Madde Detay
FATMA BACI
(d. ?/? - ö. ?/?)
Âşık
(Âşık / 19. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Asıl adı bilinmeyen Fatma Bacı, Diyarbakırlı olup, 19. yüzyılda yaşamıştır. Doğum ve ölüm tarihleri bilinmemektedir. Dalkabak ailesindendir. Hayatı hakkında yeterli bilgi mevcut değildir. 1897 yılından sonra vefat ettiği tahmin edilmektedir (Cunbur 2011: 301; Beysanoğlu 1996: 371’den akt. Turan ve Saluk 2014: 178).
Fatma Bacı mahlasını kullanmıştır. Fatma Bacı’dan günümüze bir destan ile bir ağıt-ninni kalmıştır. Destanında 1886-1887 yılında Diyarbakır'da geçirilen bir kara kış anlatılmaktadır. Şevket Beysanoğlu üç cönge dayanarak Fatma Bacı’nın "Karakış Destanı"nın metnini çıkarmıştır (Cunbur 2011: 301; Beysanoğlu 1996: 371’den akt. Turan ve Saluk 2014: 178).
Kaynakça
Beysanoğlu, Şevket (1996). Diyarbakırlı Fikir ve Sanat Adamları. C. 1. 2. Baskı. Diyarbakır: Diyarbakır Tanıtma, Kültür ve Yardımlaşma Vakfı Yay.
Cunbur, Müjgân (2011). Osmanlı Dönemi Türk Kadın Şairleri. Ankara: Türkad- Türk Kadınları Kültür Derneği Genel Merkezi Yay.
Turan, Fatma Ahsen, Gökben Reyhan Saluk, Özlem Ünalan (2014). Geçmişten Günümüze Sazda ve Sözde Usta Kadınlar. Ed. Nezahat Özcan. Ankara: Gazi Kitabevi.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: DOÇ. DR. FATMA AHSEN TURANYayın Tarihi: 03.03.2015Güncelleme Tarihi: 06.12.2020Eserlerinden Örnekler
Karakış Destanı
Mâlî üçyüz iki kışında savuk
Kuruttu meyveyi hep kaldı kabuk
Öldü pinde horozla tavuk
Çizmeler yerine geyildi çaruk
Aman Yârab bu savuğun elinden
Buz bağladı memleketin her yeri
İşlemedi hamamların ekseri
Geri koydu igtisalden erleri
O günlerde gören yoktu berberi
Aman Yârab bu savuğun elinden
Dicle nehri baştan başa kesti buz
Geçti âlem üzerinden şeb ü rûz
Her tarafta söylenildi böyle söz
Olmadı ah odun, kömür heç ucuz
Odun kömür oldular öd ağacı
Aman Yârab bu savuğun elinden
Efendi bey, ağa oldu muhtâcı
Yandırdılar tahtaları tokacı
Ağır oldu tezeğin de revâcı
Aman Yârab bu savuğun elinden
Revaklarda vezir mumu asıldı
Gelip gidenlerin yolu kesildi
Bu havadis cerîdeye basıldı
Kimse sormaz ahvâlimiz nasıldı
Aman Yârab bu savuğun elinden
Çırçır'dan aldık biz güzel nabâtı
Attar kısmı bilmem acep ne sattı?
Hayırlısınan çıkaraydık şubatı
Göreydik safâ-yı hatırla martı
Aman Yârab bu savuğun elinden
Komşuya gitmeye olmadı imkân
Birbirin görmedi akraba, yârân
Bu sözleri zannetmeyin siz yalan
Görülmemiş böyle bir kış el-aman!
Aman Yârab bu savuğun elinden
Fatma Bacı aldım ele sazımı
Bu diyarda kimse çekmez nâzımı
Böyle vermiş Mevlâm alın yazımı
Sona geldi destânımın yazımı
Aman Yârab bu savuğun elinden.
Cunbur, Müjgân (2011). Osmanlı Dönemi Türk Kadın Şairleri. Ankara: Türkad- Türk Kadınları Kültür Derneği Genel Merkezi Yay. 302-303.
Ninni
Felek beni dul eyledi
Her kapıya kul eyledi
Yaktı canım kül eyledi
Uyu yetim yavrum uyu
Büyü canım yavrum büyü
Diyarbekir kara taştan
Yüreğim kan ağlar baştan
Yetim kaldın küçük yaştan
Uyu yetim yavrum uyu
Büyü canım yavrum büyü
Ecel aldı bey babam
Keder kapladı her yanı
Hanı aslan baban hanı?
Uyu yetim yavrum uyu
Büyü canım yavrum büyü
Götürdüler gelmez geri
Toprak oldu artık yeri
Yılan, akrep yemen bari
Uyu yetim yavrum uyu
Büyü canım yavrum büyü
Dağda davarım otlasın
Ovada çiftler işlesin
Mevlâm seni bağışlasın
Uyu yetim yavrum uyu
Büyü canım yavrum büyü
Fatma tutarken yasını
Geçer bu gam deryasını
Büyü sen sar yarasını
Uyu yetim yavrum uyu
Büyü canım yavrum büyü
Cunbur, Müjgân (2011). Osmanlı Dönemi Türk Kadın Şairleri. Ankara: Türkad- Türk Kadınları Kültür Derneği Genel Merkezi Yay. 303.
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 03.03.2015Güncelleme Tarihi: 06.12.2020Eserlerinden Örnekler
Karakış Destanı
Mâlî üçyüz iki kışında savuk
Kuruttu meyveyi hep kaldı kabuk
Öldü pinde horozla tavuk
Çizmeler yerine geyildi çaruk
Aman Yârab bu savuğun elinden
Buz bağladı memleketin her yeri
İşlemedi hamamların ekseri
Geri koydu igtisalden erleri
O günlerde gören yoktu berberi
Aman Yârab bu savuğun elinden
Dicle nehri baştan başa kesti buz
Geçti âlem üzerinden şeb ü rûz
Her tarafta söylenildi böyle söz
Olmadı ah odun, kömür heç ucuz
Odun kömür oldular öd ağacı
Aman Yârab bu savuğun elinden
Efendi bey, ağa oldu muhtâcı
Yandırdılar tahtaları tokacı
Ağır oldu tezeğin de revâcı
Aman Yârab bu savuğun elinden
Revaklarda vezir mumu asıldı
Gelip gidenlerin yolu kesildi
Bu havadis cerîdeye basıldı
Kimse sormaz ahvâlimiz nasıldı
Aman Yârab bu savuğun elinden
Çırçır'dan aldık biz güzel nabâtı
Attar kısmı bilmem acep ne sattı?
Hayırlısınan çıkaraydık şubatı
Göreydik safâ-yı hatırla martı
Aman Yârab bu savuğun elinden
Komşuya gitmeye olmadı imkân
Birbirin görmedi akraba, yârân
Bu sözleri zannetmeyin siz yalan
Görülmemiş böyle bir kış el-aman!
Aman Yârab bu savuğun elinden
Fatma Bacı aldım ele sazımı
Bu diyarda kimse çekmez nâzımı
Böyle vermiş Mevlâm alın yazımı
Sona geldi destânımın yazımı
Aman Yârab bu savuğun elinden.
Cunbur, Müjgân (2011). Osmanlı Dönemi Türk Kadın Şairleri. Ankara: Türkad- Türk Kadınları Kültür Derneği Genel Merkezi Yay. 302-303.
Ninni
Felek beni dul eyledi
Her kapıya kul eyledi
Yaktı canım kül eyledi
Uyu yetim yavrum uyu
Büyü canım yavrum büyü
Diyarbekir kara taştan
Yüreğim kan ağlar baştan
Yetim kaldın küçük yaştan
Uyu yetim yavrum uyu
Büyü canım yavrum büyü
Ecel aldı bey babam
Keder kapladı her yanı
Hanı aslan baban hanı?
Uyu yetim yavrum uyu
Büyü canım yavrum büyü
Götürdüler gelmez geri
Toprak oldu artık yeri
Yılan, akrep yemen bari
Uyu yetim yavrum uyu
Büyü canım yavrum büyü
Dağda davarım otlasın
Ovada çiftler işlesin
Mevlâm seni bağışlasın
Uyu yetim yavrum uyu
Büyü canım yavrum büyü
Fatma tutarken yasını
Geçer bu gam deryasını
Büyü sen sar yarasını
Uyu yetim yavrum uyu
Büyü canım yavrum büyü
Cunbur, Müjgân (2011). Osmanlı Dönemi Türk Kadın Şairleri. Ankara: Türkad- Türk Kadınları Kültür Derneği Genel Merkezi Yay. 303.
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 06.12.2020Eserlerinden Örnekler
Karakış Destanı
Mâlî üçyüz iki kışında savuk
Kuruttu meyveyi hep kaldı kabuk
Öldü pinde horozla tavuk
Çizmeler yerine geyildi çaruk
Aman Yârab bu savuğun elinden
Buz bağladı memleketin her yeri
İşlemedi hamamların ekseri
Geri koydu igtisalden erleri
O günlerde gören yoktu berberi
Aman Yârab bu savuğun elinden
Dicle nehri baştan başa kesti buz
Geçti âlem üzerinden şeb ü rûz
Her tarafta söylenildi böyle söz
Olmadı ah odun, kömür heç ucuz
Odun kömür oldular öd ağacı
Aman Yârab bu savuğun elinden
Efendi bey, ağa oldu muhtâcı
Yandırdılar tahtaları tokacı
Ağır oldu tezeğin de revâcı
Aman Yârab bu savuğun elinden
Revaklarda vezir mumu asıldı
Gelip gidenlerin yolu kesildi
Bu havadis cerîdeye basıldı
Kimse sormaz ahvâlimiz nasıldı
Aman Yârab bu savuğun elinden
Çırçır'dan aldık biz güzel nabâtı
Attar kısmı bilmem acep ne sattı?
Hayırlısınan çıkaraydık şubatı
Göreydik safâ-yı hatırla martı
Aman Yârab bu savuğun elinden
Komşuya gitmeye olmadı imkân
Birbirin görmedi akraba, yârân
Bu sözleri zannetmeyin siz yalan
Görülmemiş böyle bir kış el-aman!
Aman Yârab bu savuğun elinden
Fatma Bacı aldım ele sazımı
Bu diyarda kimse çekmez nâzımı
Böyle vermiş Mevlâm alın yazımı
Sona geldi destânımın yazımı
Aman Yârab bu savuğun elinden.
Cunbur, Müjgân (2011). Osmanlı Dönemi Türk Kadın Şairleri. Ankara: Türkad- Türk Kadınları Kültür Derneği Genel Merkezi Yay. 302-303.
Ninni
Felek beni dul eyledi
Her kapıya kul eyledi
Yaktı canım kül eyledi
Uyu yetim yavrum uyu
Büyü canım yavrum büyü
Diyarbekir kara taştan
Yüreğim kan ağlar baştan
Yetim kaldın küçük yaştan
Uyu yetim yavrum uyu
Büyü canım yavrum büyü
Ecel aldı bey babam
Keder kapladı her yanı
Hanı aslan baban hanı?
Uyu yetim yavrum uyu
Büyü canım yavrum büyü
Götürdüler gelmez geri
Toprak oldu artık yeri
Yılan, akrep yemen bari
Uyu yetim yavrum uyu
Büyü canım yavrum büyü
Dağda davarım otlasın
Ovada çiftler işlesin
Mevlâm seni bağışlasın
Uyu yetim yavrum uyu
Büyü canım yavrum büyü
Fatma tutarken yasını
Geçer bu gam deryasını
Büyü sen sar yarasını
Uyu yetim yavrum uyu
Büyü canım yavrum büyü
Cunbur, Müjgân (2011). Osmanlı Dönemi Türk Kadın Şairleri. Ankara: Türkad- Türk Kadınları Kültür Derneği Genel Merkezi Yay. 303.
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
Karakış Destanı
Mâlî üçyüz iki kışında savuk
Kuruttu meyveyi hep kaldı kabuk
Öldü pinde horozla tavuk
Çizmeler yerine geyildi çaruk
Aman Yârab bu savuğun elinden
Buz bağladı memleketin her yeri
İşlemedi hamamların ekseri
Geri koydu igtisalden erleri
O günlerde gören yoktu berberi
Aman Yârab bu savuğun elinden
Dicle nehri baştan başa kesti buz
Geçti âlem üzerinden şeb ü rûz
Her tarafta söylenildi böyle söz
Olmadı ah odun, kömür heç ucuz
Odun kömür oldular öd ağacı
Aman Yârab bu savuğun elinden
Efendi bey, ağa oldu muhtâcı
Yandırdılar tahtaları tokacı
Ağır oldu tezeğin de revâcı
Aman Yârab bu savuğun elinden
Revaklarda vezir mumu asıldı
Gelip gidenlerin yolu kesildi
Bu havadis cerîdeye basıldı
Kimse sormaz ahvâlimiz nasıldı
Aman Yârab bu savuğun elinden
Çırçır'dan aldık biz güzel nabâtı
Attar kısmı bilmem acep ne sattı?
Hayırlısınan çıkaraydık şubatı
Göreydik safâ-yı hatırla martı
Aman Yârab bu savuğun elinden
Komşuya gitmeye olmadı imkân
Birbirin görmedi akraba, yârân
Bu sözleri zannetmeyin siz yalan
Görülmemiş böyle bir kış el-aman!
Aman Yârab bu savuğun elinden
Fatma Bacı aldım ele sazımı
Bu diyarda kimse çekmez nâzımı
Böyle vermiş Mevlâm alın yazımı
Sona geldi destânımın yazımı
Aman Yârab bu savuğun elinden.
Cunbur, Müjgân (2011). Osmanlı Dönemi Türk Kadın Şairleri. Ankara: Türkad- Türk Kadınları Kültür Derneği Genel Merkezi Yay. 302-303.
Ninni
Felek beni dul eyledi
Her kapıya kul eyledi
Yaktı canım kül eyledi
Uyu yetim yavrum uyu
Büyü canım yavrum büyü
Diyarbekir kara taştan
Yüreğim kan ağlar baştan
Yetim kaldın küçük yaştan
Uyu yetim yavrum uyu
Büyü canım yavrum büyü
Ecel aldı bey babam
Keder kapladı her yanı
Hanı aslan baban hanı?
Uyu yetim yavrum uyu
Büyü canım yavrum büyü
Götürdüler gelmez geri
Toprak oldu artık yeri
Yılan, akrep yemen bari
Uyu yetim yavrum uyu
Büyü canım yavrum büyü
Dağda davarım otlasın
Ovada çiftler işlesin
Mevlâm seni bağışlasın
Uyu yetim yavrum uyu
Büyü canım yavrum büyü
Fatma tutarken yasını
Geçer bu gam deryasını
Büyü sen sar yarasını
Uyu yetim yavrum uyu
Büyü canım yavrum büyü
Cunbur, Müjgân (2011). Osmanlı Dönemi Türk Kadın Şairleri. Ankara: Türkad- Türk Kadınları Kültür Derneği Genel Merkezi Yay. 303.
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | Ziya Gökalp | d. 23 Mart 1876 - ö. 25 Ekim 1924 | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | Veysi Erdoğan | d. 1982 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | Ferit Öngören | d. 30 Haziran 1932 - ö. 8 Haziran 2010 | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | Ziya Gökalp | d. 23 Mart 1876 - ö. 25 Ekim 1924 | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | Veysi Erdoğan | d. 1982 - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | Ferit Öngören | d. 30 Haziran 1932 - ö. 8 Haziran 2010 | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | Ziya Gökalp | d. 23 Mart 1876 - ö. 25 Ekim 1924 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | Veysi Erdoğan | d. 1982 - ö. ? | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | Ferit Öngören | d. 30 Haziran 1932 - ö. 8 Haziran 2010 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | Ziya Gökalp | d. 23 Mart 1876 - ö. 25 Ekim 1924 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
11 | Veysi Erdoğan | d. 1982 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
12 | Ferit Öngören | d. 30 Haziran 1932 - ö. 8 Haziran 2010 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
13 | Ziya Gökalp | d. 23 Mart 1876 - ö. 25 Ekim 1924 | Madde Adı | Görüntüle |
14 | Veysi Erdoğan | d. 1982 - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
15 | Ferit Öngören | d. 30 Haziran 1932 - ö. 8 Haziran 2010 | Madde Adı | Görüntüle |