Madde Detay
AZÎZ, Abdülazîz Bey, İstanbullu
(d. 1267/1850 - ö. 1337/1918)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / 19. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
İstanbul'da 1267/1850 yılında doğdu. Asıl adı Abdülazîz Bey'dir. Şiirlerinde Azîz mahlasını kullandı. Umûr-ı Mülkiye Nâzırı Pertev Paşa-zâde Ahmed Cemâleddîn Bey'in oğludur. Abdülazîz Bey'in diğer kardeşleri Mazhar Bey, Mehmed Atâ Bey ve Fatma Hanım'dır. Soylarının Hz. Ali'nin oğlu İmam Muhammed bin Hanefi'ye dayandığı söylenir. Aile Antakya'dan Kırım'a gitmiş ve uzun yıllar Bahçesaray'da yaşadıktan sonra Sultan I. Abdülhamîd döneminde sultanın daveti üzerine İstanbul'a göç etmiştir. Darıca civarında bir çiftlik satın alarak oraya yerleşmişler ve Abdülazîz Bey'in dedesi Pertev Paşa orada doğmuştur. Abdülazîz Bey, tahsilini tamamladıktan sonra 1285/1868 senesinde Bâb-ı Âlî'de Ahkâm-ı Adliye Riyaseti Mektubi Odası'na, daha sonra Sadaret Mektubi Kalemi'ne girdi. Meclis-i Mebusan'ın zabıt kitabetinde, Rusya muharebesi esnasında Meclis-i Vükelâ müzakerelerinin zabtı hizmetinde ve İâne-i Harbiye Komisyonu'nda bulundu. Şûrâ-yı Devlet Sicill-i Ahvâl Komisyonu kâtipliklerinde de bir süre görev yaptıktan sonra istifa etti. Daha sonra Evkaf Nezareti Maruzat-ı Mühimme memuriyetine, 1316/1898 senesinde bu memuriyet üzerinde kalmak şartıyla Evkaf İdare Meclisi üyeliğine, Meşrutiyetin ilanını müteakiben Evkaf İdare Meclisi başkanlığına atandı. Hamâde Paşa'nın Evkaf Nazırı olduğu dönemde Evkaf İdare Meclisi ortadan kaldırılınca Emlak-i Vakfiye müdürlüğüne; Şerîf Ali Haydar Paşa'nın nazırlığında da Edirne ve Selanik vilayetleri Evkaf Müfettişliği'ne tayin edildi. Bu görevi sırasında çok sıkıntı çekti. Müfettişliğin ortadan kaldırılmasından sonra İstanbul Vilayeti Tahrîr-i Musakkafat Komisyonu'na memur edildi. Son görevi Maliye Nezareti'nde Arazî-i Mevkûfe Komisyonu başkanlığıdır. Bir süre sonra emekliye ayrıldı. 1337/1918 senesinde İstanbul'da damar sertliği ve mesane illetinden vefat etti. Üsküdar'da Selîmiyye Dergâhı haziresinde pederinin kabri yanına defnolundu.
Azîz'in eserleri alfabetik olarak şunlardır:
1. Âdât ve Merâsim-i Kadîme - Ta'bîrât ve Mu'âmelât-ı Kavmiyye-i Osmâniyye: Abdülazîz Efendi'nin en önemli çalışması olan ve on dört defterlik bir mecmua hâlinde hazırlanmış bulunan bu eser Kazım Arısan ve Duygu Arısan Günay tarafından günümüz Türkçesine aktarılarak yayımlanmıştır. Eserde son dönem Osmanlı toplumunun günlük ve törensel yaşamı gelenek ve görenekleri, inançları, çeşitli davranış biçimleri, giyim kuşamı, evleri ve bahçeleri, seyirlik oyunları kapsamlı bir biçimde incelenmiş; eğitim, sağlık gibi konular da ele alınmış, ekonomi ve sanatına değinilmiş; eski terimlere, deyim ve benzeri kalıplaşmış sözlere geniş yer verilmiştir. Bu konularla ilgili tüm ayrıntılar daha eski bilgiler de katılarak yaşanıldığı zamanda ve yazarın üstün gözlem yeteneğiyle kaleme alınmıştır. Osmanlının son dönemine ait ve belirtilen konularda bu kadar ayrıntıları içeren birinci elden bir kaynaktır (Arısan 1995: 5).
2. Cümel-i Hikemiyye-i Azîziyye: Yazma hâlindedir.
3. Diyânet-i Muhammediyye: Bu eseri tamamlayamamıştır.
4. Evkâf-ı Hümâyûn Târîhine Ait Sayfalar: Bu eser de tamamlanmamıştır.
5. Hutbelere Hitâb: "Ulûhiyyet, Nübüvvet, Rûhullâh" gibi unvanlarla bastırılıp sokaklarda halka dağıtılan hutbeler hakkındaki bir reddiyedir. Yazma hâlindedir.
6. Mersiye-i Mahsûsa-i Fürkat-nâme Der-Hakk-ı Cenâb-ı Hüseyn-i Şehîd-i Kerbelâ: Dört sayfa hâlindeki bu eserin basıldığı yer ve tarih yoktur. Dört bentten oluşan 60 beyitlik bir terci-i benttir.
7. Mücerrebât-ı Mu'âlecât: Faydalı ve denenmiş ilaçlara ait bir eserdir. Yazma hâlindedir.
İbnü'l-Emin'e göre bunlardan başka şiirlerini ihtiva eden büyük bir mecmuası, mektuplarını içeren bir defteri, manzum ve mensur latifeleri yazdığı bir mecmuası, kendi devrinde ve daha önce yaşayan şairlerin seçme beyitlerinden oluşan başka bir mecmuası bulunmaktadır ve bunlar Azîz Bey'in oğlu Nûrullah Bey'dedir (İnal 1988: 46).
İbnü'l-Emin'e göre "Azîz Bey'in konuşması güzel, akıcı ve etkileyiciydi. Bir mecliste uzun süre konuşabilir ve konuşmaktan da zevk alırdı. Sözlerini herkese dinletir, dinleyenler de usanmaz ve zevk alırlardı. Fakat kendisi başkalarını dinlemeye pek tahammül edemezdi. Hakim olduğu bir konu olsun olmasın herşeyden bahseder, herkesle tartışmaya girişirdi. Tavır ve kıyafeti kendine mahsus idi. Vefakâr, gönül almasını bilen, hayır yapmayı seven bir kişiliğe sahipti (İnal 1988: 45).
Kaynakça
Arısan, Kazım ve Duygu Arısan Günay (hzl.) (1995). Abdülaziz Bey - Osmanlı Âdet, Merâsim ve Tabirleri. C. I. İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yay.
İnal, İbnü'l-Emin Mahmud Kemal (1988). Son Asır Türk Şairleri. C. I. İstanbul: Dergah Yay.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: PROF. DR. MEHMET ARSLANYayın Tarihi: 26.11.2014Güncelleme Tarihi: 01.12.2020Eserlerinden Örnekler
Gazel
Hayli demdir gönlümün her kârı yâr endîşesi
Gün olur ki âşıkın belki uyar endîşesi
Saklıdır sînemde râz-ı aşkın etmem âşikâr
Gizli gizli âhlar hep intişâr endîşesi
Câm-ı zerrîn ü sebûlarla donandı bezmimiz
Kalmadı âlemde artık lâle-zâr endîşesi
İltifât etdik gumûm-ı dehr ile şimden-gerü
Merd-i fürkat-dîdeyiz olmaz mesâr endîşesi
Sâye-veş dûr olmamakdır senden ey serv-i hırâm
Bende-i üftâdenin leyl ü nehâr endîşesi
Rind-i bî-pervâ-yı aşkız yok alâ'ikden eser
Zâhid-i bî-çârenin vardır hezâr endîşesi
Bulmaz âlemde Azîzâ ehl-i dil cây-ı huzûr
Bülbül-i zârın da var gülşende hâr endîşesi
(İnal, İbnü'l-Emin Mahmud Kemal (1988). Son Asır Türk Şairleri. C. I. İstanbul: Dergah Yay. 47.)
Osmanlı Âdet, Merâsim ve Tabirleri'nden
Kahvecibaşı Ağa: Ekâbir dairelerinin gedikli tabir edilen ağalarındandı. Hâne sahibinin kahvesini bizzat kendisi pişirir verir, konağa vüzerâ ya da ekâbir-i ricâlden bir misafir gelirse yine kahvelerini kendisi götürür, akşam sabah her yemek sonunda konakta vazifeli kimselerin, gedikli ağalarla diğer ev hademelerinin kahvelerini pişirtir, odalarına gönderir, kahve içmek üzere kahve ocağına gelenlere kahve verdirirdi. Ev sahiplerinin kahvesini nezareti altında kavurtur, döğdürür, içerisine münasip kakule koyar, ona mahsus olan kavanozlarında saklar, kahve ocağına ait takımların çok kıymetli olanlarını kendi dolabında kilit altında tutardı.
(Arısan, Kazım ve Duygu Arısan Günay (hzl.) (1995). Abdülaziz Bey - Osmanlı Âdet, Merâsim ve Tabirleri. C. I. İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yay. 179.)
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 26.11.2014Güncelleme Tarihi: 01.12.2020Eserlerinden Örnekler
Gazel
Hayli demdir gönlümün her kârı yâr endîşesi
Gün olur ki âşıkın belki uyar endîşesi
Saklıdır sînemde râz-ı aşkın etmem âşikâr
Gizli gizli âhlar hep intişâr endîşesi
Câm-ı zerrîn ü sebûlarla donandı bezmimiz
Kalmadı âlemde artık lâle-zâr endîşesi
İltifât etdik gumûm-ı dehr ile şimden-gerü
Merd-i fürkat-dîdeyiz olmaz mesâr endîşesi
Sâye-veş dûr olmamakdır senden ey serv-i hırâm
Bende-i üftâdenin leyl ü nehâr endîşesi
Rind-i bî-pervâ-yı aşkız yok alâ'ikden eser
Zâhid-i bî-çârenin vardır hezâr endîşesi
Bulmaz âlemde Azîzâ ehl-i dil cây-ı huzûr
Bülbül-i zârın da var gülşende hâr endîşesi
(İnal, İbnü'l-Emin Mahmud Kemal (1988). Son Asır Türk Şairleri. C. I. İstanbul: Dergah Yay. 47.)
Osmanlı Âdet, Merâsim ve Tabirleri'nden
Kahvecibaşı Ağa: Ekâbir dairelerinin gedikli tabir edilen ağalarındandı. Hâne sahibinin kahvesini bizzat kendisi pişirir verir, konağa vüzerâ ya da ekâbir-i ricâlden bir misafir gelirse yine kahvelerini kendisi götürür, akşam sabah her yemek sonunda konakta vazifeli kimselerin, gedikli ağalarla diğer ev hademelerinin kahvelerini pişirtir, odalarına gönderir, kahve içmek üzere kahve ocağına gelenlere kahve verdirirdi. Ev sahiplerinin kahvesini nezareti altında kavurtur, döğdürür, içerisine münasip kakule koyar, ona mahsus olan kavanozlarında saklar, kahve ocağına ait takımların çok kıymetli olanlarını kendi dolabında kilit altında tutardı.
(Arısan, Kazım ve Duygu Arısan Günay (hzl.) (1995). Abdülaziz Bey - Osmanlı Âdet, Merâsim ve Tabirleri. C. I. İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yay. 179.)
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 01.12.2020Eserlerinden Örnekler
Gazel
Hayli demdir gönlümün her kârı yâr endîşesi
Gün olur ki âşıkın belki uyar endîşesi
Saklıdır sînemde râz-ı aşkın etmem âşikâr
Gizli gizli âhlar hep intişâr endîşesi
Câm-ı zerrîn ü sebûlarla donandı bezmimiz
Kalmadı âlemde artık lâle-zâr endîşesi
İltifât etdik gumûm-ı dehr ile şimden-gerü
Merd-i fürkat-dîdeyiz olmaz mesâr endîşesi
Sâye-veş dûr olmamakdır senden ey serv-i hırâm
Bende-i üftâdenin leyl ü nehâr endîşesi
Rind-i bî-pervâ-yı aşkız yok alâ'ikden eser
Zâhid-i bî-çârenin vardır hezâr endîşesi
Bulmaz âlemde Azîzâ ehl-i dil cây-ı huzûr
Bülbül-i zârın da var gülşende hâr endîşesi
(İnal, İbnü'l-Emin Mahmud Kemal (1988). Son Asır Türk Şairleri. C. I. İstanbul: Dergah Yay. 47.)
Osmanlı Âdet, Merâsim ve Tabirleri'nden
Kahvecibaşı Ağa: Ekâbir dairelerinin gedikli tabir edilen ağalarındandı. Hâne sahibinin kahvesini bizzat kendisi pişirir verir, konağa vüzerâ ya da ekâbir-i ricâlden bir misafir gelirse yine kahvelerini kendisi götürür, akşam sabah her yemek sonunda konakta vazifeli kimselerin, gedikli ağalarla diğer ev hademelerinin kahvelerini pişirtir, odalarına gönderir, kahve içmek üzere kahve ocağına gelenlere kahve verdirirdi. Ev sahiplerinin kahvesini nezareti altında kavurtur, döğdürür, içerisine münasip kakule koyar, ona mahsus olan kavanozlarında saklar, kahve ocağına ait takımların çok kıymetli olanlarını kendi dolabında kilit altında tutardı.
(Arısan, Kazım ve Duygu Arısan Günay (hzl.) (1995). Abdülaziz Bey - Osmanlı Âdet, Merâsim ve Tabirleri. C. I. İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yay. 179.)
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
Gazel
Hayli demdir gönlümün her kârı yâr endîşesi
Gün olur ki âşıkın belki uyar endîşesi
Saklıdır sînemde râz-ı aşkın etmem âşikâr
Gizli gizli âhlar hep intişâr endîşesi
Câm-ı zerrîn ü sebûlarla donandı bezmimiz
Kalmadı âlemde artık lâle-zâr endîşesi
İltifât etdik gumûm-ı dehr ile şimden-gerü
Merd-i fürkat-dîdeyiz olmaz mesâr endîşesi
Sâye-veş dûr olmamakdır senden ey serv-i hırâm
Bende-i üftâdenin leyl ü nehâr endîşesi
Rind-i bî-pervâ-yı aşkız yok alâ'ikden eser
Zâhid-i bî-çârenin vardır hezâr endîşesi
Bulmaz âlemde Azîzâ ehl-i dil cây-ı huzûr
Bülbül-i zârın da var gülşende hâr endîşesi
(İnal, İbnü'l-Emin Mahmud Kemal (1988). Son Asır Türk Şairleri. C. I. İstanbul: Dergah Yay. 47.)
Osmanlı Âdet, Merâsim ve Tabirleri'nden
Kahvecibaşı Ağa: Ekâbir dairelerinin gedikli tabir edilen ağalarındandı. Hâne sahibinin kahvesini bizzat kendisi pişirir verir, konağa vüzerâ ya da ekâbir-i ricâlden bir misafir gelirse yine kahvelerini kendisi götürür, akşam sabah her yemek sonunda konakta vazifeli kimselerin, gedikli ağalarla diğer ev hademelerinin kahvelerini pişirtir, odalarına gönderir, kahve içmek üzere kahve ocağına gelenlere kahve verdirirdi. Ev sahiplerinin kahvesini nezareti altında kavurtur, döğdürür, içerisine münasip kakule koyar, ona mahsus olan kavanozlarında saklar, kahve ocağına ait takımların çok kıymetli olanlarını kendi dolabında kilit altında tutardı.
(Arısan, Kazım ve Duygu Arısan Günay (hzl.) (1995). Abdülaziz Bey - Osmanlı Âdet, Merâsim ve Tabirleri. C. I. İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yay. 179.)
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | Emre Miyasoğlu | d. 26 Ekim 1981 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | Muhiddin Raif Yengin | d. 1880 - ö. 30 Aralık 1955 | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | VÂSIF, ŞABAN-ZÂDE ABDULLAH VÂSIF ÇELEBİ | d. ? - ö. 1717 | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | MUKİMÎ | d. 1850 - ö. 1903 | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | CÛDÎ, Merzifonlu Muallim İbrâhîm Cûdî | d. Kasım 1850 - ö. 19 eylül 1931 | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | KUL HALİL | d. 1840-1850? - ö. 1905-1915? | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | MEHMED ES'AD, Amasyalı | d. 1878 - ö. 1918 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | REŞÂD, V. Mehmed | d. 1844 - ö. 1918 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | ŞÂKİR, Beypazarlı Mehmed | d. 1848? - ö. 1918 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | Osman Selim Kocahanoğlu | d. 21 Temmuz 1944 - ö. ? | Meslek | Görüntüle |
11 | RIZÂ, Ali Rızâ Efendi, Bursalı | d. 1816 - ö. 1905 | Meslek | Görüntüle |
12 | İLMÎ, Ahmed Çelebi | d. ? - ö. Mart-Nisan 1739 | Meslek | Görüntüle |
13 | SIDKÎ, Osman Efendi | d. ? - ö. 1822 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
14 | MUHSİN, Mehmed Muhsin Efendi | d. 1820 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
15 | CELÂL, Seyyid Ali Celâleddîn Paşa | d. 1756 - ö. 1822 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
16 | ABDÎ, Sarı Abdullah Efendi | d. 12 Mart 1584 - ö. 27 Ekim 1660 | Madde Adı | Görüntüle |
17 | FÂRİG, Abdurrahim Fâriğ Çelebi | d. ? - ö. 1668-69 | Madde Adı | Görüntüle |
18 | ME'ÂLÎ | d. 1490 - ö. 1535/36 | Madde Adı | Görüntüle |