KUTB

(d. ?/? - ö. ?/?)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / Başlangıç-15. Yüzyıl / Harezm-Kıpçak)
ISBN: 978-9944-237-86-4

XIV. asırda Türkistan’da yaşadığı tahmin edilen Kutb’un hayatı hakkındaki bilgiler eserinde yazdıklarıyla sınırlıdır. Kendisinin, Hüsrev ü Şîrîn tercümesi’nde belirttiğine göre Harezm veya Mâverâünnehir kökenlidir. Onun, Sığnak’a gelerek Şehzâde Tini Beg’in yakınında olmak istediği, çeşitli ilimlerde bilgi sahibi olduğu, muhtemelen şehzadelere öğütler verecek bir olgunluk ve itibara eriştiğini söylemek mümkündür (Hacıeminoğlu 2002: 56).

Kutb’un tek eseri Hüsrev ü Şîrîn tercümesidir. Tercüme, Harezm Türkçesinin Altın Orda sahasında, şu ana kadar yazıldığı bilinen eserlerin en eskisidir. Altın Orda hükümdarı Özbek Han’ın Gök Orda başşehri Sığnak’ta hüküm süren şehzadesi Tini Beg Han ile eşi Melike Hatun adına yazılmıştır. Nizâmî-i Gencevî’nin Farsça eserinin Türkçeye tercümesi olup hangi tarihte kaleme alındığı bilinmemektedir. Sadece Tini Beg’in Gök Orda’ya 727/1327 yılında gittiği, babası Özbek Han’ın ölümünden sonra 741/1341’de hükümdar olduğu ve 742/1342’de kardeşi Canı Beg tarafından öldürüldüğü bilgisinden hareketle, Kutb’un Hüsrev ü Şîrîn tercümesini 741-742/1341-1342 yılları arasında yazdığı tahmin edilmektedir (Hacıeminoğlu 2000: VII). Kutb; Nizâmî’nin 5700 beyit civarında olan mesnevîsinin uzun ve sanatlı tasvirlerini kısaltmak suretiyle metni 4729 beyit olarak tercüme etmiştir. Hacıeminoğlu (1999: 56), Nizâmî’nin eserinde bulunan bölüm başlıklarının Kutb’un manzumesinde aynen yer aldığını, yaklaşık 1000 beyitlik bu eksikliğin hikâyenin bütünlüğünü bozacak mahiyette olmadığı görüşündedir. Sasanî hükümdarı Hüsrev ile Ermeni kraliçesi Şîrîn arasında yaşanan aşkı konu alan mesnevînin girişinde, Kutb’un Nizâmî’den bağımsız olarak yazdığı “tevhîd, eflâk harekâtı, tenri taâlânın münâcâtı, resûl aleyhisselâm na’tı, resûl aleyhisselâm tört yâri ögdüsi, şâhzâde Tını Beg Han medhi, melîke-i merhûme Han Melek medhi, kitâb nazm kılmakka sebeb” başlıklı 271 beyitlik sekiz bölüm bulunmaktadır. Bunların ardından “Resûl aleyhisselâmnın törd yâri ögdüsi” başlıklı 17 beyitlik bölüm gelmektedir. Tercümede eserin aslına bağlı kalarak genelikle “mefâ’îlün mefâ’îlün fe’ûlün” veznini kullanan Kutb, sadece 17 beyitlik bu çehâryâr medhiyesini “fe’ûlün fe’ûlün fe'ûlün fe’ûl” vezni ile yazmıştır. Mesnevî, Köprülü’ye göre bu yönüyle Türk ve İran edebiyatlarında başka örneği bulunmayan bir orijinallik teşkil etmektedir (Hacıeminoğlu 1999: 56). Köprülü (1928: 359), bu eserin Harezm-Altın Orda sahasının bediî maksatla yazılan ilk din dışı eseri olduğuna dikkat çekmiştir. Zajaczkowski (1961: 159-168) ise, Kutb’un atasözlerini dahi aynen almayıp Türkçe atasözleri ile değiştirerek tercüme ettiğini belirtimiş, dolayısıyla metnin “Nizâmî’nin manzumesinin edebî bir adaptasyonu” olduğunu ifade etmiştir (Ercilasun 2008: 373). Kutb’un Hüsrev ü Şîrîn’i, hem Harezm Türkçesindeki tek çeviri eser hem de Nizâmî’nin eserinin Türkçeye yapılan 20’den fazla çevirisinin ilkidir (Ercilasun 2008: 374). Ayrıca manzume, Türk dili tarihinin önemli bir dönemini oluşturan Altın Orda sahasının yazı dilini göstermesi ve Kıpçak lehçesinin ana kaynaklarından birini oluşturması bakımından da önemlidir. Nizâmî’den büyük çoğunlukla Türkçe kelimelerle tercüme edilen mesnevi, fiil çekimi bakımından Çağatay öncesine yakın olmakla beraber ses özellikleri ve kelime hazinesi bakımından Kıpçak Türkçesinin özelliklerini taşımaktadır. Hüsrev ü Şîrîn tercümesinin Paris’te Bibliotheque Nationale’de kayıtlı tek nüshası 1383’te İskenderiye’de Altın Boğa adına Berke Fakih tarafından istinsah edilmiştir (Ersoylu 1985: 28). Nüshanın sonuna Berke Fakih kendine ait 24 beyitlik bir manzume eklemiştir (İnan 1953: 64-65). 1913’te Samayloviç tarafından tespit edilen mesnevîyi, Zajaczkowski (1958-61) metin, tıpkıbasım ve sözlük olarak üç cilt halinde neşretmiştir. Hacıeminoğlu’nun eseri metin, imla, ses ve şekil özellikleri bakımından ayrıntılı bir şekilde incelediği doktora tezi (1968) yayımlanmıştır (1986, 2000).

Fuat Köprülü’ye (2011: 323) göre Kutb, “klâsik nazım kaidelerine layıkıyla vâkıf, selis bir üslûba ve mükemmel bir tasvir kudretine mâlik” değerli bir sanatkârdır. Hacıeminoğlu (1986: VIII) da “kuvvetli bir nâzım olduğu eserinin baş kısmına yaptığı 271 beyitlik ilaveden anlaşılan Kutb’un, Nizâmî’nin mesnevîsini başarı ile Türkçeye naklettiği” görüşündedir. Onun, eserinde kullandığı dil Türkçe için önemlidir. Zira Kutb, eserini tercüme ederken, Farsça ve Arapça kelimelerin yerine mümkün olduğunca Türkçe kelimeler kullanarak hem o dönem Türkçesine ait kelimelerin günümüze ulaşmasını sağlamış hem de henüz yazı diline girmeyen birçok kelimeye eserinde yer vererek bunları dile kazandırmıştır (Şentürk vd. 2009: 134). 

Kaynakça

Demirci, Ümit Özgür, S. Karslı (2015). Kutb’un Husrav u Şirin’i - Dizin. İstanbul: Kesit Yay.

Ercilasun, A. Bican (2008) Başlangıçtan Yirminci Yüzyıla Türk Dili Tarihi. Ankara: Akçağ Yay.

Ersoylu, Halil (1985). “XIV. Yüzyıl Harezm Sahası”. Büyük Türk Klâsikleri. C. 2. İstanbul: Ötüken-Söğüt Yay. 28-36.

Hacıeminoğlu, Necmettin (1999). “Hüsrev ü Şîrîn”. İslâm Ansiklopedisi. C. 19. Ankara: TDV Yay. 56.

Hacıeminoğlu, Necmettin (2000). Kutb’un Hüsrev ü Şîrîn’i ve Dil Hususiyetleri. Ankara: TDK Yay.

İnan, Abdulkadir (1953). “XIII-XV. Yüzyıllarda Mısır’da Oğuz-Türkmen ve Kıpçak Lehçeleri ve Halis Türkçe”. Türk Dili Araştırmaları Yıllığı Belleten. Ankara. 53-71.

Köprülü, M. Fuad (2004). Edebiyat Araştırmaları. C. 2. Ankara: Akçağ Yay.

Köprülü, M. Fuad (2011). Türk Edebiyatı Tarihi. Ankara: Akçağ Yay.

Şentürk, Ahmet Atilla, A. Kartal (2009). Eski Türk Edebiyatı Tarihi. İstanbul: Dergâh Yay.

Zajaczkowski, Ananiasz (1958). Vocabulaire Arabe-Kiptchak de I’époque de I’État Mamelouk I. Warszawa.

Zajaczkowski, Ananiasz (hzl.) (1958-61). Kutb, Hüsrev ü Şîrîn: Najstarsza Wersja Turecka, Husrev u Şirin Qutba. I-III. Warszawa.

Zajaczkowski, Ananiasz (1960). "Kutb'un Hüsrev ü Şîrîn Adlı Eseri Hakkında". VIII. Türk Dil Kurultayında Okunan Bilimsel Bildiriler (1957). Ankara. 159-164.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: ARAŞ. GÖR. HULUSİ EREN
Yayın Tarihi: 10.02.2015
Güncelleme Tarihi: 04.11.2020

Eserlerinden Örnekler

Hüsrev ü Şîrîn’nden

Kitâb Nazm Kılmakka Sebeb Beyân Ayur

Nice yıl boldı canım ösker erdi

Köngülde uşbu endîşe bar erdi

Ne teg şâh tabgına ir bargamen tip

Bu könglüm kadgusmı tirgemen tip

Körüp könglüm kim asru ragbetim bar

Buyurdı kim katıglan imdi iy yâr

Revân iy kutb terkin kiç bolur bil

Ni bilgeyler sini sözletmeseng til

Nizâmî nazmı yanglıg tüz sözüngni

Anın belgüt hânıngga bu özüngi

Hânım birle Melike atınga bir

Kitâbı kılguka kıl tidi tedbîr

Boyum şehringe könglüm irdi sultân

Cânım andın kabûl kıldı bu fermân

Köngül fermânını cân birle tuttum

Adın sakınçnı bir yolı unu[t]tum

Kazan tig kaynap uş sevdâ bişürdüm

Nizâmî balıdın halvâ bişürdüm

Hânım atınga uşbu pârsi tilni

Çevürdüm tüzdüm uş nazm üzre kılnı

Çıkardım hoş yıdıklık suv bu köldin

Köngüller kansu tip bu sâfî suvdın

Kılıp han devleti bu kulga yarı

Kiterdi tengri tab’ımnung gubârı

Tüzüp til bülbüli bu nazm üze sâz

Bu perde içre keltürdüm hoş âvâz

Muradım irdi ol kim bu kapugda

Kilip yol tapsamen tip bu tapugda

Sefer rencin körüm özüm kaç eyyam

Tapugka yittim imdi uş serencâm

Niçe kim kildim irse men velîkin

Tükel kildim tükellik yahşı iş çın

Ni hoş aydı ol bir pîr ü kâmil

Yitirgil niçe kiç kilsen giy âkıl

Bu kilmeklikde maksûd irdi bu kim

Yitürgey hak tiyü munda tilekim

Bihamdi’l-lâh tilekke hak yitürdi

Tilek ilgi umınç yasını kurdı

(...)

Ferhâd Şîrîn Işkından Taglarga Tüşgenleri Sıfatı

Kögül bağladı Şîringe bu Ferhâd

Vücûd tindin kopardı ‘ışk feryâd

Ulaşı ışk ilindin kıldı zârı

Köngülde kalmadı zerre karârı

Cânında kalmadı ârâm takat

Tininde kalmadı sabr itdü kuvvet

Tili sözni ili işni unuttı

Bolup dîvânı tig yabannı tuttı

Tamâm tep tig yile yabanda hayran

Bodını tal tig ışk kıldı çevgân

Çiçek tig mengzi bu ödükde soldı

Köyüp bağrı yüreki kan toldı

Yakılda hıdmatınga ‘ışk nârı

Köye yarım tiyü kalmadı yarı

Köngüldin sabr közdin uyku kitti

Yaş ornınga közindin kanlar aktı

Kitip aklı dimağı toldı sevdâ

Adın kalmadı könglinde şekîbâ

(…)

Belâ vü renc okınnga boldı umaç

Kiçip cândın ölümge boldı muhtaç

Anıng tig tuttı anı ışk-ı Şîrîn

Kim irdi cânıdın Ferhâd-ı miskin

Ol aynıng şavkı birle tün me kündüz

Yüriyür ingreyü yabanda yalguz

Kedik tig âdemini körse ürker

Niteg kim div pûlâdnı körse korkar

Bolup fârig turur irkek tişidin

Yırakdın ok kaçar körse kişidin

Yürür yar kadgusı birle bolup şâd

Harâb yir genç birle bolmış tig âzâd

Aceb bolgay mu tir igimge dermân

Yiyü kalıp bu işi içre hayrân

Ni aklı bar ni hûşı ni karârı

Ni kidgü yigü ni avıngu yârı

Ni yir mahrem tapar Şîrînge ıdgu

Kim aysa öltürür Ferhâdnı kadgu

Ni ârâm birür anıng ışkı bir dem

Ni kiter könglidin sürmek bike gam

(...)

Husrav Ferhâd Birle Münazara Kılıp Ferhâd Tag Kazmaklıkı Sözi

Buyrun sordı ni yirlig sen tiyü sen

Ayıttı kim âşıklar şehridin men

Ayıttı anda ni sanâ’at kılurlar

Ayıttı cân satıp kadgu alurlar

Ayıttı cânnı satmaklık hatâ ol

Ayıttı ışk yolında hem revâ ol

Ayıttı kirtü mü âşık irürsen

Ayıttı bar közüng âhır körürsen

Ayıttı ni kadar sevdüng sen anı

Ayıttı sözge sığmaz hiç beyânı

Ayıttı kördüng mü ol kün cemâlın

Ayıttı kim belî kördüm hayâlın

Ayıttı mehridin bolgay mu sen pâk

Ayıttı kim meğer bolsam ölüp hâk

Ayıttı ger yoluksang körse sini

Ayıttı közge sürgem toprakını

Ayıttı ger közüngni hasta kılsa

Ayıttı razı men tik közge ilse

Ayıttı ger adın ir sunsa ilgin

Ayıttı tilgemen taş birle başın

Ayıttı taptung ol yol ol humâyka

Ayıttı kim yırakdın bakgu ayka

Ayıttı ger tilesengin barayın

Ayıttı hakdın izder men tilerin

Ayıttı ger okısa kılsa hoşnûd

Ayıttı bolgay irdim barça maksûd

Ayıttı kes köngül ol dostnı koygıl

Ayıttı dostdın kilmez bu iş bilgil

Ayıttı bu tama’nı tutma hâm ol

Ayıttı ansızın tınçlık harâm ol

Ayıttı kil bu işdin yuv ilingni

Ayıttı sözleme köp tıd tikingni

Ayıttı kılmagıl koy kurı kavga

Ayıttı niteg bolur çün ot tuttı kavga

Ayıttı sabr kıl tıd könglüng andın

Ayıttı kim niteg sabr itdü cândın

Ayıttı sabrsuzluk cehl irür bil

Ayıttı sabr kılmakka kerek dil

(Hacıeminoğlu, Necmettin (hzl.) (2000). Kutb’un Hüsrev ü Şîrîn’i ve Dil Hususiyetleri. Ankara: TDK Yay. 195-196, 322-323, 328-329.)