NEBÎ, Şekili

(d. ?/? - ö. ?/?)
Azeri sahası divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / 18. Yüzyıl / Azeri)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Nebî’nin doğrum tarihine ve yerine ilişkin olarak kaynaklarda kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Fakat 1759-1780 yılları arasında Şeki Hanlığı’nı yöneten ve sanat adamlarını himaye eden, kendisi de “Müştâk” mahlasıyla şiir yazan Muhammed Hüseyin Han’ın sarayında yaşadığı bilinmektedir (Gehremanov 1988: 497). Mümtaz; Nebî’nin “Müştâk’ın babası, büyükbabası ve kendisiyle sıkı bir ilişki içinde bulunduğunu” söyler (1925: 21). Şairin ne zaman öldüğü de tespit edilememiştir. Fakat 18. yüzyıl başlarında doğduğu ve aynı yüzyılın sonlarına doğru öldüğü tahmin edilmektedir.

Cönklerde hem aruz hem de heceyle yazdığı şiirlere rastlanan Nebî, daha çok “muteber birer tarihî belge” (Dadaşzade 1980: 160) olarak nitelendirilen tarih manzumeleriyle ünlenmiştir. Muhammed Hüseyin Han Müştâk hakkındaki kitabında Nebî’nin dört adet muhammesine yer veren Mümtaz’a gör; şair manzumeleriyle Şeki tarih ve edebiyatına değerli hizmetlerde bulunmuştur (1925: 8). Gehremanov, Nebî’nin bir gazel, iki koşma ve dört muhammesini antolojisine almıştır (1988: 497-504). Klasik edebiyattan gelen kelime ve terkiplerin çokluğu, araştırmacılarca, halk edebiyatı tarzında heceyle yazdığı şiirlerinin dilinde “bir yapaylık gözlemlendiği” şeklinde yorumlanmış, klasik tarzda yazdığı tarih manzumelerinin sanat değerinin ise yüksek olduğu vurgulanmıştır (Araslı 1956: 234-235).

Kaynakça

Araslı, Hemid (1956). XVII-XVIII Esr Azerbaycan Edebiyyatı Tarixi. Bakü: Azerbaycan Üniversitesi Neşriyatı.

Dadaşzade, Araz (1980). XVIII Esr Azerbaycan Lirikası. Bakü: Elm Yay.

Gehremanov, Cahangir (1988). XVII-XVIII Esrler Azerbaycan Edebiyyatı. Bakü: Elm Yay.

Mümtaz, Selman (1925). Azerbaycan Edebiyyatı: Muhammed Hüseyin Han Müştâk. Bakü: Komünist Neşriyatı.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: AZAD AĞAOĞLU
Yayın Tarihi: 03.12.2013
Güncelleme Tarihi: 14.11.2020

Eserlerinden Örnekler

Muhammes

(Kısmen Şeki Hanı Hacı Çelebi’ye ithafen yazılmıştır.)

fâ’ilâtün fâ’ilâtün fâ’ilâtün fâ’ilün

Ey begüm rengîn otağun bezm-i irfândur bugün

Ni’metün nûş-ı misâfir kut-ı mihmândur bugün

Güft-gû-yı rif’atün bî-hadd ü pâyândur bugün

Sâmi’ olgil söyleyem men gör ne destândur bugün

Şükr-i Hak itmek gerekdür yahşi devrândur bugün

Şâh Nâdir kim getürdi üstine yüz min süvâr

Sen berâber cenge durdun kimde var bu ihtiyâr

Döndi gitti hacletinden âhir oldı şermsâr

Reh-nümâdur enbiyâ nusret veren Perverd-gâr

Dest-gîrün Şâh-ı merdân Şîr-i Yezdândur bugün

Vâlîler cengin yaragın kıldılar tedbîr ilen

Der-zamân saldun savaşı kâfir-i bî-pîr ilen

Gör ne berbâd oldı bî-dîn hikmet-i takdîr ilen

Kimini tutdun diri kesdün kimin şemşîr ilen

Zahm-dâr-ı seyf-i müslim kâfiristândur bugün

Doğrudur çün i’tikâdun ol Hudâ’dur reh-nümûn

Bu safâ keyfiyyetin fehm idebilmez her cünûn

Sen özün kân-ı şecâat devletün hadden birûn

Oldı takdîr-i kazâdan günbegün kadrün füzûn

Azm-gâh-ı pay-ı tahtun sakf-ı Keyvân’dur bugün

Men Nebî’yem bahtı dûn ey lutf ü ihsân ma’deni

Nâ-murâd olmaz cihânda kim sever cândan seni

Dûr-ı dergâh itme mahrûm eyleyüb bu bendeni

Bahş kıl taksîr ü özrüm salma gözden gel meni

Hâtırum devrân elinden hayli vîrândur bugün

(Gehremanov, Cahangir (1988). XVII-XVIII Esrler Azerbaycan Edebiyyatı. Bakü: Elm Yay. 502-504).