Madde Detay
ÂNÎ/ZEYREKÎ, Zeyrek-zâde Mehmed Ânî Çelebi
(d. ?/? - ö. 977/1569-70)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / 16. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Asıl adı Mehmed’dir. Bursalıdır. Babası, Mehmed Zeyrek Efendi’nin oğlu Darü’l-Hadîs müderrisliği yapmış (Mehmed Süreyya 1308: 104) ve Edirne’de Çifte müderrisi iken vefat etmiş olan (Kılıç 2010: 584) Zeyrek-zâde Paşa Çelebi’dir. Kardeşi, bir dönem Rumeli kazaskerliği de yapmış olan Rükneddîn Çelebi’dir (Kılıç 2010: 584; Riyazi yty: 24a). Tuhfe-i Naili’de (Tuman 2001: 75) Sicill-i Osmânî’de şairin vefat tarihinin 974/1566-67 ve isminin Şemseddîn Ahmed bin Zeyrek Muhyiddîn şeklinde gösterilmesinin yanlış olduğuna dair bir kayıt bulunmaktadır. Ancak bahsi geçen kaynakta şairin ismi Mehmed Çelebi olarak kayıtlıdır (Mehmed Süreyya 1308: 104; Akbayır 1996: 966). Şair, İstanbul’da müderrisliğini yaptığı medresesinin civarındaki bir yokuşa da adını veren (Mehmed Süreyya 1308: 104) dedesinin Zeyrek namı dolayısıyla Zeyrek-zâde sanıyla tanınmıştır. Daha öğrenciliği sırasında zekâsı, hoş tabiatı ve güzel özellikleriyle akranları arasında dikkat çekti. Danişmendlik döneminde de bilgisi ve donanımıyla beğenildi. Ammî talebesi olan Kâdirî Efendi’den mülazım olduktan sonra Bursa’da Emîr Seyyîd ve Balıkesrî medreselerine müderris oldu. Ancak daha sonraları müderrisliği bırakıp kadılık mesleğini seçti ve kadı zümresinin ileri gelenlerinden biri oldu. Kütahya kadılık görevini sürdürürken görevinden azledildi. Emeklilik dönemini, babasının da görevinden azledildikten sonra bir süre yaşadığı ve ticaretle uğraştığı (Mehmed Süreyya 1308: 104) Bursa’da geçirdi ve 977/1569-70 yılında Bursa’da vefat etti. Mezarı Yıldırım Camii haziresindedir. “Dükendi ömrü Ânî bir dem içinde fenâ buldı” mısraı ölümüne düşürülmüş olan tarihtir.
Rahat ve mutlu bir hayat yaşadı ve bütün ömrü boyunca hoş yaratılışıyla ve şahlara lâyık tavırlarıyla sevilen bir insan oldu (Kılıç 2010: 584). Ancak kaynaklar, eğlenceye ve afyon kullanmaya düşkün olan şairin kimi tuhaf davranışları olduğunu ve ağzından çıkanı bilmediğini belirterek bu çerçeveden olmak üzere, bin bir rica minnetle evine davet ettiği dostlarına küçük bir şey için kırılıp kötü muamele ederek yemeği zehir ettiğini kaydederler (Sungurhan Eyduran 2009: 154; Şemseddin Sâmî 1316: 447). Âşık Çelebi, onun çok güzel yemekler yaptığını aktarır (Kılıç 2010: 585).
Şair, önceleri Zeyrekî, daha sonra da Ânî mahlasını kullandı. Kaynaklardaki ifadelerden onun vasat bir şair ama bilgili bir âlim olduğu anlaşılmaktadır. Döneminde dolaşımda olan kitapları güzel bir şekilde mütalaa etmişti. Şiirin dışında düzyazıda da yeteneği vardı. Farsça atasözlerine hâkimdi. Muamma, aruz, kafiye alanlarında oldukça başarılıydı. Kaynaklarda divanı ya da başka herhangi bir eseri olup olmadığına dair bir kayıt yoktur.
Kaynakça
Akbayır, Nuri (hzl.) (1996). Mehmed Süreyyâ, Sicill-i Osmânî. C. 3. İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yay.
İpekten, Haluk, Mustafa İsen, Recep Toparlı, Naci Okçu ve Turgut Karabey (hzl.)(1988). Tezkirelere Göre Divan Edebiyatı İsimler Sözlüğü. Ankara: KTB Yay.
Kayabaşı, Bekir (hzl.) (1997). Kâfzâde Fâizî’nin Zübdetü’l-Eş’âr’ı. Doktora Tezi. Malatya: İnönü Üniversitesi.
Kılıç, Filiz (hzl.) (2010). Âşık Çelebi, Meşâirü’ş-Şuarâ İnceleme-Metin. C.3. İstanbul: İstanbul Araştırmaları Enstitüsü.
Mehmed Süreyya (1308). Sicill-i Osmânî Yâhûd Tezkîre-i Meşâhîr-i Osmâniyye. C. IV. İstanbul: Matbaa-i Âmire.
Riyâzî Mehmed b. Mustafâ Birgili. Riyâzü’ş-Şu’arâ. Manisa İl Halk Kütüphanesi. Nr. 45 Hk 5185. vr. 24a-24b.
Solmaz, Süleyman (hzl.)(2005). Ahdî, Gülşen-i Şu‘arâ. Ankara: AKM Yay.
Sungurhan Eyduran, Aysun (hzl.) (2008). Beyânî, Tezkîretü’ş-Şu’arâ. http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/Eklenti/10733,metinpdf.pdf?0 [erişim tarihi: 05.06.2014].
Sungurhan Eyduran, Aysun (hzl.) (2009). Kınalızâde Hasan Çelebi, Tezkîretü’ş-Şu’arâ. http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/dosya/1-219122/h/tsmetina.pdf [erişim tarihi: 05.06.2014].
Şemseddin Sâmî (1316). Kâmusu’l-A’lâm. C. 1. İstanbul: Mihran Matbaası.
Kurnaz, Cemal ve Mustafa Tatcı (hzl.) (2001). Mehmet Nâil Tuman, Tuhfe-i Nâilî- Dîvân Şâirlerinin Muhtasar Biyografileri. C.I. Ankara: Bizim Büro Yay.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: DR. ÖĞR. ÜYESİ İNCİNUR ATİK GÜRBÜZYayın Tarihi: 16.06.2014Güncelleme Tarihi: 08.12.2020Eserlerinden Örnekler
Gazel
Baġ-ı ruhunda gül yüzüne zâr olam gibi
Sümbüllerine yine hevâ-dâr olam gibi
Mushafda geldi fâl açıcak sûre-i Duhân
Âşûfte-hâl-i hatt-ı siyeh-kâr olam gibi
Bir fâle bakıcı didi fâlünde geldi lâm
Bend-i kemend-i zülfe giriftâr olam gibi
İrmez kemend-i zülfine bir kimse saʿy ile
Ben bu hevâda son ucı ber-dâr olam gibi
Sevdâ-yı zülf-i müşk-i nigâr ile Ânîyâ
Bâzâr-ı ışk-ı yârda attâr olam gibi
(Solmaz, Süleyman (2005). Ahdî, Gülşen-i Şu‘arâ’. Ankara: AKM Yay. 203.)
Hatuna cân virür dil gerçi kim şâm-ı eceldür bu
Ecelden ey yüzi gün dün garîbündür meseldür bu
Miyânından haber sorarsan iklim-i melâhatde
Ötesi kûh-ı billûra aşar bir ince beldür bu
(Kılıç, Filiz (hzl.) (2010). Âşık Çelebi, Meşâirü’ş-Şuarâ İnceleme-Metin. İstanbul: İstanbul Araştırmaları Enstitüsü. 585.)
Akar şûr-âbe-i eşküm rakîb-i hûr ile hârdan
İlâhî sen halâs eyle bizi bu şûr ile şerden
Gözine benzeyüp nergis kulağına gül öykünmiş
Ne lâzım bunca cür’etler bir iki kûr ile kerden
(Kılıç, Filiz (hzl.) (2010). Âşık Çelebi, Meşâirü’ş-Şuarâ İnceleme-Metin. İstanbul: İstanbul Araştırmaları Enstitüsü. 585.)
Gözlerüm ey lâle-rûh hecründe kanlar dökdiler
Iyş içün bezm-i belâya erguvânlar dökdiler
Aldılar nâziklük ile ağzı sırrından haber
Gonçeye gülşende sûsenler zebânlar dökdiler
(Sungurhan Eyduran, Aysun (hzl.) (2009). Kınalızâde Hasan Çelebi, Tezkîretü’ş-Şu’arâ. http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/dosya/1-219122/h/tsmetina.pdf [erişim tarihi: 05.06.2014]. 154.)
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 16.06.2014Güncelleme Tarihi: 08.12.2020Eserlerinden Örnekler
Gazel
Baġ-ı ruhunda gül yüzüne zâr olam gibi
Sümbüllerine yine hevâ-dâr olam gibi
Mushafda geldi fâl açıcak sûre-i Duhân
Âşûfte-hâl-i hatt-ı siyeh-kâr olam gibi
Bir fâle bakıcı didi fâlünde geldi lâm
Bend-i kemend-i zülfe giriftâr olam gibi
İrmez kemend-i zülfine bir kimse saʿy ile
Ben bu hevâda son ucı ber-dâr olam gibi
Sevdâ-yı zülf-i müşk-i nigâr ile Ânîyâ
Bâzâr-ı ışk-ı yârda attâr olam gibi
(Solmaz, Süleyman (2005). Ahdî, Gülşen-i Şu‘arâ’. Ankara: AKM Yay. 203.)
Hatuna cân virür dil gerçi kim şâm-ı eceldür bu
Ecelden ey yüzi gün dün garîbündür meseldür bu
Miyânından haber sorarsan iklim-i melâhatde
Ötesi kûh-ı billûra aşar bir ince beldür bu
(Kılıç, Filiz (hzl.) (2010). Âşık Çelebi, Meşâirü’ş-Şuarâ İnceleme-Metin. İstanbul: İstanbul Araştırmaları Enstitüsü. 585.)
Akar şûr-âbe-i eşküm rakîb-i hûr ile hârdan
İlâhî sen halâs eyle bizi bu şûr ile şerden
Gözine benzeyüp nergis kulağına gül öykünmiş
Ne lâzım bunca cür’etler bir iki kûr ile kerden
(Kılıç, Filiz (hzl.) (2010). Âşık Çelebi, Meşâirü’ş-Şuarâ İnceleme-Metin. İstanbul: İstanbul Araştırmaları Enstitüsü. 585.)
Gözlerüm ey lâle-rûh hecründe kanlar dökdiler
Iyş içün bezm-i belâya erguvânlar dökdiler
Aldılar nâziklük ile ağzı sırrından haber
Gonçeye gülşende sûsenler zebânlar dökdiler
(Sungurhan Eyduran, Aysun (hzl.) (2009). Kınalızâde Hasan Çelebi, Tezkîretü’ş-Şu’arâ. http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/dosya/1-219122/h/tsmetina.pdf [erişim tarihi: 05.06.2014]. 154.)
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 08.12.2020Eserlerinden Örnekler
Gazel
Baġ-ı ruhunda gül yüzüne zâr olam gibi
Sümbüllerine yine hevâ-dâr olam gibi
Mushafda geldi fâl açıcak sûre-i Duhân
Âşûfte-hâl-i hatt-ı siyeh-kâr olam gibi
Bir fâle bakıcı didi fâlünde geldi lâm
Bend-i kemend-i zülfe giriftâr olam gibi
İrmez kemend-i zülfine bir kimse saʿy ile
Ben bu hevâda son ucı ber-dâr olam gibi
Sevdâ-yı zülf-i müşk-i nigâr ile Ânîyâ
Bâzâr-ı ışk-ı yârda attâr olam gibi
(Solmaz, Süleyman (2005). Ahdî, Gülşen-i Şu‘arâ’. Ankara: AKM Yay. 203.)
Hatuna cân virür dil gerçi kim şâm-ı eceldür bu
Ecelden ey yüzi gün dün garîbündür meseldür bu
Miyânından haber sorarsan iklim-i melâhatde
Ötesi kûh-ı billûra aşar bir ince beldür bu
(Kılıç, Filiz (hzl.) (2010). Âşık Çelebi, Meşâirü’ş-Şuarâ İnceleme-Metin. İstanbul: İstanbul Araştırmaları Enstitüsü. 585.)
Akar şûr-âbe-i eşküm rakîb-i hûr ile hârdan
İlâhî sen halâs eyle bizi bu şûr ile şerden
Gözine benzeyüp nergis kulağına gül öykünmiş
Ne lâzım bunca cür’etler bir iki kûr ile kerden
(Kılıç, Filiz (hzl.) (2010). Âşık Çelebi, Meşâirü’ş-Şuarâ İnceleme-Metin. İstanbul: İstanbul Araştırmaları Enstitüsü. 585.)
Gözlerüm ey lâle-rûh hecründe kanlar dökdiler
Iyş içün bezm-i belâya erguvânlar dökdiler
Aldılar nâziklük ile ağzı sırrından haber
Gonçeye gülşende sûsenler zebânlar dökdiler
(Sungurhan Eyduran, Aysun (hzl.) (2009). Kınalızâde Hasan Çelebi, Tezkîretü’ş-Şu’arâ. http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/dosya/1-219122/h/tsmetina.pdf [erişim tarihi: 05.06.2014]. 154.)
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
Gazel
Baġ-ı ruhunda gül yüzüne zâr olam gibi
Sümbüllerine yine hevâ-dâr olam gibi
Mushafda geldi fâl açıcak sûre-i Duhân
Âşûfte-hâl-i hatt-ı siyeh-kâr olam gibi
Bir fâle bakıcı didi fâlünde geldi lâm
Bend-i kemend-i zülfe giriftâr olam gibi
İrmez kemend-i zülfine bir kimse saʿy ile
Ben bu hevâda son ucı ber-dâr olam gibi
Sevdâ-yı zülf-i müşk-i nigâr ile Ânîyâ
Bâzâr-ı ışk-ı yârda attâr olam gibi
(Solmaz, Süleyman (2005). Ahdî, Gülşen-i Şu‘arâ’. Ankara: AKM Yay. 203.)
Hatuna cân virür dil gerçi kim şâm-ı eceldür bu
Ecelden ey yüzi gün dün garîbündür meseldür bu
Miyânından haber sorarsan iklim-i melâhatde
Ötesi kûh-ı billûra aşar bir ince beldür bu
(Kılıç, Filiz (hzl.) (2010). Âşık Çelebi, Meşâirü’ş-Şuarâ İnceleme-Metin. İstanbul: İstanbul Araştırmaları Enstitüsü. 585.)
Akar şûr-âbe-i eşküm rakîb-i hûr ile hârdan
İlâhî sen halâs eyle bizi bu şûr ile şerden
Gözine benzeyüp nergis kulağına gül öykünmiş
Ne lâzım bunca cür’etler bir iki kûr ile kerden
(Kılıç, Filiz (hzl.) (2010). Âşık Çelebi, Meşâirü’ş-Şuarâ İnceleme-Metin. İstanbul: İstanbul Araştırmaları Enstitüsü. 585.)
Gözlerüm ey lâle-rûh hecründe kanlar dökdiler
Iyş içün bezm-i belâya erguvânlar dökdiler
Aldılar nâziklük ile ağzı sırrından haber
Gonçeye gülşende sûsenler zebânlar dökdiler
(Sungurhan Eyduran, Aysun (hzl.) (2009). Kınalızâde Hasan Çelebi, Tezkîretü’ş-Şu’arâ. http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/dosya/1-219122/h/tsmetina.pdf [erişim tarihi: 05.06.2014]. 154.)
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | ŞEMSÎ ÇELEBİ | d. ? - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | Pelin Özer | d. 17 Haziran 1972 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | ZİHNÎ, Pervâne Salih Dede | d. ? - ö. 1663 | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | ŞEMSÎ ÇELEBİ | d. ? - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | Pelin Özer | d. 17 Haziran 1972 - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | ZİHNÎ, Pervâne Salih Dede | d. ? - ö. 1663 | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | ŞEMSÎ ÇELEBİ | d. ? - ö. ? | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | Pelin Özer | d. 17 Haziran 1972 - ö. ? | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | ZİHNÎ, Pervâne Salih Dede | d. ? - ö. 1663 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | ŞEMSÎ ÇELEBİ | d. ? - ö. ? | Meslek | Görüntüle |
11 | Pelin Özer | d. 17 Haziran 1972 - ö. ? | Meslek | Görüntüle |
12 | ZİHNÎ, Pervâne Salih Dede | d. ? - ö. 1663 | Meslek | Görüntüle |
13 | ŞEMSÎ ÇELEBİ | d. ? - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
14 | Pelin Özer | d. 17 Haziran 1972 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
15 | ZİHNÎ, Pervâne Salih Dede | d. ? - ö. 1663 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
16 | ŞEMSÎ ÇELEBİ | d. ? - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
17 | Pelin Özer | d. 17 Haziran 1972 - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
18 | ZİHNÎ, Pervâne Salih Dede | d. ? - ö. 1663 | Madde Adı | Görüntüle |