BAHÂ, Bahâeddîn ibn Abdurrahmân-ı Magalkaravî

(d. ?/? - ö. 827\\\'den sonra/1423-24’ten sonra)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / Başlangıç-15. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Asıl adı Bahâeddîn ibn Abdurrahmân-ı Magalkaravî’dir. Hayatı hakkında fazla bilgi bulunmayan Bahâeddîn’nin, eserlerinden ve bazı kaynaklardaki kısa malumatlardan hareketle XIV. yüzyılın ikinci yarısı ile XV. yüzyılın ilk yarısında yaşadığı anlaşılmaktadır. Onun U’cûbetü’l-Garâyib adlı eserini 12 Rebiülahir 827/ 14 Mart 1424’te -bugün İzmir’e bağlı Selçuk ilçesinin eski adı olan- Ayasluğ’da yazdığını kaydetmesi bu tarihte hayatta olduğunu göstermektedir (Arslan 2013:23). Osmanlı Müellifleri’nde belirtildiğine göre Bahâeddîn, Gelibolu civarındaki Malkara’dan olup Ayasluğ’da müderrislik yapmıştır (Mehmed Tahir 1333: I/99). Bahâeddîn’in, Muhammed ve Ahmed adında iki oğlu olduğu, çocuklarının kolay bir şekilde Arapça ve Farsça öğrenmeleri için manzum sözlükler yazdığı da eserinden öğrenilmektedir. Müderrislik dışında başka hangi görevlerde bulunduğuna, nerede ve ne zaman vefat ettiğine dair eldeki kaynaklarda bilgi bulunmamaktadır. 

Adını ve nisbesini “Bahâ-yı Magalkaravî” olarak zikreden, şiirlerinde “Bahâ” mahlasını kullanan (Arslan 2013:23) Bahâeddîn’in eserleri şunlardır: 

1. U’cûbetü’l-Garâyib: Arapça-Farsça-Türkçe manzum bir sözlüktür. Anadolu’da XV. yüzyıldan itibaren örneklerine rastlanan üç dilli manzum sözlük yazma geleneğinin ilk örneklerindendir. Eserin tam adı U’cûbet-ül-Garâyib fî-Nazmi’l-Cevâhiri’l-Acâyib’dir. Bahâeddîn, manzum kitaplar arasında farklı bir yere sahip olan eserine, içinde ilginç kelimeler bulunması sebebiyle bu adı verdiğini belirtmektedir. Ayusluğ’da müderrisken 12 Rebiyülahir 827/14 Mart 1424’te tamamladığı eseri, oğulları Muhammed ve Ahmed’e ezber yoluyla Arapça ve Farsça öğretmek amacıyla kaleme aldığına da değinmektedir. Kitabın diğer yazılış amacı ise aruz konusunda bilgi vermektir. Bu nedenle manzumelerin yazıldığı aruz bahirleri, bu bahirlerin özellikleri, kullanılan veznin tef’ilesi belirtilmiştir. U’cûbetü’l-Garâyib’in sözlük kısmında toplam 436 beyit bulunmaktadır. Manzum-mensur Arapça bir mukaddime ile 36 kıt’a ve bir hatime şeklinde düzenlenen sözlüğün toplam kelime hazinesi (Arapça, Farsça, Türkçe) 2750’dir. Türkiye kütüphanelerinde 10’un üzerinde yazma nüshası tespit edilen U’cûbetü’l-Garâyib’in dört nüshasının karşılaştırılmasıyla ortaya konan tenkitli metni dizini ile yayımlanmıştır (Arslan 2013).

2. Tâcü’l-Menâzım ve’l-Muhammediyye: Eser 800/1397-98 yılında Mehmed b. Hâcı Bahşı el-Kütahiyyevî adlı bir şahıs için nazmedilmiştir. Bahâeddîn, böyle bir eser yazdığını U’cûbetü’l-Garâyib’in mukaddimesinde zikretmektedir (Arslan 2013: 41). Arapçadan Farsça’ya kıt’alar halinde nazmedilmiş bu küçük hacimli manzum bir sözlük bazı kaynaklarda Tâcü’l-Menâzım ve El-Muhammediyye adlarında iki ayrı esermiş gibi değerlendirilmişse de bu ayrım doğru değildir. Metnin bir nüshası Ankara Milli Kütüphane 03 Gedik 17744/3 numarada Tâcü’l-Menâzım adıyla kayıtlı olup ilgili notlar kısmında “Tâcü’l-Menâzım ve’l-Muhammediyye ve kısaca El-Muhammediyye adlarıyla da bilinir.” şeklinde bir açıklama mevcuttur. 

3. El-Mu’aşşeretü’s-Sihriyye fi'l-Ebyâti’l-Fikriyye: Arapça-Farsça manzum sözlüktür. Eser, başında yer alan birkaç varaklık mensur Farsça kısımdaki aruzla ilgili bilgiler nedeniyle bazı kütüphane kayıtlarında aruz konusunda yazılmış bir risale olarak nitelendirilmiştir. Metin, 812/1409 yılında Yıldırım Bâyezid’in oğlu Süleymân Çelebi adına Edirne’de telif edilmiştir. Sözlüğün Ankara Milli Kütüphane 03 Gedik 17744/1 ve Ankara Milli Kütüphane 06 Hk 238/1 numarada kayıtlı nüshaları bulunmaktadır (Arslan 2013:41).

Kaynaklarda kendisinden değerli bir âlim ve edip olarak bahsedilen Bahâeddin’nin yazdıklarından Arapçayı ve Farsçayı iyi bildiği anlaşılmaktadır. Eserlerini manzum olarak kaleme alması onun, şairlik yeteneğinin olduğunu göstermekteyse de bunların öğreticilik yanı ağır basan sözlükler olması, sanatçı kişiliği hakkında bir değerlendirme yapmayı güçleştirmektedir.

Kaynakça

Arslan, Mustafa (hzl) (2013). Bahâüddîn-i Magalkaravî, U’cûbetü’l-Garâyib, Arapça-Farsça-Türkçe Manzum Sözlük. Ankara. Grafiker Yay.

Bağdatlı İsmail Paşa (1973). Îzâhu’l-meknûn Fi’z-zeyl-i alâ Keşfi’z-zünûn an Esâmi’l-kütübi ve’l fünûn. C.II. İstanbul: Millî Eğitim Bakanlığı Yay.

Bursalı Mehmed Tâhir (1333). Osmanlı Müellifleri. C. II. İstanbul.

Bahâüddîn Abdurrahmân el-Magalkaravî. U’cûbetü’l-Garayib. Süleymaniye Kütüphanesi, Reşid Efendi 977.

Bahâüddîn Abdurrahmân el-Magalkaravî. U’cûbetü’l-Garayib. Süleymaniye Kütüphanesi, Reşid Efendi 978.

Bahâüddîn Abdurrahmân el-Magalkaravî. U’cûbetü’l-Garayib. Ankara Türk Dil Kurumu Kütüphanesi Yz. A.530/1.

Bahâüddîn Abdurrahmân el-Magalkaravî. U’cûbetü’l-Garayib. Süleymaniye Kütüphanesi, Lala İsmail 640; Ankara Milli Kütüphane MFA (A) 3039.

Kılıç, Atabey (2006). “Klâsik Türk Edebiyatında Manzum Sözlük Yazma Geleneği ve Türkçe-Arapça Sözlüklerimizden Sübha-i Sıbyan”. Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi (Prof. Dr. Tuncer Gülensoy Armağanı) 20: 65-77.

Kurnaz, Cemal ve Mustafa Tatçı (Hzl.) (2001). Tuhfe-i Nâilî - Divân Şâirlerinin Muhtasar Biyografileri. C. II. Ankara: Bizim Büro Yay.

Öz, Yusuf (2010). Tarih Boyunca Farsça-Türkçe Sözlükler. Ankara: TDK Yay.

Yakar, Halil İbrahim (2007). “Manzum Sözlüklerimizden Tuhfe-i Fedâî”. Turkish Studies 2 (4): 1015-1025.

Yurtseven, Necmettin (2003). Türk Edebiyatında Arapça-Türkçe Manzum Lügatler ve Sünbülzâde Vehbî’nin Nuhbe’si. Doktora Tezi. Ankara: Ankara Üniversitesi.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: DOÇ. DR. MUSTAFA ARSLAN
Yayın Tarihi: 04.01.2019
Güncelleme Tarihi: 16.08.2022

Eserlerinden Örnekler

U’cûbetü’l-Garâyib’den

El-Kıt’atü’s-Sâdisetü Fî-Bahri’l-Hezec El-Müseddesü’l-Mahzûf

Ne âkil ismi ferzâne yazıldı

Ne mecnûn ismi dîvâne yazıldı

 

Semer destân kısas efsânelerdür

Kasas söz kıssa efsâne yazıldı

 

Katı gün ismi ervân yazılaldan

Katı dün ismi ervâne yazıldı

 

Adüvv ü avn düşmen yâr olaldan

Cünüb ecneb ne bîgâne yazıldı

 

Çü yayıh adı ibrîc oldı mimhaz

Tagar uş mirken icâne yazıldı

 

Bu’ûz ile hamûş olalı beşe

Ferâşe ismi pervâne yazıldı

 

Sücinün küpi olsa tan mı râkûd

Çü nâtıl hamra peymâne yazıldı

 

Ne nâcûd ismi ohındı piyâle

Ne beytü’l-hamr meyhâne yazıldı

 

Ne mihrâs ismi hâvendür hacerden

Ne mihver ismi verdâne yazıldı

 

Mefâ’îlün mefâ’îlün Bahâ’nun

Sözi uş nazm-ı dürdâne yazıldı 

(Arslan, Mustafa (hzl) (2013). Bahâüddîn-i Magalkaravî, U’cûbetü’l-Garâyib, Arapça-Farsça-Türkçe Manzum Sözlük. Ankara: Grafiker Yay. 55.)