başlamadan önce şiir okuduğunu söyler. “Benim ilhamım şiir. Sabuna benzetiyorum şiiri. Beni günlük hayatın kalıntılarından arındırıyor, yazının büyülü dünyasına taşıyor” (İnci, 2014: 211). Eserlerinde geçen şiirlerin sebebi de böylece aydınlığa kavuşmuş olur. Ayrıca zaman olarak da gece yazan bir yazardır. Bu da eserlerindeki karamsar ve umutsuz havanın sebebini açıklamaktadır.

Ayfer Tunç’un eserlerinde erkek egemen bir yapı dikkati çeker. Ama bu ataerkillik anlamında değildir. Anlatıcıları çoğu zaman erkek kahramanlardır. Ayrıca yazarın kendisinin de farkında olduğu ve en dikkat çekici yönü kahramanlarının ölmesi hatta çoğu zaman yanarak ölmesidir. Sanki yazar bunu bir motif olarak kullanır. Ama kahramanlarını öldürmesinin nedeni gerçek hayattaki ikiyüzlülüklere son verme arzusudur. Ayfer Tunç’un eserlerinde yalnızlık duygusunun ağır bastığı gözlenir. Kahramanları yalnızlıkla baş etmeye çalışan, kalabalıklar içinde bile kendisini yalnız hisseden karakterdedirler. Eserlerinde genelde kalabalık bir şahıslar kadrosu olmasına rağmen, kahramanların yalnızlığını hissettirmesi ise yazarın başarısıdır. Geçmişle hesaplaşma ve yalnızlık duygusu eserlerindeki en temel meseledir. Ayrıca gerek hikâyelerinde gerek romanlarında birbiri ile iç içe geçmiş pek çok öykü vardır. Bir hikâyesinin kahramanı bir sonraki romanın başkişisi olabilmektedir. Ya da bir roman kahramanının o hâle nasıl geldiğini anlatan yani olayların öncesini veren başka bir roman daha yayımlayabilmektedir. Eserlerindeki bu içe geçmişlik, yazarın kahramanlarından kolayca vazgeçemediğinin, kitap bitse bile yazarın söyleyecek sözünün bitmediğinin göstergesidir. Roman ve hikâyeleri ile ilgili bir diğer husus da kullandığı dildir. Yazar kimi zaman hiçbir kurala bağlı olmayan savruk bir dil kullanır. Bu üslup tercihi bilinçli bir seçimdir. Pek çok kahraman yaratan yazar, onlara uygun dil ve üslup yaratmada da yazarlık başarısını bir kez daha kanıtlar.

Son romanı Âşıklar Delidir ya da Yazı Tura'ya kadar klasik roman anlayışına uygun eserler vermiştir. Edebî değeri yüksek ama okunması kolay romanlar yazmıştır. Roman kahramanları kalabalıktır ve okuyucudan dikkat ister. Ama son romanında farklı bir tarz denemeye çalışmıştır. Kadın ve erkek iki temel karakter üzerinden ve onların ağzından olayları anlatmıştır. Okuyucunun daha fazla çaba göstermesi gereken bir roman ortaya koymuştur. Romanın esas konusu tedavisi olmayan bir gen hastalığına yakalanan Umut'un yaşadıklarıdır. Hastalığın belirtileri romanda İngilizce ve büyük harflerle yazılmış; Türkçeleri verilmemiştir. Hastalık sayesinde kader ve bilim karşı karşıya getirilip okuyucuya metafiziksel sorgulamalar yapma imkânı verilmiştir.

Kaynakça

Akkan, Osman (2012). Ayfer Tunç’un Öykülerinde Yapı ve Tema. Yüksek Lisan Tezi. Gaziantep: Gaziantep Üniversitesi.

Ateşal, Zeynep (2013). “Ayfer Tunç’un 'Memleket Hikâyeleri' Adlı Eserinde Sakarya, Karasu ve İstanbul Üçgeni”. Türük Dil, Edebiyat ve Halkbilimi Araştırmaları Dergisi. 1: 65-79. http://www.turukdergisi.com/PdfMakaleGoster.Aspx?ID=20 [erişim tarihi: 09.07.2018]

Aysan, Şebnem (2014). “Ayfer Tunç’un Taş-Kâğıt-Makas Adlı Kitabında Anlatı(cı)ların Halleri”. KMÜ Sosyal ve Ekonomik Araştırmalar Dergisi. 16: 49-61. http://dergipark.ulakbim.gov.tr/kmusekad/article/view/5000134078/5000122893 [erişim tarihi: 09.07.2018]

Bayraktar, Betül (2017). “Mekânın İronisi: Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa Tarihi”. Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi. 6 (2): 925-935. http://www.tekedergisi.com/Makaleler/2075588197_20BAYRAKTAR.pdf [erişim tarihi: 09.07.2018]

Eren, Zerrin (2011). “Karnavalesk Roman Örneği olarak Ayfer Tunç’un Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa Tarihi”. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih – Coğrafya Fakültesi Dergisi. 51: 207-229. http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/26/1661/17736.pdf [erişim tarihi: 09.07.2018]

Eliuz, Ülkü ve Güneş Öksüz, Elif (2016). “Ayfer Tunç’un 'Mağara Arkadaşları' Öyküsünün Metinlerarası Bağlamda İncelenmesi”. Turkish Studies= Türkoloji Araştırmaları 11 (10): 231-242. http://www.turkishstudies.net/Makaleler/33854158_12Eliuz%C3%9Clk%C3%BC-tde-231-242.pdf [erişim tarihi: 09.07.2018]

Harmancı, Abdullah ve Solak, Ömer (2010). “Ayfer Tunç Öykülerinde Sevgisizlik Teması”. Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi. 23: 87-95. http://dergisosyalbil.selcuk.edu.tr/susbed/article/viewFile/247/230 [erişim tarihi: 09.07.2018]

İnci, Handan (2004). “Tunç’un Öykülerinde Deneyimin Aktarılışı”. Virgül Dergisi. 78: 14-15.

İnci, Handan (2014). Ayfer Tunç’la Karanlıkta Kalan Kelimeler. İstanbul: Can Yayınları.

Narlı, Mehmet (2013). Edebiyat ve Delilik Türk Roman ve Öyküsünde Deliler ve Delilik. Ankara: Akçağ Yayınları.

Öz, Hüseyin (2016). Ayfer Tunç’un Roman ve Hikâyelerinde Yapı ve Tema. Yüksek Lisan Tezi. Trabzon: Karadeniz Teknik Üniversitesi.

http://www.sabitfikir.com/dosyalar/odakyazar-ayfer-tunc-ii [erişim tarihi: 09.07.2018]

http://www.sabitfikir.com/haber/ayfer-tunc-dunya-agrisini-dindirmenin-tek-bir-yolu-var [erişim tarihi: 09.07.2018]

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: ARAŞ. GÖR. CENNET ALTUNDAŞ
Yayın Tarihi: 15.08.2018
Güncelleme Tarihi: 28.10.2020

Eser AdıYayın eviBasım yılıEser türü
SaklıCem Yayınları / İstanbul1989Hikâye
Kapak KızıSimavi Yayınları / İstanbul1992Roman
Mağara ArkadaşlarıYapı Kredi Yayınları / İstanbul1996Hikâye
İki Yüzlü CinsellikAltın Kitaplar Yayınevi / İstanbul1996Araştırma
Aziz Bey HadisesiYapı Kredi Yayınları / İstanbul2000Hikâye
Bir Mâniniz Yoksa Annemler Size GelecekYapı Kredi Yayınları / İstanbul2001Diğer
Taş-Kağıt-MakasYapı Kredi Yayınları / İstanbul2003Hikâye
Evvelotel-SaklıCan Yayınları / İstanbul2004Hikâye
"Ömür Diyorlar Buna"Can Yayınları / İstanbul2007Diğer
Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa TarihiCan Yayınları / İstanbul2009Roman
Yeşil Peri GecesiCan Yayınları / İstanbul2010Roman
Suzan DefterCan Yayınları / İstanbul2011Roman
Memleket Hikâyeleriİletişim Yayınları / İstanbul2012Diğer
Dünya AğrısıCan Yayınları / İstanbul2014Roman
Kırmızı AzapCan Yayınları / İstanbul2014Hikâye
Aziz Bey HadisesiCan Yayınları / İstanbul2014Roman
Âşıklar Delidir ya da Yazı TuraCan Yayınları / İstanbul2018Roman

İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1Fatma Çolakd. 30 Eylül 1977 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
2Aşkım Akyıldızd. 15 Nisan 1967 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
3Gökçe Bezirgand. 1982 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
4Mürsel Sönmezd. 3 Kasım 1964 - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
5Ali K. Metind. 8 Nisan 1964 - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
6DESTEGÜL, Deste Günaydınd. 1964 - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
7SERHATLI LEMİN, Lemin Gülderend. 1961 - ö. ?MeslekGörüntüle
8Behçet Çelikd. 26 Ekim 1968 - ö. ?MeslekGörüntüle
9Gülderen Bilgilid. 1954 - ö. ?MeslekGörüntüle
10Yaşar Faruk İnald. 24 Nisan 1934 - ö. 16 Nisan 2012Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
11Hasan Kayıhand. 31 Aralık 1949 - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
12Muhlis Salihoğlud. 27 Şubat 1948 - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
13Ayfer Cengizd. 1963 - ö. ?Madde AdıGörüntüle
14M.Tunç Atalayd. 1980 - ö. ?Madde AdıGörüntüle
15Erkan Tunçd. 10 Nisan 1981 - ö. ?Madde AdıGörüntüle