Madde Detay
Şehbenderzâde Ahmet Hilmi
Filibeli Hilmi, Şeyh Mihridîn Arûsî, Mihridîn Arûsî, Kalender, Coşkun Kalender, Kalender Geda, Özdemir
(d. 1862-63 / ö. 16 Ekim 1914)
Yazar, felsefeci, şair, romancı
(Yeni Edebiyat / 19. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Ahmet Hilmi, 1279/1863 yılında bugün
Bulgaristan sınırları içinde kalan Filibe’de (Plovdiv) doğdu. Babası Şehbender
(Konsolos) Süleyman Bey, annesi Kafkasyalı bir aileden gelme Şevkiye
Hanım’dır. “Şehbenderzâde” ve “Filibeli” lakapları, babasının mesleğini ve
doğduğu yeri göstermektedir. Ailenin en büyük çocuğu olan Ahmet Hilmi, ilk tahsilini
Filibe müftüsünden aldıktan sonra Bulgaristan’da Rüştiye’ye devam eder. 93
Harbi’nden sonra Rumeli muhâcereti sırasında gerçekleşen göç kervanına Ahmet
Hilmi’nin babası Süleyman Efendi de katılır; önce Edirne’ye sonra da İstanbul’a
gelirler. İstanbul’a geldikten sonra Galatasaray Mekteb-i Sultanisi'ni bitirir.
İlk memuriyetine İstanbul’da Posta ve Telgraf
Nezareti'nde başlayan Ahmet Hilmi, daha sonra ailesiyle birlikte İzmir’e taşınmıştır.
Ahmet Hilmi, İzmir’de de dört yıldan fazla posta idaresinde çalışmış ve bu
görevin iki yılını da müdürlük görevinde geçirmiştir. Daha sonra becayiş
yoluyla Beyrut Vilâyeti Telgraf ve Posta Merkezi Posta Müdürlüğü’ne tayin
edilmiştir. Beyrut’ta bulunduğu dönemde Jön Türklerle yakın temasa geçen Ahmet
Hilmi, onların da yönlendirmesiyle Mısır’a kaçmıştır. Burada Jön Türklerin
kurduğu Terakki-i Osmanî Cemiyeti'ne girmiş ve Çaylak isminde bir dergi çıkarmıştır.
1901
yılında İstanbul’a dönen Ahmet Hilmi, siyasî sebeplerle Fizan’a sürülmüştür. 1901-1908
yılları arasında Fizan’da sürgün hayatı yaşayan Ahmet Hilmi, orada sıkıntılı
bir dönem geçirmiştir. O dönemde Fizan, genellikle İstanbul’da yönetime karşı
çıkanların gönderildiği bir yerdir. Fizan halkı da büyük ekonomik sıkıntı
altındadır. Afrika’daki sürgün hayatında tasavvufa merak saran Ahmet Hilmi, Kadiriye
tarikatının kollarından olan Abdullah Selam Esmer el-Arûsî Hazretlerine isnat
edilen Arûsî tarikatına intisap etmiştir. Onun burada iken kendisini
yetiştirmeye ve okumaya daha çok vakit bulduğu, İstanbul’a döndükten sonra ardı
ardına neşrettiği süreli yayınlar ve eserlerden anlaşılmaktadır. Ahmet Hilmi daha
sonra konuyla ilgili İki
Gavs-ı Enâm, Abdülhamîd ve Senûsîler isimli eserleri ile Hikmet
dergisinde tefrika edilen Tasavvuf-ı
İslâmî’yi kaleme almıştır. Buraya ait hâtıralarının
bir kısmını da “Elvâh-ı Hayat” başlığı altında yine Hikmet’te yayımlamıştır.
II. Meşrûtiyetin ilânından (1908) sonra İstanbul’a dönen Ahmet Hilmi ilk olarak haftalık İttihâd-ı İslâm dergisini, daha sonra yine haftalık Coşkun Kalender’i çıkartır. Bunların kapanmasıyla Necat, Tonguç dergilerinde başmuharrir olarak yazılar yazar. Daha sonra Sırât-ı Müstakîm, İkdam, Tasvîr-i Efkâr, Şehbal, Sancak ve Necat gazetelerinde siyasî ve felsefî yazılar kaleme alır. Kendisi tekrar Münâkaşa, Kanat, Nimet ve devamında dönemin yayın hayatında önemli bir yeri olan haftalık Hikmet’i 21 Nisan 1910’da çıkartmaya başlar. Hikmet Matbaa-yı İslâmiyesi’ni kurar ve kendi dergi ve eserlerini burada basar. 26 Ağustos 1911’de Millet ile Musâhabe ve ardından yine Hikmet adıyla günlük bir gazete çıkarır. 1911 yılında Hikmet’te İttihat ve Terakki’yi tenkit eden yazıları yüzünden, matbaası ve dergileri kapatılır. Önce Kastamonu’ya, oradan da Bursa’ya sürgün edilir. On aylık bir aradan sonra haftalık Hikmet’i tekrar yayına başlayan Ahmet Hilmi, Dârülfünûn’da felsefe müderrisliğinde bulunur. Ahmet Hilmi’nin kendisinin neşrettiği yedisi mükerrer isimlerle olmak üzere dergi ve gazete sayısı on ikidir. Arapça, Farsça ve Fransızcayı çok iyi derecede bilen ve hiç evlenmeyen Ahmet Hilmi, 16 Ekim 1914 Cuma günü kesin olarak bilinmeyen bir sebeple genç sayılabilecek bir yaşta vefat eder. Mezarı İstanbul Fatih Camii haziresindedir.
Ahmet
Hilmi, yazılarının dinî ve tasavvufi olanlarında “Şeyh Hüsnü” ve “Şeyh Mihridîn
Arûsi”, “Arûsi”; mizahi yazılarında "Coşkun Kalender", "Kalender
Gedâ", “Kalender”; milli ve hamasi muhtevalı şiirlerinde “Özdemir” gibi müstear
isimlerin yanında “A. H.” ve “F. A. H.” isminin kısaltılmasından oluşan
rumuzlar da kullanmıştır.
II. Meşrutiyet döneminin önemli fikir ve edebiyat adamlarından birisi olan Ahmet Hilmi, İslam dünyasının ve Osmanlı toplumunun geri kalışı noktalarına zihin yormuş, çözüm önerileri üretmeye çalışmıştır. Gözü kapalı Batı’yı taklit etmeye karşı çıkarak modernle geleneği ve İslami kültür ve kurumlarıyla Batı medeniyetinin nasıl bütünleşebileceği noktaları üzerinde durmuştur. Dönemin hâkim felsefi akımlarıyla yakından ilgilenmiş, Doğu felsefesi ile Batı felsefesinin ortak noktalarına dikkat çekmiştir. Bu noktadaki görüşlerini “Ne taassup ne de körü körüne taklit” şeklinde özetlemek mümkündür. O, dönemindeki birçok önde gelen fikir adamları gibi saltanata karşı meşrutiyeti savunmuş ve bunu yazılarıyla desteklemiştir. Sadece Osmanlı sınırları içinde değil, Orta Asya’dan Balkanlara, Uzak Doğu’dan Afrika’ya kadar farklı coğrafyalarda yaşayan İslam dünyasının ortak meselelerine yakından ilgi duymuştur.
Ahmet
Hilmi, süreli yayınlarda günlük olaylar, siyasi konularda makaleler yazmış;
felsefe, kelam, tasavvuf ve tarih gibi alanların yanı sıra edebî alanda da
şiir, tiyatro roman türünde eserler vermiştir. Ahmet
Hilmi, Türk Ruhu Nasıl Yapılıyor, Türk Armağanı gibi şiir kitaplarının
yanı sıra Özdemir mahlasıyla Hikmet’te milli ve hamasi konulara ait
şiirler yayımlamıştır. Şiirlerinde hece veznini kullanmıştır. Tiyatro sahasında İstibdadın Vahşetleri Yahut Bir Fedakârın Ölümü, Vay Kız Bekçiyi Seviyor, Baş Belası Üç Kişi yahut İbiş ve Hikmet’te tefrika edilen ve
mistik bir konuyu ele alan Aşk-ı Bâlâ gibi eserler kaleme almıştır.
Roman vadisinde A’mak-ı Hayal, Öksüz Turgut ve Hikmet’te
neşredilen İblis İzzettin Behmen’i yazmıştır. Konusunu tarihi Niğbolu Savaşından alan Öksüz
Turgut edebiyat tarihi açısından padişaha ithaf edilen ilk roman özelliğini
taşır. Ahmet Hilmi, bu eserlerin dışında Türk Edebiyatında Fuat
Köprülü’nün Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflardan çok önce Yunus Emre ve Bektaşiler’le ilgili ilk
eseri kaleme alan ve Hikmet’te tefrika eden isimdir.
Günümüze kadar yirmiden fazla farklı baskısı olan A’mak-ı Hayal (1910) Ahmet Hilmi’nin roman türünde yazdığı ve oyun olarak da sahnelenen önemli bir eseridir. Awakened Dreams: Raji's Journeys with the Mirror Dede (1993) başlığıyla İngilizceye de çevrilen romanın ikinci baskısı A’mak-ı Hayal Raci’nin Hatıraları (1925) adıyla bazı ilaveler de yapılarak yazarın vefatın yaklaşık on bir yıl sonra yapılmıştır. Farklı disiplinlerde olduğu gibi edebi türlerde sıkça kullanılan ayna metaforu romanda çok iyi kullanılışmış olmasıdır. Eser, hakikate susamış bir ruhun, onu bulmak ümidiyle, bir ermişin rehberliğinde manevi âlemlerde yaptığı yolculuğu anlatmaktadır. Romanın temel yapısı varlık yokluk, diğer bir ifadeyle ilahi olanla beşeri olanın çatışması üzerine kuruludur. Aslında bu düşünce Ahmet Hilmi’nin diğer pek çok eserinde dile getirdiği vahdet-i vücud anlayışını roman formu içerisinde sunmaktır. Roman kahramanlarının isim olarak “Aynalı Baba” ve “Raci” olarak seçilmiş olması bile bununla ilgilidir. Tanrı-insan ilişkisi vahdet-i vücut nazariyesi çerçevesinde ele alan yazar, dönemin yaygın Batı felsefeleri karşısında bunalan aydın buhranını işler ve buna tasavvufi açıdan yaklaşarak çözüm yolları üretmeye çalışır. Romanda buna uygun olarak tasavvuf edebiyatının temel simgelerinden ney eşlik eder. Romanda kahramanlar gördükleri hayallerle mutlak hakikate ulaşmanın yollarını, insanın tasavvufi yollardan yükselişini ve olgunlaşmasını, insani boyuttan ilahi boyuta ulaşmasını hedefler. Eflatun’un mağara istiaresinden yola çıkılarak, hayal hakikat ikilemi çözülmeye çalışılır. Asıl olan görünenin arkasına gizlenmiş olanı mutlak hakikati, insanı kâmil olmanın yollarından giderek ve nefisle mücadele ederek bulmaktır. Çünkü mutlak hakikat, bu hayal dünyasının, gölgeler âleminin arkasına gizlenmiştir. İnsanın kendi içinde soyut akılla çözemediği meseleleri nasıl çözebileceği ortaya konulmuş olur.
A’mak-ı Hayal’de, eski Doğu kültürüne
ait padişah, vezir, şehzade, derviş gibi özel kişilerin yanı sıra, yine bu
kültüre ait Buda, Zerdüşt, Hürmüz, Ehrimen, Brahma gibi dini ve felsefi
unsurlar; ejderha, cin, peri, simurg, anka gibi fantastik varlıklar ve Kaf
Dağı, Cablisa ve Cablika, Maksut, Emel gibi efsanevi mekanlar ve binlerce
yıllık mesafelerle ifade edilen zaman kavramı roman formu içerisinde verilir. Roman
gerçek kahramanı Raci, içindeki şüpheyi dindirmek için mezarlıkta karşılaştığı
Aynalı Baba’nın yardımıyla manevi seyahate çıkar. Bu seyahatlerde Raci, Buda
ile Hiçlik Zirvesine, Yunan Tanrılarının bulunduğu Olimpos Dağına, Hürmüz ile
Ehrimen’in savaş meydanına, Simurg vasıtasıyla Merih’e ve Kaf Dağına ve daha
birçok yere gider. Dolayısıyla Ahmet Hilmi romanda ruh, kaza, kader gibi dini
ve metafizik kavramlara felsefi ve tasavvufi açıklamalar getirir. Bu yönüyle de
A’mak-ı Hayal, roman türünde
dini-metafizik konuların farklı ve olumlu anlamda ilk defa ele alınıp işlenen eser
konumundadır.
Kaynakça
Aksun, Ziya Nur (1982). Târîh-i İslâm. İstanbul: Ötüken Yay.
Albayrak, Sadık (1974). İlim Karşısında Maddecilik. İstanbul: 1001 Temel
Eser.
Baloğlu, A. Bülent – Keskin Halife (1997). İslâm’ın Esası. Ankara: TDV Yay.
Belge, Murat (2005). “Öksüz Turgut'un Zorlu Serüveni”. Kitap-lık. S.
81: 42-53.
Bolay, Süleyman Hayri (2008). Türkiye'de Ruhçu ve Maddeci Görüşün
Mücadelesi. Ankara: Akçağ Yay.
Bursalı Mehmet Tahir (h.1333/ m.1914). “Hilmi Bey. Şehbenderzâde Ahmet
Hilmi Bey”. Osmanlı Müellifleri II. İstanbul: Matbaa-i Âmire.
156-157.
Ceran, Ömer (2013). Şehbenderzade Filibeli Ahmed Hilmi'nin Dini ve
Felsefi Görüşleri. İstanbul: Sır Yayıncılık.
Cömert, İsmail (1992). Senûsîler ve Sultan Abdülhamid (Asr-ı Hamidi’de
Âlem-i İslâm ve Senûsiler). İstanbul: Ses Yay.
Ekici, Zeki (1997). Meşrutiyet Devri Fikir Adamı Şehbenderzade
Filibeli Ahmed Hilmi-Hayatı ve Eserleri. Doktora Tezi. İstanbul: İstanbul
Üniversitesi.
Eryüksel, Ahmet (1991). Muhalefetin İflası. İstanbul: Nehir Yay.
Eygi, M. Şevket (1963). Tahriri Konferans (Hangi Meslek-i Felsefeyi Kabul
Etmeliyiz?). İstanbul: Bedir Yay.
Eygi, M. Şevket (1966). Müslümanlara Uyanın!. İstanbul: Bedir Yay.
Günay, Selçuk (2004). “Şehbenderzade Filibeli Ahmet Hilmi'ye Göre
Meşrutiyet ve Çok Partili SisteminDeğerlendirilmesi”. Doç. Dr. Günay
Çağlar Armağanı. yay. hzl. Mehmet İnbaşı. Erzurum. 42-46.
Gündüz, Osman ( 2013). “Roman Hakkında”. A’mak-ı Hayal.
İstanbul: Akçağ Yay.
Kara, İsmail (1985) “Tanzimat’tan Cumhuriyet’e İslâmcılık Tartışması”.
TCTA. V. İstanbul: İletişim Yay.
Kara, İsmail (1986). Türkiye'de İslamcılık Düşüncesi. İstanbul:
Dergâh Yay.
Kara, İsmail (1999). “Ahmed Hilmi (Şehbenderzâde Filibeli)”. Osmanlılar
Ansiklopedisi. C. 1. İstanbul: Yapı Kredi Kültür Sanat Yay.
Karakuş, Rahmi (2015). Felsefe Serüvenimiz. İstanbul: Aktif
Düşünce Yay.
Koçak, Ahmet (2009). Hikmet Yazıları. İstanbul: İnsan Yay.
Küçük, Ubeydullah (1977). Yiğit Osmanlı Akıncısı Öksüz Turgut. İstanbul:
Bedir Yay.
Özervarlı, M. Sait (2010). “Şehbenderzâde Hilmi: Fikirleri”. İslam
Ansiklopedisi. C. 38. İstanbul: TDV Yay. 425-427.
Şehbenderzâde Filibeli Ahmed Hilmi (1341). A’mâk-ı Hayâl Raci’nin Hatırâtı.
İstanbul.
Tansel, Fevziye Abdullah (1981).“Şehbenderzade Ahmed Hilmi'nin Özdemir
Mahlasıyla Yayımladığı Türklük-İslâmlık ve İslam Birliği Mefkûresini Müdafaa
Ettiği Şiirleri”. TDA. S.12. İstanbul. 149-171.
Taylan, Necip – Onarat, Eyüp (1978). Allah’ı İnkar Mümkün müdür? Yahud
Huzur-ı Fende Mesâlik-i Allah’ı İnkar Mümkün müdür?. İstanbul: Çağrı Yay.
Tepekaya, Ahmet (2006). “Filibeli Ahmet Hilmi'nin Hikmet Dergisini
Yayınlamasındaki Amacı”. Karadeniz Araştırmaları. S. 8: 40-46.
Uçar, R. Uğur (2009). Şehbenderzade Filibeli Ahmed Hilmi'de Türklük
Tasavvuru. İstanbul: Ötüken Neşriyat.
Uçman, Abdullah (2010). “Şehbenderzâde Hilmi”. İslam Ansiklopedisi.
C. 38. İstanbul: TDV Yay. 425-425.
Uludağ, Zekeriyya (1996). Şehbenderzade Filibeli Ahmet Hilmi ve
Spiritüalizm. İstanbul: Akçağ Yay.
Ülken. Hilmi Ziya (2017). Türkiye'de Çağdaş Düşünce Tarihi. İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yay.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: DOÇ. DR. AHMET KOÇAKYayın Tarihi: 27.03.2018Güncelleme Tarihi: 22.05.2024
Yayın Tarihi: 27.03.2018Güncelleme Tarihi: 22.05.2024
Güncelleme Tarihi: 22.05.2024
Eser Adı | Yayın evi | Basım yılı | Eser türü |
---|---|---|---|
Senûsîler ve On Üçüncü Asrın En Büyük Mütefekkir-i İslâmîsi Seyyid Muhammed es-Senûsî | İkdam Matbaası / İstanbul | 1907 | Araştırma |
Vay Kız Bekçiyi Seviyor | Matbaa-i Ebuzziya / İstanbul | 1908 | Tiyatro |
Öksüz Turgut | Hikmet Matbaası / İstanbul | 1908 | Roman |
Tarih-i İslam | Matbaa-i Ebuzziya / İstanbul | 1908 | Araştırma |
A'mak-ı Hayal | Giridi Ahmed Saki Matbaası / İstanbul | 1908 | Roman |
İstibdadın Vahşetleri yahut Bir Fedainin Ölümü | Osmanlı Şirketi Matbaası / İstanbul | 1908 | Tiyatro |
Yirminci Asırda Âlem-i İslâm ve Avrupa: Müslümanlara Rehber-i Siyaset | Hikmet Matbaası / İstanbul | 1909 | Araştırma |
Allah'ı İnkâr Mümkün müdür? Yahut Huzur-ı Fende Mesalik-i Küfür | Hikmet Matbaa-i İslamiyesi / İstanbul | 1909 | Araştırma |
İlm-i Ahvâl-i Ruh | Hikmet Matbaası / İstanbul | 1909 | Araştırma |
Müslümanlar Dinleyiniz | Ebüzziya Matbaası / İstanbul | 1910 | Araştırma |
Türk Ruhu Nasıl Yapılıyor? | Hikmet Matbaa-i İslâmiyesi / İstanbul | 1911 | Araştırma |
Akvam-ı Cihan | Hikmet Matbaası / İstanbul | 1911 | Araştırma |
Hangi Meslek-i Felsefeyi Kabul Etmeliyiz? Darülfünun Efendilerine Tahrîrî Konferans | Hikmet Matbaa-i İslâmiyesi / İstanbul | 1911 | Araştırma |
İki Gavs-ı Enâm: Abdülkadir ve Abdüsselam | Hikmet Matbaası / İstanbul | 1913 | Araştırma |
Muhalefetin İflası | Hikmet Matbaası / İstanbul | 1913 | Araştırma |
Beşeriyetin Fahr-i Ebedisi Nebimizi Bilelim | Hikmet Matbaası / İstanbul | 1913 | Araştırma |
Huzûr-ı Akl ü Fende Maddiyûn Meslek-i Dalaleti | Hikmet Matbaa-i İslamiyesi / İstanbul | 1914 | Araştırma |
Üss-i İslâm: Hakâik-i İslâmiyeye Müstenid Yeni İlm-i Akâid | Hikmet Matbaa-i İslamiyesi / İstanbul | 1914 | Araştırma |
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | CEFÂYÎ, Fistancıoğlu, Muslihuddîn Halife/Mestancıoğlu | d. 1473 - ö. 1543 | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | AVNÎ, Mahmûd | d. ? - ö. 1664-65 | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | AŞKÎ, Mustafa Aşkî Efendi | d. ? - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | CEFÂYÎ, Fistancıoğlu, Muslihuddîn Halife/Mestancıoğlu | d. 1473 - ö. 1543 | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | AVNÎ, Mahmûd | d. ? - ö. 1664-65 | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | AŞKÎ, Mustafa Aşkî Efendi | d. ? - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | CEFÂYÎ, Fistancıoğlu, Muslihuddîn Halife/Mestancıoğlu | d. 1473 - ö. 1543 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | AVNÎ, Mahmûd | d. ? - ö. 1664-65 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | AŞKÎ, Mustafa Aşkî Efendi | d. ? - ö. ? | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | CEFÂYÎ, Fistancıoğlu, Muslihuddîn Halife/Mestancıoğlu | d. 1473 - ö. 1543 | Meslek | Görüntüle |
11 | AVNÎ, Mahmûd | d. ? - ö. 1664-65 | Meslek | Görüntüle |
12 | AŞKÎ, Mustafa Aşkî Efendi | d. ? - ö. ? | Meslek | Görüntüle |
13 | CEFÂYÎ, Fistancıoğlu, Muslihuddîn Halife/Mestancıoğlu | d. 1473 - ö. 1543 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
14 | AVNÎ, Mahmûd | d. ? - ö. 1664-65 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
15 | AŞKÎ, Mustafa Aşkî Efendi | d. ? - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
16 | CEFÂYÎ, Fistancıoğlu, Muslihuddîn Halife/Mestancıoğlu | d. 1473 - ö. 1543 | Madde Adı | Görüntüle |
17 | AVNÎ, Mahmûd | d. ? - ö. 1664-65 | Madde Adı | Görüntüle |
18 | AŞKÎ, Mustafa Aşkî Efendi | d. ? - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |