Madde Detay
BEHCETÎ HÜSEYİN EFENDİ
(d. ?/? - ö. 1095/1683)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / 17. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Asıl adı Hüseyin'dir. Behcetî mahlasını kullanmıştır. Doğum yeri doğum tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte, 17. yüzyılın ilk çeyreğinde doğduğu tahmin edilmektedir. Safâyî, Hezargrad'da; Şeyhî, Mehmed Süreyya, Beliğ ve Mehmed Nâilî İstanbul'da dünyaya geldiğini ifade etmektedirler. XVI. ve XVII. yüzyılda vakanüvislik yapan ve "Behcetî" mahlasıyla şiir yazan dört şahsiyet bulunmaktadır. Kaynaklarda bu kişilere ait bilgiler birbiriyle karıştırılmıştır. (Ölmez 1997:124-144). Behcetî Hüseyin Efendi'nin hayatı hakkında fazla bilgi bulunmaz. Safayî dîvân kâtiplerinden olup vakanüvislik yaptığını, Sadrazam Mustafa Paşa'nın divan kâtibi olduğunu ve 1094/1682 yılında Peç Seferi avdetinde Budin'de öldüğünü kaydeder (Çapan 2005: 44-45). Tüm kaynaklar Behcetî'nin müretteb bir divanı olduğu ve vakanüvislik yaptığı konusunda birleşmektedir. Günümüze ulaşan eserleri de bu bilgiyi doğrulamaktadır. Behcetî Hüseyin Efendi'nin Zafernâme adlı tarihinden edindiğimiz bilgilere göre Behcetî, divan kâtibi olup şiir ve inşa vadisinde akrânına mümtâz olarak şöhret bulmuştur. Türkçe Dîvân’ındaki manzumelerden Sadrazam Mustafa Paşa tarafından korunup kollandığı, bir ara görevinden azledilerek Şam'a sürüldüğü, Halvetî Tarikati'ne mensup olduğu ve pîr-i fânî olacak kadar yaşlandığı anlaşılmaktadır (Ölmez 1997: 36). Kaynaklarda Behcetî'nin ölüm tarihi de çelişkili olarak verilmiştir. Beliğ ve Şeyhî'ye göre İstanbullu olan Behcetî 1095/1683 senesinde, Safayî'ye göre ise Hezargıradlı Behcetî 1094/1682'de ölmüştür. Kaynakların tamamı Behcetî'nin Peç Seferi dönüşü yolda öldüğü ve mezarının Budin'de olduğu konusunda birleşir. Buna göre Behcetî 1095/1683 Eylül ayınının 12'si ila 22'si arasında vefat etmiştir (Ölmez 1997: 32-33).
Behcetî'nin Zafernâme adlı bir tarihi ve Türkçe Dîvân'ı vardır.
1. Dîvân: Türkçe Dîvân'da 30 kaside, 5 musammat, 507 gazel, 13 tarih, 101 rubai olmak üzere toplam 656 müstakil manzume bulunmaktadır. 172 varaktan oluşan eserde 4992 beyit yer alır. Hakkında bir doktora tezi yapılmıştır (Ölmez 1996)
2. Zafernâme: IV. Mehmed (Avcı) zamanında Sadrazam Mustafa Paşa'nın Çehrin Kalesi'ni fethini anlatır (1089/1678). Eserin 1090/1679 tarihinde tamamlandığı belirtilmiştir. Zafernâme mensur bir eser olup araya Arapça, Farsça ve Türkçe beyitler serpiştirilerek kaleme alınmıştır. Bu eserde Türkçe Dîvân'da yer almayan ve Mustafa Paşa'nın medhi için yazılmış iki adet kaside de bulunmaktadır. 300 varaktan oluşan tek nüshası Süleymaniye Kütüphanesi, Esad Efendi Kitapları, 2368 numarada kayıtlı bulunmaktadır. Behcetî bu eserini, olayları tarih sırasına göre günlük şeklinde kaleme almıştır. İfade biçiminden yazarın bizzat sefere katılarak olayları gözlemlediği anlaşılmaktadır.
Yazılı kaynaklarda Behcetî'nin edebî şahsiyeti hakkında fazla bilgi bulunmaz. Türkçe Dîvân ve Zafernâme adlı eserlerinden edindiğimiz bilgilere göre Behcetî, şiir söyleme yeteneğini Allah'ın bir lutfu olduğuna inanır. Gazellerinin tamamı tasavvufi muhtevâ taşımaktadır. Zafernâme'de nesir yazmanın şiir yazmaktan çok daha zor olduğunu ifade eden Behcetî şiirlerinin çok renkli, sözlerinin çok yeni ve taze olduğunu söyler. Behcetî, kendisini sözlerinin mükemmelliği yönünden Hâce-i Kemal-i Isfahânî'ye dil ve üslup zenginliğiyle Urfî'ye, kahramanlık duygularını ifadesiyle Firdevsî'ye benzetir. Fahriyelerinde sözlerinin tatlı, kıvrak; üslubunun coşkun ve akıcı olduğunu ifade eder. Kasidelerinin fahriye bölümleri Nef’î'yi hatırlatmaktadır.
Kaynakça
Behcetî Hüseyin Efendi. Zafernâme. Süleymaniye Ktp. Esad Efendi Bölümü. Nr. 2368.
Beliğ. Nuhbetü'l-Âsâr Li-Zeyl-i Zübdetü-'l-Eş'âr. İstanbul Üniversitesi Ktp. Nr. T. 1182 vr.100.
Bursalı Mehmed Tâhir (1333-42). Osmanlı Müellifleri. C. III. İstanbul: Matbaa-ı Amire. 29.
Çapan, Pervin (hzl.) (2005) Mustafa Safâyî Efendi, Tezkire-i Safâyî: Nuhbetü'l-Âsâr Min-Fevâidi'l-Eş'âr, İnceleme-Metin-İndeks. Ankara : AKM Yay.
Ergun, Saadettin Nüzhet (1936-1945). Türk Şairleri . C.II. İstanbul: Bozkurt Matbaası. 783.
Kurnaz Cemal ve Mustafa Tatçı(hzl.) (2001). Mehmed Nâil Tuman, Tuhfe-i Nâilî-Divan Şairlerinin Muhtasar Biyografileri. C.1. Ankara: Bizim Büro Yay.
Mehmed Süreyya (1308-15/ 1890-97). Sicill-i Osmânî . C. II. İstanbul: Matbaa-i Âmire. 32.
Ölmez Ahmet (1997). “Behcetî Hüseyin Efendi, Hayatı, Edebi Şahsiyeti ve Eserleri”. Türklük Bilimi Araştırmaları (4):124-144.
Ölmez, Ahmet (1996). Behcetî Hüseyin Efendi, Hayatı, Eserleri ve Divanı'nın Metni. Doktora Tezi. Kayseri: Erciyes Üniversitesi.
Özcan, Abdülkadir (hzl.) (1985). Şeyhî Mehmed, Vakâyi'u'l-Fuzalâ. İstanbul: Çağrı Yay.
Râmiz. Âdâb-ı Zurefâ. Süleymaniye Ktp. Esad Efendi Bölümü. Nr. 3873. vr. 17a.
Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi (1997). “Behcetî”. C. 1. İstanbul: Dergah Yay. 376.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: DR. ÖĞR. ÜYESİ AHMET ÖLMEZYayın Tarihi: 08.01.2014Güncelleme Tarihi: 24.11.2020Eserlerinden Örnekler
Gazel
Düşelden dert-i aşka oldı dil minnet-keş-i sahbâ
Nola nakl-i leb-i dildâra meyl eylerse can-âsâ
Olup âzâde-ser kayd-i ta'allükdan sebû ber-dûş
Cihana hande eyler gûyiyâ rind-i kadeh-peymâ
Lebün ol gûne hâlet virmesün bu hân-ı nâ-şâde
Şikest olmaya aldıkça eline cân-ı rûh-efsâ
Felek bulsaydı anı zînet-i destâr eylerdi
Letâfetten ki câm-ı bâde olmuş bir gül-i ra'nâ
Felek vefk-i murâd üzre yine devr eylemişdür kim
Nedîm-i bezm-i hâsu'l-hâs-ı güldür bülbül-i gûyâ
Egerçi vakt-i seyran-ı çemendür bağ-ı hürremdür
Hezarı şâd-kâm olmakda bâgun vert ile amma
Ne hâil çarhun ehl-i aşka bu nakş-ı bedî'undan
Ne mümkün eylemek şâh-ı bahârun hükmüni icrâ
Cihan sohbetde yâr agyâr ile itmekde seyrânın
Dil ise bâğde-nuş-ı bahr-i bezm-i âlem-i bâlâ
Bahar-ı gülşen-i şâdî- i aşka andelîb olmak
Gazeller söylemekdür Behcetî âlemde nev-peydâ
Gazel
Hamîde-pîr ü subûh-ı visâl olup giderüz
Felekde bedr iken ey dil hilâl olup giderüz
Yazıldı nâmumuz unvân-ı aşka pîçîde
Umûr-ı mihnete tugrâ-misâl olup giderüz
O denlü itdi mahabbet zaîf cismimüzi
Miyân-ı yâr gibi bir hayâl olup giderüz
O la'le dil vireli kârgâh-ı âlemde
Hemîşe tûtî-i şîîrîn-makâl olup giderüz
Felekde Behcetî'yâ nükte-senc-i âlem iken
Hayıf ki derd ü mahabbetle lâl olup giderüz
(Ölmez, Ahmet (1996). Behcetî Hüseyin Efendi, Hayatı, Eserleri ve Divanı'nın Metni. Doktora Tezi. Kayseri: Erciyes Üniversitesi. 416.)
Zafername’den
"Hamd ü sipâs ü minnet ol sâni'-i kibriyâ-yı kadîre ki " innâ fetahnâ leke fethan mübinen" fermûde-i cenâb-ı izzetidür. Ve şükr-i bî-kıyâs ü bî-gâyet ol nasîr ü zahîr-i dîn olan pâşâhı bî vezîre ki "ve yensurakallâhü nasran azîzen" nigâşte-i kilk-i beyân kudretidür."
(Behcetî Hüseyin Efendi. Zafernâme. Süleymaniye Ktp. Esad Efendi Bölümü. Nr. 2368. vr. 1a.)
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 08.01.2014Güncelleme Tarihi: 24.11.2020Eserlerinden Örnekler
Gazel
Düşelden dert-i aşka oldı dil minnet-keş-i sahbâ
Nola nakl-i leb-i dildâra meyl eylerse can-âsâ
Olup âzâde-ser kayd-i ta'allükdan sebû ber-dûş
Cihana hande eyler gûyiyâ rind-i kadeh-peymâ
Lebün ol gûne hâlet virmesün bu hân-ı nâ-şâde
Şikest olmaya aldıkça eline cân-ı rûh-efsâ
Felek bulsaydı anı zînet-i destâr eylerdi
Letâfetten ki câm-ı bâde olmuş bir gül-i ra'nâ
Felek vefk-i murâd üzre yine devr eylemişdür kim
Nedîm-i bezm-i hâsu'l-hâs-ı güldür bülbül-i gûyâ
Egerçi vakt-i seyran-ı çemendür bağ-ı hürremdür
Hezarı şâd-kâm olmakda bâgun vert ile amma
Ne hâil çarhun ehl-i aşka bu nakş-ı bedî'undan
Ne mümkün eylemek şâh-ı bahârun hükmüni icrâ
Cihan sohbetde yâr agyâr ile itmekde seyrânın
Dil ise bâğde-nuş-ı bahr-i bezm-i âlem-i bâlâ
Bahar-ı gülşen-i şâdî- i aşka andelîb olmak
Gazeller söylemekdür Behcetî âlemde nev-peydâ
Gazel
Hamîde-pîr ü subûh-ı visâl olup giderüz
Felekde bedr iken ey dil hilâl olup giderüz
Yazıldı nâmumuz unvân-ı aşka pîçîde
Umûr-ı mihnete tugrâ-misâl olup giderüz
O denlü itdi mahabbet zaîf cismimüzi
Miyân-ı yâr gibi bir hayâl olup giderüz
O la'le dil vireli kârgâh-ı âlemde
Hemîşe tûtî-i şîîrîn-makâl olup giderüz
Felekde Behcetî'yâ nükte-senc-i âlem iken
Hayıf ki derd ü mahabbetle lâl olup giderüz
(Ölmez, Ahmet (1996). Behcetî Hüseyin Efendi, Hayatı, Eserleri ve Divanı'nın Metni. Doktora Tezi. Kayseri: Erciyes Üniversitesi. 416.)
Zafername’den
"Hamd ü sipâs ü minnet ol sâni'-i kibriyâ-yı kadîre ki " innâ fetahnâ leke fethan mübinen" fermûde-i cenâb-ı izzetidür. Ve şükr-i bî-kıyâs ü bî-gâyet ol nasîr ü zahîr-i dîn olan pâşâhı bî vezîre ki "ve yensurakallâhü nasran azîzen" nigâşte-i kilk-i beyân kudretidür."
(Behcetî Hüseyin Efendi. Zafernâme. Süleymaniye Ktp. Esad Efendi Bölümü. Nr. 2368. vr. 1a.)
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 24.11.2020Eserlerinden Örnekler
Gazel
Düşelden dert-i aşka oldı dil minnet-keş-i sahbâ
Nola nakl-i leb-i dildâra meyl eylerse can-âsâ
Olup âzâde-ser kayd-i ta'allükdan sebû ber-dûş
Cihana hande eyler gûyiyâ rind-i kadeh-peymâ
Lebün ol gûne hâlet virmesün bu hân-ı nâ-şâde
Şikest olmaya aldıkça eline cân-ı rûh-efsâ
Felek bulsaydı anı zînet-i destâr eylerdi
Letâfetten ki câm-ı bâde olmuş bir gül-i ra'nâ
Felek vefk-i murâd üzre yine devr eylemişdür kim
Nedîm-i bezm-i hâsu'l-hâs-ı güldür bülbül-i gûyâ
Egerçi vakt-i seyran-ı çemendür bağ-ı hürremdür
Hezarı şâd-kâm olmakda bâgun vert ile amma
Ne hâil çarhun ehl-i aşka bu nakş-ı bedî'undan
Ne mümkün eylemek şâh-ı bahârun hükmüni icrâ
Cihan sohbetde yâr agyâr ile itmekde seyrânın
Dil ise bâğde-nuş-ı bahr-i bezm-i âlem-i bâlâ
Bahar-ı gülşen-i şâdî- i aşka andelîb olmak
Gazeller söylemekdür Behcetî âlemde nev-peydâ
Gazel
Hamîde-pîr ü subûh-ı visâl olup giderüz
Felekde bedr iken ey dil hilâl olup giderüz
Yazıldı nâmumuz unvân-ı aşka pîçîde
Umûr-ı mihnete tugrâ-misâl olup giderüz
O denlü itdi mahabbet zaîf cismimüzi
Miyân-ı yâr gibi bir hayâl olup giderüz
O la'le dil vireli kârgâh-ı âlemde
Hemîşe tûtî-i şîîrîn-makâl olup giderüz
Felekde Behcetî'yâ nükte-senc-i âlem iken
Hayıf ki derd ü mahabbetle lâl olup giderüz
(Ölmez, Ahmet (1996). Behcetî Hüseyin Efendi, Hayatı, Eserleri ve Divanı'nın Metni. Doktora Tezi. Kayseri: Erciyes Üniversitesi. 416.)
Zafername’den
"Hamd ü sipâs ü minnet ol sâni'-i kibriyâ-yı kadîre ki " innâ fetahnâ leke fethan mübinen" fermûde-i cenâb-ı izzetidür. Ve şükr-i bî-kıyâs ü bî-gâyet ol nasîr ü zahîr-i dîn olan pâşâhı bî vezîre ki "ve yensurakallâhü nasran azîzen" nigâşte-i kilk-i beyân kudretidür."
(Behcetî Hüseyin Efendi. Zafernâme. Süleymaniye Ktp. Esad Efendi Bölümü. Nr. 2368. vr. 1a.)
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
Gazel
Düşelden dert-i aşka oldı dil minnet-keş-i sahbâ
Nola nakl-i leb-i dildâra meyl eylerse can-âsâ
Olup âzâde-ser kayd-i ta'allükdan sebû ber-dûş
Cihana hande eyler gûyiyâ rind-i kadeh-peymâ
Lebün ol gûne hâlet virmesün bu hân-ı nâ-şâde
Şikest olmaya aldıkça eline cân-ı rûh-efsâ
Felek bulsaydı anı zînet-i destâr eylerdi
Letâfetten ki câm-ı bâde olmuş bir gül-i ra'nâ
Felek vefk-i murâd üzre yine devr eylemişdür kim
Nedîm-i bezm-i hâsu'l-hâs-ı güldür bülbül-i gûyâ
Egerçi vakt-i seyran-ı çemendür bağ-ı hürremdür
Hezarı şâd-kâm olmakda bâgun vert ile amma
Ne hâil çarhun ehl-i aşka bu nakş-ı bedî'undan
Ne mümkün eylemek şâh-ı bahârun hükmüni icrâ
Cihan sohbetde yâr agyâr ile itmekde seyrânın
Dil ise bâğde-nuş-ı bahr-i bezm-i âlem-i bâlâ
Bahar-ı gülşen-i şâdî- i aşka andelîb olmak
Gazeller söylemekdür Behcetî âlemde nev-peydâ
Gazel
Hamîde-pîr ü subûh-ı visâl olup giderüz
Felekde bedr iken ey dil hilâl olup giderüz
Yazıldı nâmumuz unvân-ı aşka pîçîde
Umûr-ı mihnete tugrâ-misâl olup giderüz
O denlü itdi mahabbet zaîf cismimüzi
Miyân-ı yâr gibi bir hayâl olup giderüz
O la'le dil vireli kârgâh-ı âlemde
Hemîşe tûtî-i şîîrîn-makâl olup giderüz
Felekde Behcetî'yâ nükte-senc-i âlem iken
Hayıf ki derd ü mahabbetle lâl olup giderüz
(Ölmez, Ahmet (1996). Behcetî Hüseyin Efendi, Hayatı, Eserleri ve Divanı'nın Metni. Doktora Tezi. Kayseri: Erciyes Üniversitesi. 416.)
Zafername’den
"Hamd ü sipâs ü minnet ol sâni'-i kibriyâ-yı kadîre ki " innâ fetahnâ leke fethan mübinen" fermûde-i cenâb-ı izzetidür. Ve şükr-i bî-kıyâs ü bî-gâyet ol nasîr ü zahîr-i dîn olan pâşâhı bî vezîre ki "ve yensurakallâhü nasran azîzen" nigâşte-i kilk-i beyân kudretidür."
(Behcetî Hüseyin Efendi. Zafernâme. Süleymaniye Ktp. Esad Efendi Bölümü. Nr. 2368. vr. 1a.)
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | FAHRÎ, Mehmed | d. ? - ö. 1735 | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | Kemalettin Tuğcu | d. 27 Aralık 1902 - ö. 18 Ekim 1996 | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | Hikmet Hükümenoğlu | d. 1971 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | FAHRÎ, Mehmed | d. ? - ö. 1735 | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | Kemalettin Tuğcu | d. 27 Aralık 1902 - ö. 18 Ekim 1996 | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | Hikmet Hükümenoğlu | d. 1971 - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | FAHRÎ, Mehmed | d. ? - ö. 1735 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | Kemalettin Tuğcu | d. 27 Aralık 1902 - ö. 18 Ekim 1996 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | Hikmet Hükümenoğlu | d. 1971 - ö. ? | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | FAHRÎ, Mehmed | d. ? - ö. 1735 | Meslek | Görüntüle |
11 | Kemalettin Tuğcu | d. 27 Aralık 1902 - ö. 18 Ekim 1996 | Meslek | Görüntüle |
12 | Hikmet Hükümenoğlu | d. 1971 - ö. ? | Meslek | Görüntüle |
13 | FAHRÎ, Mehmed | d. ? - ö. 1735 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
14 | Kemalettin Tuğcu | d. 27 Aralık 1902 - ö. 18 Ekim 1996 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
15 | Hikmet Hükümenoğlu | d. 1971 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
16 | FAHRÎ, Mehmed | d. ? - ö. 1735 | Madde Adı | Görüntüle |
17 | Kemalettin Tuğcu | d. 27 Aralık 1902 - ö. 18 Ekim 1996 | Madde Adı | Görüntüle |
18 | Hikmet Hükümenoğlu | d. 1971 - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |