İDRÎS, İdrîs-i Bitlisî

(d. 856-861?/1452-1457 ? - ö. 921, 927, 930, 971?/1515, 1521, 1523, 1564?)
müverrih, divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / Başlangıç-15. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

İdrîs-i Bitlisî, XV. yüzyılın ikinci yarısında ve XVI. yüzyılın başlarında yaşamış olan ünlü bir din âlimi ve devlet adamıdır. Şeyh Hüsâmeddîn Alî Bitlisî’nin oğludur. “Mollâ”, “Mevlâna”, “Hakîmüddîn” ve “Kemâleddîn” unvanlarıyla da anılan İdrîs-i Bitlisî’nin doğum tarihi hakkında kaynaklarda bilgi yoktur. Bitlisî, Hakku’l-Mubîn fî Şerhi Hakki’l-Yakîn adlı kitabının önsözünde gençliğinin başlangıcında, 876/1472-73 yılında Mollâ Câmî’nin bulunduğu hac kafilesinin Tebriz’e geldiği haberini aldığını kaydetmiştir. Gençliğinin başlangıcının 15-20 yaşları olduğu kabul edilerek onun, 856-861/1452-1457 tarihleri arasında doğduğu tahmininde bulunulmuştur (Tavakkolî 1974’ten aktaran Başaran 2002: 201). Bitlisî nisbesinden hareketle İdrîs’in Bitlis’te doğduğu ileri sürülmüştür (Özcan 2000: 485). Fakat nisbenin her zaman doğum yerini göstermediğine dikkat çekilmiş ve babasının Diyarbakır’da Uzun Hasan’ın (857/1453-882/1477-78) hizmetinde bulunması sebebiyle İdrîs’in doğum yerinin Diyarbakır olabileceği ihtimali üzerinde de durulmuştur (Bayrakdar 1991: 4-5). Başaran’ın aktardığı bir bilgiye göreyse “İstanbul Ragıp Paşa Kütüphanesi, 919”da kayıtlı ve sanatçının kendi kaleminden çıkma bir mecmuada doğum yeri Rey’e bağlı Sûlikân nahiyesi olarak kayıtlıdır. Böylece İdrîs-i Bitlisî’nin, “Bitlisî” nisbesiyle şöhret bulması, muhtemelen babasının ya da atalarının Bitlisli oluşundan kaynaklandığı anlaşılmaktadır (Başaran 2002: 2). Osmânlı Müellifleri’nde verilen bilgiye göre İdrîs-i Bitlisî babasından ve zamanının fazilet sahibi kimselerinden tahsilini tamamladı. Kendisine yapılan davetlere icabet ederek bir müddet İran’da hüküm süren Uzun Hasan haleflerinin divan hizmetlerinde bulundu. Sonra Safevî devletinin kuruluşu sırasında Osmanoğulları hanedanının hizmetine girmeyi tercih ederek İstanbul’a geldi. Sultân II. Bâyezîd’in ihsan ve iltifatlarına nail olduğu ve onun emriyle Heşt Behişt adıyla bilinen Farsça Osmanlı tarihini telif edip padişaha sundu. İdrîs-i Bitlisî, II. Bâyezîd’den sonra tahta çıkan Yavuz Sultân Selîm tarafından da takdir edildi. Özellikle Kürtlerin yaşadığı bölgelerin fethi esnasında görüşlerinden yararlanıldı (Yavuz vd. 1972: 68). Kaynaklarda İdrîs-i Bitlisî’nin ölüm yılı konusunda “921/1515-16” (Ahmed Rifat 1299’dan aktaran Tuman 2001: 24; Şemseddîn Sâmî 1316: 881), “927/1520-21” (Yavuz vd. 1972: 68), 930/1523-24 (Müstakîm-zâde’den aktaran Tuman 2001: 24) ve “971/1563-64” (Müstakîm-zâde 1928: 111) gibi farklı tarihler verilmiştir. İstanbul’da vefat eden sanatçı, Eyüp Sultan’da bugün İdris Köşkü ve Çeşmesi denen yerde karısı Zeyneb Hatun’un yaptırdığı mescidin mezarlığına defnedilmiştir.

Devrinin bütün ilimlerini ikmal etmiş olan İdrîs hat sanatında, özellikle sülüs, talik ve nesihte mahir biridir. Tıptan felsefeye, tasavvuftan tarih ve siyasete kadar farklı alanlarda telif ya da tercüme birçok eser kaleme almıştır. Bunlardan altısının sadece adları bilinmektedir. Günümüze ulaşan kitaplarının biri Türkçe, diğerleri Farsça ya da Arapçadır. İdrîs-i Bitlisî’nin eserleri şunlardır:

1. Risâle-i Bahâriye: Rebîü’l Ebrâr adıyla da bilinen bu Farsça eser, tahminen 1490’lı yıllarda yazılmış ve Akkoyunlu hükümdarı Yakûb Bey’e ithaf edilmiştir. Dört bölümden oluşan risalede mevsimler, tabiat olayları ve gök cisimlerinin oluşumu süslü nesir tarzında anlatılmıştır.

2. Risale-i Hazâniyye: Sultân Yakûb’un Azerbaycan’dan Erran’a yaptığı seyahat hakkındadır. Sultanla birlikte geziye katılan İdrîs, bu diyarın gezilip görülecek yerlerinden bahsetmiştir.

3. Tercüme ve Tefsîr-i Hadîs-i Erba’în: İdrîs’in, babası Mevlânâ Hüsameddin Alî Bitlisî’den dinlediği hadisleri Farsçaya tercüme ve şerh etmesinden meydana gelen bir risaledir.

4. Tercüme ve Nazm-ı Hadîs-i Erba’în: İmanın esasları, salih ameller, faziletler ve ahret konusundaki hadislerin Farsçaya rubai nazım şekliyle aktarıldığı bir manzum kırk hadis tercümesidir.

5. Münâzaratü’s-Savm ve’l-Iyd: Farsça nazım-nesir karışık bir eserdir. 908/1502-03 yılında II. Bâyezîd’e takdim edilmiştir. Yer yer karşılıklı konuşmalarında bulunduğu kitap adından da anlaşılacağı üzere, oruç ve bayram meselesi üzerinde durulmuştur.

6. Heşt Bihişt: İdrîs’in, II. Bâyezîd’in emriyle yazdığı en önemli ve ona şöhret kazandıran eseridir. Yazar, 908/1502-03’de başladığı eserini otuz ayda tamamlamış ve padişaha takdim etmiştir. İlk sekiz Osmanlı padişahının nazım-nesir karışık süslü bir dille anlatıldığı bir tarih kitabıdır. İdrîs, bu metinle tarih yazıcılığına yeni bir tarz getirmiş, İran tarih yazıcılığının Osmanlıdaki ilk temsilcisi olmuştur. Eser üzerine bir yüksek lisans (Vural 2007) ve doktora (Yıldırım 2010) çalışması yapılmıştır.

7. Mir’âtü’l-Cemâl: İdrîs, ahlak ve siyaset konuları üzerine yazdığı bu Farsça kitabını II. Bâyezîd’e takdim etmiştir. Sultanlara siyasetin inceliklerini anlattığı kitap, ahlak ve siyasetle ilgili hikmetli sözlerle doludur.

8. Şerh-i Kasîde-i Hamriyye: 909/1503-04 yılında Şehzâde Ahmed’e takdim etmek üzere kaleme alınan Farsça 33 beytin şerh edildiği bu metnin mukaddimesinde, Şehzâde Ahmed’in methedildiği yirmi beyitlik bir mesnevî vardır. Kasîdetü’l-Mîmiyye adıyla da bilinen şiirin bu mensur şerhinde Arapça ve Farsça kısa manzum parçalara da yer verilmiştir.

9. Mir’atü’l-Uşşâk: Yavuz Sultân Selîm’e takdim edilen bu Farsça tasavvuf konulu manzum mensur karışık risale mukaddime ve iki bölümden oluşmaktadır.

10. Hakku’l-Mubîn fî Şerhi Hakki’l-Yakîn: Mahmûd Şebüsterî’nin Hakku’l-Yakîn adlı tasavvufi eserinin Farsça şerhidir. Yazımına Sultan II. Bâyezîd’in saltanatının sonlarına doğru başlanan metin Yavuz Sultân Selîm zamanında tamamlanan kitap sekiz bâbdan müteşekkildir.

11. Havassü’l-Hayevân (Terceme-i Havassü’l-Hayevân): Yazar, Mısır’ın fethi sırasında Yavuz’un emriyle Ebu’l-Bahâ Kemâleddîn Muhammed bin Mûsâ ed-Demirî’nin Hayâtü’l-Hayevân adlı eserini Farsçaya tercüme etmiştir. Hayvanların özelliklerinin, fayda ve zararlarının anlatıldığı kitapta hayvan adları alfabetik olarak sıralanmıştır.

12. Münâzara-i Işk bâ-Akl: Felsefî ve tasavvufî mahiyetteki bu Farsça mensur eserde akıl ile aşk münazara ettirilmiştir.

13. Kasâid ve Münşeât ve Mürâselât: İdrîs’in, Osmanlı padişahları ve diğer devlet ricali ve âlimler hakkında yazdığı Farsça kasideleriyle mektuplarını ihtiva etmektedir.

14. Mecmûa-i Münşeât: Akkoyunlu, Karakoyunlu, Timurlu, Osmanlı (II. Bâyezîd, I. Selîm) ve Hint sultanları arasında hicri IX. yüzyılın son çeyreği ile X. yüzyılın ilk yarısı arasında yazılan mektuplardan oluşan bir mecmuadır. İçindeki Farsça mektupların bir kısmı İdrîs’e bir kısmı da oğlu Ebülfazl’a aittir.

15. Kânûn-i Şâhenşâhî: İdrîs, hayatının sonlarında doğru kaleme aldığı bu Farsça siyasetnâmede padişahların uymaları gereken kanunlardan ve ahlak kurallarından söz etmektedir. Yavuz’un ölümünden önce tamamlanmasına rağmen Kânûnî’ye takdim edilen bu eser üzerinde bir doktora çalışması (Tavakkolî 1974) yapılmıştır.

16. Şerh-i Mesnevî-yi Ma’nevî: İdrîs’in Sultân Süleymân adına Mevlânâ’nın Mesnevî'si üzerine yazdığı Farsça şerhtir.

17. Selîm Şâh-nâme: İdrîs’in, Yavuz’un emriyle yazdığı bu Farsça kitap da kendisinin Heşt Bihişt’i tarzındadır. İdrîs, eserde önce I. Selîm’i övmüş ve metni telif nedenini izah etmiştir. Daha sonra sultanın doğuşunu, İran hududuna vali oluşunu, Gürcülerle olan savaşını, 1512 yılındaki ölümüne kadar geçen devri anlatmıştır. İdrîs’in ölümü üzerine yarım kalan eserin müsveddeleri Kânûnî’nin emriyle oğlu Ebulfazl tarafından toplanmış ve eksik kısımlar tamamlanmıştır. Ebulfazl’ın, babasının son günlerinden de söz ettiği kitap üzerinde bir doktora (Kırlangıç 1995) ve yüksek lisans (Hatunoğlu 1998) çalışması yapılmıştır.

18. Levâmihü’l-Fusûleyn: Çok kapsamlı bu Arapça eser fıkıh üzerinedir. 252’yi aşkın fetvayı barındıran kitap, 929/1522-23 senesi Recep ayı başlarında yazılmıştır.

19. El-İbâ an-Mevâkii’l-Vebâ: İdrîs’in, veba hastalığı ve ondan korunma yolları hakkında bilgi verdiği bu Arapça mensur eseri, I. Mahmûd zamanında Bitlisli Mehmed Sâlih Efendi tarafından Türkçeye tercüme edilmiştir.

20. Hâşiye alâ Tefsîri Beyzâvî: İdrîs’in bilinen bu tek tefsir kitabı II. Bâyezîd’e ithaf edilmiştir. Kâdî Beyzâvî’nin Envârü’t-Tenzîl ve Esrârü’t-Te’vîl adlı eserine yazılmış Arapça bir hâşiyedir.

21. Şerhi Hamriyei İbnü’l-Fârız: İdrîs-i Bitlisî’nin İbnü’l-Fârız’ın Hamriye’sine yazdığı Arapça şerhten sadece Brockhelmann söz etmiş, fakat eserin nüshasına değinmemiştir (Brockhelmann 1938’den aktaran Genç 2007: XXVII).

22. Risâle fî Ma’rifeti’n-Nefs: Ruh ve onunla ilgili meselelerden hakkındaki bu Arapça mensur eser giriş, altı bölüm ve sonuçtan oluşmaktadır.

23. Şerhu Esrâri’s-Savm min Şerhi Esrâri’l-İbâdât: İçinde oruçla ilgili hükümlerin yer aldığı Arapça bir eserdir. 917/1511-12 yılında Mısır’da yazılmış ve Memluk sultanı Kansu Gavrî’ye ithaf edilmiştir.

Yukarıdakilerin yanı sıra İdrîs-i Bitlisî'nin; Şerh-i Manzûme-i Gülşen-i Râz, Risâle der İbâhât-i Agânî, Redd-i Ravâfız, Hâşiye-i Şerh-i Tecrîd, Şerhu’l-Fusûs gibi kaynaklarda adları anılan, ancak nüshaları günümüze ulaşmamış eserlerinin de olduğu belirtilmiştir. İdrîs-i Bitlisî'nin edebiyatla ilgili müstakil bir eseri yoksa da farklı ilim dalları hakkında kaleme aldıklarının çoğu edebî bir dil ve üslupla yazılmış, bunlarda özellikle lafzî sanatlara ağırlık verilmiştir (Başaran 2000: 39). Müstakîm-zâde’ye (1972: 111) göre o, Arapça ve Farsça söze kadir, her fende kemali zahir biri sanatçıdır. Osmânlı Müellifleri’nde (Yavuz vd. 1972: 69) üç dilde şiir yazmaya muktedir olduğuna değinilmiş ve örnek olarak da bir beyti verilmiştir.

Kaynakça

Afyoncu, Erhan (2003). “Osmanlı Siyasi Tarihinin Ana Kaynakları: Kronikler”. Türkiye Araştırmaları Literatür Dergisi 1 (2): 101-172.

Ahmed Rifat Efendi (1299). Lugât-ı Târîhiyye ve Coğrâfiyye. C.1. İstanbul.

Akbayar, Nuri (hzl.) (1996). Mehmed Süreyyâ, Sicill-i Osmânî. C. III. İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yay.

Başaran, Orhan (2002) “İdrîs-i Bitlisî Hakkında Bazı Yeni Bilgiler”. Akademik Araştırmalar Dergisi (14): 201-208.

Bayrakdar, Mehmet (1991). Bitlisli İdris. Ankara: KB Yay.

Brockhelmann, Carl (1938). Geschichte der Arabıschen Litterature Supplement II. Leiden.

Genç, Vural (2007). İdris-i Bitlisî, Heşt Bihişt, Osman Gazi Dönemi. Yüksek Lisans Tezi. İstanbul: Mimar Sinan Üniversitesi.

Hatunoğlu, Bahattin Yalçın (1998). İdris-i Bitlisi Selim-Namesi’nde Doğu Anadolu’nun Fethi. Yüksek Lisans Tezi. Erzurum: Atatürk Üniversitesi.

İdrîs-i Bitlisî. Mecmû’a. Ragıp Paşa Kütüphanesi. No. 919. vr. 189a.

Kırlangıç, Hicabi (1995). İdris-i Bitlisi. Doktora Tezi. Ankara: Ankara Üniversitesi.

Kurnaz, Cemâl ve Mustafa Tatçı (hzl.) (2001). Mehmed Nâil Tuman, Tuhfe-i Nâilî -  Divan Şairlerinin Muhtasar Biyografileri. C.II. Ankara: Bizim Büro Yay.

Mecdî Mehmed Efendi (1269). Hadâiku’ş-Şakâyık. İstanbul.

Müstakim-zâde Süleyman Saadeddîn Efendi (1928). Tuhfe-i Hattâtîn. İstanbul.

Müstakîm-zâde Süleymân Sadeddîn Efendi. Mecelletü'n-Nisâb fi'n-Neseb ve'l-Künâ ve'l-Elkâb. Süleymaniye Kütüphanesi Halet Efendi Bölümü. No. 628.

Özcan, Abdülkadir (1998).“Heşt Behişt”. İslâm Ansiklopedisi. C.17. İstanbul: TDV Yay. 271-273.

Özcan, Abdülkadir (2000).“İdris-i Bitlisî”. İslâm Ansiklopedisi. C.21. İstanbul: TDV Yay. 485-488.

Şemseddin Sâmî (1316). Kâmûsu’l-A’lâm. C. 2. İstanbul.

Tavakkolî, Hasan (1974). İdris-i Bitlisî’nin Kanûn-ı Şehinşahî’sinin Tenkidli Neşrî ve Türkçeye Tercümesi. Doktora Tezi. İstanbul: İstanbul Üniversitesi.

Tekin, Rahmi (2009). "İdris-i Bitlisî ve İdrisiyye Medresesi Mevkufâtı". A.Ü. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi (40): 233-246.

Yavuz, Fikri, İ. Özen (hzl.) (1972). Bursalı Mehmed Tâhir, Osmânlı Müellifleri. C. 3. İstanbul: Meral Yay.

Yıldırım, Muhammed İbrahim (2010). İdris-i Bitlisî’nin Heşt Behişt’ine Göre Fatih Sultan Mehmed ve Dönemi. Doktora Tezi. İstanbul: Mimar Sinan Üniversitesi.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: DR. ÖĞR. ÜYESİ GÜLÇİÇEK AKÇAY
Yayın Tarihi: 07.05.2014
Güncelleme Tarihi: 17.04.2021

Eserlerinden Örnekler

Rub’-ı meskûnda olan dûde-i şem’-i isyân

Bir yire gelse reh-i rahmete bir hâl olmaz

(Yavuz, Fikri, İ. Özen (hzl.) (1972). Bursalı Mehmed Tâhir, Osmânlı Müellifleri. C. 3. İstanbul: Meral Yay. 69.)