Madde Detay

İstanbul / Şişli'de doğdu ve büyüdü. 13 yaşında iken beden eğitimi öğretmeninin spora olan yeteneğini fark etmesi ile “Kurtuluş Spor Kulübü” önceki adıyla “Tatavla Herikles” de Amerikalı antrenörün çalıştırmasıyla voleybol takımında oynamaya başladı. Sonrasında lise yıllarında gittiği 50.Yıl Feriköy Lisesinde voleybol takımını kurdu ve çalıştırdı.

Ortaköy Eğitim Enstitüsü Sınıf Öğretmenliği Bölümü'ne başladı. Fakat 1980 öncesi terör olaylarından dolayı okula devam edemedi. Bu arada fotoğrafa olan merakı ile fotoğraf çekmeye devam ediyordu. İstanbul Fotoğraf Amatörleri Kulübü İFSAK’ta fotoğraf kursuna katıldı. Fotoğraf çalışmaları yaptı. İngilizcesini geliştirdi. Çağın gereği bilgisayar kursu aldı ve grafik öğrendi. Dillere olan merakı ile başlangıç seviyesinde İtalyanca, orta derece Arapça yazma-okumayı ve Osmanlıca Türkçe metinleri okuma-yazma kurslara katılarak öğrendi. Sonra hayatını, isteklerini, tutkularını ve yeteneklerini gözden geçirip gazeteciliğe başladı. İlk yıllarda ağırlıklı olarak kültür sanat konuları üzerine çalışırken; sonrasında daha toplumsal konular üzerinde çalışmaya başladı.

Yirmiden fazla fotoğrafı ödül aldı. Bunlardan biri de Cumhuriyet gazetesinde çalışmaya başladığı ilk yılında, "Bulgaristan'dan Göç" başlıklı fotoğrafıdır. 1989 yılında, politik nedenlerden dolayı Bulgaristan’da yaşayan Türklerin zorunlu göçlerini belgelediği Kapıkule’de çektiği göç fotoğrafı ile “Yunus Nadi Fotoğraf” ödülüne layık görüldü. TRT’de Gezgin adlı çizgi film için karakter resimlendirmeleri yaptı. Şimdiye kadar karma ve kişisel altı fotoğraf sergisi açtı. Bir tanesi de projesi kendisine ait olan Güneydoğu’da yer alan 9 ilde, 2 yılda tamamladığı 4-14 yaş arası çocukların gündelik yaşamlarını röportajlar ve fotoğraflar ile anlattığı “Güneydoğu Anadolu’dan Gülümseyen Yüzler” isimli belgesel fotoğraf sergisidir. Meslek yaşamında fotoğrafladığı, kimileri ile de röportajlar gerçekleştirdiği isimler arasında; Santana, Bob Dylan, Paco de Lucia, Robin Gibb, Bueno Vista Social Club, Barış Manço, Salah Birsel, Atıf Yılmaz, Türkan Şoray, Müjdat Gezen, Ara Güler, Leyla Gencer, SİPA’nın kurucusu Gökçin Sipahioğlu, Magdy Ahmed Aly, Oktay Pamuk, Füreya Koral, Vasfi Rıza Zobu, Yaşar Kemal, Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu, Jozef Koudelka, Hıfzı Velded Velidedeoğlu, Kenan Evren, Süleyman Demirel, Şafak Pavey, Erdal İnönü, İtalya Başbakan Yardımcısı ve İçişleri Bakanı Matteo Salvini ve Recep Tayyip Erdoğan yer alıyor.

Suriye’deki Hristiyanlar üzerine yapmış olduğu çalışmalarından dolayı, 2012 yılında Türkiye Gazeteciler Federasyonu’nun düzenlemiş olduğu İsmail Sivri Gazetecilik Ödülleri “Araştırma ve İnceleme” dalında “Bereketli Hilalin Suriye’sinde Hıristiyanlar” dizi yazısı ile ödüle layık görüldü.

Suriye’de 2 yıl, Hollanda’da 1 yıl, İtalya’da 3 ay yaşadı ve çalıştı. Irak, Almanya, Avusturya, Gürcistan, Lübnan ve Kıbrıs’ta da çalışmalar gerçekleştirdi.

Aradan uzun yıllar geçmesine rağmen 2015 yılında tüm zamanları kapsayan öğrenci affı ile eğitimine bıraktığı yerden 2016 yılında tekrar başlayarak Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Sınıf Eğitimi Anabilim Dalı’nı bitirerek kendi ifadesiyle “Hayatı boyunca yaptığı çalışmalarını, gayretlerini taçlandırmıştır.”

Aralık 1987 yılından bu yana profesyonel iş hayatına serbest gazeteci, foto muhabiri ve yazar olarak devam eden yazar, 1987-2012 yılları arasında Cumhuriyet gazetesi ve eklerine yazarken, ulusal ve uluslararası pek çok gazete ve dergilere çalışmış ve hâlen çalışmaktadır.

Yıldız Üçok (15 yıl) ve Yıldız Çelik Kooiman (5 yıl) isimleriyle de eserler üretmiştir. Şu anda Yıldız Çelik olarak çalışma hayatına devam etmektedir. Bekâr ve bir çocuk annesidir.

2003 yılından bu yana gazetecilik ve foto muhabirliğiyle birlikte, 0-9 yaş çocuk kitapları (öykü-etkinlik) yazıp resimledi. Şimdiye kadar raflarda 61 çocuk kitabı yer almaktadır. Kitaplarında genellikle 0-9 yaş arasındaki çocuklara seslendiği için sade, anlaşılır bir dil kullanmaktadır. Eserlerinin içeriğini, çocukların yaşamlarının ilk yıllarında, onlara sorunlarında yardımcı olmak, sosyal beceri kazandırmak, çevreyi algılamak, muhakeme edebilmeleri ve değerler eğitimine katkı sağlayacak konular oluşturuyor. Yazdığı eserlerinin çoğunun resimlemelerini, kapak tasarımlarını da kendisi yapıyor. Masal, hikâye, sözlük gibi çeşitli türlerde eserler kaleme alan yazar, aynı zamanda boyama ve etkinlik kitapları da hazırlamıştır.

Büyürken Yaşadıklarım dizisi ile okul öncesi dönemi çocuklarına gündelik konularda yardımcı olabilecek ve onları destekleyecek hikâyeler yazmıştır. Bu dizi; yardımlaşmanın önemi, kişisel temizlik, dostluk, sevgi gibi çeşitli konuları içermektedir. Çocukların büyürken yaşadıkları; kimi zaman kendileri ve ailelerinin endişelendikleri zorlukları günlük yaşamları içinde çözmelerine yardımcı olan hem de ailelere çocuklarına yardımcı olmaları için küçük ipuçları veren “Özel Amaçla Yazılmış Çocuk Kitapları” içerisinde değerlendirilmektedir. Tonton serisi, karton kitaplarla 0-3 yaş çocuklarını tanıştırırken aynı zamanda çevrelerini fark etmeleri ve sosyal yaşama uyum sağlamaları açısından yardımcı olan “Fil” “Tonton” tiplemesi ile büyük sade resimlerle birlikte öykülendirilmiş bir kitaptır. Hepimiz Dünyalıyız, dünyada kendinden başka milletlerin de olduğunu fark etmeyi sağlarken Böğürtlen Reçeli gelenekleri öğrenerek büyüklerle iş birliği yapmaya yardımcı olacak niteliktedir.

Yazar, Benim Sözlüğüm kitabıyla hayatın başlangıç aşamasında çocukları bazı varlıklarla tanıştırmayı, Deniz Fenerinin Öyküsüyle çocukların çevresinde olup biteni anlamalarını (farkındalık), büyüklerle iş birliği yapıp özgüven geliştirmelerini, Balıkların Öyküsüyle doğa sevgisi ve aile ile iş birliği yapmanın önemini göstermeyi, Çakıl Taşının Öyküsüyle ise çocukların doğa sevgisi, farkındalık ve el becerilerini geliştirmek için örnek kişi edinmesini amaçlamaktadır.

Kırmızı Spor Ayakkabılarım, giysilerini kendi seçip karar verme ve eşyalarını korumayı, Yıldızlar Nereye Gidiyorlar kitabı ise evreni fark etmeyi, özgüveni geliştirmeyi konu edinmektedir.

Yazarlığa nasıl karar verdiğini ve kendisini keşfettiğini şu şekilde açıklamıştır: “Çocuk denecek yaştan bu yana hep hikâye yazarım. İlkokul öğretmenimiz bizden ödev olarak haftada bir iki kere hikâye yazmamızı isterdi ve hepimize tek tek okuturdu. Benim için çok keyifli bir ödev olmasına rağmen, bir gün yazmayı unutmuştum fakat yazamadım demedim, sanki defterimde yazıyormuş gibi bir hikâye uydurup yavaş yavaş okuyor gibi yaptım. Kendimi o anda fark ettim. O zamanlardan bu yana hep yazarım. Resim yapmak da en büyük heyecanlarımdan biridir, hep denemelerim olmuştur. Kendi çocukluğumdan gelen ve oğlumu yetiştirirken edindiğim deneyimlerimi, birikimimi profesyonelliğe dökmek istedim.”