Madde Detay
AFVÎ, Mehmed
(d. ?/? - ö. 1145/1732)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / 18. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
İstanbul’da doğdu. Asıl adı Mehmed olup, Sultan Süleyman'ın vezir ve defterdarlarından Hüseyin Paşa’nın ikinci oğlu (Erdem 1985: 230), sır katibi Natî Mustafa Bey’in kardeşidir. Sultan hocasıdır. Bazı kaynakların isim benzerliği sebebiyle ceddi küçük Mustafa Paşa ile karıştırıp yanlış olarak Natî Küçük Mustafa Paşa diye yazdıkları Natî Mustafa Bey'in biraderidir (Erdem 1985:230). SafâYî’nin kaydettiği fazla 2 şiirden farklı olarak Râmiz, şairin önce babasının sonra kendisinin hayatını ayrıntılı bir kronoloji ile kayıtlara geçirir. Buna göre Afvî, hâcegân-ı Dîvân-ı Hümâyûn'dandır (Ramiz 1985: 230; Çapan 2005: 427). 1138/1725’te mevkufat kalemine, 1140/1727’de Anadolu muhasebeciliğine, 1144/1731’de de maliye tezkireciliğine atanmıştır. 1145/1732’de ölmüş ve Sinan Paşa türbesi civarındaki mezarlığa defnedilmiştir (Erdem 1985: 230, Kurnaz 2003: 3/99). Ölümüne, Hayatî adlı şair "Afvî El-hacc Muhammed ola mafuvv-ı Hudâ" (Erdem 1985: 230) mısraını tarih düşürmüştür.
Afvî, şiir ve inşasıyla tanınmıştır. Ayrıca hattı ve imlâsı güzeldir (Çapan 2005: 428). Sultan Ahmed Han'ın Kâğıthane’de Ferahfezâ sahnında Sadabad adlı bir kasır yaptırması üzerine, zamanın şairleri gibi kasr övgüsünde bir kaside yazarak Veziriazam İbrahim Paşa aracılığıyla huzura sunmuştur. Safayi Tezkiresi’nde bu kasidenin 36 beyti kaydedilmiştir. Bu tezkirede, Afvî tarafından kaleme alınan, Şehzade Numan için yazılmış 19 beyitlik bir tarih manzumesi de yer almaktadır (Çapan 2005). Afvî, Râmiz tarafından padişahın emriyle Aynî Tarihi tercümesini yapan komisyonda görevlendirilmiş ve tarihin bir kısmını tercüme etmiştir (Erdem 1985: 231; Kurnaz 2003: 3/99). Osmanlı Müellifleri’ne göre büyük bir cilt Osmanlı Tarihi (Tarih-i Osmanî) yazmışsa da basılmamıştır. Bu Osmanlı tarihi 971/1563-1008/1599 senelerini kapsamaktadır. Bitiriliş tarihi 1135’tir (Kurnaz 2003: 3/99).
Kaynakça
Çapan, Pervin (hzl.) (2005). Mustafa Safayî Efendi Tezkire-i Safayî. Ankara: AKM Yay.
Erdem, Sadık (1985). Râmiz ve Âdâb-ı Zurafâ’sı. Ankara: AKM Yay.
Kurnaz, Cemal ve Mustafa Tatcı (hzl.) (2003). Bursalı Mehmed Tâhir, Osmanlı Müellifleri. Ankara: Bizim Büro Yay.
Kurnaz, Cemal ve Mustafa Tatcı (hzl.). (2001). Mehmet Nail Tuman, Tuhfe-i Nâilî, Divan Şairlerinin Muhtasar Biyografileri. Ankara: Bizim Büro Yay.
Müstakimzade Süleyman Sadeddin (2000). Mecelletü’n-Nisâb fi’n-Nisbi ve’l-Künâ ve’l-Elkâb. (Tıpkı Basım). Ankara: KB Yay.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: PROF. DR. İSMAİL HAKKI AKSOYAKYayın Tarihi: 22.11.2013Güncelleme Tarihi: 17.09.2021Eserlerinden Örnekler
Der-Medh-i Sadâbâd
Hoşâ kasr-ı bülend-eyvân gerden ü tâk-ı sultânî
Ki ârâyiş-fezâ-yı sahnıdır taht-ı cihânbânî
Ne kasr ol mesned-ârâ-yı hıdiv-i milket-i âlem
K’olur nîreng-i tahsîn ana evreng-i Süleymânî
Ne kasr ol cennet-sây-ı çarh-ı heftomîn hem-ser
Sipihre çıkmada sît ü sadâ-yı rifat ü şânı
Ne kasr ol kasr-ı Sadâbâd-ı şöhretgîr-i âlem kim
Binâ kıldı anı ol şehriyâr-ı mülk-i Osmânî
Ne kasr ol kasr-ı âlî-baht-ı sultân-ı cihân-ârâ
Hümâyûn-ı tâli-i pertev-fürûz-ı zıll-i Yezdânî
Ne sultân ol şeh-i hüsrev-sipâh-ı milketârâ
Degül saff-ı niâlinde cihânın cümle rahşânı
Ne şeh ol dâver-i gerdûn habâb-ı âsmân-haşmet
Sezâdır bende-i dergâhı etse mihr-i rahşânı
Ne şeh ol şâh-ı vâlâ-rütbe dârû-yı felek-mesned
Ki zerrîn nal-i rahş-ı şevketidir mâh-ı nûrâni
Ne şeh ol şâh-ı İskender çeşm-i sultân Ahmed Han
Gubârdur ki vâlâsıdur kuhl-ı Sıfâhânî
Kudûm-i pâki verdikçe şeref bu cây-ı dil-cûya
Olur her bir taraf behcet-nümâ-yı zevk-i ruhânî
Ne cây ol Kâgıthâne ....
Hevâsından olur dil neşve-yâb-ı feyz-i Rabbânî
Ne cây ol cây-ı âşâyiş-nümâ-yı ehl-i istidâd
Nümâ-sâz etmede âb u hevâsı gülşen-i cânı
Zihi cân-ı safâ-ârâ-yı bahş u nüzhetgâh
Ki teşrîf eyleye sultân-ı heft iklîm-i hâkânî
Görüp bu câyı şâyân-ı nigâh ragbet ü lutfu
Hemân bünyâdına bu kasrın etdi emr ü fermânı
Edip yani havâle uhde-i sadr-ı kerem-kâra
Yapıldı böyle bir kasr-ı hâvernâk-ı reşk-i sultâni
Ne sadr ol sâhib-i sadr-ı sadâret-i nazm-ı devlet
Odur hâlâ vezîr-i azâm u damad-ı şehriyârî
Vezîr-i azâm-ı deryâ-dil- hoş-âver-i inâm
Eder sîr-âb-ı lutfu teşnegân-ı cûd u ihsânı
Mekârim-pîşe İbrâhîm Pâşâ-yı kerem-haslet
Şumâr-ı vasfıdır hayret-fezâ-yı nev-i insânî
Cihân-nâdîde oldu böyle bir kasr-ı felek-fersâ
Ki olur hande-güşâ çerh-i gerdûn sakf-ı eyvânı
Nedir ol kasr-ı zerrîn kim şuâ-ı pertev-i nûru
Eder güm-geşte tahtü’l-arz hurşîd-i dırâhşânı
Ne kasr ol genc-i medfûn-serây-ı izz ü behcetdür
Tılısm-ı hikmet ile eylemiş ejder nigehbâni
Hümâ-yı lâne-sâz-ı evc-i ikbâl ü celâlindir
Mekân tutmuş kenâr-i bahri kân-ı dürr-i imkânı
Zer-endûz-ı makâr nigâhı nakş-ı pür-letâfetdür
Temâşâsında dem-beste olur mihr-i edâ Mânî
Nesîh-i zer-keşi haytü’ş-şuâ-i mihr-i devletdir
Nutâk-ı cüftü oldu şule bend-i şem-i nûrânî
Hemîşe bülbül-i dil nâme-sâz-ı bâg-ı vasfıdır
Hazân nâdîdedir bu kasr-ı ikbâlin gülistânı
Akıtdı lüle-i âb-ı mekârim çeşme-i cûdı
Edip icrâ-yı himmet menbau’l-hayr-ı firâvânı
Sebilâsâ müselsel resm-i nev-îcâd-ı şâhidür
Başı mecrâ-yı ihsândır ayagı cûy-ı şâdânî
Eger bir cürasın nûş eylese Hızr âb-ı pâkinden
Olur lezzetinden dest-bûy-ı âb-ı hayvâni
Olur sâye-endâz-ı şeref-pîrâ-yı teşrîfi
Muhassal kasr-ı cennet şân olur o evsâf-ı şâyânı
Degildir encüm-i seyyâre yer yer eyledi icrâ
Kudûm-i şâh-ı zîşâna felek resm-i zer-nişânı
Tokutdu zer-kumâş-ı târ u pûd-ı mührünü hâver
Ederse makdem-i pâkine pây-endâz-ı erzânî
Degül evsâfı çün gâyet-pezîr-i midhat-i zâti
Duâ-yı devletiyle Afviyâ ver pâyânı
Hudâ zât-ı hümâyûnun hatâdan hıfz edip dâim
Ede hem hâk-i pâyın tûtiyâ-yı ayn-ı ayânı
Hudâ kasr-ı kerem-bünyânın âbâdân edip her dem
İçinde zevk ü ayş ile makar eyleye anı
Hudâ ârâyiş-i kasr-ı hümâyûnun edip müzdâd
Ola efzûnter ömr-i ebedle şevket ü şânı
Dahı şehzâdegân-ı nûr-ı çeşm-i saltanat-âbâd
Olup mahfûz-ı Yezdânî olalar devlet-i unvâni
(Çapan, Pervin (hzl.) (2005). Mustafa Safayî Efendi Tezkire-i Safayî. Ankara: AKM Yay. 431).
Târih-i velâdet-i şehzâde Numân
Hıdıvv-i dâdger sultân-ı heft-iklîm-i hâkâni
Hümâyûn-baht-ı eslâf-ı mülûk-ı saltanat-pîrâ
Cenâb-ı Hazret-i Han Ahmedü’s-sâlis şeh-i âlem
Zamân-ı devletidir mâye-bahş-ı râhat-ı dünyâ
O şâhenşâh-ı vâlâ-kadr-i evreng-i saâdet kim
Gubâr-ı dergehidir tûtiyâ-yı dîde-i Dârâ
Vücûda geldi yani sulb-i pâkinden beşâretler
Arîkü’z-zât bir şeh-zâde-i memdûh u müstesnâ
Tulû etdi yine burc-ı şerefden ol kamer-talât
Göründü matlau’l-iclâlden bir mâh-ı bedrâ
Ruh-ı pürtâbı tan-endâz-ı şems-i evc-i izzetdir
Cebîn-i tâbnâki gurre-i garrâ-yı devlet-zâ
Olup yümn-i kudümü bâis-i ârâyiş-i âlem
Tonatdı çârsûde dehri şevkinden bütün dünyâ
Zihi hayru’l-kudûm-ı behcet-ârâ-yı asâlet kim
Cihân oldu neşet-efzâ-yı şevk-âşûb-ı ser-tâ-pâ
Nice evlâd-ı emcâd ile olunup şevketi müzdâd
Zamân-ı ömr-i tâbiiyi İlâhi ede istifâ
Duâ-yı devletin edip dedi târîhini Afvî
Ede şeh-zâde Numânı muammer ayn ile Mevlâ sene 1135
(Çapan, Pervin (hzl.) (2005). Mustafa Safayî Efendi Tezkire-i Safayî. Ankara: AKM Yay. 431).
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 22.11.2013Güncelleme Tarihi: 17.09.2021Eserlerinden Örnekler
Der-Medh-i Sadâbâd
Hoşâ kasr-ı bülend-eyvân gerden ü tâk-ı sultânî
Ki ârâyiş-fezâ-yı sahnıdır taht-ı cihânbânî
Ne kasr ol mesned-ârâ-yı hıdiv-i milket-i âlem
K’olur nîreng-i tahsîn ana evreng-i Süleymânî
Ne kasr ol cennet-sây-ı çarh-ı heftomîn hem-ser
Sipihre çıkmada sît ü sadâ-yı rifat ü şânı
Ne kasr ol kasr-ı Sadâbâd-ı şöhretgîr-i âlem kim
Binâ kıldı anı ol şehriyâr-ı mülk-i Osmânî
Ne kasr ol kasr-ı âlî-baht-ı sultân-ı cihân-ârâ
Hümâyûn-ı tâli-i pertev-fürûz-ı zıll-i Yezdânî
Ne sultân ol şeh-i hüsrev-sipâh-ı milketârâ
Degül saff-ı niâlinde cihânın cümle rahşânı
Ne şeh ol dâver-i gerdûn habâb-ı âsmân-haşmet
Sezâdır bende-i dergâhı etse mihr-i rahşânı
Ne şeh ol şâh-ı vâlâ-rütbe dârû-yı felek-mesned
Ki zerrîn nal-i rahş-ı şevketidir mâh-ı nûrâni
Ne şeh ol şâh-ı İskender çeşm-i sultân Ahmed Han
Gubârdur ki vâlâsıdur kuhl-ı Sıfâhânî
Kudûm-i pâki verdikçe şeref bu cây-ı dil-cûya
Olur her bir taraf behcet-nümâ-yı zevk-i ruhânî
Ne cây ol Kâgıthâne ....
Hevâsından olur dil neşve-yâb-ı feyz-i Rabbânî
Ne cây ol cây-ı âşâyiş-nümâ-yı ehl-i istidâd
Nümâ-sâz etmede âb u hevâsı gülşen-i cânı
Zihi cân-ı safâ-ârâ-yı bahş u nüzhetgâh
Ki teşrîf eyleye sultân-ı heft iklîm-i hâkânî
Görüp bu câyı şâyân-ı nigâh ragbet ü lutfu
Hemân bünyâdına bu kasrın etdi emr ü fermânı
Edip yani havâle uhde-i sadr-ı kerem-kâra
Yapıldı böyle bir kasr-ı hâvernâk-ı reşk-i sultâni
Ne sadr ol sâhib-i sadr-ı sadâret-i nazm-ı devlet
Odur hâlâ vezîr-i azâm u damad-ı şehriyârî
Vezîr-i azâm-ı deryâ-dil- hoş-âver-i inâm
Eder sîr-âb-ı lutfu teşnegân-ı cûd u ihsânı
Mekârim-pîşe İbrâhîm Pâşâ-yı kerem-haslet
Şumâr-ı vasfıdır hayret-fezâ-yı nev-i insânî
Cihân-nâdîde oldu böyle bir kasr-ı felek-fersâ
Ki olur hande-güşâ çerh-i gerdûn sakf-ı eyvânı
Nedir ol kasr-ı zerrîn kim şuâ-ı pertev-i nûru
Eder güm-geşte tahtü’l-arz hurşîd-i dırâhşânı
Ne kasr ol genc-i medfûn-serây-ı izz ü behcetdür
Tılısm-ı hikmet ile eylemiş ejder nigehbâni
Hümâ-yı lâne-sâz-ı evc-i ikbâl ü celâlindir
Mekân tutmuş kenâr-i bahri kân-ı dürr-i imkânı
Zer-endûz-ı makâr nigâhı nakş-ı pür-letâfetdür
Temâşâsında dem-beste olur mihr-i edâ Mânî
Nesîh-i zer-keşi haytü’ş-şuâ-i mihr-i devletdir
Nutâk-ı cüftü oldu şule bend-i şem-i nûrânî
Hemîşe bülbül-i dil nâme-sâz-ı bâg-ı vasfıdır
Hazân nâdîdedir bu kasr-ı ikbâlin gülistânı
Akıtdı lüle-i âb-ı mekârim çeşme-i cûdı
Edip icrâ-yı himmet menbau’l-hayr-ı firâvânı
Sebilâsâ müselsel resm-i nev-îcâd-ı şâhidür
Başı mecrâ-yı ihsândır ayagı cûy-ı şâdânî
Eger bir cürasın nûş eylese Hızr âb-ı pâkinden
Olur lezzetinden dest-bûy-ı âb-ı hayvâni
Olur sâye-endâz-ı şeref-pîrâ-yı teşrîfi
Muhassal kasr-ı cennet şân olur o evsâf-ı şâyânı
Degildir encüm-i seyyâre yer yer eyledi icrâ
Kudûm-i şâh-ı zîşâna felek resm-i zer-nişânı
Tokutdu zer-kumâş-ı târ u pûd-ı mührünü hâver
Ederse makdem-i pâkine pây-endâz-ı erzânî
Degül evsâfı çün gâyet-pezîr-i midhat-i zâti
Duâ-yı devletiyle Afviyâ ver pâyânı
Hudâ zât-ı hümâyûnun hatâdan hıfz edip dâim
Ede hem hâk-i pâyın tûtiyâ-yı ayn-ı ayânı
Hudâ kasr-ı kerem-bünyânın âbâdân edip her dem
İçinde zevk ü ayş ile makar eyleye anı
Hudâ ârâyiş-i kasr-ı hümâyûnun edip müzdâd
Ola efzûnter ömr-i ebedle şevket ü şânı
Dahı şehzâdegân-ı nûr-ı çeşm-i saltanat-âbâd
Olup mahfûz-ı Yezdânî olalar devlet-i unvâni
(Çapan, Pervin (hzl.) (2005). Mustafa Safayî Efendi Tezkire-i Safayî. Ankara: AKM Yay. 431).
Târih-i velâdet-i şehzâde Numân
Hıdıvv-i dâdger sultân-ı heft-iklîm-i hâkâni
Hümâyûn-baht-ı eslâf-ı mülûk-ı saltanat-pîrâ
Cenâb-ı Hazret-i Han Ahmedü’s-sâlis şeh-i âlem
Zamân-ı devletidir mâye-bahş-ı râhat-ı dünyâ
O şâhenşâh-ı vâlâ-kadr-i evreng-i saâdet kim
Gubâr-ı dergehidir tûtiyâ-yı dîde-i Dârâ
Vücûda geldi yani sulb-i pâkinden beşâretler
Arîkü’z-zât bir şeh-zâde-i memdûh u müstesnâ
Tulû etdi yine burc-ı şerefden ol kamer-talât
Göründü matlau’l-iclâlden bir mâh-ı bedrâ
Ruh-ı pürtâbı tan-endâz-ı şems-i evc-i izzetdir
Cebîn-i tâbnâki gurre-i garrâ-yı devlet-zâ
Olup yümn-i kudümü bâis-i ârâyiş-i âlem
Tonatdı çârsûde dehri şevkinden bütün dünyâ
Zihi hayru’l-kudûm-ı behcet-ârâ-yı asâlet kim
Cihân oldu neşet-efzâ-yı şevk-âşûb-ı ser-tâ-pâ
Nice evlâd-ı emcâd ile olunup şevketi müzdâd
Zamân-ı ömr-i tâbiiyi İlâhi ede istifâ
Duâ-yı devletin edip dedi târîhini Afvî
Ede şeh-zâde Numânı muammer ayn ile Mevlâ sene 1135
(Çapan, Pervin (hzl.) (2005). Mustafa Safayî Efendi Tezkire-i Safayî. Ankara: AKM Yay. 431).
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 17.09.2021Eserlerinden Örnekler
Der-Medh-i Sadâbâd
Hoşâ kasr-ı bülend-eyvân gerden ü tâk-ı sultânî
Ki ârâyiş-fezâ-yı sahnıdır taht-ı cihânbânî
Ne kasr ol mesned-ârâ-yı hıdiv-i milket-i âlem
K’olur nîreng-i tahsîn ana evreng-i Süleymânî
Ne kasr ol cennet-sây-ı çarh-ı heftomîn hem-ser
Sipihre çıkmada sît ü sadâ-yı rifat ü şânı
Ne kasr ol kasr-ı Sadâbâd-ı şöhretgîr-i âlem kim
Binâ kıldı anı ol şehriyâr-ı mülk-i Osmânî
Ne kasr ol kasr-ı âlî-baht-ı sultân-ı cihân-ârâ
Hümâyûn-ı tâli-i pertev-fürûz-ı zıll-i Yezdânî
Ne sultân ol şeh-i hüsrev-sipâh-ı milketârâ
Degül saff-ı niâlinde cihânın cümle rahşânı
Ne şeh ol dâver-i gerdûn habâb-ı âsmân-haşmet
Sezâdır bende-i dergâhı etse mihr-i rahşânı
Ne şeh ol şâh-ı vâlâ-rütbe dârû-yı felek-mesned
Ki zerrîn nal-i rahş-ı şevketidir mâh-ı nûrâni
Ne şeh ol şâh-ı İskender çeşm-i sultân Ahmed Han
Gubârdur ki vâlâsıdur kuhl-ı Sıfâhânî
Kudûm-i pâki verdikçe şeref bu cây-ı dil-cûya
Olur her bir taraf behcet-nümâ-yı zevk-i ruhânî
Ne cây ol Kâgıthâne ....
Hevâsından olur dil neşve-yâb-ı feyz-i Rabbânî
Ne cây ol cây-ı âşâyiş-nümâ-yı ehl-i istidâd
Nümâ-sâz etmede âb u hevâsı gülşen-i cânı
Zihi cân-ı safâ-ârâ-yı bahş u nüzhetgâh
Ki teşrîf eyleye sultân-ı heft iklîm-i hâkânî
Görüp bu câyı şâyân-ı nigâh ragbet ü lutfu
Hemân bünyâdına bu kasrın etdi emr ü fermânı
Edip yani havâle uhde-i sadr-ı kerem-kâra
Yapıldı böyle bir kasr-ı hâvernâk-ı reşk-i sultâni
Ne sadr ol sâhib-i sadr-ı sadâret-i nazm-ı devlet
Odur hâlâ vezîr-i azâm u damad-ı şehriyârî
Vezîr-i azâm-ı deryâ-dil- hoş-âver-i inâm
Eder sîr-âb-ı lutfu teşnegân-ı cûd u ihsânı
Mekârim-pîşe İbrâhîm Pâşâ-yı kerem-haslet
Şumâr-ı vasfıdır hayret-fezâ-yı nev-i insânî
Cihân-nâdîde oldu böyle bir kasr-ı felek-fersâ
Ki olur hande-güşâ çerh-i gerdûn sakf-ı eyvânı
Nedir ol kasr-ı zerrîn kim şuâ-ı pertev-i nûru
Eder güm-geşte tahtü’l-arz hurşîd-i dırâhşânı
Ne kasr ol genc-i medfûn-serây-ı izz ü behcetdür
Tılısm-ı hikmet ile eylemiş ejder nigehbâni
Hümâ-yı lâne-sâz-ı evc-i ikbâl ü celâlindir
Mekân tutmuş kenâr-i bahri kân-ı dürr-i imkânı
Zer-endûz-ı makâr nigâhı nakş-ı pür-letâfetdür
Temâşâsında dem-beste olur mihr-i edâ Mânî
Nesîh-i zer-keşi haytü’ş-şuâ-i mihr-i devletdir
Nutâk-ı cüftü oldu şule bend-i şem-i nûrânî
Hemîşe bülbül-i dil nâme-sâz-ı bâg-ı vasfıdır
Hazân nâdîdedir bu kasr-ı ikbâlin gülistânı
Akıtdı lüle-i âb-ı mekârim çeşme-i cûdı
Edip icrâ-yı himmet menbau’l-hayr-ı firâvânı
Sebilâsâ müselsel resm-i nev-îcâd-ı şâhidür
Başı mecrâ-yı ihsândır ayagı cûy-ı şâdânî
Eger bir cürasın nûş eylese Hızr âb-ı pâkinden
Olur lezzetinden dest-bûy-ı âb-ı hayvâni
Olur sâye-endâz-ı şeref-pîrâ-yı teşrîfi
Muhassal kasr-ı cennet şân olur o evsâf-ı şâyânı
Degildir encüm-i seyyâre yer yer eyledi icrâ
Kudûm-i şâh-ı zîşâna felek resm-i zer-nişânı
Tokutdu zer-kumâş-ı târ u pûd-ı mührünü hâver
Ederse makdem-i pâkine pây-endâz-ı erzânî
Degül evsâfı çün gâyet-pezîr-i midhat-i zâti
Duâ-yı devletiyle Afviyâ ver pâyânı
Hudâ zât-ı hümâyûnun hatâdan hıfz edip dâim
Ede hem hâk-i pâyın tûtiyâ-yı ayn-ı ayânı
Hudâ kasr-ı kerem-bünyânın âbâdân edip her dem
İçinde zevk ü ayş ile makar eyleye anı
Hudâ ârâyiş-i kasr-ı hümâyûnun edip müzdâd
Ola efzûnter ömr-i ebedle şevket ü şânı
Dahı şehzâdegân-ı nûr-ı çeşm-i saltanat-âbâd
Olup mahfûz-ı Yezdânî olalar devlet-i unvâni
(Çapan, Pervin (hzl.) (2005). Mustafa Safayî Efendi Tezkire-i Safayî. Ankara: AKM Yay. 431).
Târih-i velâdet-i şehzâde Numân
Hıdıvv-i dâdger sultân-ı heft-iklîm-i hâkâni
Hümâyûn-baht-ı eslâf-ı mülûk-ı saltanat-pîrâ
Cenâb-ı Hazret-i Han Ahmedü’s-sâlis şeh-i âlem
Zamân-ı devletidir mâye-bahş-ı râhat-ı dünyâ
O şâhenşâh-ı vâlâ-kadr-i evreng-i saâdet kim
Gubâr-ı dergehidir tûtiyâ-yı dîde-i Dârâ
Vücûda geldi yani sulb-i pâkinden beşâretler
Arîkü’z-zât bir şeh-zâde-i memdûh u müstesnâ
Tulû etdi yine burc-ı şerefden ol kamer-talât
Göründü matlau’l-iclâlden bir mâh-ı bedrâ
Ruh-ı pürtâbı tan-endâz-ı şems-i evc-i izzetdir
Cebîn-i tâbnâki gurre-i garrâ-yı devlet-zâ
Olup yümn-i kudümü bâis-i ârâyiş-i âlem
Tonatdı çârsûde dehri şevkinden bütün dünyâ
Zihi hayru’l-kudûm-ı behcet-ârâ-yı asâlet kim
Cihân oldu neşet-efzâ-yı şevk-âşûb-ı ser-tâ-pâ
Nice evlâd-ı emcâd ile olunup şevketi müzdâd
Zamân-ı ömr-i tâbiiyi İlâhi ede istifâ
Duâ-yı devletin edip dedi târîhini Afvî
Ede şeh-zâde Numânı muammer ayn ile Mevlâ sene 1135
(Çapan, Pervin (hzl.) (2005). Mustafa Safayî Efendi Tezkire-i Safayî. Ankara: AKM Yay. 431).
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
Der-Medh-i Sadâbâd
Hoşâ kasr-ı bülend-eyvân gerden ü tâk-ı sultânî
Ki ârâyiş-fezâ-yı sahnıdır taht-ı cihânbânî
Ne kasr ol mesned-ârâ-yı hıdiv-i milket-i âlem
K’olur nîreng-i tahsîn ana evreng-i Süleymânî
Ne kasr ol cennet-sây-ı çarh-ı heftomîn hem-ser
Sipihre çıkmada sît ü sadâ-yı rifat ü şânı
Ne kasr ol kasr-ı Sadâbâd-ı şöhretgîr-i âlem kim
Binâ kıldı anı ol şehriyâr-ı mülk-i Osmânî
Ne kasr ol kasr-ı âlî-baht-ı sultân-ı cihân-ârâ
Hümâyûn-ı tâli-i pertev-fürûz-ı zıll-i Yezdânî
Ne sultân ol şeh-i hüsrev-sipâh-ı milketârâ
Degül saff-ı niâlinde cihânın cümle rahşânı
Ne şeh ol dâver-i gerdûn habâb-ı âsmân-haşmet
Sezâdır bende-i dergâhı etse mihr-i rahşânı
Ne şeh ol şâh-ı vâlâ-rütbe dârû-yı felek-mesned
Ki zerrîn nal-i rahş-ı şevketidir mâh-ı nûrâni
Ne şeh ol şâh-ı İskender çeşm-i sultân Ahmed Han
Gubârdur ki vâlâsıdur kuhl-ı Sıfâhânî
Kudûm-i pâki verdikçe şeref bu cây-ı dil-cûya
Olur her bir taraf behcet-nümâ-yı zevk-i ruhânî
Ne cây ol Kâgıthâne ....
Hevâsından olur dil neşve-yâb-ı feyz-i Rabbânî
Ne cây ol cây-ı âşâyiş-nümâ-yı ehl-i istidâd
Nümâ-sâz etmede âb u hevâsı gülşen-i cânı
Zihi cân-ı safâ-ârâ-yı bahş u nüzhetgâh
Ki teşrîf eyleye sultân-ı heft iklîm-i hâkânî
Görüp bu câyı şâyân-ı nigâh ragbet ü lutfu
Hemân bünyâdına bu kasrın etdi emr ü fermânı
Edip yani havâle uhde-i sadr-ı kerem-kâra
Yapıldı böyle bir kasr-ı hâvernâk-ı reşk-i sultâni
Ne sadr ol sâhib-i sadr-ı sadâret-i nazm-ı devlet
Odur hâlâ vezîr-i azâm u damad-ı şehriyârî
Vezîr-i azâm-ı deryâ-dil- hoş-âver-i inâm
Eder sîr-âb-ı lutfu teşnegân-ı cûd u ihsânı
Mekârim-pîşe İbrâhîm Pâşâ-yı kerem-haslet
Şumâr-ı vasfıdır hayret-fezâ-yı nev-i insânî
Cihân-nâdîde oldu böyle bir kasr-ı felek-fersâ
Ki olur hande-güşâ çerh-i gerdûn sakf-ı eyvânı
Nedir ol kasr-ı zerrîn kim şuâ-ı pertev-i nûru
Eder güm-geşte tahtü’l-arz hurşîd-i dırâhşânı
Ne kasr ol genc-i medfûn-serây-ı izz ü behcetdür
Tılısm-ı hikmet ile eylemiş ejder nigehbâni
Hümâ-yı lâne-sâz-ı evc-i ikbâl ü celâlindir
Mekân tutmuş kenâr-i bahri kân-ı dürr-i imkânı
Zer-endûz-ı makâr nigâhı nakş-ı pür-letâfetdür
Temâşâsında dem-beste olur mihr-i edâ Mânî
Nesîh-i zer-keşi haytü’ş-şuâ-i mihr-i devletdir
Nutâk-ı cüftü oldu şule bend-i şem-i nûrânî
Hemîşe bülbül-i dil nâme-sâz-ı bâg-ı vasfıdır
Hazân nâdîdedir bu kasr-ı ikbâlin gülistânı
Akıtdı lüle-i âb-ı mekârim çeşme-i cûdı
Edip icrâ-yı himmet menbau’l-hayr-ı firâvânı
Sebilâsâ müselsel resm-i nev-îcâd-ı şâhidür
Başı mecrâ-yı ihsândır ayagı cûy-ı şâdânî
Eger bir cürasın nûş eylese Hızr âb-ı pâkinden
Olur lezzetinden dest-bûy-ı âb-ı hayvâni
Olur sâye-endâz-ı şeref-pîrâ-yı teşrîfi
Muhassal kasr-ı cennet şân olur o evsâf-ı şâyânı
Degildir encüm-i seyyâre yer yer eyledi icrâ
Kudûm-i şâh-ı zîşâna felek resm-i zer-nişânı
Tokutdu zer-kumâş-ı târ u pûd-ı mührünü hâver
Ederse makdem-i pâkine pây-endâz-ı erzânî
Degül evsâfı çün gâyet-pezîr-i midhat-i zâti
Duâ-yı devletiyle Afviyâ ver pâyânı
Hudâ zât-ı hümâyûnun hatâdan hıfz edip dâim
Ede hem hâk-i pâyın tûtiyâ-yı ayn-ı ayânı
Hudâ kasr-ı kerem-bünyânın âbâdân edip her dem
İçinde zevk ü ayş ile makar eyleye anı
Hudâ ârâyiş-i kasr-ı hümâyûnun edip müzdâd
Ola efzûnter ömr-i ebedle şevket ü şânı
Dahı şehzâdegân-ı nûr-ı çeşm-i saltanat-âbâd
Olup mahfûz-ı Yezdânî olalar devlet-i unvâni
(Çapan, Pervin (hzl.) (2005). Mustafa Safayî Efendi Tezkire-i Safayî. Ankara: AKM Yay. 431).
Târih-i velâdet-i şehzâde Numân
Hıdıvv-i dâdger sultân-ı heft-iklîm-i hâkâni
Hümâyûn-baht-ı eslâf-ı mülûk-ı saltanat-pîrâ
Cenâb-ı Hazret-i Han Ahmedü’s-sâlis şeh-i âlem
Zamân-ı devletidir mâye-bahş-ı râhat-ı dünyâ
O şâhenşâh-ı vâlâ-kadr-i evreng-i saâdet kim
Gubâr-ı dergehidir tûtiyâ-yı dîde-i Dârâ
Vücûda geldi yani sulb-i pâkinden beşâretler
Arîkü’z-zât bir şeh-zâde-i memdûh u müstesnâ
Tulû etdi yine burc-ı şerefden ol kamer-talât
Göründü matlau’l-iclâlden bir mâh-ı bedrâ
Ruh-ı pürtâbı tan-endâz-ı şems-i evc-i izzetdir
Cebîn-i tâbnâki gurre-i garrâ-yı devlet-zâ
Olup yümn-i kudümü bâis-i ârâyiş-i âlem
Tonatdı çârsûde dehri şevkinden bütün dünyâ
Zihi hayru’l-kudûm-ı behcet-ârâ-yı asâlet kim
Cihân oldu neşet-efzâ-yı şevk-âşûb-ı ser-tâ-pâ
Nice evlâd-ı emcâd ile olunup şevketi müzdâd
Zamân-ı ömr-i tâbiiyi İlâhi ede istifâ
Duâ-yı devletin edip dedi târîhini Afvî
Ede şeh-zâde Numânı muammer ayn ile Mevlâ sene 1135
(Çapan, Pervin (hzl.) (2005). Mustafa Safayî Efendi Tezkire-i Safayî. Ankara: AKM Yay. 431).
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | RECÂ'Î, Mehmed Şâkir | d. 1804 - ö. 1874 | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | EMÎN, Azîz-zâde Mehmed Emin Efendi | d. 1716-17 - ö. 1750-51 | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | Hatice Mualla Sümer | d. 13 Ağustos 1929 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | RECÂ'Î, Mehmed Şâkir | d. 1804 - ö. 1874 | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | EMÎN, Azîz-zâde Mehmed Emin Efendi | d. 1716-17 - ö. 1750-51 | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | Hatice Mualla Sümer | d. 13 Ağustos 1929 - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | RECÂ'Î, Mehmed Şâkir | d. 1804 - ö. 1874 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | EMÎN, Azîz-zâde Mehmed Emin Efendi | d. 1716-17 - ö. 1750-51 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | Hatice Mualla Sümer | d. 13 Ağustos 1929 - ö. ? | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | RECÂ'Î, Mehmed Şâkir | d. 1804 - ö. 1874 | Meslek | Görüntüle |
11 | EMÎN, Azîz-zâde Mehmed Emin Efendi | d. 1716-17 - ö. 1750-51 | Meslek | Görüntüle |
12 | Hatice Mualla Sümer | d. 13 Ağustos 1929 - ö. ? | Meslek | Görüntüle |
13 | RECÂ'Î, Mehmed Şâkir | d. 1804 - ö. 1874 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
14 | EMÎN, Azîz-zâde Mehmed Emin Efendi | d. 1716-17 - ö. 1750-51 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
15 | Hatice Mualla Sümer | d. 13 Ağustos 1929 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
16 | RECÂ'Î, Mehmed Şâkir | d. 1804 - ö. 1874 | Madde Adı | Görüntüle |
17 | EMÎN, Azîz-zâde Mehmed Emin Efendi | d. 1716-17 - ö. 1750-51 | Madde Adı | Görüntüle |
18 | Hatice Mualla Sümer | d. 13 Ağustos 1929 - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |