KANBERÎ

(d. ?/? - ö. ?/?)
âşık
(Âşık / 16. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Hayatı hakkında çok fazla bilgi olmayan Kanberî, 16. asır Bektaşi şairlerinden biridir. Kanber ve Kanberî mahlasıyla birtakım şiirler kaleme almıştır. Fakat 16. asırda yetişen mutasavvıf Kanber ile bu zatın şiirlerini birbirine karıştırmamak lazımdır. Bir asır önce yaşayan Kanber “vahdet-i vücut” telakkilerini terennüm eden bir sofudur. 16. asır Bektaşilerinden Kanberî ise Bâtıniliği benimsemiştir. Hazreti Muhammed’in Miraç’ta Ali’yi gördüğünü, Allah’ın yeryüzüne gelerek Ali şeklinde tecelli ettiğini anlatmıştır. Hazreti İsa’nın İncil’inde Îlyâ ismiyle Ali’ye işaret olunduğunu bildirmektedir (Ergun 1944: 77). Kanberî’nin nerede ve ne zaman doğduğu hakkındaki bilinmezlik ölümü için de geçerlidir.

Sadettin Nüzhet Ergun, Bektaşî Şairleri ve Nefesleri (I) adlı eserinde şairin iki müseddesini vermektedir (TDEA 1982: 141; Yzl. Krl. 2004: 318). Kanberî, birçok yapıtlarında “vahdet-i vücud”, yani varlığın birliğini dile getirmiş bir şairdir. Bununla beraber bazı nefeslerinde, Hurufi ve Alevi neşesi açık olarak görülür. Bektaşi dergilerinde ve cönk defterlerinde bir hayli nefesi olan âşık, aruz veznini ustalıkla kullanmıştır (Koca 1990: 65). 

Kaynakça

Ergun, Sadettin Nüzhet (1944). Bektaşî Şairleri ve Nefesleri. C. I. İstanbul: Kenan Matbaası.

Koca, Turgut (1990). Bektaşi Şairleri ve Nefesleri. İstanbul: Naci Kasım İstanbul Maarif Kitaphanesi ve Matbaası.

Yaz. Krl. (2004). “Kanberî”, Türk Dünyası Edebiyatçıları Ansiklopedisi. C. 5. Ankara: Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı Yay. 318. 

“Kanberî” (1982). Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi. C. 5. İstanbul: Dergâh Yay. 141.


Madde Yazım Bilgileri

Yazar: ARAŞ. GÖR. EMİNE ÇAKIR
Yayın Tarihi: 04.12.2014
Güncelleme Tarihi: 08.12.2020

Eserlerinden Örnekler

Müseddes

Âsuman hâveridir ol Muhammed Mustafa

Mehcebîn oldu birisi yani Şah-ı Murtaza

Birine dedi Habîb’im biri arslanım Huda

İkisi bir nûr-ı Hak’dır öyle bil ey pür safa

Ol Ali’dir pîşüvâ-yi evliyâ vü enbiyâ

Anın içün dedi İsâ İncil’inde İlyâ

Padişah-ı âlem oldu cismini cân eyledi

Bu cihan sultanların kendüye ferman eyledi

Suret-i âdemde kendin gördü pinşan eyledi

Ol Ali’dir pîşüvâ-yi evliyâ vü enbiyâ

Anın içün dedi İsâ İncil’inde İlyâ

Haktaâlâ varlığını verdi çün âb ü gile

Allemel-esmâ’yı külli yazdı hem levh-i dile

Her gelen peygamber ile rehnümâ oldur bize

Kudretinin binde birin söylesem gelmez dile

Ol Ali’dir pîşüvâ-yi evliyâ vü enbiyâ

Anın içün dedi İsâ İncil’inde İlyâ

Çıktı Mirac’a Muhammed gördü arslanı Ali

Cebrâil’e sordu ol dem dedi kimdir bu velî

Cebrail ver hâtemini bulmak istersen o yoli

Vardı Ahmed gördü anda söyleyen şahın dili

Ol Ali’dir pîşüvâ-yi evliyâ vü enbiyâ

Anın içün dedi İsâ İncil’inde İlyâ

….

Şeh Nakî vü Askerî’nin olmuşumdur ben kulu

Şeh Muhammed Mehdi’ye hem demişimdir ben velî

Hacı Bektaş-ı Velî’ye Kanberî sundu eli

Zâhir ü batında kendin söyleden dilden dili

Ol Ali’dir pîşüvâ-yi evliyâ vü enbiyâ

Anın içün dedi İsâ İncil’inde İlyâ 

Ergun, Sadettin Nüzhet (1944). Bektaşî Şairleri ve Nefesleri. C. I. İstanbul: Kenan Matbaası. 77-78.