HALİL, Halil Karabulut

(d. 1926 / ö. 16.08.2010)
çiftçi
(Âşık / 20. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Halil Karabulut, 1926 yılında “Karayakupoğulları” adıyla anılan bir ailenin çocuğu olarak, o yıllarda Adana’ya bağlı olan Kadirli ilçesinin Mehmetli köyünde dünyaya gelmiştir. Molla Mehmet Efendi ile Döndü Hanım’ın oğlu olan Halil, 1933 yılında köyündeki üç yıllık ilkokula başlar. İlkokulu bitirdikten sonra ilçe merkezinin uzak olması ve maddî imkânsızlıklar nedeniyle daha fazla okuyamaz. Bütün bu zorluklar, ondaki okuyup öğrenmek arzusunu daha da kamçılar. Osmanlıcayı kendi kendine öğrenir ve zamanla dinî, millî ve edebî eserleri de okumaya başlar. Hardallık köyünden Kerim ve Şerife Çapar’ın kızı Naile Hanım ile 1948 yılında evlenir. Eşi Naile Hanım, 28 Mayıs 2001 tarihinde vefat etmiştir. Eşinin ölümü Karabulut’un üzerinde bir yıkım yaratmıştır (Sakaoğlu 2002: 407).

Halil Karabulut, kış aylarında Mehmetli’de yaz aylarında ise Bağdaş Yaylası’nda oturmaktadır. Ancak, oğlunun Adana’daki öğrencilik yıllarında kısa bir süre için kış aylarını Adana’da geçirdiğini ifade etmektedir. Âşık, 1945 yılında gönüllü olarak askere yazılmış, Antakya ve Hassa’da üç yıl süre ile askerlik yapmıştır. Âşık, hayatı boyunca köyünde çobanlık, çiftçilik ve bahçecilikle uğraşarak geçimini sağlamaya çalışmıştır. Son yıllarında ise bağ bahçe ile uğraşacak dermanı kendisinde bulamamış ve: "Âşık Halil der ki hastayım hasta/ Bir gün gel haberin getirir posta/ Kavuşup o ulu vefalı dosta/ Can cana katmanın zamanı geldi" (Sakaoğlu 2006: 474) diyerek, vefalı dosta kavuşacağı günün yakın olduğunu hissetmiş ve 16 Ağustos 2010 tarihinde vefat etmiştir. Osmaniye'nin Sumbas ilçesindeki mezarlıkta, çok sevdiği eşi Naile Hanım'ın yanına defnedilmiştir.

Âşık Halil Karabulut'un âşıklığa ve şiire ilgisi, ilk gençlik yıllarına rastlar. Daha 15-16 yaşlarında iken Karacaoğlan, Dadaloğlu, Köroğlu ve Deli Boran gibi âşıkların türkülerini dinlemeye başlar hatta bazılarını ezberler. Âşık, şiir söylemeye başlamasını ise şu sözlerle ifade eder: “… İlkokul çağlarımdan itibaren şiir söylemeye başlamıştım. O yaşta hiç kimseden bir şey öğrenmeden en fazla gördüğüm tabiata şiirler söylüyordum, hem de irticalen söylüyordum ama çok utangaç olduğumdan şiirlerimi gizli tutuyordum. Ama sonra bu anlaşıldı. O zamanlarda yöremizde bir iki kişi Karaca Oğlan ve Kerem türkülerini söylüyorlardı. Bunlar hoşuma gidiyordu. Ara sıra da Yunus ilahileri okunuyordu ve bu âşıkların Hak âşığı oldukları ve bade içtikleri söyleniyordu; ama ben badenin ne olduğunu bilmiyordum” (Sakaoğlu 2002: 18).

Karabulut, saz çalmaya küçük yaşlarda heveslenmiş ancak “Bu oğlan delirmiş, saz çalıyor.” gibi sözlere muhatap olunca: “Herhalde iyi bir şey yapmıyorum.” diyerek saz çalmayı bırakmıştır. O, bir gün bahçede çalışırken bir rüya gördüğünü söylemektedir. Ancak bu rüyasını 40 yıl gizledikten sonra çevresindekilere anlatmaya başlamıştır. Herhangi bir ustası olmayan âşık, şiirlerinde adını ya da soyadını mahlas olarak kullanmaktadır (Sakaoğlu 1987: 1-5). Halil Karabulut, şiirlerini dörtlükler hâlinde ve genellikle 11’li hece ölçüsüyle yazmıştır. Şiirlerinde genel olarak koşma kafiye örgüsünü kullanmış ve yarım kafiyeye daha fazla yer vermiştir.

Âşık Halil Karabulut, anlatım tekniklerinden doğrudan anlatımı, hikâye yoluyla, soru-cevap yoluyla ve delil-ispat yoluyla anlatımı daha sık kullanmıştır: "İsmen beşeriz, insanız/ Cismen kemik ile kanız" (Arı 2009: 332). Âşık, anlatıma daha lirik bir nitelik kazandırmak ve akılda kalıcılığı sağlamak amacıyla şiirlerinde tekrirlere, deyimlere, halk söyleyişlerine  sıklıkla yer vermiştir. Şiirlerinin büyük bir kısmı koşma tarzında destan, güzelleme ve nasihatlerden oluşmaktadır. Halil Karabulut şiirlerinde; vatandaşlık bilinci, vatan sevgisi, barış, eğitim, birliğe çağrı vb. gibi temalara ağırlık vermiştir (Arı 2009: 329).

Kaynakça

Arı, Bülent (2009). Adana'da Geçmişten Bugüne Âşıklık Geleneği, Karacaoğlan-1966. Adana: Altınkoza Yay.

Sakaoğlu, Saim (1987). Senin Aşkınla / Kadirlili Âşık Halil Karabulut. Konya: Nur Matbaası.

Sakaoğlu, Saim (2002). Kadirlili Âşık Halil Karabulut, Destan Destan Üstüne. Kadirli: yyy.

Sakaoğlu, Saim (2006). “Doğumunun 80. yılında: Kadirlili Âşık Halil Karabulut”. Türk Dili Dil ve Edebiyat Dergisi. C. XCII. 659: 459-474.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: DOÇ. DR. BÜLENT ARI
Yayın Tarihi: 06.01.2019
Güncelleme Tarihi: 07.12.2020

Eser AdıYayın eviBasım yılıEser türü
Damlada Derya GizlidirKültür Bakanlığı Yayınevi / Ankara1988Şiir

İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1AVŞARÎd. 1934 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
2HÜSEYN MEZRELİd. 1825 - ö. 1927Doğum YeriGörüntüle
3SÜRÛRÎ/HÜZNÎ/HEVÂYÎ, Seyyid Osman Efendid. 2 Şubat 1752 - ö. 2 Şubat 1814Doğum YeriGörüntüle
4Bekir Sıtkı Erdoğand. 8 Aralık 1926 - ö. 24 Ağustos 2014Doğum YılıGörüntüle
5Memet Fuatd. 16 Şubat 1926 - ö. 19 Aralık 2002Doğum YılıGörüntüle
6Ümit Yaşar Oğuzcand. 22 Ağustos 1926 - ö. 4 Kasım 1984Doğum YılıGörüntüle
7Bekir Sıtkı Erdoğand. 8 Aralık 1926 - ö. 24 Ağustos 2014Ölüm YılıGörüntüle
8Memet Fuatd. 16 Şubat 1926 - ö. 19 Aralık 2002Ölüm YılıGörüntüle
9Ümit Yaşar Oğuzcand. 22 Ağustos 1926 - ö. 4 Kasım 1984Ölüm YılıGörüntüle
10Bekir Sıtkı Erdoğand. 8 Aralık 1926 - ö. 24 Ağustos 2014MeslekGörüntüle
11Memet Fuatd. 16 Şubat 1926 - ö. 19 Aralık 2002MeslekGörüntüle
12Ümit Yaşar Oğuzcand. 22 Ağustos 1926 - ö. 4 Kasım 1984MeslekGörüntüle
13Bekir Sıtkı Erdoğand. 8 Aralık 1926 - ö. 24 Ağustos 2014Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
14Memet Fuatd. 16 Şubat 1926 - ö. 19 Aralık 2002Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
15Ümit Yaşar Oğuzcand. 22 Ağustos 1926 - ö. 4 Kasım 1984Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
16Bekir Sıtkı Erdoğand. 8 Aralık 1926 - ö. 24 Ağustos 2014Madde AdıGörüntüle
17Memet Fuatd. 16 Şubat 1926 - ö. 19 Aralık 2002Madde AdıGörüntüle
18Ümit Yaşar Oğuzcand. 22 Ağustos 1926 - ö. 4 Kasım 1984Madde AdıGörüntüle