Madde Detay
HÂKÎ, YAHUDÎ, Hâkî Mehmed Çelebi
(d. ?/? - ö. 1078/1667-68)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / 17. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Hâkî, IV. Mehmed (saltanatı:1648-1687) devri âlim ve şairlerindendir. Kaynaklar, Hâkî'nin asıl adının Bahyâ ya da Yahyâ olduğunu bildirir. (Zavotçu 2009: 163; Özcan 1989: 128) İstanbul Yahudi’lerinden olan Hâkî, kendi lisanı üzere öğrenim gördükten sonra Türkçe, Arapça ve Farsça’yı öğrendi, ilm-i aruz tahsil etti. (Zavotçu 2009 : 163). Zamanındaki şair ve âlimlerin toplantılarında bulunarak konuşma ve tartışmalara katıldı ve bilgisini artırıp devrinin önde gelen bilgin ve şairleri arasına girdi. Hâkî, "Dersiâm Mehmed Efendi" diye şöhret bulmuştur. Kaynakların büyük bir kısmında Hâkî’nin hekim olduğuna dair bir kayıt bulunmazken, Rıza Tezkiresi’nde Hâkî’nin hekim olduğu kayıtlıdır. (Zavotçu 2009: 163). Yine aynı tezkiredeki Hâkî ve Debîrî maddelerinde “Tabîb Hâkî’nin Debîrî ile kardeş” olduğu belirtilmiştir. (Zavotçu 2009 : 163). Hâkî, Nureddin-i Şirvanî adında bir zatla “İslam dini” mevzuunda konuşurken, Nureddin’in gösterdiği kesin ve inandırıcı deliller karşısında Müslüman olmayı kabul etmiş ve Mehmed ismini almıştır. (Abdülkadiroğlu 1999: 70; Beliğ 1287: 352; Özcan 1989: 492-493). Bunun üzerine ona devlet tarafından İstanbul Gümrüğü’nden her gün için yüz elli akça ulûfe ve yeter derecede tayinat (yiyecekler) bağlanmış; Hasköy’den İstanbul’a gelmiş ve Hocapaşa Mahallesi civarında oturmuştur. (Bursalı Mehmed Tâhir 1333-42: 2/43; Özcan, 1989: 492-493). Hâkî, bir gün Şeyhülislam Bahâyî Efendi’nin meclisine girmek ister, fakat Piyâle adındaki kapıcı içeriye girmesine engel olur. Bundan çok müteessir olan şair -içeriye sokulmadığını bildirmek için- kapı dibinde, aşağıdaki gazeli yazarak Bahâyî Efendi’ ye gönderir. Bahâyî Efendi bu şiiri okuyunca Hâkî’nin meclise alınmasını emreder:
Piyâle bezm-i yâre kesb için nûr intisâb eyler/Güherveş kim fürûg-ı mihrden tâb iktisâb eyler
Degil benden nihân olmakla her gün kâni ol sehhâr/Mülâkî olmayam seyrinde tâ mahrûm-ı hâb eyler
Şehâ mimâr-ı vaslınla vücûdum kişverin yab yab/Firâkın korkarın âheste âheste harâb eyler
Mehmed Hâkî 1078/1667-68 yılında vefat etti. ( Bursalı Mehmed Tâhir 1333-42: 43)
Hâkî, şiirlerinde bazen de Yahudî mahlasını kullanır. Mehmed Hâkî, Müslümanlığı kabul ettikten sonra Hz. Peygambere de bir naat yazdı. Rızâ, şiirlerini “tâze-gû” yani yeni bir söyleyişe sahip şeklinde nitelendirir. (Zavotçu 2009: 163) Mehmed Süreyyâ ise, "meşhûr bir şair-i zarîfdir" der.
Kaynakça
Abdülkadiroğlu, Abdülkerim (hzl.)(1999). İsmail Belîğ Nuhbetü'l-Âsâr li-Zeyl-i Zübdeti'l-Eşâr. Ankara: AKM Yay.
Bursalı Mehmed Tâhir (1333-42). Osmanlı Müellifleri. İstanbul: Matbaa-ı Amire.
Çapan, Pervin (hzl.) (2005). Mustafa Safâyî Efendi Tezkire-i Safâyî: Nuhbetü’l-Âsâr Min Fevâ’idi’l-Eş’âr İnceleme-Metin-İndeks. Ankara: AKM Yay.
Beliğ (1287). Güldeste-i Riyâz-ı İrfan ve Vefeyât-ı Dânişveran (Tarih-i Bursa). Bursa: Hüdâvendigâr Matbaası.
Güzel, Bilal (hzl.)(2012). Kemiksiz-zâde Safvet Mustafa ve Nuhbetü'l-Âsâr min-Ferâidi'l-Eş'âr. Yüksek Lisans Tezi. Ankara: Gazi Üniversitesi.
İnce, Adnan (hzl.)(2005). Tezkiretü’ş-Şu'arâ Sâlim Efendi. Ankara: AKM Yay.
Mehmed Rıfat. Ebhe’n-Negamât fî Terennümâti’l-İlâhiyat. İstanbul Üniversitesi Ktp. TY Nr. 4116, 877.
Mehmed Süreyya (1311). Sicill-i Osmânî. C.2. İstanbul: Matbaa-i Âmire.
Özcan, Abdulkadir (hzl.) (1989). Şeyhî Mehmed Efendi Şakâ’ik-i Nu’mâniye ve Zeyilleri, Vakâyiü’l-Fudalâ. C. 5. İstanbul: Çağrı Yay.
Zavotçu, Gencay (hzl.) (2009). Rıza Tezkiresi. (İncelenme-Metin). İstanbul: Sahaflar Kitap Sarayı.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: PROF. DR. İSMAİL HAKKI AKSOYAKYayın Tarihi: 17.12.2013Güncelleme Tarihi: 28.11.2020Eserlerinden Örnekler
Na't
Şah-ı ıklîm-i risâletdür mu'azzam pâdişâh
Nâzenîn-i Rabb-i izzet bende-i hâss-ı ilâh
Hâk-i pâyı olmayan bulmaz Cenâb-ı Hakk’a râh
Anun içün halk olupdur nüh felekle şems ü mâh
Sellimû sallû alâ bedrü’d-dücâ şemsü’l-hüdâ
Nûr-ı Hak’dur Mustafâ mahbûb-ı dergâh-ı Hudâ
Mültecâ-yı halk-ı âlem bil anun dergâhıdur
Sadr-ı rıdvân-ı risâlet enbiyânun şâhıdur
Kevkeb-i evc-i saâdet burc-i hüsnün mâhıdur
Evvelîn ü âhirîn anun şefâat-hâhıdur
Sellimû sallû alâ bedrü’d-dücâ şemsü’l-hüdâ
Nûr-ı Hak’dur Mustafâ mahbûb-ı dergâh-ı Hudâ
Hâk-i dergâhına anun itmeyince intisâb
Ref‘ olup perde gönülden câna olmaz feth-i bâb
Ayagı topragınun her zerresi bir âftâb
Yoluna can oynayan âşık bulur hüsnü’l-me’âb
Sellimû sallû alâ bedrü’d-dücâ şemsü’l-hüdâ
Nûr-ı Hak’dur Mustafa mahbûb-ı dergâh-ı Hudâ
Yâd iden ism-i şerîfin şevk ile pür-nûr olur
Mu‘cizâtın gûş iden mahzûn gönül mesrûr olur
Her kim anı sevdi cürmi afv olup magfûr olur
Ey Yahûdi âşık-ı mahbûb-ı Hâk manzûr olur
Sellimû sallû alâ bedrü’d-dücâ şemsü’l-hüdâ
Nûr-ı Hak’dur Mustafa mahbûb-ı dergâh-ı Hudâ
(Bursalı Mehmed Tâhir (1333-42). Osmanlı Müellifleri. İstanbul: Matbaa-ı Amire. 43.)
*
Def‘-i dahkâk-i gama ma‘nîde âhenger kadeh
Şerr-i Ye’cûc-i melâle Sedd-i İskender kadeh
Bûs-ı la‘lin bî-tekellüf etse her dem gam degül
Aldı agzın ölçüsün evvelden ey dil-ber kadeh
Münkalib sanman hevâya dem-be-dem tâc-ı habâb
Aşkun ile göklere atar külâh ser-i kadeh
Tevbe itdi bâdeye Hâkî talâka şart edüp
Boş olur şimden girü agzına alsa ger kadeh
(Bursalı Mehmed Tâhir (1333-42). Osmanlı Müellifleri. İstanbul: Matbaa-ı Amire. 239.)
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 17.12.2013Güncelleme Tarihi: 28.11.2020Eserlerinden Örnekler
Na't
Şah-ı ıklîm-i risâletdür mu'azzam pâdişâh
Nâzenîn-i Rabb-i izzet bende-i hâss-ı ilâh
Hâk-i pâyı olmayan bulmaz Cenâb-ı Hakk’a râh
Anun içün halk olupdur nüh felekle şems ü mâh
Sellimû sallû alâ bedrü’d-dücâ şemsü’l-hüdâ
Nûr-ı Hak’dur Mustafâ mahbûb-ı dergâh-ı Hudâ
Mültecâ-yı halk-ı âlem bil anun dergâhıdur
Sadr-ı rıdvân-ı risâlet enbiyânun şâhıdur
Kevkeb-i evc-i saâdet burc-i hüsnün mâhıdur
Evvelîn ü âhirîn anun şefâat-hâhıdur
Sellimû sallû alâ bedrü’d-dücâ şemsü’l-hüdâ
Nûr-ı Hak’dur Mustafâ mahbûb-ı dergâh-ı Hudâ
Hâk-i dergâhına anun itmeyince intisâb
Ref‘ olup perde gönülden câna olmaz feth-i bâb
Ayagı topragınun her zerresi bir âftâb
Yoluna can oynayan âşık bulur hüsnü’l-me’âb
Sellimû sallû alâ bedrü’d-dücâ şemsü’l-hüdâ
Nûr-ı Hak’dur Mustafa mahbûb-ı dergâh-ı Hudâ
Yâd iden ism-i şerîfin şevk ile pür-nûr olur
Mu‘cizâtın gûş iden mahzûn gönül mesrûr olur
Her kim anı sevdi cürmi afv olup magfûr olur
Ey Yahûdi âşık-ı mahbûb-ı Hâk manzûr olur
Sellimû sallû alâ bedrü’d-dücâ şemsü’l-hüdâ
Nûr-ı Hak’dur Mustafa mahbûb-ı dergâh-ı Hudâ
(Bursalı Mehmed Tâhir (1333-42). Osmanlı Müellifleri. İstanbul: Matbaa-ı Amire. 43.)
*
Def‘-i dahkâk-i gama ma‘nîde âhenger kadeh
Şerr-i Ye’cûc-i melâle Sedd-i İskender kadeh
Bûs-ı la‘lin bî-tekellüf etse her dem gam degül
Aldı agzın ölçüsün evvelden ey dil-ber kadeh
Münkalib sanman hevâya dem-be-dem tâc-ı habâb
Aşkun ile göklere atar külâh ser-i kadeh
Tevbe itdi bâdeye Hâkî talâka şart edüp
Boş olur şimden girü agzına alsa ger kadeh
(Bursalı Mehmed Tâhir (1333-42). Osmanlı Müellifleri. İstanbul: Matbaa-ı Amire. 239.)
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 28.11.2020Eserlerinden Örnekler
Na't
Şah-ı ıklîm-i risâletdür mu'azzam pâdişâh
Nâzenîn-i Rabb-i izzet bende-i hâss-ı ilâh
Hâk-i pâyı olmayan bulmaz Cenâb-ı Hakk’a râh
Anun içün halk olupdur nüh felekle şems ü mâh
Sellimû sallû alâ bedrü’d-dücâ şemsü’l-hüdâ
Nûr-ı Hak’dur Mustafâ mahbûb-ı dergâh-ı Hudâ
Mültecâ-yı halk-ı âlem bil anun dergâhıdur
Sadr-ı rıdvân-ı risâlet enbiyânun şâhıdur
Kevkeb-i evc-i saâdet burc-i hüsnün mâhıdur
Evvelîn ü âhirîn anun şefâat-hâhıdur
Sellimû sallû alâ bedrü’d-dücâ şemsü’l-hüdâ
Nûr-ı Hak’dur Mustafâ mahbûb-ı dergâh-ı Hudâ
Hâk-i dergâhına anun itmeyince intisâb
Ref‘ olup perde gönülden câna olmaz feth-i bâb
Ayagı topragınun her zerresi bir âftâb
Yoluna can oynayan âşık bulur hüsnü’l-me’âb
Sellimû sallû alâ bedrü’d-dücâ şemsü’l-hüdâ
Nûr-ı Hak’dur Mustafa mahbûb-ı dergâh-ı Hudâ
Yâd iden ism-i şerîfin şevk ile pür-nûr olur
Mu‘cizâtın gûş iden mahzûn gönül mesrûr olur
Her kim anı sevdi cürmi afv olup magfûr olur
Ey Yahûdi âşık-ı mahbûb-ı Hâk manzûr olur
Sellimû sallû alâ bedrü’d-dücâ şemsü’l-hüdâ
Nûr-ı Hak’dur Mustafa mahbûb-ı dergâh-ı Hudâ
(Bursalı Mehmed Tâhir (1333-42). Osmanlı Müellifleri. İstanbul: Matbaa-ı Amire. 43.)
*
Def‘-i dahkâk-i gama ma‘nîde âhenger kadeh
Şerr-i Ye’cûc-i melâle Sedd-i İskender kadeh
Bûs-ı la‘lin bî-tekellüf etse her dem gam degül
Aldı agzın ölçüsün evvelden ey dil-ber kadeh
Münkalib sanman hevâya dem-be-dem tâc-ı habâb
Aşkun ile göklere atar külâh ser-i kadeh
Tevbe itdi bâdeye Hâkî talâka şart edüp
Boş olur şimden girü agzına alsa ger kadeh
(Bursalı Mehmed Tâhir (1333-42). Osmanlı Müellifleri. İstanbul: Matbaa-ı Amire. 239.)
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
Na't
Şah-ı ıklîm-i risâletdür mu'azzam pâdişâh
Nâzenîn-i Rabb-i izzet bende-i hâss-ı ilâh
Hâk-i pâyı olmayan bulmaz Cenâb-ı Hakk’a râh
Anun içün halk olupdur nüh felekle şems ü mâh
Sellimû sallû alâ bedrü’d-dücâ şemsü’l-hüdâ
Nûr-ı Hak’dur Mustafâ mahbûb-ı dergâh-ı Hudâ
Mültecâ-yı halk-ı âlem bil anun dergâhıdur
Sadr-ı rıdvân-ı risâlet enbiyânun şâhıdur
Kevkeb-i evc-i saâdet burc-i hüsnün mâhıdur
Evvelîn ü âhirîn anun şefâat-hâhıdur
Sellimû sallû alâ bedrü’d-dücâ şemsü’l-hüdâ
Nûr-ı Hak’dur Mustafâ mahbûb-ı dergâh-ı Hudâ
Hâk-i dergâhına anun itmeyince intisâb
Ref‘ olup perde gönülden câna olmaz feth-i bâb
Ayagı topragınun her zerresi bir âftâb
Yoluna can oynayan âşık bulur hüsnü’l-me’âb
Sellimû sallû alâ bedrü’d-dücâ şemsü’l-hüdâ
Nûr-ı Hak’dur Mustafa mahbûb-ı dergâh-ı Hudâ
Yâd iden ism-i şerîfin şevk ile pür-nûr olur
Mu‘cizâtın gûş iden mahzûn gönül mesrûr olur
Her kim anı sevdi cürmi afv olup magfûr olur
Ey Yahûdi âşık-ı mahbûb-ı Hâk manzûr olur
Sellimû sallû alâ bedrü’d-dücâ şemsü’l-hüdâ
Nûr-ı Hak’dur Mustafa mahbûb-ı dergâh-ı Hudâ
(Bursalı Mehmed Tâhir (1333-42). Osmanlı Müellifleri. İstanbul: Matbaa-ı Amire. 43.)
*
Def‘-i dahkâk-i gama ma‘nîde âhenger kadeh
Şerr-i Ye’cûc-i melâle Sedd-i İskender kadeh
Bûs-ı la‘lin bî-tekellüf etse her dem gam degül
Aldı agzın ölçüsün evvelden ey dil-ber kadeh
Münkalib sanman hevâya dem-be-dem tâc-ı habâb
Aşkun ile göklere atar külâh ser-i kadeh
Tevbe itdi bâdeye Hâkî talâka şart edüp
Boş olur şimden girü agzına alsa ger kadeh
(Bursalı Mehmed Tâhir (1333-42). Osmanlı Müellifleri. İstanbul: Matbaa-ı Amire. 239.)
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | EDÎB, Rikabdâr Abdullah Ağa-zâde Hazîneli Süleyman Edîb Bey | d. ? - ö. 1721-1722 | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | Barış Pirhasan | d. 1951 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | Gaye Boralıoğlu | d. 22 Ekim 1963 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | EDÎB, Rikabdâr Abdullah Ağa-zâde Hazîneli Süleyman Edîb Bey | d. ? - ö. 1721-1722 | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | Barış Pirhasan | d. 1951 - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | Gaye Boralıoğlu | d. 22 Ekim 1963 - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | EDÎB, Rikabdâr Abdullah Ağa-zâde Hazîneli Süleyman Edîb Bey | d. ? - ö. 1721-1722 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | Barış Pirhasan | d. 1951 - ö. ? | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | Gaye Boralıoğlu | d. 22 Ekim 1963 - ö. ? | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | EDÎB, Rikabdâr Abdullah Ağa-zâde Hazîneli Süleyman Edîb Bey | d. ? - ö. 1721-1722 | Meslek | Görüntüle |
11 | Barış Pirhasan | d. 1951 - ö. ? | Meslek | Görüntüle |
12 | Gaye Boralıoğlu | d. 22 Ekim 1963 - ö. ? | Meslek | Görüntüle |
13 | EDÎB, Rikabdâr Abdullah Ağa-zâde Hazîneli Süleyman Edîb Bey | d. ? - ö. 1721-1722 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
14 | Barış Pirhasan | d. 1951 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
15 | Gaye Boralıoğlu | d. 22 Ekim 1963 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
16 | EDÎB, Rikabdâr Abdullah Ağa-zâde Hazîneli Süleyman Edîb Bey | d. ? - ö. 1721-1722 | Madde Adı | Görüntüle |
17 | Barış Pirhasan | d. 1951 - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
18 | Gaye Boralıoğlu | d. 22 Ekim 1963 - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |