Madde Detay
ABDAL HASAN
(d. ?/? - ö. ?/?)
Âşık
(Âşık / 18. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
İbrahim Aczî Kendi’nin Türk Şairleri ve Âşıkları’nda (1. Risale) verdiği bilgiye göre Abdal Hasan'ın tespit edilen 1113/1702 tarihli eski bir cönkte birkaç parça türküsüne rastlanır. Âşık Hasan’ın Konya Seydişehir kasabasından olduğu koşmanın son parçasındaki bir ifadeden anlaşılmaktadır. Cönk tarihinin 1112/1700 olmasına göre o devirlerde yaşayan halk şairlerinden olduğu deyişlerindeki dil ve üslup sadeliğinden çıkarılmaktadır. İkinci türküsünde Âşık Hasan Küpe dağının eteğinde yaşayan güzellerden dem vurduktan sonra aşağıya alınan türküsünde o devrin hayatını anlatır. Destan'ı da bir ninni mahiyetinde olup bunun alt parçasında “Taşkesen”de deyişine göre âşığın Aksaray ile Kırşehir arasında Kızılırmak semtlerinde “Taşkesen” denilen yerde çadır altı göçebe Türkmenlerden olduğu anlaşılmaktadır.
"Taşkesen'de Abdal Hasan ninni ninni" ile başlayan ve kırk dört mısradan ibaret olan bu Destan, bir ninni olup konusu tasavvuftur. Bu Destan, Âşık Abdal Hasan’ın göçebe hayat yaşadığını gösteriyor (Kendi (yty): 108-121).
Kaynakça
Ergun, Sadeddin Nüzhet-Mehmed Ferîd [Uğur] (1926). Konya: Vilâyeti Halkiyyât ve Harsiyyâtı. Konya.
Kendi, İbrahim Aczî (yty). Türk Şairleri ve Âşıkları (1. Risale). Yusuf Ağa Kütüphanesi D NO 10470/1. 108-121.
Yeniterzi, Emine (2001). “Tanzimattan Cumhuriyetin İlk Yıllarına Kadar Konyalı Şair ve Yazarlar”. Türkiyat Araştırmaları Dergisi (Selçuk Üniversitesi). 10: 77-161.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: PROF. DR. İSMAİL HAKKI AKSOYAKYayın Tarihi: 31.08.2014Güncelleme Tarihi: 05.12.2020Eserlerinden Örnekler
Destan
Aylak aylak gezersin
Gönül niçe sezersin
Gümüş tasma ince belde
Diyeyim yare ne süzersin
Ay dogar gün olmaz
Yiğide özge bun olmaz
Aşka ölçü son olmaz
Tezer gönül çok tezersin
Âşık Hasan söyler sözün
Sular lâle güller gözün
Bakma cânım âşık özün
Gülünç olmaz benden bezersin
Gûyâ dağı kaynakların
Nerde senin oymakların
Aldın şol oymakları
Nice kaş göz yazarsın
Türkü
Bağrım kükreyip özüm ürperme
Sunam alnaçta tızıkıp gider
Kırba elinde sunam ülkeri
Pınarbaşına süzülüp gider
Al önlük nâzlı ölününde
Gümüş sarkanca dölününde
On beş on altı çalımında,
Bir selvi dalı tozurup gider
Yüreğim oynak dileyem tutuktu,
İl çevremizde gözüm donuktu
Nişleyim ağam bağrım yanıktı
Al yelesiyle tez yekip gider
Âşık bezmiş cânından
Güzellere kıyak şânından
Türkmen kanı kaynar kanımdan
Maya kızlar dizilip gider
Türkü varacak Âşık Hasan
Turna uçar sıra ile
Erler geçer fize ile
Havalanır deli gönül
Düşer yere bere ile
Oymak oymak garîb dağlar
Her derede sular çağlar
… elde yiğit egler
Gezer dilber töre ile
Her oymağın yiğidi var
Türk ilinin eniri var
Dilberlerin cıfıdı var
Al giyelim karaile
Âşık Hasan söyler gezer
Her yaylayı boylar gezer
Beher gezerim çağlar gezer
İşim dağlar dere ile
Destân
Yoldan geçen yolcu baba ninni ninni
Arkasına gir cânâ uğul uğul
Konya’daki koyun baba ninni ninni
Sen de bize himmet eyle Mevlâm hû hû
Baban asker çakmak çakar
Nâme diyü yola bakar uğul uğul
Konya’da Mollâ Hünkâr ninni
Sen de bize himmet eyle Mevlâ hû hû
Alnımızda yeşil halı ninni nini
Üstümüzde hurma dalı uğul uğul
Tanrı arslanı Alî ninni ninni
Sen de bize himmet eyle Mevlâm hû hû
Göktaş beşikten bakıyor ninni ninni
Ak memeden süt akıyor uğul uğul
Ateş ile ocak yakıyor ninni ninni
Sen bize himmet ile Mevlâ hû hû
Uğul deren eve gelmiş ninni
Hakkın hikmeti görsn uğul uğul
Mevlâm sana bir cân vermiş ninni ninni
Sen de bize himmet eyle Mevlâm hû hû
Uğul baban geldi mi ola ninni ninni
Al gerdene girdi mi ola uğul uğul
Murâdına erdi mi ola ninni
Sen de bize himmet eyle Mevlâm hû hû
Türbesinin önü susam ninni ninn
Türbedârı adı Hüseyn uğul uğul
Taşkesen’den Abdal Hasan uğul uğul
Sen de bize himmet eyle Mevlâm hû hû
Beşiği hurma dalı ninni ninni
Hakka malum kulun hâli uğul uğul
Yetiş Muhammed Ali ninni ninni
Sen de bize himmet eyle Mevlâm hû hû
Destan
Gülden kalktık sağaldık
Demir kapıdan beri eğildik
Boran olduk yel olduk dağıldık
Niçe kalalar aştık söylesem
Gâh yüce gâh engine iniştik
Silâh çattık halkla didiştik
Sancakla gezen biz bir eş idik
Niçe deryâlar geçtik söylesem
Türk ilinin öter mi kuşları
Turur mu ola oranın …
Emr verme gönülden Tanrısı
Şimşekler gibi çaktık söylesem
Atlar hâzır obalar yıkıldı
Yürüdü hakan çadır söküldü
Yağız at kişner kargı takıldı
Ovalara nasıl düştük söylesem
Abdal Hasan söyle böyle az çok
Durandan ine bizleriz Selçuk
Tanrı yolu yolumuz gayrı yok
Çok mabette temel attık söylesem
(Kendi, İbrahim Aczî (yty). Türk Şairleri ve Âşıkları (1. Risale). Yusuf Ağa Kütüphanesi D NO 10470/1. s. 108-121.
Destân
Şol birlikten birlik bulan bizleriz
Dirlikten birlik bula bizleriz
Yok demeyiz varlık bizim özümüz
Hakkı blir hakka tapan bizleriz
Özü temiz sözü temiz câme geren
Yılık değil buluk değil şân gerek
İnsanlığına erlik tutan bizleri
Temiz kafile erlik tutan bizleri
Yola girme yoldan sapmaz ayağız
Hakla gezen şol diyen dîn içim dadanmaz
Tanrı uğru uğrumuzda bulunmaz
Derya gezen Kurân yazan bizleri
Tufan bizden dahı cihân bizdendir
Yürek temiz dahı iman bizdendir
Hoşnutlara dahı amân bizdendir
Tanrı için divan turan bizdendir
Özümüzde yabanilik satılmaz
Hak kuluyuz doğru yoldan sapılmaz
Hak bilenler gayrılığa kapılmaz
Nice … yapan kuran bizleriz
Nemrutlayın niçe kanlar dökmedik
Firavun gibi halka eza etmedik
Eğri yola sapıp yanlış gitmedik
Dîn yolunda kılıç salan bizleriz
Erkek dişi iyi günler bekleyen
Öz bağrında temiz yürek saklayan
Hakkı hakla her yörede saklayan
Dağa taşa varlık koyan bizleriz
Hak bekleyen birlik gören yücedir
Nimet artar dirlik düzen nicedir
Siyak olsun doğru giden ercedir
Bu oğuzla üne varan bizleriz
Eller bilir pislik tutmaz koldanız
Özü doğru huyu doğru yoldayız
Evvelce doğan suna eren daldanız
Dört bucağa çâdır geren bizleriz
Pislik tutmaz elde işler üremez
Huysuz yerler kaçan erlik göremez
Her yakada iyiliklere eremez
Doğrulukla ayaküstü duran bizleriz
Nâmûsu haya dirlik bize beşikten
İhsân bize bu huy ? eşikten
Dinle sözü şol bir Abdâl Âşık’tan
Şol hâl ile yoldaş olan bizleriz
Kendi, İbrahim Aczî (yty). Türk Şairleri ve Âşıkları (1. Risale). Yusuf Ağa Kütüphanesi D NO 10470/1. 108-121.
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 31.08.2014Güncelleme Tarihi: 05.12.2020Eserlerinden Örnekler
Destan
Aylak aylak gezersin
Gönül niçe sezersin
Gümüş tasma ince belde
Diyeyim yare ne süzersin
Ay dogar gün olmaz
Yiğide özge bun olmaz
Aşka ölçü son olmaz
Tezer gönül çok tezersin
Âşık Hasan söyler sözün
Sular lâle güller gözün
Bakma cânım âşık özün
Gülünç olmaz benden bezersin
Gûyâ dağı kaynakların
Nerde senin oymakların
Aldın şol oymakları
Nice kaş göz yazarsın
Türkü
Bağrım kükreyip özüm ürperme
Sunam alnaçta tızıkıp gider
Kırba elinde sunam ülkeri
Pınarbaşına süzülüp gider
Al önlük nâzlı ölününde
Gümüş sarkanca dölününde
On beş on altı çalımında,
Bir selvi dalı tozurup gider
Yüreğim oynak dileyem tutuktu,
İl çevremizde gözüm donuktu
Nişleyim ağam bağrım yanıktı
Al yelesiyle tez yekip gider
Âşık bezmiş cânından
Güzellere kıyak şânından
Türkmen kanı kaynar kanımdan
Maya kızlar dizilip gider
Türkü varacak Âşık Hasan
Turna uçar sıra ile
Erler geçer fize ile
Havalanır deli gönül
Düşer yere bere ile
Oymak oymak garîb dağlar
Her derede sular çağlar
… elde yiğit egler
Gezer dilber töre ile
Her oymağın yiğidi var
Türk ilinin eniri var
Dilberlerin cıfıdı var
Al giyelim karaile
Âşık Hasan söyler gezer
Her yaylayı boylar gezer
Beher gezerim çağlar gezer
İşim dağlar dere ile
Destân
Yoldan geçen yolcu baba ninni ninni
Arkasına gir cânâ uğul uğul
Konya’daki koyun baba ninni ninni
Sen de bize himmet eyle Mevlâm hû hû
Baban asker çakmak çakar
Nâme diyü yola bakar uğul uğul
Konya’da Mollâ Hünkâr ninni
Sen de bize himmet eyle Mevlâ hû hû
Alnımızda yeşil halı ninni nini
Üstümüzde hurma dalı uğul uğul
Tanrı arslanı Alî ninni ninni
Sen de bize himmet eyle Mevlâm hû hû
Göktaş beşikten bakıyor ninni ninni
Ak memeden süt akıyor uğul uğul
Ateş ile ocak yakıyor ninni ninni
Sen bize himmet ile Mevlâ hû hû
Uğul deren eve gelmiş ninni
Hakkın hikmeti görsn uğul uğul
Mevlâm sana bir cân vermiş ninni ninni
Sen de bize himmet eyle Mevlâm hû hû
Uğul baban geldi mi ola ninni ninni
Al gerdene girdi mi ola uğul uğul
Murâdına erdi mi ola ninni
Sen de bize himmet eyle Mevlâm hû hû
Türbesinin önü susam ninni ninn
Türbedârı adı Hüseyn uğul uğul
Taşkesen’den Abdal Hasan uğul uğul
Sen de bize himmet eyle Mevlâm hû hû
Beşiği hurma dalı ninni ninni
Hakka malum kulun hâli uğul uğul
Yetiş Muhammed Ali ninni ninni
Sen de bize himmet eyle Mevlâm hû hû
Destan
Gülden kalktık sağaldık
Demir kapıdan beri eğildik
Boran olduk yel olduk dağıldık
Niçe kalalar aştık söylesem
Gâh yüce gâh engine iniştik
Silâh çattık halkla didiştik
Sancakla gezen biz bir eş idik
Niçe deryâlar geçtik söylesem
Türk ilinin öter mi kuşları
Turur mu ola oranın …
Emr verme gönülden Tanrısı
Şimşekler gibi çaktık söylesem
Atlar hâzır obalar yıkıldı
Yürüdü hakan çadır söküldü
Yağız at kişner kargı takıldı
Ovalara nasıl düştük söylesem
Abdal Hasan söyle böyle az çok
Durandan ine bizleriz Selçuk
Tanrı yolu yolumuz gayrı yok
Çok mabette temel attık söylesem
(Kendi, İbrahim Aczî (yty). Türk Şairleri ve Âşıkları (1. Risale). Yusuf Ağa Kütüphanesi D NO 10470/1. s. 108-121.
Destân
Şol birlikten birlik bulan bizleriz
Dirlikten birlik bula bizleriz
Yok demeyiz varlık bizim özümüz
Hakkı blir hakka tapan bizleriz
Özü temiz sözü temiz câme geren
Yılık değil buluk değil şân gerek
İnsanlığına erlik tutan bizleri
Temiz kafile erlik tutan bizleri
Yola girme yoldan sapmaz ayağız
Hakla gezen şol diyen dîn içim dadanmaz
Tanrı uğru uğrumuzda bulunmaz
Derya gezen Kurân yazan bizleri
Tufan bizden dahı cihân bizdendir
Yürek temiz dahı iman bizdendir
Hoşnutlara dahı amân bizdendir
Tanrı için divan turan bizdendir
Özümüzde yabanilik satılmaz
Hak kuluyuz doğru yoldan sapılmaz
Hak bilenler gayrılığa kapılmaz
Nice … yapan kuran bizleriz
Nemrutlayın niçe kanlar dökmedik
Firavun gibi halka eza etmedik
Eğri yola sapıp yanlış gitmedik
Dîn yolunda kılıç salan bizleriz
Erkek dişi iyi günler bekleyen
Öz bağrında temiz yürek saklayan
Hakkı hakla her yörede saklayan
Dağa taşa varlık koyan bizleriz
Hak bekleyen birlik gören yücedir
Nimet artar dirlik düzen nicedir
Siyak olsun doğru giden ercedir
Bu oğuzla üne varan bizleriz
Eller bilir pislik tutmaz koldanız
Özü doğru huyu doğru yoldayız
Evvelce doğan suna eren daldanız
Dört bucağa çâdır geren bizleriz
Pislik tutmaz elde işler üremez
Huysuz yerler kaçan erlik göremez
Her yakada iyiliklere eremez
Doğrulukla ayaküstü duran bizleriz
Nâmûsu haya dirlik bize beşikten
İhsân bize bu huy ? eşikten
Dinle sözü şol bir Abdâl Âşık’tan
Şol hâl ile yoldaş olan bizleriz
Kendi, İbrahim Aczî (yty). Türk Şairleri ve Âşıkları (1. Risale). Yusuf Ağa Kütüphanesi D NO 10470/1. 108-121.
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 05.12.2020Eserlerinden Örnekler
Destan
Aylak aylak gezersin
Gönül niçe sezersin
Gümüş tasma ince belde
Diyeyim yare ne süzersin
Ay dogar gün olmaz
Yiğide özge bun olmaz
Aşka ölçü son olmaz
Tezer gönül çok tezersin
Âşık Hasan söyler sözün
Sular lâle güller gözün
Bakma cânım âşık özün
Gülünç olmaz benden bezersin
Gûyâ dağı kaynakların
Nerde senin oymakların
Aldın şol oymakları
Nice kaş göz yazarsın
Türkü
Bağrım kükreyip özüm ürperme
Sunam alnaçta tızıkıp gider
Kırba elinde sunam ülkeri
Pınarbaşına süzülüp gider
Al önlük nâzlı ölününde
Gümüş sarkanca dölününde
On beş on altı çalımında,
Bir selvi dalı tozurup gider
Yüreğim oynak dileyem tutuktu,
İl çevremizde gözüm donuktu
Nişleyim ağam bağrım yanıktı
Al yelesiyle tez yekip gider
Âşık bezmiş cânından
Güzellere kıyak şânından
Türkmen kanı kaynar kanımdan
Maya kızlar dizilip gider
Türkü varacak Âşık Hasan
Turna uçar sıra ile
Erler geçer fize ile
Havalanır deli gönül
Düşer yere bere ile
Oymak oymak garîb dağlar
Her derede sular çağlar
… elde yiğit egler
Gezer dilber töre ile
Her oymağın yiğidi var
Türk ilinin eniri var
Dilberlerin cıfıdı var
Al giyelim karaile
Âşık Hasan söyler gezer
Her yaylayı boylar gezer
Beher gezerim çağlar gezer
İşim dağlar dere ile
Destân
Yoldan geçen yolcu baba ninni ninni
Arkasına gir cânâ uğul uğul
Konya’daki koyun baba ninni ninni
Sen de bize himmet eyle Mevlâm hû hû
Baban asker çakmak çakar
Nâme diyü yola bakar uğul uğul
Konya’da Mollâ Hünkâr ninni
Sen de bize himmet eyle Mevlâ hû hû
Alnımızda yeşil halı ninni nini
Üstümüzde hurma dalı uğul uğul
Tanrı arslanı Alî ninni ninni
Sen de bize himmet eyle Mevlâm hû hû
Göktaş beşikten bakıyor ninni ninni
Ak memeden süt akıyor uğul uğul
Ateş ile ocak yakıyor ninni ninni
Sen bize himmet ile Mevlâ hû hû
Uğul deren eve gelmiş ninni
Hakkın hikmeti görsn uğul uğul
Mevlâm sana bir cân vermiş ninni ninni
Sen de bize himmet eyle Mevlâm hû hû
Uğul baban geldi mi ola ninni ninni
Al gerdene girdi mi ola uğul uğul
Murâdına erdi mi ola ninni
Sen de bize himmet eyle Mevlâm hû hû
Türbesinin önü susam ninni ninn
Türbedârı adı Hüseyn uğul uğul
Taşkesen’den Abdal Hasan uğul uğul
Sen de bize himmet eyle Mevlâm hû hû
Beşiği hurma dalı ninni ninni
Hakka malum kulun hâli uğul uğul
Yetiş Muhammed Ali ninni ninni
Sen de bize himmet eyle Mevlâm hû hû
Destan
Gülden kalktık sağaldık
Demir kapıdan beri eğildik
Boran olduk yel olduk dağıldık
Niçe kalalar aştık söylesem
Gâh yüce gâh engine iniştik
Silâh çattık halkla didiştik
Sancakla gezen biz bir eş idik
Niçe deryâlar geçtik söylesem
Türk ilinin öter mi kuşları
Turur mu ola oranın …
Emr verme gönülden Tanrısı
Şimşekler gibi çaktık söylesem
Atlar hâzır obalar yıkıldı
Yürüdü hakan çadır söküldü
Yağız at kişner kargı takıldı
Ovalara nasıl düştük söylesem
Abdal Hasan söyle böyle az çok
Durandan ine bizleriz Selçuk
Tanrı yolu yolumuz gayrı yok
Çok mabette temel attık söylesem
(Kendi, İbrahim Aczî (yty). Türk Şairleri ve Âşıkları (1. Risale). Yusuf Ağa Kütüphanesi D NO 10470/1. s. 108-121.
Destân
Şol birlikten birlik bulan bizleriz
Dirlikten birlik bula bizleriz
Yok demeyiz varlık bizim özümüz
Hakkı blir hakka tapan bizleriz
Özü temiz sözü temiz câme geren
Yılık değil buluk değil şân gerek
İnsanlığına erlik tutan bizleri
Temiz kafile erlik tutan bizleri
Yola girme yoldan sapmaz ayağız
Hakla gezen şol diyen dîn içim dadanmaz
Tanrı uğru uğrumuzda bulunmaz
Derya gezen Kurân yazan bizleri
Tufan bizden dahı cihân bizdendir
Yürek temiz dahı iman bizdendir
Hoşnutlara dahı amân bizdendir
Tanrı için divan turan bizdendir
Özümüzde yabanilik satılmaz
Hak kuluyuz doğru yoldan sapılmaz
Hak bilenler gayrılığa kapılmaz
Nice … yapan kuran bizleriz
Nemrutlayın niçe kanlar dökmedik
Firavun gibi halka eza etmedik
Eğri yola sapıp yanlış gitmedik
Dîn yolunda kılıç salan bizleriz
Erkek dişi iyi günler bekleyen
Öz bağrında temiz yürek saklayan
Hakkı hakla her yörede saklayan
Dağa taşa varlık koyan bizleriz
Hak bekleyen birlik gören yücedir
Nimet artar dirlik düzen nicedir
Siyak olsun doğru giden ercedir
Bu oğuzla üne varan bizleriz
Eller bilir pislik tutmaz koldanız
Özü doğru huyu doğru yoldayız
Evvelce doğan suna eren daldanız
Dört bucağa çâdır geren bizleriz
Pislik tutmaz elde işler üremez
Huysuz yerler kaçan erlik göremez
Her yakada iyiliklere eremez
Doğrulukla ayaküstü duran bizleriz
Nâmûsu haya dirlik bize beşikten
İhsân bize bu huy ? eşikten
Dinle sözü şol bir Abdâl Âşık’tan
Şol hâl ile yoldaş olan bizleriz
Kendi, İbrahim Aczî (yty). Türk Şairleri ve Âşıkları (1. Risale). Yusuf Ağa Kütüphanesi D NO 10470/1. 108-121.
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
Destan
Aylak aylak gezersin
Gönül niçe sezersin
Gümüş tasma ince belde
Diyeyim yare ne süzersin
Ay dogar gün olmaz
Yiğide özge bun olmaz
Aşka ölçü son olmaz
Tezer gönül çok tezersin
Âşık Hasan söyler sözün
Sular lâle güller gözün
Bakma cânım âşık özün
Gülünç olmaz benden bezersin
Gûyâ dağı kaynakların
Nerde senin oymakların
Aldın şol oymakları
Nice kaş göz yazarsın
Türkü
Bağrım kükreyip özüm ürperme
Sunam alnaçta tızıkıp gider
Kırba elinde sunam ülkeri
Pınarbaşına süzülüp gider
Al önlük nâzlı ölününde
Gümüş sarkanca dölününde
On beş on altı çalımında,
Bir selvi dalı tozurup gider
Yüreğim oynak dileyem tutuktu,
İl çevremizde gözüm donuktu
Nişleyim ağam bağrım yanıktı
Al yelesiyle tez yekip gider
Âşık bezmiş cânından
Güzellere kıyak şânından
Türkmen kanı kaynar kanımdan
Maya kızlar dizilip gider
Türkü varacak Âşık Hasan
Turna uçar sıra ile
Erler geçer fize ile
Havalanır deli gönül
Düşer yere bere ile
Oymak oymak garîb dağlar
Her derede sular çağlar
… elde yiğit egler
Gezer dilber töre ile
Her oymağın yiğidi var
Türk ilinin eniri var
Dilberlerin cıfıdı var
Al giyelim karaile
Âşık Hasan söyler gezer
Her yaylayı boylar gezer
Beher gezerim çağlar gezer
İşim dağlar dere ile
Destân
Yoldan geçen yolcu baba ninni ninni
Arkasına gir cânâ uğul uğul
Konya’daki koyun baba ninni ninni
Sen de bize himmet eyle Mevlâm hû hû
Baban asker çakmak çakar
Nâme diyü yola bakar uğul uğul
Konya’da Mollâ Hünkâr ninni
Sen de bize himmet eyle Mevlâ hû hû
Alnımızda yeşil halı ninni nini
Üstümüzde hurma dalı uğul uğul
Tanrı arslanı Alî ninni ninni
Sen de bize himmet eyle Mevlâm hû hû
Göktaş beşikten bakıyor ninni ninni
Ak memeden süt akıyor uğul uğul
Ateş ile ocak yakıyor ninni ninni
Sen bize himmet ile Mevlâ hû hû
Uğul deren eve gelmiş ninni
Hakkın hikmeti görsn uğul uğul
Mevlâm sana bir cân vermiş ninni ninni
Sen de bize himmet eyle Mevlâm hû hû
Uğul baban geldi mi ola ninni ninni
Al gerdene girdi mi ola uğul uğul
Murâdına erdi mi ola ninni
Sen de bize himmet eyle Mevlâm hû hû
Türbesinin önü susam ninni ninn
Türbedârı adı Hüseyn uğul uğul
Taşkesen’den Abdal Hasan uğul uğul
Sen de bize himmet eyle Mevlâm hû hû
Beşiği hurma dalı ninni ninni
Hakka malum kulun hâli uğul uğul
Yetiş Muhammed Ali ninni ninni
Sen de bize himmet eyle Mevlâm hû hû
Destan
Gülden kalktık sağaldık
Demir kapıdan beri eğildik
Boran olduk yel olduk dağıldık
Niçe kalalar aştık söylesem
Gâh yüce gâh engine iniştik
Silâh çattık halkla didiştik
Sancakla gezen biz bir eş idik
Niçe deryâlar geçtik söylesem
Türk ilinin öter mi kuşları
Turur mu ola oranın …
Emr verme gönülden Tanrısı
Şimşekler gibi çaktık söylesem
Atlar hâzır obalar yıkıldı
Yürüdü hakan çadır söküldü
Yağız at kişner kargı takıldı
Ovalara nasıl düştük söylesem
Abdal Hasan söyle böyle az çok
Durandan ine bizleriz Selçuk
Tanrı yolu yolumuz gayrı yok
Çok mabette temel attık söylesem
(Kendi, İbrahim Aczî (yty). Türk Şairleri ve Âşıkları (1. Risale). Yusuf Ağa Kütüphanesi D NO 10470/1. s. 108-121.
Destân
Şol birlikten birlik bulan bizleriz
Dirlikten birlik bula bizleriz
Yok demeyiz varlık bizim özümüz
Hakkı blir hakka tapan bizleriz
Özü temiz sözü temiz câme geren
Yılık değil buluk değil şân gerek
İnsanlığına erlik tutan bizleri
Temiz kafile erlik tutan bizleri
Yola girme yoldan sapmaz ayağız
Hakla gezen şol diyen dîn içim dadanmaz
Tanrı uğru uğrumuzda bulunmaz
Derya gezen Kurân yazan bizleri
Tufan bizden dahı cihân bizdendir
Yürek temiz dahı iman bizdendir
Hoşnutlara dahı amân bizdendir
Tanrı için divan turan bizdendir
Özümüzde yabanilik satılmaz
Hak kuluyuz doğru yoldan sapılmaz
Hak bilenler gayrılığa kapılmaz
Nice … yapan kuran bizleriz
Nemrutlayın niçe kanlar dökmedik
Firavun gibi halka eza etmedik
Eğri yola sapıp yanlış gitmedik
Dîn yolunda kılıç salan bizleriz
Erkek dişi iyi günler bekleyen
Öz bağrında temiz yürek saklayan
Hakkı hakla her yörede saklayan
Dağa taşa varlık koyan bizleriz
Hak bekleyen birlik gören yücedir
Nimet artar dirlik düzen nicedir
Siyak olsun doğru giden ercedir
Bu oğuzla üne varan bizleriz
Eller bilir pislik tutmaz koldanız
Özü doğru huyu doğru yoldayız
Evvelce doğan suna eren daldanız
Dört bucağa çâdır geren bizleriz
Pislik tutmaz elde işler üremez
Huysuz yerler kaçan erlik göremez
Her yakada iyiliklere eremez
Doğrulukla ayaküstü duran bizleriz
Nâmûsu haya dirlik bize beşikten
İhsân bize bu huy ? eşikten
Dinle sözü şol bir Abdâl Âşık’tan
Şol hâl ile yoldaş olan bizleriz
Kendi, İbrahim Aczî (yty). Türk Şairleri ve Âşıkları (1. Risale). Yusuf Ağa Kütüphanesi D NO 10470/1. 108-121.
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | Muhyî veya Mehmed, Bezci-zâde/Vahyî-zâde Şeyh Mehmed Muhyî Efendi | d. ? - ö. 1609/1610 veya 1612/1613 | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | SÜRÛRÎ, Osman | d. 1783 - ö. 1855 | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | AHMED, Konyalı | d. ? - ö. 1911 | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | Muhyî veya Mehmed, Bezci-zâde/Vahyî-zâde Şeyh Mehmed Muhyî Efendi | d. ? - ö. 1609/1610 veya 1612/1613 | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | SÜRÛRÎ, Osman | d. 1783 - ö. 1855 | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | AHMED, Konyalı | d. ? - ö. 1911 | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | Muhyî veya Mehmed, Bezci-zâde/Vahyî-zâde Şeyh Mehmed Muhyî Efendi | d. ? - ö. 1609/1610 veya 1612/1613 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | SÜRÛRÎ, Osman | d. 1783 - ö. 1855 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | AHMED, Konyalı | d. ? - ö. 1911 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | Muhyî veya Mehmed, Bezci-zâde/Vahyî-zâde Şeyh Mehmed Muhyî Efendi | d. ? - ö. 1609/1610 veya 1612/1613 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
11 | SÜRÛRÎ, Osman | d. 1783 - ö. 1855 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
12 | AHMED, Konyalı | d. ? - ö. 1911 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
13 | Muhyî veya Mehmed, Bezci-zâde/Vahyî-zâde Şeyh Mehmed Muhyî Efendi | d. ? - ö. 1609/1610 veya 1612/1613 | Madde Adı | Görüntüle |
14 | SÜRÛRÎ, Osman | d. 1783 - ö. 1855 | Madde Adı | Görüntüle |
15 | AHMED, Konyalı | d. ? - ö. 1911 | Madde Adı | Görüntüle |