İBRȂHÎM

(d. ?/? - ö. ?/?)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / Başlangıç-15. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

14. yüzyıl şairlerinden İbrâhîm’e biyografik kaynaklarda yer verilmemiştir. İbrâhîm hakkındaki ilk bilgi, onun Dâsitân-ı Yiğit adlı mesnevîsinin yazmasının hususî kitaplığında olduğunu belirten Kocatürk’e aittir (1970: 155-156). Bu nüshanın “Ankara Millî Kütüphane”ye aktarıldığı ise Çelebioğlu’nun (1993: 63) düştüğü “Ankara Millî Kütüphane, Vasfi Mahir Başı, nr. (yok)” şeklindeki nottan anlaşılmaktadır. İbrâhîm, kendi hayatına değinmediği manzumeyi 781 yılı Şaban ayında (Kasım-Aralık 1379) tamamladığını belirtmiştir. 420 beyit olduğunu da işaret ettiği metnin eldeki nüshası 350 beyittir. Şairin, aruz vezninin fâ’ilâtün fâ’ilâtün fâ’ilün kalıbıyla kaleme aldığı didaktik mahiyetteki bu macera hikâyesinin konusu şöyledir: Fakir düşen bir tacir, memleketini terk ederek başka bir ülkeye gider. Ailesini bu ülkenin hükümdarına köle olarak sunar. Hükümdar onlardan memnun kalınca da genç, padişahtan bir at ve elbise isteyerek oradan ayrılır. Bir gün kendisi ile evlenmek isteyenlere sorular soran ve cevabı bilemeyenlerin başını kesen sultan kızının şehrine gelir. Burada başından birçok olay geçen genç, sonunda sultan kızıyla evlenir ve rahat bir hayata kavuşur. İbrâhîm’in, Anadolu halkı arasında süregelen batıl itikatlardan bazılarının kaynağını da gösterdiği Dâsitân-ı Yiğit; Tevrat, eski Yunan mitolojisi, İslâmî menkıbeler ve Türk masalları karışığı sade dille yazılmış bir manzume niteliğindedir.

Kaynakça

Çelebioğlu Âmil (1999). Türk Edebiyatında Mesnevi (XV. yy.’a kadar). İstanbul: Kitabevi Yay.

Kartal, Ahmet (2013). Doğu’nun Uzun Hikâyesi Türk Edebiyatında Mesnevî. İstanbul: Doğu Kütüphanesi Yay.

Kocatürk, Vasfi Mahir (1970). Türk Edebiyatı Tarihi. Başlangıçtan Bugüne Kadar Türk Edebiyatının Tarihi, Tahlili ve Tenkidi. Ankara: Edebiyat Yay.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: DR. LEYLA ALPTEKİN SARIOĞLU
Yayın Tarihi: 09.03.2014
Güncelleme Tarihi: 05.11.2020

Eserlerinden Örnekler

Dâsitân-ı Yiğit’ten

Kız eder evvel su’âlim bu sana

Ne içinde oturursun de bana

 

Yiğit eder üzerimdedir benüm

Donum içre otururum ey canum

(...)

Baktı karşuda yiğit gördü kızı

Dedi hoş geldin eyâ tan yıldızı

 

Hâcetin nedir niye geldün bize

Ol kız eder âşık oldum ben size

(…)

Bunu diyen zayıf İbrâhim durur

………. Hak kerîm rahîm durur

 

Kangı yılda bu haber oldu tamâm

Edeyim târîhini ben vesselâm

 

Yedi yüz seksen birinde söyledim

Şa’ban ayında tamâm eyledim

(Kocatürk, Vasfi Mahir (1970). Türk Edebiyatı Tarihi. Başlangıçtan Bugüne Kadar Türk Edebiyatının Tarihi, Tahlili ve Tenkidi. Ankara: Edebiyat Yay. 155-156.)