ŞEYHÎ, Çakşırcı/Çagşırcı Şeyhî

(d. ?/? - ö. ?/?)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / Başlangıç-15. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Bursalıdır. Sehî Bey’in bildirdiğine göre herhangi bir eğitim almadı, ancak âlimlerle sohbet ederek kendini yetiştirdi. Geçimini çakşırcılık yaparak sağladığı için “Çakşırcı/Çagşırcı Şeyhî” olarak tanındı (İsen 1998: 216-217). Dükkânı; şuara ve zurefanın kaynağı, rindlerin toplanma yeri oldu (Kılıç 1994: 820). Ahmet Paşa’nın musahiblerindendi. Fâtih Sultân Mehmed zamanında (1451-1481) vefat etti. Zâtî, Latîfehâ-yı Mevlânâ Zâtî adlı eserinde Çakşırcı Şeyhî ile ilgili dört latifeye yer vermiştir. Onlardan birinde aktarıldığına göre "Şeyhî’nin sakalı çok uzunmuş. Bir gün bir dükkânda paça yemiş ve yediği paçanın yağını sakalına sürmüş. Bunu gören Zâtî de Sakaluna yine yag degmiş ancak / Sakın billâhi ey Şeyhî sıçandan demiş (Çavuşoğlu 1970: 31). Tezkirelerde Şeyhî’ye ait herhangi bir eserden söz edilmemektedir. Ancak Âşık Çelebi, Şeyhî’nin gazelleriyle mesnevîsinin tanınmadığına, yerinde söylenmiş, benzeri az bulunur beyitler ve müfretler yazdığına değinmektedir (Kılıç 1994: 820). Bu ifadeden, Şeyhî’nin sadece bu tezkirecinin adını vermeksizin söz ettiği bir mesnevîsi olduğu tahmin edilebilir. Sehî Bey’e göre o, müfretleriyle tanınmaktadır. İrticalen şiir söylemede, özellikle her türlü latifede çok başarılıdır. Latifeleri hezele mayildir ve bir hikâyeye dayanmaktadır (İsen 1998: 217). Nitekim Kınalızâde Hasan Çelebi de şairin “hicv-gûne latîf ebyât” kaleme aldığını belirterek heccâvlığına dikkat çekmektedir (Kutluk 1989: 531).

Kaynakça

Akbayır, Nuri (hzl.) (1996). Mehmed Süreyyâ, Sicill-i Osmânî. C. 5. İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yay.

Çavuşoğlu, Mehmed (1970). “Zâtî’nin Letâyifi”. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi (18): 25-51.

İsen, Mustafa (hzl.) (1998). Sehî Bey Tezkiresi - Heşt Behişt. Ankara: Akçağ Yay.

Kılıç, Filiz (1994). Âşık Çelebi, Meşâ’irü’ş-Şu’arâ (İnceleme-Tenkitli Metin). Doktora Tezi. Ankara: Gazi Üniversitesi.

Kurnaz, Cemal ve Mustafa Tatçı (hzl.) (2001). Nail Tuman, Tuhfe-i Nâilî . C. 2. Ankara: Bizim Büro Yay.

Kutluk, İbrahim (hzl.) (1989). Kınalı-zâde Hasan Çelebi, Tezkiretü’ş-Şu’arâ. C. 1. Ankara: TTK Yay.

Şemseddin Sâmî (1311). Kâmûsu’l-A’lâm. C. 4. İstanbul.


Madde Yazım Bilgileri

Yazar: DR. ÖĞR. ÜYESİ HİCLÂL DEMİR
Yayın Tarihi: 16.07.2014
Güncelleme Tarihi: 28.02.2022

Eserlerinden Örnekler

Beyt

İlyâs Çelebi sohbet içün bir ciger almış

Gelsün biri meydâna kimün kim cigeri var

(Kılıç, Filiz (1994). Âşık Çelebi, Meşâ’irü’ş-Şu’arâ (İnceleme-Tenkitli Metin). Doktora Tezi. Ankara: Gazi Üniversitesi. 822.)

 

Beyt

Otuz bin borc ile Çagşırcı Şeyhî

Hoca İlyâs oglı gib’ salınursın

(Kılıç, Filiz (1994). Âşık Çelebi, Meşâ’irü’ş-Şu’arâ (İnceleme-Tenkitli Metin). Doktora Tezi. Ankara: Gazi Üniversitesi. 821.)

 

Beyt

Yenile yapılan Sultân Hânı

Binâsın bilmezem târîhi hoşça (914)

(Kılıç, Filiz (1994). Âşık Çelebi, Meşâ’irü’ş-Şu’arâ (İnceleme-Tenkitli Metin). Doktora Tezi. Ankara: Gazi Üniversitesi. 822.)

 

Kıt’a 

Hecrün düninün uzunlugından

Vaslun seheri umılmaz oldı

Nergislerinün firâkı ile

Kirpükli gözüm yumılmaz oldı

(Kılıç, Filiz (1994). Âşık Çelebi, Meşâ’irü’ş-Şu’arâ (İnceleme-Tenkitli Metin). Doktora Tezi. Ankara: Gazi Üniversitesi. 822.)