Madde Detay
AZBÎ BABA, Mustafa, Kütahyalı
(d. ?/? - ö. 1149/1160/1736/1747)
Tekke Şairi
(Tekke / 18. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Asıl adı Mustafa’dır. Kütahya’da doğmuştur. Kaynaklarda doğum tarihi ile ilgili bilgi bulunmamaktadır. Medrese tahsilini Kütahya’da tamamladıktan sonra İstanbul’a gelerek orduya katılmış ve Dergâh-ı Âlî çavuşluğuna kadar yükselmiştir (İsmail Paşa: 1947: 225; 1955: II, 446; Tahir 2000: I, 128; Tuman 2001: II, 665; Güner 1967: 62-63). Bu görevdeyken Niyâzî-i Mısrî’yi 1083/1673’te Rodos’a sürgüne götürmekle görevlendirilir. Yolculukları sırasında Mısrî’nin gösterdiği bir keramet Azbî’yi etkiler (Beki 1997: XX). Birlikte oldukları zaman zarfında Mısrî’nin etkisinde kalarak ona intisap eder (Vassâf: V.c., vr.85). İntisap etmede bütün kaynaklar hemfikirdir. Ancak seyr ü sülûkunu Mısrî’nin yanında tamamlayıp tamamlamadığı, ondan hilafet alıp almadığı hususu tartışmalıdır. Azbî’nin Niyâzî-i Mısrî’den hilafet aldığı, başta Vassâf’ın Sefinetü’l-Evliyâsında (V.c.) olmak üzere pek çok eserde (Erdoğan 1998: CXXX) zikredilirken M. Tatçı Azbî’nin Bektaşî Şeyhi Elvan Çelebi’ye intisab etmesinden dolayı Mısrî’den Halveti tariki üzere hilafet almadığı görüşündedir (1997: 360-361). Azbî’nin kendisi de Mısrî’den hilafet alıp almadığı hususunda bilgi vermez. Bir şiirinde Bektaşî Şeyhi Elvan Efendi’yi (ö. 1729) mürşit kabul ettiğini ifade etmiştir (Azbî: vr.32a).
Mısrî’nin 1694’te vefatından sonra Azbî’nin Şahkulu Sultan Bektaşi Dergâhı’nda Şeyh Elvan Efendi’ye intisap ettiği ve bu dergâhta postnişin olduğu bilinmektedir (Vassâf: V.c., vr.85). Kaynaklar Azbî’nin burada kaldığı süre ve pozisyonu hakkında net bilgiler vermez. Ancak, İbrâhim Hâs’ın Menâkıpnâme-i Hasan Ünsî adlı eserinde Azbî’nin 1728 senesinde bu dergâhta olduğu ve hizmetinde müritleri olduğu bilgisi yer almaktadır (Tatçı 2002: 178-182). Mustafa Azbî, şeyhi Elvan Efendi’nin ölümü ile bu dergâhta babalık makamına gelir. Kimi kaynaklara göre 1149/1736’da kimilerine göre ise 1160/1747’de vefat eder. Dergâhın haziresine defnedilir (Vassâf V: v.85; Uzunçarşılı 1932: 223; Erdoğan 1998: LXXVII).
Azbî’nin soyu ve ailesi hakkında Dîvân’ında az da olsa bilgi bulunmaktadır. Bir şiirinde ifade ettiği üzere Azbî soyunu Hz. Muhammed’e dayandırmaktadır. Manzumenin mükerrer beytinde geçen iki seyyid-zâde oğlum yâr-ı gârımdır benim ifadesinde, soyuyla ilgili böyle bir bağ kurduğu görülmektedir. Bektaşi geleneğinde, ileri gelenlerin soylarını Hz. Hasan’a bağladıkları bir gerçektir. Yine bu manzumede Azbî, biri şair olan Hakîr ve Râvî adında, tasavvuf ehli iki oğlunun olduğunu ifade etmektedir (Azbî: vr.32a). Bunlardan en azından birinin varlığını doğrulayan bir vesika mevcuttur. Adı geçen dergâhın haziresinde bulunan bir mezar taşında, isim zikredilmeden geçen Azbî Dede Zâde ibâresi, bu mezar taşının şiirde bahsettiği oğullarından birine ait olabileceğini düşündürmektedir (Erol 2002: 8-15).
Azbî’nin bu kısa biyografisi değerlendirildiğinde örneklerine pek sık rastlamayan bir durum dikkat çeker: Tarikatlar arası geçiş. Halveti usul üzere uzunca süre seyr ü sulûk etmiş olan ve bu müesseseden hilâfet aldığı kaynaklarca ifade edilen şair, mürşidi Mısrî’nin vefatından sonra Bektaşilik’e geçmiş, burada da babalık derecesine yükselmiştir. Ancak Bektaşilik’te karar kılması ona, Mısrî’yi unutturmamıştır. Bu bağlılık Azbî’nin eserlerinde açıkça görülür.
Eserleri şunlardır:
1. Dîvân: Dîvân’ın çeşitli kütüphanelerde 21 adet yazma nüshası bulunmaktadır. Nüshalar genellikle Derviş Mustafa Azbî Baba künyesiyle kayıtlıdır. Bunlar arasında müellif nüshası yoktur. Çoğunun istinsah tarihi ve müstensihi belli değildir. Nüshaların bazılarında eksiklikler olmakla birlikte Dîvân’da 191 gazel, 20 kaside, 13 müseddes, 5 terkîb-i bend, 5 muhammes, 5 kıt‘a, 2 murabba‘, 2 terbi‘, 2 tercî-i bend, 1 tahmis, 1 bahr-i tavil, 1 de koşma biçiminde yazılmış toplam 248 manzume vardır. Konularına göre sınıflandırıldığında ise bu şiirlerin 81’i nutuk ve nasihat-nâme, 47’si ilâhî (nefes), 44’ü tevhid ve münacât, 34’ü na‘t, 11’i methiye, 7’si mersiye, 7’si fahriye, 5’i hicviye, 4’ü şathiye, 4’ü devriye, 4’ü de tarih türündedir. Bunun yanında Dîvân’da bazı şiirlere verilen başlıklarla bir bakıma tür sınıflaması yapılmıştır. Bunlardan satranç-nâme, şükûfe-nâme ve bahar-nâme, hayvan-nâme, murg-nâme, selâm-nâme, tarikat-nâme, pend-i pîrân, düvâzdeh imâm başlıklı manzumeler orijinallik arz eder. Dîvân’da yer alan şiirlerden bazıları tekke muhitlerinde yazılmış cönklere de geçmiştir (Erol 2002: 8-15; 2003: 69-86).
2. Dîvân-ı Tahmis-i Niyâzî-i Mısrî: Bu eserinde Azbî, Niyâzî-i Mısrî’nin Dîvân-ı İlâhiyât’ında bulunan 140 gazelini tahmis etmiştir. Türkiye kütüphanelerinde yazma nüshaları bulunmakla beraber eser, H.1284 yılında eski harflerle Kütüphâne-i Âmire’de basılmıştır.
3. Şerh-i Gazel-i Niyâzî-i Mısrî: Süleymaniye Kütüphanesi Hacı Mahmut Efendi 3056 ve İstanbul Üniversitesi Merkez Kütüphanesi 2910 numaralarda kayıtlı olan bu eser 43 varaktır. Mısrî’nin Ezelden nâr-ı aşkla ben yana geldim cihân içre / Akıtdım nice dem yaşlar gözümden dolu kan içre matla’lı gazelinin şerhidir (Çaylıoğlu 1994: 10; Ceylan 2000: 41).
Eserlerine bakıldığında Azbî’nin üzerinde Niyâzî-i Mısrî’nin büyük etkisi olduğu görülür. Azbî, tekke edebiyatında tartışmasız bir şöhrete sahip Mısrî’nin Dîvân-ı İlâhiyât’ını baştan sona tahmis ederek, bir gazeline de şerh yazarak ona bağlılığını göstermiştir. Bu etki Dîvân’ındaki bazı şiirlere de yansımıştır. Mısrî kadar olmasa da Azbî’nin üzerinde etkili olmuş bir diğer isim de 16.yy’da yaşamış (Özmen 1998: II, 347) bir Bektaşi şairi olan Hüseynî’dir. Dîvân’ında Hüseynî’nin bir gazelini terbi‘, bir gazeli de tahmis etmiştir. Bunların dışında Azbî’nin bazı şiirlerinde Yunus tarzı bir söyleyiş göze çarpar. Gölpınarlı (1992: 240-241), şairi Yunus muakkibi olarak kabul eder.
Azbî şiirlerinde halkın anlayabileceği ortalama bir dil kullanmıştır. Pek çok tekke şairinde görülen eski Anadolu Türkçesi döneminin söyleyiş özelliklerini (kendüzin, kanda, kangı, kanı, kaçan, nidügin, düşelden, deyüben, bilüben, geçiser, düşübdür, öndül, virgen, tamu, uçmak, sataş-, irgür-, taşra, idicek, olgıl,..) sürdürmüştür. Nutuk ve nasihat türündeki şiirlerinde genellikle doğrudan anlatım tarzını tercih etmiş; muhatabını ikna etmeye çalıştığı şiirlerinde ayet, hadis, atasözü ve deyimlere sıkça yer vermiştir.
Her ne kadar Bektaşi meşrep bir şair olarak kabul edilse de Dîvân’da Azbî’nin bu yönünü öne çıkaran 25 manzume yer alır ki bu sayı toplam şiirler içinde oldukça azınlıktadır. Bu şiirlerinde Ehl-i Beyt’e, Oniki İmam’a, Hacı Bektaş-ı Velî’ye olan sevgi ve bağlılığını, Kerbelâ faciasından duyduğu derin üzüntüyü dile getirir. Şiirlerinin geri kalanında ise Azbî’nin edebî kişiliğini şekillendiren unsurun tasavvufi konular olduğu görülür. Bütün mutasavvıf şairler gibi Azbî’de de ilâhî aşk şiirin mihveri konumundadır. Allah’a ulaşmak yolunda engel saydığı her şeyle mücadele içindedir.
Kaynakça
Azbî, Mustafa. Dîvân-ı Azbî. Milli Kütüphane, Yazma No: A 2872.
Beki, Kâmil (1997). İbrâhim Râkım Efendi, Vâkıat-ı Niyâzî-i Mısrî (İnceleme-Metin). Yüksek Lisans Tezi. Bursa: Uludağ Üniversitesi.
Ceylan, Ömür (2000). Tasavvufî Şiir Şerhleri. İstanbul: Kitabevi Yay.
Çaylıoğlu, Abdullah (1994). Niyâzî-i Mısrî Hazretleri’nin Gazellerine Yapılan Şerhler. Yüksek Lisans Tezi. İstanbul: Marmara Üniversitesi.
Erdoğan, Kanan (1998). Niyâzî-i Mısrî Dîvânı. Ankara: Akçağ Yay.
Erol, Mehmet (2002). Azbî Baba Dîvânı (İnceleme-Metin). Doktora Tezi, Çanakkale: Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi.
Erol, Mehmet (2003). “Azbî Baba ve Dîvânı”, Türkbilig (Eski Türk Edebiyatı Özel Sayısı). 2003/6: 69-86.
Gölpınarlı, Abdülbaki (1992). Yunus Emre ve Tasavvuf. İstanbul: İnkılâp Kitapevi.
Güner, Hazma (1967). Kütahyalı Dîvân Şairleri, Halk Şairleri, Tekke Şairleri, Âşık ve Ozanlar. Kütahya: Kütahya İl Basımevi.
İsmail Paşa, El-Bağdâdî (1947). Keşf el-Zünûn Zeyli. İstanbul: Millî Eğitim Basımevi.
İsmail Paşa, El-Bağdâdî (1955). Hadiyyât al-Ârifîn, Esmâ al-Müellifîn ve Âsârü’l-Musannifîn. İstanbul: Maarif Basımevi.
Özmen, İsmail (1998). Alevi-Bektaşî Şiirleri Antolojisi I-V. Ankara: Kültür Bakanlığı Yay.
Tahir, Mehmet Efendi (2000). Osmanlı Müellifleri I-III. İstanbul: Bizim Büro Basımevi.
Tatcı, Mustafa (1997). Edebiyattan İçeri, Dinî-Tasavvufî Türk Edebiyatı Üzerine Yazılar. Ankara: Akçağ Yay.
Tatcı, Mustafa (2002). İbrahim Hâs, Menâkıb-Nâme-i Hasan Ünsî. Ankara: Kültür Bakanlığı Yay.
Tuman, Mehmet Nâilî (2001). Tuhfe-i Nâilî I-II, Ankara: Bizim Büro Yay.
Uzunçarşılı, İ. Hakkı (1932). Kütahya Şehri. İstanbul.
Vassaf, H. Sefinetü’l-Evliyâ V, Süleymaniye Küphanesi. Yazma No: 2308, vr.85.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: DOÇ. DR. MEHMET EROL - DR. MEHMET ÜNALYayın Tarihi: 25.09.2014Güncelleme Tarihi: 05.12.2020Eserlerinden Örnekler
Gazel
Âşığım bin cân ile cânânı görmek isterim
Yoluna cânânımın şol cânı vermek isterim
Baş açık yalın ayak uşşâka şem’-i bezm olup
Yanmağa pervâneyim meydâna girmek isterim
Külli varımdan geçip buldum ma’ârif vârını
Eski âşıklardanım mahbûba ermek isterim
Gûyiyâ gönlümde cânı ölmeden vermek içün
Rûyumu kabr-i Habîbullâha sürmek isterim
Tarh-ı nefs olsun diye fermân olundu Azbîye
Dil semâsından bugün şeytânı sürmek isterim
Erol, Mehmet (2002). Azbî Baba Dîvânı (İnceleme-Metin), Doktora Tezi, Çanakkale: Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi. 325.
Gazel
Kulağımda dinleyen ben değilim sen değil
Ya kimdir bu söyleyen ben değilim sen değil
Hükmüm geçmez bir kıla ne rağbet âciz kula
Âlemi var eyleyen ben değilim sen değil
Nihân fermânın budur vechinde anın ayân
Ya bu varlık kimindir ben değilim sen değil
Sen yok ben yok bir Allah lâ-ilâhe illallâh
Gerçekdir yalan vallâh ben değilim sen değil
Söyle nedir beyânım âyinedir sıfâtım
Vechine bürhân zâtım ben değilim sen değil
Kim sıvadı güneşi balçık ile küfrü yok
Azbî’yi Azbî eden ben değilim sen değil
Erol, Mehmet (2002). Azbî Baba Dîvânı (İnceleme-Metin), Doktora Tezi, Çanakkale: Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi. 316.
Şathiye-Hayvan-nâme
Kurbağa düğün etmiş leylekten kız almağa
Angıd imam toy müezzin gelmiş nikâh kıymağa
İmam müezzin bunları kızıl ip ile bağlamış
Bir hâldir mümkün değil kızıl ipi kırmağa
Düğüncüler derilmiş bir kol çengi tutmuşlar
Hiç kaydımız yok deyü oynayuban gülmeğe
Tavşancıl tanbur çalar tavşan miskâl üfürür
Donuz davul getirmiş ayı zurna çalmağa
Karga eteklik giymiş su sığırı raks eder
Kedi peyrevlik eder sıçan gelmiş uymağa
Eşek köpek cümle sâz bu mecliste hep hazır
Baykuş beste ırlayıp deve takla kılmağa
Maymun dâ’ire almış düğün halkın gezmede
Laklak ile vakvaka parsacılar kapmağa
Erenler hâl isterler sende yoktur bir nişân
Azbî bu sözler sana yeter da’vâ kılmağa
Erol, Mehmet (2002). Azbî Baba Dîvânı (İnceleme-Metin), Doktora Tezi, Çanakkale: Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi. 357.
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 25.09.2014Güncelleme Tarihi: 05.12.2020Eserlerinden Örnekler
Gazel
Âşığım bin cân ile cânânı görmek isterim
Yoluna cânânımın şol cânı vermek isterim
Baş açık yalın ayak uşşâka şem’-i bezm olup
Yanmağa pervâneyim meydâna girmek isterim
Külli varımdan geçip buldum ma’ârif vârını
Eski âşıklardanım mahbûba ermek isterim
Gûyiyâ gönlümde cânı ölmeden vermek içün
Rûyumu kabr-i Habîbullâha sürmek isterim
Tarh-ı nefs olsun diye fermân olundu Azbîye
Dil semâsından bugün şeytânı sürmek isterim
Erol, Mehmet (2002). Azbî Baba Dîvânı (İnceleme-Metin), Doktora Tezi, Çanakkale: Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi. 325.
Gazel
Kulağımda dinleyen ben değilim sen değil
Ya kimdir bu söyleyen ben değilim sen değil
Hükmüm geçmez bir kıla ne rağbet âciz kula
Âlemi var eyleyen ben değilim sen değil
Nihân fermânın budur vechinde anın ayân
Ya bu varlık kimindir ben değilim sen değil
Sen yok ben yok bir Allah lâ-ilâhe illallâh
Gerçekdir yalan vallâh ben değilim sen değil
Söyle nedir beyânım âyinedir sıfâtım
Vechine bürhân zâtım ben değilim sen değil
Kim sıvadı güneşi balçık ile küfrü yok
Azbî’yi Azbî eden ben değilim sen değil
Erol, Mehmet (2002). Azbî Baba Dîvânı (İnceleme-Metin), Doktora Tezi, Çanakkale: Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi. 316.
Şathiye-Hayvan-nâme
Kurbağa düğün etmiş leylekten kız almağa
Angıd imam toy müezzin gelmiş nikâh kıymağa
İmam müezzin bunları kızıl ip ile bağlamış
Bir hâldir mümkün değil kızıl ipi kırmağa
Düğüncüler derilmiş bir kol çengi tutmuşlar
Hiç kaydımız yok deyü oynayuban gülmeğe
Tavşancıl tanbur çalar tavşan miskâl üfürür
Donuz davul getirmiş ayı zurna çalmağa
Karga eteklik giymiş su sığırı raks eder
Kedi peyrevlik eder sıçan gelmiş uymağa
Eşek köpek cümle sâz bu mecliste hep hazır
Baykuş beste ırlayıp deve takla kılmağa
Maymun dâ’ire almış düğün halkın gezmede
Laklak ile vakvaka parsacılar kapmağa
Erenler hâl isterler sende yoktur bir nişân
Azbî bu sözler sana yeter da’vâ kılmağa
Erol, Mehmet (2002). Azbî Baba Dîvânı (İnceleme-Metin), Doktora Tezi, Çanakkale: Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi. 357.
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 05.12.2020Eserlerinden Örnekler
Gazel
Âşığım bin cân ile cânânı görmek isterim
Yoluna cânânımın şol cânı vermek isterim
Baş açık yalın ayak uşşâka şem’-i bezm olup
Yanmağa pervâneyim meydâna girmek isterim
Külli varımdan geçip buldum ma’ârif vârını
Eski âşıklardanım mahbûba ermek isterim
Gûyiyâ gönlümde cânı ölmeden vermek içün
Rûyumu kabr-i Habîbullâha sürmek isterim
Tarh-ı nefs olsun diye fermân olundu Azbîye
Dil semâsından bugün şeytânı sürmek isterim
Erol, Mehmet (2002). Azbî Baba Dîvânı (İnceleme-Metin), Doktora Tezi, Çanakkale: Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi. 325.
Gazel
Kulağımda dinleyen ben değilim sen değil
Ya kimdir bu söyleyen ben değilim sen değil
Hükmüm geçmez bir kıla ne rağbet âciz kula
Âlemi var eyleyen ben değilim sen değil
Nihân fermânın budur vechinde anın ayân
Ya bu varlık kimindir ben değilim sen değil
Sen yok ben yok bir Allah lâ-ilâhe illallâh
Gerçekdir yalan vallâh ben değilim sen değil
Söyle nedir beyânım âyinedir sıfâtım
Vechine bürhân zâtım ben değilim sen değil
Kim sıvadı güneşi balçık ile küfrü yok
Azbî’yi Azbî eden ben değilim sen değil
Erol, Mehmet (2002). Azbî Baba Dîvânı (İnceleme-Metin), Doktora Tezi, Çanakkale: Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi. 316.
Şathiye-Hayvan-nâme
Kurbağa düğün etmiş leylekten kız almağa
Angıd imam toy müezzin gelmiş nikâh kıymağa
İmam müezzin bunları kızıl ip ile bağlamış
Bir hâldir mümkün değil kızıl ipi kırmağa
Düğüncüler derilmiş bir kol çengi tutmuşlar
Hiç kaydımız yok deyü oynayuban gülmeğe
Tavşancıl tanbur çalar tavşan miskâl üfürür
Donuz davul getirmiş ayı zurna çalmağa
Karga eteklik giymiş su sığırı raks eder
Kedi peyrevlik eder sıçan gelmiş uymağa
Eşek köpek cümle sâz bu mecliste hep hazır
Baykuş beste ırlayıp deve takla kılmağa
Maymun dâ’ire almış düğün halkın gezmede
Laklak ile vakvaka parsacılar kapmağa
Erenler hâl isterler sende yoktur bir nişân
Azbî bu sözler sana yeter da’vâ kılmağa
Erol, Mehmet (2002). Azbî Baba Dîvânı (İnceleme-Metin), Doktora Tezi, Çanakkale: Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi. 357.
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
Gazel
Âşığım bin cân ile cânânı görmek isterim
Yoluna cânânımın şol cânı vermek isterim
Baş açık yalın ayak uşşâka şem’-i bezm olup
Yanmağa pervâneyim meydâna girmek isterim
Külli varımdan geçip buldum ma’ârif vârını
Eski âşıklardanım mahbûba ermek isterim
Gûyiyâ gönlümde cânı ölmeden vermek içün
Rûyumu kabr-i Habîbullâha sürmek isterim
Tarh-ı nefs olsun diye fermân olundu Azbîye
Dil semâsından bugün şeytânı sürmek isterim
Erol, Mehmet (2002). Azbî Baba Dîvânı (İnceleme-Metin), Doktora Tezi, Çanakkale: Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi. 325.
Gazel
Kulağımda dinleyen ben değilim sen değil
Ya kimdir bu söyleyen ben değilim sen değil
Hükmüm geçmez bir kıla ne rağbet âciz kula
Âlemi var eyleyen ben değilim sen değil
Nihân fermânın budur vechinde anın ayân
Ya bu varlık kimindir ben değilim sen değil
Sen yok ben yok bir Allah lâ-ilâhe illallâh
Gerçekdir yalan vallâh ben değilim sen değil
Söyle nedir beyânım âyinedir sıfâtım
Vechine bürhân zâtım ben değilim sen değil
Kim sıvadı güneşi balçık ile küfrü yok
Azbî’yi Azbî eden ben değilim sen değil
Erol, Mehmet (2002). Azbî Baba Dîvânı (İnceleme-Metin), Doktora Tezi, Çanakkale: Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi. 316.
Şathiye-Hayvan-nâme
Kurbağa düğün etmiş leylekten kız almağa
Angıd imam toy müezzin gelmiş nikâh kıymağa
İmam müezzin bunları kızıl ip ile bağlamış
Bir hâldir mümkün değil kızıl ipi kırmağa
Düğüncüler derilmiş bir kol çengi tutmuşlar
Hiç kaydımız yok deyü oynayuban gülmeğe
Tavşancıl tanbur çalar tavşan miskâl üfürür
Donuz davul getirmiş ayı zurna çalmağa
Karga eteklik giymiş su sığırı raks eder
Kedi peyrevlik eder sıçan gelmiş uymağa
Eşek köpek cümle sâz bu mecliste hep hazır
Baykuş beste ırlayıp deve takla kılmağa
Maymun dâ’ire almış düğün halkın gezmede
Laklak ile vakvaka parsacılar kapmağa
Erenler hâl isterler sende yoktur bir nişân
Azbî bu sözler sana yeter da’vâ kılmağa
Erol, Mehmet (2002). Azbî Baba Dîvânı (İnceleme-Metin), Doktora Tezi, Çanakkale: Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi. 357.
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | RAHÎMÎ, Rahîmî Bey | d. ? - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | AHMET ERSÖZ | d. 01.01.1943 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | ARGUN/ERGUN, Celâleddîn Argun/Ergun, Celâl Argun/Ergun | d. ? - ö. 1373-74 | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | RAHÎMÎ, Rahîmî Bey | d. ? - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | AHMET ERSÖZ | d. 01.01.1943 - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | ARGUN/ERGUN, Celâleddîn Argun/Ergun, Celâl Argun/Ergun | d. ? - ö. 1373-74 | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | RAHÎMÎ, Rahîmî Bey | d. ? - ö. ? | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | AHMET ERSÖZ | d. 01.01.1943 - ö. ? | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | ARGUN/ERGUN, Celâleddîn Argun/Ergun, Celâl Argun/Ergun | d. ? - ö. 1373-74 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | RAHÎMÎ, Rahîmî Bey | d. ? - ö. ? | Meslek | Görüntüle |
11 | AHMET ERSÖZ | d. 01.01.1943 - ö. ? | Meslek | Görüntüle |
12 | ARGUN/ERGUN, Celâleddîn Argun/Ergun, Celâl Argun/Ergun | d. ? - ö. 1373-74 | Meslek | Görüntüle |
13 | RAHÎMÎ, Rahîmî Bey | d. ? - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
14 | AHMET ERSÖZ | d. 01.01.1943 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
15 | ARGUN/ERGUN, Celâleddîn Argun/Ergun, Celâl Argun/Ergun | d. ? - ö. 1373-74 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
16 | RAHÎMÎ, Rahîmî Bey | d. ? - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
17 | AHMET ERSÖZ | d. 01.01.1943 - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
18 | ARGUN/ERGUN, Celâleddîn Argun/Ergun, Celâl Argun/Ergun | d. ? - ö. 1373-74 | Madde Adı | Görüntüle |