Madde Detay
MAHMÛD b. ‘ALÎ
(d. ?/? - ö. 761/1360)
nâsir
(Divan/Yazılı Edebiyat / Başlangıç-15. Yüzyıl / Harezm-Kıpçak)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Türk edebiyatı sahasındaki
kırk hadis çevirilerinin ilk örneği olan Nehcü'l-Ferâdîs’in
müellifidir. Eser, çeşitli din
âlimlerinin rivayetlerinin bir araya getirilmesiyle oluşturulduğu için müellif
kendisini “toplayan, bir araya getiren” anlamlarına gelen cem‘ kılguçı, cem‘ kılgan olarak vasıflandırmıştır. Bundan dolayı başka
bir bilgi elde edilmediği sürece, Mahmûd b. ‘Alî’yi Nehcü'l-Ferâdîs’in müellifi olarak kabul etmek yanlış olmaz.
Mercanî, elindeki nüshanın
sonunda yazan “Mahmûd b. ‘Alî es-Sarâyî menşe’en ve’l-Bulgârî mevliden
ve’l-Kerderî” adını müellif adı olarak kabul etmiştir (1885: 15-16). E. N.
Nadjib, müellifin St. Petersburg SSCB İlimler Akademisi Şarkiyat Enstitüsünde
316 numarayla kayıtlı bulunan nüshadaki “Mahmud b. ‘Alî b. şeyh es-Sarâyî
menşe’en ve’l-Bulgârî mevliden ve’l-Kerderî ‘akden” kaydından “Saray şeyhinin
oğlu, Bulgar doğumlu, Kurder (Kerder) ile ilgisi bulunan Ali oğlu Mahmud”
olduğunu belirtmiştir (1977: 37). Nadjib ayrıca, söz konusu nüshadaki “‘akden”
kelimesinin müellifin aslının Kürder Kazak aşiretine bağlı olduğunu
gösterebileceğini ileri sürmüş, yani Nadjib’e göre Kürder Kazak aşiretinden
olan müellif, Bulgar’da doğmuş, Saray’da yaşamış ve eserlerini yazmıştır (1977:
39).
Hayatı hakkında bilgi
bulunmayan müellifin, Saray, Bulgar ve Kerder’le alâkası hususunda Kazan Devlet
Üniversitesi Kütüphanesi 6026 (Gotv. 11) “Mahmûd b. ‘Alî şey(h) es-Sarâyî
menşe’en ve’l-Bulgârî mevliden ve’l-Kerderî” ibaresi yer almaktadır ki bu
Saray’da yetişmiş, Bulgar doğumlu anlamına gelmektedir. Ancak bu ibarede
“ve’l-Kerderî” açıkta kalmaktadır, yani bundan sonra Kerder’le bağlantısının ne
yolla olduğunu açıklayan bir kelimeye ihtiyaç vardır ki bu bilgi St.
Petersburg’da 316 numarayla kayıtlı nüshada bulunmaktadır. Orada ibare şu
şekilde karşımıza çıkmaktadır: “Mahmûd b. ‘Alî b. şeyh es-Sarâyî menşe’en
ve’l-Bulgârî mevliden ve’l-Kerderî ‘akden”. “‘Akden”, bu tür ifadelerde
alışılmış bir kelime değildir. Eğer doğru okunmuş ise “aile, kök veya evlilik
itibariyle” gibi anlamlara gelebileceği gibi Mahmûd b. ‘Alî’nin Kerder’de
yaşadığını da gösterebilir.
Harezm
Türkçesinin dil özelliklerini tespit etmek için en önemli kaynak eserlerden
biri olan Nehcü'l-Ferâdîs, her biri
onar fasıldan ibaret olan dört müstakil baptan oluşmuştur. Kitapta her fasıl
bir hadisle başlamakta, bu hadisin Türkçe çevirisi verildikten sonra, tanınmış
İslam âlimlerinin eserlerinden söz konusu hadisin manasını açıklayan
mütalaalar, menkıbeler, hikâyeler nakledilmiştir. Bazen tanık olarak ayetlere
ve başka hadislere de başvurulmuş, her fasıldaki vaaz ve nasihatlerde çeşitli
müelliflerin eserlerinden hikâyeler aktarılmıştır. Kitabın yazılış sebebi, okuyucularının
kitaptaki sözlere göre davranması ve bu kitabın onlara cennete gitmek için bir
kılavuz oluşturmasıdır. Bu sebeple, hiçbir sanat gayesi güdülmemiş, gayet sade
ve açık bir üslupla kaleme alınmış, fasıllarda ele alınan meseleler, ilgi
çekici hikâyeler ışığında verilmiştir. Bu üslubundan dolayı da eserin çeşitli
muhitlerde kopyaları oluşturulmuştur.
A. Karahan, Nehcü'l-Ferâdîs’in
hacmi, kaynaklarının ciddiyeti ve şeriata uygun müslümanlık akideleri
bakımından kendisinden önce ve kendi devrinde yazılmış aynı türden Farsça
kitaplara nispetle, daha kuvvetli ve daha üstün olduğunu, eserin müellifinin devrinin
tefsir, hadis, fıkıh, feraiz, megazi, menakıp vs. gibi birçok ilme aşina
olduğunu, iyi bir medrese tahsili görenlerin, tanımaları gereken ve az çok el
kitabı mahiyetinde olan eserlere ve sülûk adabına vakıf, sünni ulemadan veya
bir tarikat dervişi olduğunu, ancak sistemli bir görüş ortaya koyabilecek, yeni
fikirler yürütecek bir âlim ve gerçek bir arif olmadığını ileri sürmüştür (Karahan 1991: 150-151). Kıvâmettin
Burslan’ın müellifin okuma yazmasının pek ileri olmadığı, orta tahsili olan bir
kişinin kitaptaki hataları yapmayacağına dair görüşüne ise A. Karahan’ın da
belirttiği üzere katılmak mümkün değildir (Burslan 1934: 169).
İlim âlemine Şihabeddin
Mercanî tarafından tanıtılan (1885) eserin, Süleymaniye Kütüphanesi Yeni Cami
879 numarada kayıtlı bulunan nüshasının tıpkıbasımı J. Eckmann’ın ön sözü ile
1956 yılında Türk Dil Kurumu tarafından yayımlanmıştır. J. Eckmann eser
üzerinde çalışmaya başlamış, ancak yayımlamaya ömrü vefa etmeyince onun çeviri
yazı müsveddeleri Semih Tezcan ve Hamza Zülfikar tarafından 1984’te yayımlanmıştır.
Aysu Ata bu çeviri yazıya dayanarak 1998’de eserin dizinini hazırlamıştır
(1998). Aynı yıl Süleymaniye Kütüphanesi nüshası ile Paris nüshasının tenkitli
metni ve dizini Gülden Sağol Yüksekkaya tarafından hazırlanmıştır. Ergün Acar,
Eski Anadolu Türkçesine aktarımının metninin ve dizinini yayımlamıştır (2018,
2019). Eser üzerinde daha bir çok çalışma yapılmıştır.
Kaynakça
Acar, Ergün
(2018-2019). Eski Anadolu Türkçesi
Dönemine Ait Bir Nehcü’l-Ferādīs (Giriş-Metin-Tıpkıbasım). I; (İnceleme-Sözlük-Dizin). II. Ankara:
Gazi Kitapevi Yay.
Akman, Eyüp ve Tuncay
Sakallıoğlu (2013). “Nehcü’l-Ferâdîs’in
Eski Anadolu Türkçesiyle Yazılmış Yeni Bir Nüshası: Kastamonu Nüshası”. Türk Dili, CV (739): 78-80.
Argunşah,
Mustafa ve Gülden Sağol Yüksekkaya (2021). Tarihî
Türk Lehçeleri: Karahanlıca-Harezmce-Kıpçakça Dersleri. İstanbul: Kesit Yay.
Burslan,
Kıvâmettin (1934). “Nehc-ül-Ferâdis'ten derlenen Türkçe sözler”, Türkiyat Mecmuası, IV, 169-250.
Caferoğlu, Ahmet
(1984). Türk Dili Tarihi. I-II. 3. baskı. İstanbul: Enderun Yay.
Eckmann, János
(1964). “Nehcü'l-Feradis'in Bilinmiyen Bir Yazması”. Türk Dili Araştırmaları Yıllığı-Belleten 1963: 157-159.
Eckmann, János,
Çevriyazı (tarihsiz) [1984]. Nehcü'l-Ferâdîs.
Uştmahlarnıg Açuq Yolı (Cennetlerin Açık Yolu): Metin. II. Yay. Semih
Tezcan ve Hamza Zülfikar. Ankara: TDK Yay.; Dizin-Sözlük.
III. Haz. Aysu Ata (1998). Ankara: TDK Yay.
İsenbet, Nekiy
(1941). Tabışmalar. Kazan.
İslamov, R. F.
(1998). Altın Urda Hem Memlükler Misırı: Yazma
Miras, Medenî Baglanışlar. Kazan.
Karahan,
Abdülkadir (1991). İslâm-Türk
Edebiyatında Kırk Hadîs Toplama, Tercüme ve Şerhleri. Gözden geçirilmiş,
buluşlar ve eklerle zenginleştirilmiş yeni baskı. Ankara: Diyanet İşleri
Başkanlığı Yay.
Köprülü, M. Fuad (1981). Türk Edebiyatı Tarihi.
Sadeleştirmeler ve notlar ilâvesiyle yay. Orhan F. Köprülü ve Nermin Pekin. 3.
baskı. Ötüken Neşriyat yayın numarası 157, Kültür Serisi 28. İstanbul.
Köprülü, M. Fuad (1945) “Çağatay Edebiyatı.” İslâm
Ansiklopedisi: İslâm Âlemi Tarih, Coğrafya, Etnografya ve Biyografya Lugati.
3, Millî Eğitim Bakanlığı. İstanbul,
270-323.
Menges, K. H.
(1963). “Report on an Excursion to Leningrad and Taşkent for Research in
Çagatay Manuscripts”. Central Asiatic
Journal, VIII (4): 231-252.
Mercanî,
Şihabeddin (1885). Kitâbu Müstefâdi’l-Ahbâr
fî Ahvâli Kazân ve Bulgâr. I. Kazan.
Nadjib, E. N.
(1971). “O pamyatnike XIV veka “Nahc al-faradis” i yego yazıke”. Sovetskaya Tyurkologiya, 6: 56-68 //
Çevirisi: Nazif Hoca (1977). “Nehcü'l-Feradis ve Dili Üzerine”. Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi, XXII:
29-44.
Nehcü'l-Feradis: Tıpkıbasım (1956).
I. Önsözü yazan: János Eckmann. Ankara: TDK Yay.
Nuriyeva, Fänuzä
(2002). Mahmud äl-Bolgari.
Nähcel-Färadis. Kazan: Tatar. Kit. Näşr.
Onur, Samet
(2020). “Nehcü’l-ferâdîs’in Eski Oğuz Türkçesine Bilinmeyen Bir Aktarımı (Riyad
Yazması)”. Çukurova Üniversitesi
Türkoloji Araştırmaları Dergisi, 5 (2): 600-630.
Sağol
Yüksekkaya, Gülden (2019). “J. Eckmann’ın Nehcü’l-Feradis’in
Çeviri Yazısındaki Tercihleri”. Yeni
Türkiye, 25 (106): 403-414.
Sağol
[Yüksekkaya], Gülden (1998). Nehcü’l-Ferâdîs:
İlk İki Bap (Giriş-Tenkitli Metin-Sözlük-Dizin-Arapça İbareler). Doçentlik tezi.
İstanbul.
Sağol
[Yüksekkaya], Gülden (2004). “Nehcü'l-Ferâdîs Üzerine”. Zeynep Korkmaz Armağanı. Ankara: TDK Yay., 312-342.
Samoyloviç, A.
(1935). “Cuci Ulusu veya Altın Ordu Edebî Dili”. Türk Dili Belleten, I (12): 34-52.
Şeker, Ayşe
(2018). Nehcü’l-Ferâdîs Kazan Devlet
Üniversitesi Kütüphanesi Nüshası (İnceleme-Metin-Dizin). Doktora tezi.
İstanbul: Marmara Üniversitesi.
Şeker, Ayşe
(2019). “Nehcü’l-Ferâdîs’in Kayıp Mercanî Nüshası”. XI. Uluslararası Dünya Dili Türkçe Sempozyumu Bildiri Kitabı, Ondokuz
Mayıs Üniversitesi 16-18 Ekim 2019. Editörler: Serkan Şen-Mediha Mangır.
Samsun.
[Togan], Ahmed
Zeki Velidi (1928). “Harezm’de Yazılmış Eski Türkçe Eserler”. Türkiyat Mecmuası, 1926, II: 315-345.
Yafarov, B. A.
(1949). Literatura Kamsko-Voljkih Bulgar
X-XIV vv. i rukopis “Nahc al-Faradis (X-XIV Yüzlerde Kama-Volga Bulgarları Edebiyatı
hem ‘Nehc-el-Feredis’ Kulyazması). Doktora tezi. Kazan: Kazan Devlet
Üniversitesi.
Yakub Kemal (1930). Tyurko-tatarskaya
rukopis' XIV veka “Nehju'l-feradis”. Önsözü yazan: A. Samoyloviç.
Simferopol: Yaltinskiy Ob’edinennıy Kraevedçeskiy Muzey.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: Prof. Dr. Gülden SAĞOL YÜKSEKKAYAYayın Tarihi: 11.09.2021Güncelleme Tarihi: 02.11.2021Eserlerinden Örnekler
[2/11] Takı bu
kitābnı tört bāb üze (12) kılduk takı tegme bir bābını on fasl üze kılduk takı
tegme bir fasl avvalında bir ḥadīs
keltürdük, Peygāmbar ‘aleyhi’s-selām (13) hadīsleridin kim mecmū‘ı kırk hadīs bolur. Avval
bābı Peygāmbar ‘aleyhi’s-selāmnuŋ fazāyiliniŋ beyānı içinde turur. Ékinç (14)
bābı hulefā-i rāşidīn takı ehl-i beyt takı tört imām fazāyiliniŋ beyānı içinde
turur. Üçünç bābı Hak ta‘ālā hazratınga (15) yawungu eḏgü ‘ameller beyānı
içinde turur. Törtinç bābı Hak ta‘ālānıŋ hazratıdın yıratgu yawuz ‘ameller
beyānı içinde (16) turur. Takı bu kitābke Nehcu’l-Ferādīs
at bérdük, ma‘nāsı uştmahlarnıŋ açuk yolı témek bolur. (İstanbul Süleymaniye
Kütüphanesi Yeni Cami 879)
[113/8] Mūsā peygāmbar ‘aleyhi’s-selām bu ma‘nīni aŋladı erse (9) bardı takı
ol ‘ayāllarka aydı: Ey ‘ayāllar, sizler bu koylarıŋız nişe suwgarmaz siz, tédi
erse anlar (10) aydılar: Biz za‘īflarka nevbet tegmes, ançaka tegi bu kişiler kayıtsalar,
andın soŋ bizlerke nevbet (11) teger. Takı atamız abuşka bolup turur, kelmekke kudratı
yok, tédiler erse Mūsā Peygāmbar ‘aleyhi’s-selām anlarka (12) şefakat kıldı takı
bu kişilerdin kobkalarını tiledi takı anlarnıŋ koylarını suwardı. Takı bir daraht
(13) bar erdi kuḏug katında, ol daraht kölgesinde olturdı. Néçe kündin berü karnı
aç erdi. Menim takı (14) Medāyin şehrinde hḗç āşnā kim erse yok erdi kim barsa.
Kaḏgulug mutehayyir bolup olturur erken ol ékki (15) ‘ayālnıŋ biri keldi,
uftanu aydı: Ey yigit, sizni babam Şu‘ayb peygāmbar ündeyü turur, tédi erse
(16) Mūsā peygāmbar ‘aleyhi’s-selām takı koptı, baru başladı.. (İstanbul Süleymaniye Kütüphanesi Yeni Cami
879)
Yayın Tarihi: 11.09.2021Güncelleme Tarihi: 02.11.2021Eserlerinden Örnekler
[2/11] Takı bu
kitābnı tört bāb üze (12) kılduk takı tegme bir bābını on fasl üze kılduk takı
tegme bir fasl avvalında bir ḥadīs
keltürdük, Peygāmbar ‘aleyhi’s-selām (13) hadīsleridin kim mecmū‘ı kırk hadīs bolur. Avval
bābı Peygāmbar ‘aleyhi’s-selāmnuŋ fazāyiliniŋ beyānı içinde turur. Ékinç (14)
bābı hulefā-i rāşidīn takı ehl-i beyt takı tört imām fazāyiliniŋ beyānı içinde
turur. Üçünç bābı Hak ta‘ālā hazratınga (15) yawungu eḏgü ‘ameller beyānı
içinde turur. Törtinç bābı Hak ta‘ālānıŋ hazratıdın yıratgu yawuz ‘ameller
beyānı içinde (16) turur. Takı bu kitābke Nehcu’l-Ferādīs
at bérdük, ma‘nāsı uştmahlarnıŋ açuk yolı témek bolur. (İstanbul Süleymaniye
Kütüphanesi Yeni Cami 879)
[113/8] Mūsā peygāmbar ‘aleyhi’s-selām bu ma‘nīni aŋladı erse (9) bardı takı
ol ‘ayāllarka aydı: Ey ‘ayāllar, sizler bu koylarıŋız nişe suwgarmaz siz, tédi
erse anlar (10) aydılar: Biz za‘īflarka nevbet tegmes, ançaka tegi bu kişiler kayıtsalar,
andın soŋ bizlerke nevbet (11) teger. Takı atamız abuşka bolup turur, kelmekke kudratı
yok, tédiler erse Mūsā Peygāmbar ‘aleyhi’s-selām anlarka (12) şefakat kıldı takı
bu kişilerdin kobkalarını tiledi takı anlarnıŋ koylarını suwardı. Takı bir daraht
(13) bar erdi kuḏug katında, ol daraht kölgesinde olturdı. Néçe kündin berü karnı
aç erdi. Menim takı (14) Medāyin şehrinde hḗç āşnā kim erse yok erdi kim barsa.
Kaḏgulug mutehayyir bolup olturur erken ol ékki (15) ‘ayālnıŋ biri keldi,
uftanu aydı: Ey yigit, sizni babam Şu‘ayb peygāmbar ündeyü turur, tédi erse
(16) Mūsā peygāmbar ‘aleyhi’s-selām takı koptı, baru başladı.. (İstanbul Süleymaniye Kütüphanesi Yeni Cami
879)
Güncelleme Tarihi: 02.11.2021Eserlerinden Örnekler
[2/11] Takı bu
kitābnı tört bāb üze (12) kılduk takı tegme bir bābını on fasl üze kılduk takı
tegme bir fasl avvalında bir ḥadīs
keltürdük, Peygāmbar ‘aleyhi’s-selām (13) hadīsleridin kim mecmū‘ı kırk hadīs bolur. Avval
bābı Peygāmbar ‘aleyhi’s-selāmnuŋ fazāyiliniŋ beyānı içinde turur. Ékinç (14)
bābı hulefā-i rāşidīn takı ehl-i beyt takı tört imām fazāyiliniŋ beyānı içinde
turur. Üçünç bābı Hak ta‘ālā hazratınga (15) yawungu eḏgü ‘ameller beyānı
içinde turur. Törtinç bābı Hak ta‘ālānıŋ hazratıdın yıratgu yawuz ‘ameller
beyānı içinde (16) turur. Takı bu kitābke Nehcu’l-Ferādīs
at bérdük, ma‘nāsı uştmahlarnıŋ açuk yolı témek bolur. (İstanbul Süleymaniye
Kütüphanesi Yeni Cami 879)
[113/8] Mūsā peygāmbar ‘aleyhi’s-selām bu ma‘nīni aŋladı erse (9) bardı takı
ol ‘ayāllarka aydı: Ey ‘ayāllar, sizler bu koylarıŋız nişe suwgarmaz siz, tédi
erse anlar (10) aydılar: Biz za‘īflarka nevbet tegmes, ançaka tegi bu kişiler kayıtsalar,
andın soŋ bizlerke nevbet (11) teger. Takı atamız abuşka bolup turur, kelmekke kudratı
yok, tédiler erse Mūsā Peygāmbar ‘aleyhi’s-selām anlarka (12) şefakat kıldı takı
bu kişilerdin kobkalarını tiledi takı anlarnıŋ koylarını suwardı. Takı bir daraht
(13) bar erdi kuḏug katında, ol daraht kölgesinde olturdı. Néçe kündin berü karnı
aç erdi. Menim takı (14) Medāyin şehrinde hḗç āşnā kim erse yok erdi kim barsa.
Kaḏgulug mutehayyir bolup olturur erken ol ékki (15) ‘ayālnıŋ biri keldi,
uftanu aydı: Ey yigit, sizni babam Şu‘ayb peygāmbar ündeyü turur, tédi erse
(16) Mūsā peygāmbar ‘aleyhi’s-selām takı koptı, baru başladı.. (İstanbul Süleymaniye Kütüphanesi Yeni Cami
879)
Eserlerinden Örnekler
[2/11] Takı bu
kitābnı tört bāb üze (12) kılduk takı tegme bir bābını on fasl üze kılduk takı
tegme bir fasl avvalında bir ḥadīs
keltürdük, Peygāmbar ‘aleyhi’s-selām (13) hadīsleridin kim mecmū‘ı kırk hadīs bolur. Avval
bābı Peygāmbar ‘aleyhi’s-selāmnuŋ fazāyiliniŋ beyānı içinde turur. Ékinç (14)
bābı hulefā-i rāşidīn takı ehl-i beyt takı tört imām fazāyiliniŋ beyānı içinde
turur. Üçünç bābı Hak ta‘ālā hazratınga (15) yawungu eḏgü ‘ameller beyānı
içinde turur. Törtinç bābı Hak ta‘ālānıŋ hazratıdın yıratgu yawuz ‘ameller
beyānı içinde (16) turur. Takı bu kitābke Nehcu’l-Ferādīs
at bérdük, ma‘nāsı uştmahlarnıŋ açuk yolı témek bolur. (İstanbul Süleymaniye
Kütüphanesi Yeni Cami 879)
[113/8] Mūsā peygāmbar ‘aleyhi’s-selām bu ma‘nīni aŋladı erse (9) bardı takı ol ‘ayāllarka aydı: Ey ‘ayāllar, sizler bu koylarıŋız nişe suwgarmaz siz, tédi erse anlar (10) aydılar: Biz za‘īflarka nevbet tegmes, ançaka tegi bu kişiler kayıtsalar, andın soŋ bizlerke nevbet (11) teger. Takı atamız abuşka bolup turur, kelmekke kudratı yok, tédiler erse Mūsā Peygāmbar ‘aleyhi’s-selām anlarka (12) şefakat kıldı takı bu kişilerdin kobkalarını tiledi takı anlarnıŋ koylarını suwardı. Takı bir daraht (13) bar erdi kuḏug katında, ol daraht kölgesinde olturdı. Néçe kündin berü karnı aç erdi. Menim takı (14) Medāyin şehrinde hḗç āşnā kim erse yok erdi kim barsa. Kaḏgulug mutehayyir bolup olturur erken ol ékki (15) ‘ayālnıŋ biri keldi, uftanu aydı: Ey yigit, sizni babam Şu‘ayb peygāmbar ündeyü turur, tédi erse (16) Mūsā peygāmbar ‘aleyhi’s-selām takı koptı, baru başladı.. (İstanbul Süleymaniye Kütüphanesi Yeni Cami 879)