HİLÂLÎ, Takyeci (Takye-dûz, Takkeci)

(d. d. ?/? - ö. ö. 950/1543)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / 16. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Asıl adı bilinmeyen Hilâlî, İstanbul'da doğdu. Şairin doğum tarihi, nasıl bir eğitim aldığı ve hayatıyla ilgili şuarâ tezkirelerinde yeterli bilgi yoktur. Sehî Bey, 945/1538 tarihinde tamamladığı Heşt Behişt’te, “şiir yazmaya yeni başlamış, fakat ilerisi için umut veren genç şairleri topladığı sekizinci tabakada” yer verdiği Hilâlî’nin şiire hevesli, kabiliyetli ve İstanbullu nazik bir şair olduğunu belirtir(3732:116b).

Şairin mesleği hakkında Latîfî, Beyânî ve Hasan Çelebi tezkirelerinde “esnaf zümresinden” şeklinde genel bir bilgi vardır. Âşık Çelebi, Mustafa Âlî, Riyâzî tezkireleri, Keşfü’z-Zunûn, Osmanlı Mü’ellifleri, Sicill-i Osmânî ve Tuhfe-i Nâ’ilî’de Hilâlî'nin “takyeci (takye-dûz, takkeci)” olduğu açıkça ifade edilir. Mustafa Âlî ise, Hilâlî'nin "takkeci" olduğunu belirtmesinin yanında bu meslekte dönemin en iyisi olduğunu da vurgular(İsen 1994:285).

Hilâlî’nin ölüm tarihiyle ilgili kaynaklarda farklı bilgiler vardır. Hilâlî, Künhü'l-Ahbâr'da, Kanûnî Sultan Süleyman devri (1520-1566) şairleri arasında gösterilmiş, ancak ölüm tarihi belirtilmemiştir (İsen 1994: 285). Şairin vefat ettiği tarih, Hasan Çelebi ve Riyâzî tezkireleri, Kamusu’l-Âlâm, Sicill-i Osmânî ve Tuhfe-i Nâ’ilî’de 950/1543; Keşfü’z-Zunûn’da 953/1547 ve Osmanlı Mü’ellifleri’nde ise 990/1582 (II:486) şeklinde yazılmıştır. Buna göre şairin ölüm tarihi, kaynakların çoğunun ittifak ettiği 950/1543 olarak kabul edilebilir.

Hakkında bilgi veren eserlere göre Hilâlî, nazım ve nesirde usta bir şair olup dönemin ileri gelenlerinin meclislerine katılmıştır. Oldukça zayıf ve nahîf olmasından dolayı Hilâlî mahlasını kullanmış ve gazel tarzında Âhî’yi takip etmiştir (Canım 2000:572; Eyduran Sungurhan 2008:237, 2009:432-433; Kılıç 2010/1:541). Ahdî, Âşık Çelebi ve  Âlî, Hilâlî'nin sanatkârâne, muhayyel ve etkileyici şiirler yazdığını ve şâirler arasında iyi bir yere sahip olduğunu belirtir. Osmanlı Mü’ellifleri’nde ise orta dereceli şairlerden olduğu ifade edilmiştir(1333/II: 486).

Hilâlî, Divan edebiyatının zirve şahsiyetlerine göre geri plânda kalan şairlerdendir. İfadesi, tamlamalardan uzak, dili teşbih ve mecazlarla yüklü olmaması bakımından yalındır. Genel olarak devrine göre sade, açık ve zarif bir İstanbul Türkçesi kullanmıştır. Necâtî Bey'de görülen Türkçe deyimler ve atasözleri üzerinde edebî sanatlar kurarak şiirlerini Acem şiirinin etkisinden kurtarma eğilimi kimi çağdaşlarında olduğu gibi Hilâlî'de de görülür (Şanlı 1999: 5-7).

Hilâlî, gazellerinde sıkça kullandığı atasözü, deyim ve halk söyleyişleri ile şiir dilini, konuşma diline yaklaştırmıştır. Şiirlerinin üslûbu ve şuhâne edâsından, eğlenceyi seven, rind-meşrep, sanat gösterme endîşesinden uzak bir şair olduğu anlaşılır.

Hilâlî’nin elde bulunan tek eseri Divan’ıdır. Âşık Çelebi’ye göre Hilâlî'nin mürettep Divanı, kasideleri, gazelleri ve kıtaları vardır. Divan’ın dîbâcesini ise Tablbazzâde İbrahim Çelebi yazmıştır (2010/2:542). Beyânî, Hilâlî’nin “mükemmel Divan’ı”, Hasan Çelebi ise “mürettep ve mükmmel Divan”ı bulunduğunu bildirmiştir (Sungurhan Eyduran 2008:236; 2009:433). Riyâzî ise örnek verdiği beyitleri Divan’dan seçtiğini belirterek şairin bir divanı olduğuna işaret etmiştir (8807:130b). Keşfü’z-Zunûn, Sicill-i Osmânî ve Tuhfe-i Nâ’ilî’de Hilâlî’nin Divan’ı olduğu kaydedilmiş, ancak Divan’ın özelliklerinden bahsedilmemiştir.

Osmanlı Mü’ellifleri’nde Hilâlî’nin Muhammed Hemedânî’nin Seb’iyyât’ını Meclis-ârâ ismiyle tercüme ettiği ve Sıfatü’l-âşıkîn isminde bir manzumesi olduğu yazılıdır (1333/II:486). Ancak Süleymaniye Ktp., Pertev Paşa No: 420 ve 435 ile M. Arif-M. Murad No: 39/2 numaralarda kayıtlı olan Sıfatü'l-âşıkîn isimli eserler Farsça olup Estarabâdlı Hilâlî'ye (ö. 936/1530) aittir.

Süleymaniye Ktp., Şehid Ali Paşa No: 1468, Hüsrev Paşa No: 192 ve Yazma Bağışlar No: 3313'de kayıtlı olan Meclis-ârâ isimli eserin yazılış tarihi 998/1590'dır. Yazılış tarihi itibariyle bu eserin de Takyeci Hilâlî'ye ait olduğunu söylemek mümkün değildir (Şanlı 1999:4).

 Hilâlî Divanı’nın mevcut tek nüshası, Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmud Ef. Nu: 3298’de kayıtlı mecmuanın 41-60. yapraklarında yer alır. Kaynaklarda her ne kadar Hilâlî’nin “mükemmel ve mürettep” bir Divan’ı olduğundan söz edilse de elde bulunan bu nüshada, sadece harf sırasına göre yazılmış 111 gazel ile 1 mütekerrir murabba bulunmaktadır. Eser, bu haliyle bir “divançe” mahiyetindedir. Hilâlî Divanı’nın Millî Kütüphane, Yz. FB. 290 numarada bir nüshasının daha olduğu kayıtlıdır, ancak bu eser, Hilâlî mahlasını kullanan başka bir şaire aittir.

Hilâlî Divanı üzerine iki yüksek lisans tezi yapılmış(Yağmur 1998; Şanlı 1999) ve bir makale yayımlanmıştır (Şanlı 2004).

Kaynakça

Bursalı Mehmed Tâhir (1333/1914). Osmanlı Müellifleri. C. II. İstanbul.

Canım, Rıdvan (2000). Tezkiretü'ş-Şu’arâ ve Tabsıratü'n-Nuzemâ. Ankara: AKM Yay.

Çelebioğlu, Amil (1994). Kanûnî Sultân Süleymân Devri Türk Edebiyatı. Ankara: MEB Yay.

İpekten, Halûk vd (1988). Tezkirelere Göre Divan Edebiyatı İsimler Sözlüğü. Ankara: KB Yay.

İsen, Mustafa (1994). Künhü’l-Ahbâr’ın Tezkire Kısmı. Ankara: AKM Yay.

Kâtib Çelebi (2007), Keşfü'z-Zunûn. C.2. (Terc. Rüştü Balcı). İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yay.

Kılıç, Filiz (Haz.)(2010). Âşık Çelebi Meşâ’irü'ş-Şu’arâ, İnceleme-Metin. İstanbul: İstanbul Araştırmaları Ens.

Kut, Günay (1978). Heşt-Behişt, The Tezkire by Sehî Beg. Harvard.

Mehmed Süreyya (1308/1890). Sicill-i Osmânî. C. IV. İstanbul: Matbaa-i Âmire.

Riyâzî, Riyâzü’ş-Şu’arâ. Milli Ktp. Yz. A. 8807.

Sehî. Heşt Behişt., İÜ. Ktp. TY. No: 3732.

Solmaz, Süleyman (2005). Ahdî ve Gülşen-i Şu’arâsı. Ankara: AKM Yay.

Sungurhan Eyduran, Aysun (hzl.) (2008). Beyânî, Tezkiretü’ş-Şu’arâ. Ankara: Kültür Bakanlığı e-kitap: http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/belge/1-83502/beyani--tezkiretus-suara.html [erişim tarihi: 20.02.2014]

Sungurhan Eyduran, Aysun (hzl.) (2009). Kınalızâde Hasan Çelebi, Tezkiretü’ş-Şu’arâ. Ankara: Kültür Bakanlığı, e-kitap: http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/belge/1-83504/kinalizade-hasan-celebi-tezkiretus-suara.html[erişim tarihi: 20.02.2014]

Şanlı, İsmet (1999). Hilâlî Dîvânı, Metin-Çeviri-Tahlil. Yüksek Lisans Tezi. Bursa: Uludağ Üniversitesi.

Şanlı, İsmet (2004). “XVI. yy. Dîvân Şairi Hilâlî ve Şiirlerinde Sosyal Hayat”. Uludağ Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi. 6(6):151-171.

Şemseddin Sami (1316/1898). Kâmûsu'l-Âlâm. C. VI. İstanbul.

Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi. (1981). C. 4. “Hilâlî”. İstanbul: Dergâh Yay.

Yağmur, Bahri (1998). Hilâlî Divanı, İnceleme-Metin. Yüksek Lisans Tezi. Ankara: Hacettepe Üniversitesi. 

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: DOÇ. DR. İSMET ŞANLI
Yayın Tarihi: 08.03.2014
Güncelleme Tarihi: 03.11.2020

Eserlerinden Örnekler

Murabba

 I

Olalı dil hânesi vîrân elinden dilberin

Olmuşam şâm u seher nâlân elinden dilberin

Dîde giryândır ciger büryân elinden dilberin

Âh elinden dilberin efgân elinden dilberin

 

 II

Hey dirîga kim bize ol dilber-i şekl-i melek

Bendelikde kaldı ağyâr u rakîbi müşterek

Bu şikâyet yalunuz senden değildir ey melek

Âh elinden dilberin efgân elinden dilberin

 

 III

Cevrini hadden aşırdı dilber-i tannâzeler

Dâ’imâ tağyîr vaz‘ itmekde bî-endâzeler

Ölicek hicri ile kabrimde bunu yazalar

Âh elinden dilberin efgân elinden dilberin

 

 IV

Bilmezem yâ Rab ne kıldım neyledim şol yâre ben

Kim reh-i aşkında kaldım âşık-ı âvâze ben

Gice gündüz çağırıram derdile bî-çâre ben

Âh elinden dil-berin efgân elinden dilberin

 

 V

Bu Hilâlî bendenin iy kâdir ü hayy ü ehad

Senden özge sırrına vâkıf değildir bir ehad

Dergehinde dâ’imâ budur niyâzı tâ ebed

Âh elinden dilberin efgân elinden dilberin

(Hilâlî Dîvânı, Metin-Çeviri-Tahlil. Yüksek Lisans Tezi. Bursa: Uludağ Üniversitesi. 46)

 

Gazel


Şikest olsa surâhî câm-ı meclis ber-karâr olmaz

Meseldir sâkiyâ baş gitse ayak pâydâr olmaz

 

Şarab-ı nâbdan sûfî geçerdim ihtiyâr olsa

Bilirsin mest-i aşk olanda evvel ihtiyâr olmaz

 

İrişmez sâye-i tûbâya Sidre hakkiçin yârdan

Bugün yolunda her kim iy sehî-kad hâksâr olmaz

 

Ruhun yâdıyla ey gül dem mi var gülzâr-ı kûyunda

Habâb-ı eşk-i gülgûndan kenârım lâlezâr olmaz

 

Hadeng-i gamzesi tenden geçip kâr eyledi cânâ

Hilâlî ol kemân-ebrûya benzer gamzekâr olmaz

(Hilâlî Dîvânı, Metin-Çeviri-Tahlil. Yüksek Lisans Tezi. Bursa: Uludağ Üniversitesi. 33) 



İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1Yeşim Ağaoğlud. 21 Ocak 1966 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
2Halit Üzeld. 1900 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
3SERMED, Mehmed Sermed, İstanbullud. 1794 - ö. 1847Doğum YeriGörüntüle
4Yeşim Ağaoğlud. 21 Ocak 1966 - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
5Halit Üzeld. 1900 - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
6SERMED, Mehmed Sermed, İstanbullud. 1794 - ö. 1847Doğum YılıGörüntüle
7Yeşim Ağaoğlud. 21 Ocak 1966 - ö. ?Ölüm YılıGörüntüle
8Halit Üzeld. 1900 - ö. ?Ölüm YılıGörüntüle
9SERMED, Mehmed Sermed, İstanbullud. 1794 - ö. 1847Ölüm YılıGörüntüle
10Yeşim Ağaoğlud. 21 Ocak 1966 - ö. ?MeslekGörüntüle
11Halit Üzeld. 1900 - ö. ?MeslekGörüntüle
12SERMED, Mehmed Sermed, İstanbullud. 1794 - ö. 1847MeslekGörüntüle
13Yeşim Ağaoğlud. 21 Ocak 1966 - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
14Halit Üzeld. 1900 - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
15SERMED, Mehmed Sermed, İstanbullud. 1794 - ö. 1847Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
16Yeşim Ağaoğlud. 21 Ocak 1966 - ö. ?Madde AdıGörüntüle
17Halit Üzeld. 1900 - ö. ?Madde AdıGörüntüle
18SERMED, Mehmed Sermed, İstanbullud. 1794 - ö. 1847Madde AdıGörüntüle