Hüsamettin Bozok

(d. 20 Şubat 1916 / ö. 28 Ekim 2008)
Eleştirmen, Denemeci, Yayıncı
(Yeni Edebiyat / 20. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Fatma Elife Hanım ile esnaf Mustafa Bozok’un oğlu olarak İstanbul’da doğdu. Tam adı Mehmet Hüsamettin Bozok’tur. Kocamustafapaşa İlkokulu ve Davutpaşa Ortaokulu’nda okuyan Bozok, 1934’te Pertevniyal Lisesi'nden mezun oldu. 1936'da İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü'nden F.R.M. (Fizik-Riyaziye-Mineroloji) sertifikası aldı. 1936-1941 yılları arasında Yeni Adam dergisinde yazı işleri müdür yardımcılığı, 1941-1943 yıllarında ise Son Posta’da ekonomi muhabirliği yaptı. 1941-1943’te Sarıyer Ortaokulu’nda, 1945-1947’de Haydarpaşa Lisesi’nde öğretmenlik yaptı. İskit Yayınları’nın Aylık Ansiklopedisi’nde yöneticilik yapan Bozok, 1963-1972 yıllarında İstanbul Devlet Opera ve Balesi, 1974-1975’te de İstanbul Şehir Tiyatrosu’nda basın danışmanlığı görevinde bulundu. Meydan Larousse ve Türkiye Ansiklopedisi’nde tiyatro tarihi, opera ve bale maddeleri yazdı. 1970’te Moskova’da düzenlenen Edebiyat Eleştirmenleri Birliği toplantısında ve 1974’te Beyrut’ta düzenlenen Asya-Afrika Uluslararası Yazarlar Birliği toplantısında Türkiye’yi temsil etti. Bozok, 28 Ekim 2008’de Balıkesir’in Burhaniye ilçesinde vefat etti. Cenazesi İstanbul’a getirilerek Topkapı Kozlu Mezarlığı’nda toprağa verildi.

Hüsamettin Bozok; PEN Yazarlar Derneği, Edebiyatçılar Derneği, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Uluslararası Sanat Eleştirmenleri Derneği (AICA) ve Uluslararası Edebiyat Eleştirmenleri Derneği (AICL) üyesi ve Basın Şeref Kartı sahibidir. 1997'de Burhan Felek Basın Hizmet Ödülü ve aynı yıl Sinema Yazarları Derneği (SİYAD) Onur Ödülü’nü almıştır.

Hüsamettin Bozok’un ilk yazısı 1936’da Yeni Adam’da çıkmış; deneme, eleştiri, tiyatro tarihi ve kitap tanıtım yazıları Servet-i Fünun-Uyanış, Ses, Sokak, İnsan, Adımlar, Yürüyüş, Yığın, Pınar, Küllük, Yeni Edebiyat ve Yeditepe gibi ağırlıklı olarak toplumcu eğilimli dergilerde yayımlanmıştır. Bu yazılarında kültürün maddi yaşamla ilişkilerini ortaya koymaya çalışmıştır. Ancak Bozok deneme ve eleştiri alanındaki üretkenliğini sürdürememiş, yazarlığından çok yayıncılık ve dergiciliğiyle öne çıkmaya başlamıştır. Hüsamettin Bozok, birçok ünlü yazar ve şairi bir araya getiren ve 439 sayı yayımlanan Yeditepe Dergisi (1950-1974, 1979-1984) ve 250 kitabın yayımlandığı Yeditepe Yayınları’nın yanı sıra 1955-67 ve 1976-84 arasında 20 kez ödül veren “Yeditepe Şiir Armağanı”nı kurmuştur. Edebiyat, resim, tiyatro, sinema ve müzik alanında pek çok imzaya yer veren ve bir dönem İkinci Yeni’nin platformu olan Yeditepe’nin sahibi ve yayın yönetmeni olarak tanınmıştır. Bozok, Yeditepe’yi “bir sanat magazini” olarak nitelerken şu değerlendirmelerde bulunur: “Yeditepe hiçbir zaman okul olmadı ama yüzü Batı'ya dönük, yenilikçi, avangard bir sanattan yana oldu. Serbest bir kürsü gibiydi. Üç beş kişi sayabilirsiniz Yeditepe’de imzasına rastlanmayan. İkinci Yeni’nin ağırlık merkezi de Yeditepe’ydi”. Cemal Süreya da Yeditepe dergisinin önemini şu sözlerle ortaya koyar: “1950-57 yıllarında Türkiye’deki sanat eylemi daha çok bu derginin sayfalarında bir akış kazanmıştır”. Bozok, özellikle Yeditepe dergisini yayımlamaya başladıktan sonra kendini sadece editörlüğe vermiş, yeni yazarlara olanak tanımak için çalışmıştır.

Bozok, bir araya getirip yayımlamadığı ve dergilerde kalmış eleştiri ve denemelerinde edebiyatın güncel sorunlarına değinmiş, toplumcu bir eğilimin savunucusu olduğunu ortaya koymuştur. Yurtta ve dünyada gelişen toplumcu edebiyat hareketini değerlendiren yazılarında kişiler ve kitaplar üzerinde durmuş, “İnkılapçı Türk şiirinin” doğuş ve gelişim nedenlerini gösterirken toplumsal değişme, Doğu ve Batı kültürleri, eskiyen kurumların çöküşü gibi olgulara dikkati çekmiştir. Aruz ve hece ölçüsüne dayanan eski şiir anlayışının, 1930’lardan sonra “tasfiye edilmesi”ni yaşamın doğal evrimine bağlayan Bozok’a göre Batı sanatının “tek bütün” olma­ması gibi, yeni Türk sanatının da kendi içinde değişik eğilimler taşımasını doğal karşılamak gerekir. Çünkü kimi sanat dalları gelenekten yoksundur. Kimileriyse elli, altmış yıllık bir geçmişe sahiptir. “Bu bakımdan denilebilir ki, inkılapçı realizmin mazisi yoktur; fakat istikbali büyük olacaktır.”

Hüsamettin Bozok; “Türk Edebiyatında Köylü”, “Nail V. ve Sanat Telakkisi”, “Hüseyin Rahmi’nin Şahsiyetinde Mücadele Unsuru”, “Hüseyin Rahmi Gürpınar” gibi incelemelerinde dil, üretim ilişkileri içindeki insan, doğa ve top­lum karşısındaki mücadele, ulusallık ve yapısal özellik sorunlarını göz önün­de tutarak güncelle tarihsel, bireyselle toplumsal arasındaki bağlamların bi­linmesine özen göstermiştir. Bu niteliğiyle “ilk yazılarından itibaren toplumcu bir yazın anlayışından yana olduğunu gösteren Bozok, o günün yazın tartışmaları içinde gerçekçi (realist) sanat anlayışının sözcülerinden biri olmuştur. Gerek kuramsal yazılarında gerekse eleştirel nitelikte değinmelerinde 'yazın’ın toplumsal koşullarla bağlantısı üzerinde durmuş, sınıf ilişkilerinde dönemin koşullarının elverdiği ölçüde değinmekten geri kalmamıştır. “Realizme Doğru” adlı yazısında şöyle demektedir: “Memleketimiz Garp medeniyeti çerçevesi içine girdiğinden beri Avrupaî değerlerle imkân nisbetinde yakın temasa geçilmek zarureti hissedildi. Burada bir değerler değişimi değil, daha ziyade meçhulümüz olan bazı değerleri tanıma işi bahis mevzuu olduğu için, umumiyetle Garp değerlerinin iyisini kötüsünden fark ve tefrik edecek zaman ve imkânına malik bulunmuyorduk. (…) İster istemez bu kültürün birbirine zıt hususiyetlerini de -sanki elzemmiş gibi- almaya mecbur kaldık. Realizme ‘gel’, sembolizme ‘git’, fütürizme ‘gelme’ diyemezdik” (Oktay 1993: 486).

Realizmi öteki akımlardan üstün bulan Bozok, üretim süreci içinde biçimlenen insan ilişkilerine dikkati çekmekten geri kalmamıştır. Ona göre “Realist sanat bütün tandanslarıyla birlikte, şüphesiz en kuvvetli ve sağlam bir parçadır. Çürük ve kof başlangıçlardan hareket eden sanat anlayışları -içtimai hayatın sanat imkânları üzerinde yapmakta olduğu esaslı tesirler dolayısıyla- gittikçe tasfiyeye uğramaktadır. Bu da realiteyi layıkıyla ve hakiki cephesiyle görebilen gözler için şu mânayı ifade ediyor: Tasfiye hareketi realizmin lehine inkişaftadır, zafer onun olacaktır” (Akt: Oktay 1993: 486).

Bozok’un toplumcu ve gerçekçi hassasiyetini ortaya koyan görüşlerinin bir kısmı da o günün koşullarında en büyük maddi sıkıntıyı çeken, sömürüyü üzerinde en yoğun biçimde duyumsayan köylü ve sorunlarına yöneliktir. Gorki’nin Türk yazarlarına sormuş olduğu “köylüyü, ameleyi, esnafı ve sair halk tabakalarını anlatmayı kendine ihtisas eden yazarların kimler olduğu” sorusuna cevaben, Ahmet Rasim ve özellikle Hüseyin Rahmi’nin bu yolda başlangıç yapmış yazarlar olduğunu belirtmiştir.

Toplumcu eleştiri geleneğinin kurulmasında, dergicilik, yayıncılık faaliyetleriyle Türk edebiyatının saygın isimlerinin ortaya çıkmasında emek vermiş önemli isimlerden biri olan Hüsamettin Bozok, inceleme ve monografi alanında verdiği iki eser dışında yaşamını editörlüğe adamıştır.

Kaynakça

Bozok, Hüsamettin (1942). “Realizme Doğru”. Yürüyüş. 9 Eylül 1942.

Işık, İhsan (2007). Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi. C. 2. Ankara: Elvan Yayınları.

Kurdakul, Şükran (1985). Şairler ve Yazarlar Sözlüğü. İstanbul: Cem Yayınevi.

Oktay, Ahmet (1993). Cumhuriyet Dönemi Edebiyatı 1923-1950. Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları.

Oktay, Ahmet (2000). Toplumcu Gerçekçiliğin Kaynakları. İstanbul: Tüm Zamanlar Yayıncılık.

Seyda, Mehmet (1970). Edebiyatın Dostları. İstanbul: Kitaş Yayınları.

Yalçın, Murat [ed.] (2010). “Bozok, Hüsamettin”. Tanzimat’tan Bugüne Edebiyatçılar Ansiklopedisi (3. Baskı). İstanbul: Yapı Kredi Yayınları. s. 242-243.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: DOÇ. DR. MACİT BALIK
Yayın Tarihi: 11.03.2019
Güncelleme Tarihi: 19.12.2020

Eser AdıYayın eviBasım yılıEser türü
Emile ZolaSebat Basımevi / İstanbul1940İnceleme
PortrelerSebat Basımevi / İstanbul1941Deneme

İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1İZZÎ, Süleyman İzzî Efendid. ? - ö. 1754-55Doğum YeriGörüntüle
2Hulusi Üstünd. 1974 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
3KELÂMÎ, Halvetî Şeyh Kelâmî Mustafa Efendid. ? - ö. 1738-1739Doğum YeriGörüntüle
4TAVLUSUNLU HİCRANÎ, Mehmet Selim Karacad. 1916 - ö. 12.07.1984Doğum YılıGörüntüle
5SALMAN UĞURLUd. 1916 - ö. 1970Doğum YılıGörüntüle
6Fethi Tevetoğlud. 31 Ocak 1916 - ö. 27 Kasım 1989Doğum YılıGörüntüle
7Salahaddin Galipd. 1929 - ö. 2008Ölüm YılıGörüntüle
8Cengiz Yörükd. 1928 - ö. 12 Nisan 2008Ölüm YılıGörüntüle
9Ruhi Göktegind. 20 Ağustos 1938 - ö. 27 Aralık 2008Ölüm YılıGörüntüle
10Gün Zilelid. 24 Ekim 1946 - ö. ?MeslekGörüntüle
11Turhan Doyrand. 1926 - ö. 1 Mart 2004MeslekGörüntüle
12Ahmet Oktayd. 21 Ocak 1933 - ö. 03 Mart 2016MeslekGörüntüle
13Aliye Akand. 1982 - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
14Necla Işıkd. 1947 - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
15Ziya Hanhand. 27 Mayıs 1906 - ö. 26 Temmuz 1977Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
16GARİP ERGÜL, Hüsamettin Ergüld. 1964 - ö. ?Madde AdıGörüntüle