Madde Detay
Abdülhay
(d. ?/? - ö. 1117/1705)
tekke şairi
(Tekke / 17. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Anadolu’da yetişen evliyalardan birisi olan Abdülhay Celvetî, eserlerinde mahlas olarak bazen “Abdî” bazen de “Abdülhay”ı kullanmıştır. Edirne’de doğmuş olup kaynaklarda doğum tarihiyle ilgili bir bilgi yoktur. Fakat Tefsir-i Ba’z-ı Süver-i Kur’aniyye adlı eserine bir müstensih tarafından ilave edilen bir kayıttan yetmiş altı yaşında öldüğü söylenmektedir. Bu nedenle doğum tarihi de 1629 yılı olarak gösterilebilir (Özcan 1988: 228). Ailesi ile ilgili bilgiler sınırlıdır. Babası Celvetiyye tarikatı şeyhlerinden Saçlı İbrahim Efendi, annesi ise Aziz Mahmud Hüdâyî’nin kızı Şerife Fatma Hanım’dır. Oğlu Ebu’s-suûd Mehmed Efendi, dedesi Solakbaş Mustafa Ağa’dır. Damadı Nesîmî-zâde Ahmed Efendi de tarikatı temsil eden şeyhlerdendir (Yılmaz 2011: 77). Abdülhay Celvetî, babasının yanında yetişti, iyi bir tasavvuf eğitimi aldı. Celvetiyye tarikatının adab ve erkânını tahsil etti. İyi derecede Arapça ve Farsça öğrenip tefsir konusunda ihtisaslaştı. Eğitimini tamamladıktan sonra icazetini babası Saçlı İbrahim Efendi (ö.1075/1664)’den aldı (Derin 1978:102). Meslek hayatına ilk olarak bugün Bulgaristan sınırları içinde kalan Akçakızanlık kazasında Alaeddin Efendi zaviyesi şeyhliğinde göreve başladı. Burada irşad işlerine devam ederken babasının Edirne Selimiye Camii vaizi iken vefat etmesi sonucu 1660 yılında bu caminin vaizliğiyle Dizdar-zâde tekkesi şeyhliğini üstlendi ve bu görevi 1686 yılına kadar sürdürdü. Daha sonra İstanbul’un Kadırga semtindeki Sokullu Mehmed Paşa Zaviyesine tayin edildi. 1688’de Eminönü Yeni Cami vaizliğine, 1691’de ise Üsküdar Aziz Mahmud Hüdâyî Dergâhı şeyhliğine on birinci postnişin olarak getirildi ve vefatına kadar bu görevde kaldı. “Kıla Abdülhay sana Hak rahmeti” mısraının delalet ettiği H.1117/ M.1705 yılında vefat eden Abdülhay Efendi’nin mezarı, Üsküdar’da Halil Paşa türbesinde Halil Paşa-zâde Mahmûd Bey’in yanındadır (Muslu 2004: 430).
Daha çok tasavvuf konusunda eserler veren Abdülhay Celvetî’nin eserleri üzerine herhangi bir akademik çalışma yapılmamıştır. Eserleri şunlardır:
1. Fethü’l-Beyan li-Husuli’n-Nasri ve’l-Fethi ve’l-Eman: Arapça bir eser olup Fetih suresinin tefsiridir. Süleymaniye Kütüphanesi Hacı Beşir Ağa kısmı 34 numarada kayıtlıdır.
2. Tefsir-i Ba’z-ı Süver-i Kur’aniyye: Türkçe bir eser olup Meryem, Yasin, Fetih, Rahman, Nebe, Naziat, Abese, Tekvir, İnfitar, Mutaffifin, ve Kevser surelerinin tefsiridir. Eserin yazma nüshası İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi 2201 numarada kayıtlıdır.
3. Hacı Bayram-ı Velî’nin “Çalabım bir şâr yaratmış iki cihân arasında”mısraı ile başlayan şiirinin şerhi: Küçük bir risale olan eser İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi 9771 (vr. 23b-26a) numarada kayıtlıdır.
4. Manzum Kaside-i Bürde Tercümesi: Bu eserde Nuruosmaniye Kütüphanesi 3213 numarada kayıtlıdır (Yavuz 1972: 1, 56).
Celvetiyye tarikatının önde gelen şeyhlerinden biri olan Abdülhay Efendi, tasavvufi sahadaki ilmî seviyesi ve şahsiyetiyle ön plana çıkmaktadır. Güçlü mutasavvıf kişiliği döneminin önde gelen vaizi, müfessiri ve şairi olmasından kaynaklanmaktadır. Şiirlerini Aziz Mahmud Hüdâyî’nin etkisi altında kalarak yazmıştır. Abdülhay mahlası ile yazdığı ilâhilerinin büyük kısmı birçok musikişinas tarafından bestelenmiştir. Bazı ilahileri günümüzde de söylenmektedir. Yaşadığı yüzyılın dil özelliklerine bakıldığında, manzum eserleri daha sade, mensur eserleri ise anlaşılması daha güçtür. Eserlerinde ana tema Cenab-ı Allah, Resulullah ve Kur’an-ı Kerim’dir. Tasavvuf edebiyatında Yunus Emre, Eşrefoğlu Rûmî ve Niyâzî-i Mısrî gibi, şiirlerine en çok beste yapılmış birkaç şairden biri olmasına rağmen, henüz bir divanı bulunamamıştır. Tekke şairi olmasına rağmen manzumelerinde divan şiirinin vezin ve nazım şekillerini de kullanmıştır. Eserlerinde Arapça ve Farsça kelimeleri de zaman zaman kullanmıştır.
Kaynakça
Abdülhay Celvetî. Mecmûa-i Eş’âr. Milli Kütüphane Yazmaları No: A 3692. vr. 99b-100a.
Akbayar, Nuri (hzl.) (1998). Mehmed Süreyya Sicill-i Osmânî. C. 4. İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yay.
Akkuş, Mehmet - Yılmaz, Ali (hzl.) (2011). Osman-zâde Vassaf Sefine-i Evliya. C. 3. İstanbul: Kitabevi Yay.
Bursevi, İsmail Hakkı (1874). Kitab-ı Silsile-i Tarîk-i Celvetî. İstanbul: Haydarpaşa Hastanesi Matbaası.
Canım, Rıdvan (1995). Başlangıçtan Günümüze Edirne Şairleri. Ankara: Akçağ Yay.
Cunbur, Müjgan (hzl.) (2002). “Abdî”. Türk Dünyası Edebiyatçıları Ansiklopedisi. C.1. Ankara: AKM Yay.
Derin, F. Çetin (hzl.) (1978). Hüseyin Ayvansarâyî Vefayat-ı Selahattin ve Meşahir-i Rical. İstanbul: Edebiyat Fak. Basımevi.
http://trtnotaarsivi.com/arsiv/tsm/3001-4000/3964.gif [erişim tarihi: 10.05.2013].
Işın, Ekrem (hzl.) (1993). “Abdülhay Celvetî”. Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi. İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yay.
İnce, Adnan (hzl.) (2005). Tezkiretü’ş-Şu’arâ Sâlim Efendi. Ankara: AKM Yay.
Kocatürk, Vasfi Mahir (1968). Tekke Şiiri Antolojisi. Ankara: Edebiyat Yay.
Muslu, Ramazan (2004). Osmanlı Toplumunda Tasavvuf (18. Yüzyıl). İstanbul: İnsan Yay.
Necdet, Ahmet (1997). Tekke Şiiri Dini ve Tasavvufi Şiirler Ansiklopedisi. İstanbul: İnkılap Kit.
Özcan, Abdülkadir (hzl.) (1989). Şeyhî Mehmed Efendi Vakâyiu'l-Fuzalâ. C. 2. İstanbul: Çağrı Yay.
Özcan, Nuri (1988) “Abdülhay Celvetî”. İslam Ansiklopedisi. C.1. İstanbul: TDV Yay. 227-228.
Peremeci, O. Nuri (1940). Edirne Tarihi. İstanbul: yyy.
Yavuz, A Fikri - Özen, İsmail (hzl.) (1972). Bursalı Mehmed Tahir Osmanlı Müellifleri. C. 1. İstanbul: Meral Yay.
Yılmaz, H. Kâmil (2011). Azîz Mahmûd Hüdâyî ve Celvetiyye Tarîkatı. İstanbul: Erkam Yay.
Yurtsever, M. Murat (hzl.) (2000). Kemalnâme-i İsmail Hakkı, Bursa. Arasta Yay.
“Abdülhay Celvetî”. Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi. C.1. İstanbul: Dergah Yay. 19-20.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: DR. MEHMET ÜNALYayın Tarihi: 25.08.2013Güncelleme Tarihi: 05.12.2020Eserlerinden Örnekler
İlahi
Rabbinden olur ihsân ey dil niye mahzûnsun
Bendesine olur dermân ey dil niye mahzûnsun
Îmân iden sensin irfânı bulan sensin
Dîn-i ebedî bulan sensin ey dil niye mahzûnsun
Hakdır seni var iden tevhîd ile yâr iden
Bî-sabr u murâd iden ey dil niye mahzûnsun
Tevhîd ile pür-nûr ol irfân ile ma’mûr ol
Dîdâr ile mesrûr ol ey dil niye mahzûnsun
Abdülhay ider âhı bulmağa Hakk’a râhı
Görmüş gözün Allah’ı ey dil niye mahzûnsun
Akkuş, Mehmet - Yılmaz, Ali (hzl.) (2011). Osman-zâde Vassaf Sefine-i Evliya. C. 3. İstanbul: Kitabevi Yay. 42.
İlahi
Ne gam ey dil meşakkatden kerîm Allahımız vardır
Ümidin kesme rahmetden kerîm Allahımız vardır
Bu ‘âlem olmadan mevcûd Hudâ kıldı seni mes’ûd
Tahrirden nedir maksûd kerîm Allahımız vardır
İbâdî eyleyen îcâd kulûbı eyleyen âbâd
İder bir gün seni irşâd kerîm Allahımız vardır
Taleb kıl dâ’im ihsânı dahi ‘afvile gufrânı
Bulasın derde dermânı kerîm Allahımız vardır
Bu ‘Abdülhay fakîr her bâr ider ‘aczile hüzn izhâr
Ko gayri rabbine yalvar kerîm Allahımız vardır
Abdülhay Celvetî. Mecmûa-i Eş’âr. Milli Kütüphane Yazmaları No: A 3692. vr. 99b-100a.
İlahi
Etti kalbi mürîdi nûrânî nûrânî
Kameri lâ ilâhe illallah Kameri lâ ilâhe illallah
Kıldı halkı cihâna erzânî erzânî
Cevheri lâ ilâhe illallah cevheri lâ ilâhe illallah
Nefsini öldürmeğe penah oldu Nefsini öldürmeğe penah oldu
Hançeri lâ ilâhe illallah hanceri lâ ilâhe illallah
Ola Abdülhay ya muînü zâhir muîni zâhir
Leşkeri lâ ilâhe illallah leşkeri lâ ilâhe illallah
http://trtnotaarsivi.com/arsiv/tsm/3001-4000/3964.gif [erişim tarihi: 10.05.2013].
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 25.08.2013Güncelleme Tarihi: 05.12.2020Eserlerinden Örnekler
İlahi
Rabbinden olur ihsân ey dil niye mahzûnsun
Bendesine olur dermân ey dil niye mahzûnsun
Îmân iden sensin irfânı bulan sensin
Dîn-i ebedî bulan sensin ey dil niye mahzûnsun
Hakdır seni var iden tevhîd ile yâr iden
Bî-sabr u murâd iden ey dil niye mahzûnsun
Tevhîd ile pür-nûr ol irfân ile ma’mûr ol
Dîdâr ile mesrûr ol ey dil niye mahzûnsun
Abdülhay ider âhı bulmağa Hakk’a râhı
Görmüş gözün Allah’ı ey dil niye mahzûnsun
Akkuş, Mehmet - Yılmaz, Ali (hzl.) (2011). Osman-zâde Vassaf Sefine-i Evliya. C. 3. İstanbul: Kitabevi Yay. 42.
İlahi
Ne gam ey dil meşakkatden kerîm Allahımız vardır
Ümidin kesme rahmetden kerîm Allahımız vardır
Bu ‘âlem olmadan mevcûd Hudâ kıldı seni mes’ûd
Tahrirden nedir maksûd kerîm Allahımız vardır
İbâdî eyleyen îcâd kulûbı eyleyen âbâd
İder bir gün seni irşâd kerîm Allahımız vardır
Taleb kıl dâ’im ihsânı dahi ‘afvile gufrânı
Bulasın derde dermânı kerîm Allahımız vardır
Bu ‘Abdülhay fakîr her bâr ider ‘aczile hüzn izhâr
Ko gayri rabbine yalvar kerîm Allahımız vardır
Abdülhay Celvetî. Mecmûa-i Eş’âr. Milli Kütüphane Yazmaları No: A 3692. vr. 99b-100a.
İlahi
Etti kalbi mürîdi nûrânî nûrânî
Kameri lâ ilâhe illallah Kameri lâ ilâhe illallah
Kıldı halkı cihâna erzânî erzânî
Cevheri lâ ilâhe illallah cevheri lâ ilâhe illallah
Nefsini öldürmeğe penah oldu Nefsini öldürmeğe penah oldu
Hançeri lâ ilâhe illallah hanceri lâ ilâhe illallah
Ola Abdülhay ya muînü zâhir muîni zâhir
Leşkeri lâ ilâhe illallah leşkeri lâ ilâhe illallah
http://trtnotaarsivi.com/arsiv/tsm/3001-4000/3964.gif [erişim tarihi: 10.05.2013].
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 05.12.2020Eserlerinden Örnekler
İlahi
Rabbinden olur ihsân ey dil niye mahzûnsun
Bendesine olur dermân ey dil niye mahzûnsun
Îmân iden sensin irfânı bulan sensin
Dîn-i ebedî bulan sensin ey dil niye mahzûnsun
Hakdır seni var iden tevhîd ile yâr iden
Bî-sabr u murâd iden ey dil niye mahzûnsun
Tevhîd ile pür-nûr ol irfân ile ma’mûr ol
Dîdâr ile mesrûr ol ey dil niye mahzûnsun
Abdülhay ider âhı bulmağa Hakk’a râhı
Görmüş gözün Allah’ı ey dil niye mahzûnsun
Akkuş, Mehmet - Yılmaz, Ali (hzl.) (2011). Osman-zâde Vassaf Sefine-i Evliya. C. 3. İstanbul: Kitabevi Yay. 42.
İlahi
Ne gam ey dil meşakkatden kerîm Allahımız vardır
Ümidin kesme rahmetden kerîm Allahımız vardır
Bu ‘âlem olmadan mevcûd Hudâ kıldı seni mes’ûd
Tahrirden nedir maksûd kerîm Allahımız vardır
İbâdî eyleyen îcâd kulûbı eyleyen âbâd
İder bir gün seni irşâd kerîm Allahımız vardır
Taleb kıl dâ’im ihsânı dahi ‘afvile gufrânı
Bulasın derde dermânı kerîm Allahımız vardır
Bu ‘Abdülhay fakîr her bâr ider ‘aczile hüzn izhâr
Ko gayri rabbine yalvar kerîm Allahımız vardır
Abdülhay Celvetî. Mecmûa-i Eş’âr. Milli Kütüphane Yazmaları No: A 3692. vr. 99b-100a.
İlahi
Etti kalbi mürîdi nûrânî nûrânî
Kameri lâ ilâhe illallah Kameri lâ ilâhe illallah
Kıldı halkı cihâna erzânî erzânî
Cevheri lâ ilâhe illallah cevheri lâ ilâhe illallah
Nefsini öldürmeğe penah oldu Nefsini öldürmeğe penah oldu
Hançeri lâ ilâhe illallah hanceri lâ ilâhe illallah
Ola Abdülhay ya muînü zâhir muîni zâhir
Leşkeri lâ ilâhe illallah leşkeri lâ ilâhe illallah
http://trtnotaarsivi.com/arsiv/tsm/3001-4000/3964.gif [erişim tarihi: 10.05.2013].
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
İlahi
Rabbinden olur ihsân ey dil niye mahzûnsun
Bendesine olur dermân ey dil niye mahzûnsun
Îmân iden sensin irfânı bulan sensin
Dîn-i ebedî bulan sensin ey dil niye mahzûnsun
Hakdır seni var iden tevhîd ile yâr iden
Bî-sabr u murâd iden ey dil niye mahzûnsun
Tevhîd ile pür-nûr ol irfân ile ma’mûr ol
Dîdâr ile mesrûr ol ey dil niye mahzûnsun
Abdülhay ider âhı bulmağa Hakk’a râhı
Görmüş gözün Allah’ı ey dil niye mahzûnsun
Akkuş, Mehmet - Yılmaz, Ali (hzl.) (2011). Osman-zâde Vassaf Sefine-i Evliya. C. 3. İstanbul: Kitabevi Yay. 42.
İlahi
Ne gam ey dil meşakkatden kerîm Allahımız vardır
Ümidin kesme rahmetden kerîm Allahımız vardır
Bu ‘âlem olmadan mevcûd Hudâ kıldı seni mes’ûd
Tahrirden nedir maksûd kerîm Allahımız vardır
İbâdî eyleyen îcâd kulûbı eyleyen âbâd
İder bir gün seni irşâd kerîm Allahımız vardır
Taleb kıl dâ’im ihsânı dahi ‘afvile gufrânı
Bulasın derde dermânı kerîm Allahımız vardır
Bu ‘Abdülhay fakîr her bâr ider ‘aczile hüzn izhâr
Ko gayri rabbine yalvar kerîm Allahımız vardır
Abdülhay Celvetî. Mecmûa-i Eş’âr. Milli Kütüphane Yazmaları No: A 3692. vr. 99b-100a.
İlahi
Etti kalbi mürîdi nûrânî nûrânî
Kameri lâ ilâhe illallah Kameri lâ ilâhe illallah
Kıldı halkı cihâna erzânî erzânî
Cevheri lâ ilâhe illallah cevheri lâ ilâhe illallah
Nefsini öldürmeğe penah oldu Nefsini öldürmeğe penah oldu
Hançeri lâ ilâhe illallah hanceri lâ ilâhe illallah
Ola Abdülhay ya muînü zâhir muîni zâhir
Leşkeri lâ ilâhe illallah leşkeri lâ ilâhe illallah
http://trtnotaarsivi.com/arsiv/tsm/3001-4000/3964.gif [erişim tarihi: 10.05.2013].
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | RÜŞDÎ, Mehmed/Ahmed Rüşdî Efendi | d. ? - ö. 1705-06 | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | SAÎD/SAÎDÎ, Ahmed Saîdî Efendi | d. ? - ö. 1669-70 | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | EMÎR ÇELEBİ/MEHMED | d. ? - ö. 1639-40 | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | RÜŞDÎ, Mehmed/Ahmed Rüşdî Efendi | d. ? - ö. 1705-06 | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | SAÎD/SAÎDÎ, Ahmed Saîdî Efendi | d. ? - ö. 1669-70 | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | EMÎR ÇELEBİ/MEHMED | d. ? - ö. 1639-40 | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | RÜŞDÎ, Mehmed/Ahmed Rüşdî Efendi | d. ? - ö. 1705-06 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | SAÎD/SAÎDÎ, Ahmed Saîdî Efendi | d. ? - ö. 1669-70 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | EMÎR ÇELEBİ/MEHMED | d. ? - ö. 1639-40 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | RÜŞDÎ, Mehmed/Ahmed Rüşdî Efendi | d. ? - ö. 1705-06 | Meslek | Görüntüle |
11 | SAÎD/SAÎDÎ, Ahmed Saîdî Efendi | d. ? - ö. 1669-70 | Meslek | Görüntüle |
12 | EMÎR ÇELEBİ/MEHMED | d. ? - ö. 1639-40 | Meslek | Görüntüle |
13 | RÜŞDÎ, Mehmed/Ahmed Rüşdî Efendi | d. ? - ö. 1705-06 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
14 | SAÎD/SAÎDÎ, Ahmed Saîdî Efendi | d. ? - ö. 1669-70 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
15 | EMÎR ÇELEBİ/MEHMED | d. ? - ö. 1639-40 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
16 | RÜŞDÎ, Mehmed/Ahmed Rüşdî Efendi | d. ? - ö. 1705-06 | Madde Adı | Görüntüle |
17 | SAÎD/SAÎDÎ, Ahmed Saîdî Efendi | d. ? - ö. 1669-70 | Madde Adı | Görüntüle |
18 | EMÎR ÇELEBİ/MEHMED | d. ? - ö. 1639-40 | Madde Adı | Görüntüle |