IYÂNÎ, Cafer Iyânî Bey

(d. ?/? - ö. 1020?/1611)
Tarihçi, divan şairi, divan baş defterdarı
(Divan/Yazılı Edebiyat / 16. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Cafer Iyânî Bey hakkında bilinenler, kendi eserlerinden elde edilen bilgiler ile bazı arşiv kayıtları ile sınırlıdır. Bunlardan anlaşıldığına göre Cafer Iyânî Bey, Peçuyludur ve babasının adı Mehmet veya Hasan’dır. Yine eserlerinde verdiği bilgilerden çoğunlukla Rumeli coğrafyasında orta dereceli görevlerde bulunmuş bir bürokrat olduğu anlaşılmaktadır. Hakkında kendisinin verdiği en eski bilgi, 992/1584’te Kapoşvar sınırındaki Çakan kalesi önündeki bir çatışmaya şahit olmasıdır (Bkz. Örnek metinler). Cafer Iyânî Bey’in arşiv kayıtlarına görülen ilk görevi ise 995/1587 yılındaki Budin kadı naipliğidir. Budin beylerbeyliği maliye tezkireciliği ve tezkire eminliği vazifelerinde iken İstanbul’a gider. Burada iken kendisine Rumeli eyaleti defter eminliği görevi verilir ve 16 Ramazan 1001/16 Haziran 1593 tarihinde Budin beylerbeyi olan Koca Sinan Paşazâde Mehmed Paşa ile birlikte Bosna’ya gider. Aynı yılın ağustos ayında Sıska Kalesi’nin keşfiyle görevlendirilir, daha sonra da bu kalenin fethine şahit olur. Bu fetihteki yararlılıklarından dolayı kendisine Filek sancağından zeamet verilir. Cafer Iyânî Bey, 1002/1594’te Yanıkkale fethinde bulunmuş ve seferin sonunda Rumeli defter eminliği görevine ilave olarak divan kitabeti müteferrikalığına getirilir. 1003/1595’te görevlerini bırakarak hac vazifesini yerine getirmek için önce Mısır’a oradan da Hicaz’a gider. Mekke’de iken Şeyh Ahmed Sâdık’ın tesiriyle Nakşibendî tarikatına girer. Yemen Beylerbeyi Hasan Paşa’nın yanına giderek Zübdetü’n-nesâyih ve Umdetü’t-tevârîh adlı eserini ona sunar.

Cafer Iyânî Bey, 1012/1602-3 yılında kaleme aldığı Nur-nâme adlı eserinde Tımışvar’da hazine defterdarı olduğunu kaydeder. Cihâd-nâme-i Hasan Paşa adlı eserini 1014/1606 yılında telif ettiği sırada ise Tiryaki Hasan Paşa’nın divan baş defterdarlığı görevini yürütmektedir.

Cafer Iyânî’nin ölüm tarihi için Bağdatlı İsmail Paşa 1020/1611 yılını, Fehmi Ethem Karatay ise Zübdetü’n-nesâyih’in istinsah tarihinden hareketle 1023/1614 sonrasını vermektedir. Bursalı Mehmed Tâhir, Cafer Iyânî’nin meşhur tarihçi Peçuylu İbrahim Efendi’nin büyük babası olduğunu ileri sürmüşse de kaynak olarak göstermiş olduğu Dr. Karacson Imre’nin makalesinde böyle bir atıf yoktur.

Eserleri

1. Tevârîh-i Cedîd-i Vilâyet-i Üngürüs: Eser 1585-1595 yılları arasını kapsamaktadır. Eser, müellifin bizzat gördüğü ve duyduğu hadiseleri sade bir üslûpla kaydetmesi bakımından önemlidir. Ayrıca o döneme ait kaynakların pek az olması eserin değerini daha da arttırmaktadır. Eser Mehmet Kirişçioğlu tarafından bir yüksek lisans tezi olarak hazırlanmış ve daha sonra da yayımlanmıştır.

2. Zübdetü’n-nesâyih ve Umdetü’t-tevârîh: Yemen Beylerbeyi Hasan Paşa için 1012/1603 yılında kaleme alınmış Türkçe bir eser olup dört bölüm halinde, Türkçe, Arapça ve Farsça kitaplardan derlenmiş ahlâkî ve tarihî kıssalar ile İslâm büyüklerinin menkıbelerinden meydana gelmektedir. Bilinen üç nüshası Topkapı arayı Müzesi Kütüphanesi (Yeni Yazmalar, 277), British Library (Or. 6442) ve Uppsala Üniversitesi Kütüphanesinde (Nov. 646) bulunmaktadır.

3. Nûr-nâme: Kaynaklarda İmam Gazâlî’nin Mişkâtü’l-envâr adlı eserinden tercüme edildiği bilgisi vardır. Ancak Nûr-nâme’nin, bu eser ve başka birçok kaynaktan yararlanılarak oluşturulmuş bir kitap olduğu, eseri yayımlayan Turan Açık ve Mücahit Kaçar tarafından belirtilmektedir (2013). Eser üzerine ayrıca Esra Kuru tarafından bir yüksek lisans tez çalışması yapılmıştır (2013).

4. Cihâd-nâme-i Hasan Paşa: Kanije kahramanı Tiryaki Hasan Paşa’nın 1577-1606 yılları arasındaki hayatını ve savaşlarını içermektedir. Eser, Tiryaki Hasan Paşa’nın hayatını ilk elden aktarması dolayısıyla bir otobiyografik bir eser olarak da değerlendirilebilir. Tek nüshası Millet Kütüphanesinde bulunan eser Osman Ünlü tarafından yayımlanmıştır (2015). Eser hakkında ayrıca Saltuk Seyhan Öztekin tarafından bir yüksek lisans tez çalışması yapılmıştır (2017).

5. Nesâyihü’l-mülûk: Devlet yöneticilerine nasihatler içeren eser, kendisinden önce yazılan kaynaklardan derlenmiştir. Bilinen tek nüshası İstanbul Üniversitesi Ty. 3560/2’de Tevârîh-i Cedîd-i Vilâyet-i Üngürüs ile aynı mecmuada kayıtlıdır. 

Kaynakça

Açık, Turan ve Mücahit Kaçar (hzl.) (2013). Nûr-Nâme / Hayatın İncisi. İstanbul: Büyüyenay Yay.

Babinger, Franz (2000). Osmanlı Tarih Yazarları ve Eserleri. Çev. Coşkun Üçok. Ankara: Kültür Bakanlığı Yay.

Kirişcioğlu, Mehmet (hzl.) (2001). Cafer Iyânî, Tevârîh-i Cedîd-i Vilâyet-i Üngürüs (Osmanlı Macar Mücadelesi Tarihi, 1585-1595). İstanbul: Kitabevi Yay.

Ünlü, Osman (2015). Kanije Müdafaası ve Cihâd-nâme-i Hasan Paşa. İstanbul: Doğu Kütüphanesi. 

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: DOÇ. DR.OSMAN ÜNLÜ
Yayın Tarihi: 01.12.2020
Güncelleme Tarihi: 02.12.2020

Eserlerinden Örnekler

Nûr-nâme’den

Dahi ol dem yoğidi gülşen-i âlemden haber

Bâğ-ı vuslat güli idi açılup ol gül-i ter

Bülbül-i gülşen-i kudsde ezelîdür sühanı

Lâ-mekân bâğınun oldur gül-i nâzük-bedeni

Olmayaydı ol eger olmaz idi kevn ü mekân

Yir ü gök arşile kürsî kalem ü levh ü zemân

(Açık, Turan ve Kaçar, Mücahit (hzl.) (2013). Nûr-Nâme / Hayatın İncisi. İstanbul: Büyüyenay Yay. 125)

 

 

Cihâd-nâme-i Hasan Paşa’dan

Felek anuñ ki kaddin dest-i zûr ile kemân eyler

Katı gam çekmesün Hak anı bir sâhib-nişân eyler

Kılup gâhî Halîlin âteş-i hicrâna pervâne

Makâmın gül gibi vasl ile yine gülsitân eyler

Salup bir niçe gün zindân-ı kahra mâh-ı Kenʿânı

Yine Mısr-ı saʿâdetde ʿazîz-i kâmrân eyler

Süleymânı kılup âvâre tahtında niçe günler

Yine iʿzâz u ikrâm ile şâh-ı ins ü cân eyler

Dil-i meksûra bâb-ı lutf-ı Hak meftûhdur çünki

Mukarrer refʿolan ʿazl ile nasbı imtihân eyler

(Ünlü, Osman (2015). Kanije Müdafaası ve Cihâd-nâme-i Hasan Paşa. İstanbul: Doğu Kütüphanesi. 188)

 

Tevârîh-i Cedîd-i Vilâyet-i Üngürüs’ten

Ve sene isnâ ve tis’în ve tis’a mi’e muharremü’l-harâmında (14 Ocak -13 Şubat 1584) Kapoşvar serhaddinde türâb-ı akdâm-ı guzât-ı zafer-encâm ile Çakan nâm harbî kal’anın altına varıldıkda küffâr-ı şakâvet-kirdâr kal’adan taşra çıkup birbirimiz ile elleşüp muhârebe vü mukâtele iderken Dîvâne Hüseyin dirler bir merd-i çâpük-süvâr, dilâverlik ile iştihâr bulmuş idi. Ol mahalde bir kâfir-i anîd ol gâzîyi şehîd idüp baş alup götürürken ol tâlib-i Hakk ve şehîd-i mutlak fi’l-hâl ayağ üzre kalkup baş alup giden bî-dîn ya’ni Cehennem-mekînin ensesinden bir tabance urup ol merd-i gümrâhı hâh u nâ-hâh ve cebr ü ikrah ile atından yıkup ve kendü mübârek başın elinden alup ger şehîd olduğu mahalle gelüp yere düşdükden sonra bu mûr-ı bî-mikdâr ve zerre-i hâksâr ol şehîdin cesed-i şerîfini alup Kurutuna nâm harâbe kal’a kurbunda defn olundu. Bu fakîr u hakîr ü kesîrü’t-taksîr bu hâli müşâhade etdüğümüzde ma’lûm oldu ki ervâh-ı şühedâ ol kıtâle hâzır ve ehl-i İslâm cânibine bi-emrillâh nâzır olmuşlardır.

(Kirişcioğlu, Mehmet (hzl.) (2001). Cafer Iyânî, Tevârîh-i Cedîd-i Vilâyet-i Üngürüs (Osmanlı Macar Mücadelesi Tarihi, 1585-1595). İstanbul: Kitabevi Yay. 54-55).