HÂTEM, Akovalı-zâde Ahmed

(d. -/- - ö. 27 Rebîü\\\'l-âhir 1168/10 Şubat 1755)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / 18. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Asıl adı Ahmed’dir. Mora yakınlarındaki Akova’da doğdu. Babası, Divan-ı Hümayun kalem memurlarından Akovalı Osman Şehdî Efendi’dir. Bundan dolayı Akovalı-zade olarak da bilindi. İlme ve ilmî eserlere düşkün olan babasının teşvikiyle 'makâmât-ı ulûm’dan birçok eser okudu. "Hâdim-i aşk" terkibinin gösterdiği 1115/1703-04 yılında İstanbul’a gitti ve Dâru’l-Fuhûl’a girdi. Mirahur Emir Efendi gözetiminde hüsnühat, sülüs, nesih yazı çalışmaları yaparak bu konuda icazet aldı. Şehzade Sultan Mehmed Han Camii’nde bulunan Nakşibendi tarikatı şeyhlerinden Tokadî Mehmed Emin Efendi’ye intisap etti. Bir süre sonra Mekke’ye gitti ve Yek-dest Şeyh Ahmed Cüryânî’ye intisap etti. İrşat için ruhsat aldıktan sonra Mısır’a giderek orada on yıl kaldı. Mısır’da bulunduğu yıllarda fennî ilimlerle iştigal etti. Bir müddet Keşan ve Tırhala’da bulundu. Her ne kadar Büyük Türk Klasikleri’nde şairin bir süre Turhal’da kaldığı belirtilse de (İpekten 1987: 357) bunun Tırhala sözcüğünün yanlış okunmasından kaynaklandığı açıktır. Nitekim Âdâb-ı Zurefâ’da Tırhala şeklinde yazılıdır (Râmiz: vr. 30a). Memleketi Fener Yenişehri’ne (Tesalya, Larissa) kırk yıl sonra zahirî ve batınî ilimlerle mücehhez bir şekilde döndü. Sicill-i Osmânî’ye göre ise Şeyh Ahmed Cüryânî’ye halife oldu (Mehmed Süreyya 1309: 264). Son yıllarını geçirdiği Fener Yenişehri’nde sohbet meclislerinde halkı irşada çalıştı. Meclisi onu dinlemek isteyenlerle dolup taştı. Arapça dersleri verdi. Kendisinden ders alan isimlerden birisi de ileride devletin vezaret makamına geçecek olan Ratib Ahmed Paşa’dır. Hâtem, devrinin seçkin simalarından biri olmasına rağmen mütevazı bir kişiliğe sahiptir. Zamanının şeyhlerinden birisi kendisine bir hilafetname yazıp ilettiğinde bu mektubu geri göndererek; "Tarîk-i Hak'da her dem hâk-i pâ-yı ehl-i îmânız / Ne sûfîyiz ne şeyhiz ehl-i sünnet bir Müselmânız" beytini yazmıştır. Hâtem, son yıllarını geçirdiği Fener Yenişehri’nde 27 Rebîü’l-âhir 1168 / 10 Şubat 1755'te vefat etti (Bursalı Mehmed Tahir 1311: 175). Vefatına çeşitli şairler tarafından tarihler düşürülmüştür (Fındıklılı İsmet Efendi 1989: 510; İnal 1368: 95; Fatîn 1271: 80). Fener Yenişehri’nde, Kozlu Camii ile Murad Ağa Camii arasındaki kabristanda medfundur.

Hâtem’in ölüm tarihini Sicill-i Osmânî (Mehmed Süreyya 1309: 264) ve Âdâb-ı Zürefâ’nın (Râmiz: vr 30a) 1171 olarak göstermeleri yanlıştır. Çünkü ölümü için düşürülen tarih mısraları ve beyitlerinin tamamı 1168 tarihini vermektedir. Dîvân'ında yer alan iki tarih manzumesinden hareketle şairin 1156 yılında doğmuş olan Yahya adlı bir oğlu ve 1160 yılında doğmuş olan Fatıma adlı bir kızı olduğunu öğreniyoruz (Varışoğlu 1997: 259, 277).

İstanbul Türkçesini kullanmaya özen gösteren Hâtem’in şiirlerinde, halkın günlük konuşma dilinden, atasözleri ve deyimlerden, halk tabirlerinden çok sayıda örnekler görülür. Ayrıca şiirlerinde yer yer memleketi Akova’dan, İstanbul’dan, İstanbul’un güzellerinden, semtlerinden ve eğlencelerinden söz eder. Hatem’in en önemli özelliklerinden biri de güçlü bir musiki kültürüne sahip olmasıdır. Şairin divanında baştan sona musiki usul ve makam adlarını, diğer musiki terimlerini içeren “Fihrist-i Makâmât u Usûlât Ber-Vech-i Îmâ vü Rumûzât adlı 33 beyitlik bir kasidesi, bir gazeli ve bir şarkısı bulunmaktadır (Varışoğlu 2003: 204).

Eserleri şunlardır:

1. Dîvân: Hâtem’in Türkçe, Arapça ve Farsça şiirlerinden oluşan Dîvân’ında 16 kaside, 44 tarih manzumesi, 127 gazel, 1 müstezad, 3 şarkı, 2 muhammes, 7 kıt'a, 67 muamma, 1 lügaz ve 22 müfred bulunmaktadır. Kasidelerinden birisi naat olup diğerleri Sultan I. Mahmud'a (6), Silahdar Ali Ağa'ya (5), Said Bey'e (1), Muhammed İshak'a (1) ve Baltacı Mehmed Paşa'ya (1) yazılmıştır. Bir kasidesi de musiki makam ve usul adlarına dairdir. Türkiye, Almanya ve Mısır kütüphanelerinde Dîvân'ının 19 adet el yazması nüshası tespit edilmiş olup ayrıca taş baskı bir nüshası bulunmaktadır. Dîvân'ın tenkitli metni yüksek lisans tezi olarak hazırlanmıştır (Varışoğlu 1997).

2. Şerh-i Tuhfe-i Şâhidî: Muğlalı İbrahim Şâhidî Dede'nin Tuhfe adlı Farsça-Türkçe manzum lügatının şerhi olup Türkiye ve Mısır kütüphanelerinde toplam 14 adet nüshası bulunmaktadır. Emir Yahya Paşa'nın isteği üzerine, Hatem'in Paşa'nın oğluna ders verdiği H.1143 (M. 1730/1731) yılında kaleme alınmıştır (Kılıç 2009).

3. Şerhu’l-Luma’ fi'l-Hisâb: İbnü'l-Hâim'in el-Luma' fî'l-Hisâb adlı matematiğe dair eserinin bir şerhi olup Süleymaniye Yazma Eser Kütüphanesi'nde (28 Hk 3653) bir adet nüshası bulunmaktadır. Eserin dili Arapça'dır.

4. Manzûme fî'l-Ahlâk: Ahlâka dair bir eser olup Arapça kaleme alınmıştır. Bir nüshası Kastamonu İl Halk Kütüphanesinde (37 Hk 4058/1) numaradadır.

5. Mültekâ Şerhi: İbrahim bin Muhammed el-Halebî'nin Hanefî fıkhına dair Mültekâ'l-ebhûr adlı eserinin şerhidir. 

6. Şerh-i Elfâzı'l-Küfr: Bedri'r-Reşîdî’nin Elfâz-ı Küfr Risalesi’nin bir şerhi olup Arapça kaleme alınmıştır.

7. Fevâid-i Hâtem: Şairin Arapça takrirlerinin talebesi Muhammed Said Efendi tarafından bir araya getirilmesiyle oluşmuştur.

Kaynakça

Bursalı Mehmed Tâhir (1311). Osmanlı Müellifleri. C.2. İstanbul: Matbaa-i Âmire. 175.

Fatîn Dâvud (1271). Tezkire-i Hâtimetü'l-Eş'âr. İstanbul. 80

İnal, İbnülemin Mahmud K. (hzl.) (1368). Müstakîmzâde Süleymân Tuhfe-i Hattatîn. İstanbul: Devlet Matbaası. 95.

İpekten, Haluk vd. (1987). "Hâtem Akovalızâde". Büyük Türk Klâsikleri. C .VI. İstanbul: Ötüken-Söğüt. 357.

Kılıç, Ahmet (2009). "Akovalı-zâde Hâtem'in Şerh-i Tuhfe-i Şâhidî'si". Uluslararası V. Klasik Türk Edebiyatı Sempozyumu. 16-18 Ekim 2009 Mardin.

Kocatürk, Vasfi Mahir (1970). Türk Edebiyatı Tarihi. Ankara.

Komisyon (1943). Türkçe Yazma Divanlar Kataloğu. C III. İstanbul.

Mehmed Süreyyâ (1309). Sicill-i Osmânî. C.2. İstanbul: Matbaa-i Amire. 263-264.

Özcan, Abdülkadir (hzl.) (1989).  Fındıklılı İsmet Efendi Tekmiletü'ş-Şakâik Fî Hakk-ı Ehli'l-Hakâik. İstanbul: Çağrı Yay.

Râmiz. Âdâb-ı Zurefâ. Süleymaniye Kütüphanesi Es'ad Efendi. Nr. 3873.

Silâhdar-zâde Mehmed Emîn. Silâhdâr Tezkiresi. İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi. Nr. 2557.

Şefkat Tezkiresi. Bayezid Devlet Kütüphanesi Cevdet Paşa. Nr. 130.

Şemseddin Sâmi (1311). Kâmûsu'l-A'lâm. C III. İstanbul: Mihran Matbaası.

Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi (1981). "Hâtem Ahmed Efendi".  C. IV. İstanbul: Dergâh Yay. 154.

Varışoğlu, Mehmet Celal (1997). Hatem, Hayatı, Edebî Şahsiyeti, Divanının Tenkitli Metni ve İncelemesi. Yüksek Lisans Tezi. Erzurum: Atatürk Üniversitesi. 349.

Varışoğlu, Mehmet Celal (2003). “Türk-İslam Sanatlarının Felsefesi Bağlamında Müzik-Şiir Yakınlaşması ve Hâtem Divanında Musiki”. Türklük Bilimi Araştırmaları 14 (Güz): 187-218.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: DR. ÖĞR. ÜYESİ MEHMET CELAL VARIŞOĞLU
Yayın Tarihi: 14.08.2014
Güncelleme Tarihi: 10.12.2020

Eserlerinden Örnekler

Gazel

Hazer kim tel kırar vâdîlerinde zülf-i santûruñ

İki telli hatuñla bâğlama ‘uşşâk-ı rencûruñ

 

Ser-i zühhâda çal neyzen ‘asâ-yı nâyı ben şimdi

Girift-i pençe-i kânûnıyam bir şâh-ı Mansûruñ
 

Belim bükdi kemânî kaşlaruñ çengî edâlarla

Kavâl itdi beni pes-perde istiğnâ-yı mevfûruñ

 

Kara düzen virür mi kadr-i miskâl âşık-ı zâde

Bozukdur kâr-sâz-ı erganûnı çerh-i pür-şûruñ

 

Düdüksün hem-nefîr-i mahremân-ı işret olmazsun

Efendi perdesizdir sûrne-i minkâr-ı menkûruñ

 

Tulum gibi çığırtma şeyh efendi şûh-ı bulgârî

Kudûm-i vaslını çal pâreletme râz-ı mestûruñ

 

Şikâr-ı tabl-bâz-ı ‘âlem-i hâbîde-hûş olma

Uyan tabluñ be-dûş-ı nefhasıyla ‘ûd-ı pür-sûruñ

 

Rebâb olmaz mı tabl-ı sîne-i def germ-i ‘uşşâkî

Boru-yı turş ile kös diñlemiş bir mehter-i hûruñ

 

Gelince meclise ol âfitâb-ı mağribî Hâtem

Açıldı perde-i şarkîsi şîven-gâh-ı tanbûruñ 

(Varışoğlu, Mehmet Celal (1997). Hatem, Hayatı, Edebî Şahsiyeti, Divanının Tenkitli Metni ve İncelemesi. Yüksek Lisans Tezi. Erzurum: Atatürk Üniversitesi. 349.)


Gazel

Ruhlarında o teb neniñ nesidir

Âteş içre leheb neniñ nesidir

 

Zerre-veş hâksâre rağbet yok

Mihrbânlık aceb neniñ nesidir

 

Şâhid-i bezm-i işvesin biliriz

Müdde'âya sebeb neniñ nesidir

 

Dirsin ağyâra hîç yüz virmem

Cilve-i leb-be-leb neniñ nesidir

 

Çün değildir haseb neseb ber-hem

Bilsem âyâ edeb neniñ nesidir

 

Ey nedân-ı nevâle-dâd-ı cihân

Rûzi-yi rûz u şeb neniñ nesidir

 

Biz kumâş-ı Sıtanbul’uz Hâtem

Lâf-bâf-ı Haleb neniñ nesidir 

(Varışoğlu, Mehmet Celal (1997). Hatem, Hayatı, Edebî Şahsiyeti, Divanının Tenkitli Metni ve İncelemesi. Yüksek Lisans Tezi. Erzurum: Atatürk Üniversitesi. 319.)


Kıt’a

Mey-i dü-sâleyi zâhid kemâl-i şefkatden

İki yaşında kızım deyu bağrına basmış

 

Bu bezm-i mânde-tarabda efendi şeyh olmış

Okın atup dem-i vuslatda yayını yasmış

(Varışoğlu, Mehmet Celal (1997). Hatem, Hayatı, Edebî Şahsiyeti, Divanının Tenkitli Metni ve İncelemesi. Yüksek Lisans Tezi. Erzurum: Atatürk Üniversitesi. 389. )