Hızır Ağa

(d. 1122?/1710? - ö. 1210?/1796?)
divan şairi ve müzisyen
(Divan/Yazılı Edebiyat / 18. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Tezkirelerde yer almayan şair Hızır, Halep’te 1710’larda doğdu (Tayyarzade Ata 1875: III, 23). Ailesiyle birlikte İstanbul’a geldi ve 7-10 yaşlarında, bestekâr Arapzâde Abdürrahim Bâhir Efendi (ö. 1746) yardımıyla Enderun’a girdi. 1720–1735 yıllarında Lale devri bestekârlarından ders aldı. Eğitimini Sultan I. Mahmud (salt. 1730–1754) döneminde tamamladı. Operaların ilk defa Türkçe'ye çevrildiği 1732 yılında, Enderun’un Seferli Koğuşu’nda Tambur çalan bir müzisyendi. Hazine Koğuşu’ndan “Hasoda”ya seçilmiş, “çavuş mülazımı” ve “çavuş” rütbelerinin ardından, “nanpâre” denilen devlet memurluğuna yükseldi. 1741-45 yılları arasında Hızır Ağa, kendi icadı olan “vechiarazbar” makamı ve “müsebba’ ” usuldeki peşrevini I. Mahmud’un huzurunda icra etti. Muhtemelen kadro sıkıntısından ve Türk müziğinde yenilik arayışları sebebiyle Hızır Ağa’nın saraya davet edilen Ama Corci’den keman dersi alması uygun görüldü. 1745’lerden sonra sarayın “Sinekeman” müzisyenleri kadrosunda ilk görev alan kişilerden biriydi. 1753’de kemanî Ama Corci’ye I. Mahmud’un ihsanlarda bulunmasıyla (TSMA, Hazine, nr. 2398 harc-ı hassa defterinden Uzunçarşılı 1997: XLI/161, 95), Hızır Ağa’nın dersleri tamamlamış olması gerekir. Saray müzisyenlerini dağıtan III. Osman (salt. 1754–1757) zamanında mehterbaşı olarak görev yapmış olmalıdır. Nitekim 1757’lerde yazılmış Abdülazîz Efendi’nin eserinde “hicaz mehter” bestesi kayıtlıdır (Hekimbaşı 1757: vr. 392a). Kemanî Hızır Ağa’nın, III. Mustafa (salt. 1757–1774) zamanında mehterle ilgisi devam etmiştir. I. Abdülhamid (salt. 1774–1789) zamanında, Enderun’da veya Eyüp ve Boğaz’daki saray ve yalılarında cariyelere keman dersi veren müzik eğitimcilerinden biriydi. Gözetim altındaki şehzade Selim’in etrafında yer aldı. Bu sırada dostlarının isteği üzerine minyatürcü Rapayel ile anlaşarak Türk ve Batı müziği çalgıları tasvirlerini de içeren bir müzik eseri yazdı (1777 yılları). Sultan III. Selim’in etrafında yer alan “musahib sakallı” müzisyenlerden Hızır Ağa, 1796’dan sonra öldü (Uslu 2014: 57-58).

Müzik teorisiyle ilgili 1777’lerde yazdığı Tefhîmü’l-Makamât adlı Türkçe eserini Ersu Pekin tıpkıbasım halinde yayınlamıştır (2010). Eserinde hem Türk müziği hem de Batı müziği çalgıları için övgü dolu şiirler yazmıştır (Uslu2014: 56), Batı müziği çalgılarını sevdirmeğe çalışmıştır. 

Kaynakça

Harc-ı Hassa Defteri. TSMA. Hazine, nr. 2398. 

Hekimbaşı Abdülaziz (1757). Mecmua-i Güfte: Mecmûatü'l- Letâif. İÜ Ktp. TY. nr. 3866.

Hızır Ağa (1777). Tefhîmü'l- Makâmât fî Tevlîdi'n- Nağamât. TSMK, Hazine, nr. 1793. 

Pekin, Ersu (hzl) (2010). Hekimbaşı Abdülaziz, Mecmua-i Güfte: Mecmûatü'l- LetâifTıpkıbasım .İstanbul.

Tayyarzade Ata (1292/1875). Tarih. İstanbul.

Uslu, Recep (2014). Saraydaki Kemancı Hızır Ağa ve Görüşleri. Ankara.

Uzunçarşılı, İ. Hakkı (1997). “Osmanlılar Zamanında”. TTK Belleten. XLI/161: 79-114.



Madde Yazım Bilgileri

Yazar: DR. ÖĞR. ÜYESİ RECEP USLU
Yayın Tarihi: 24.05.2014
Güncelleme Tarihi: 19.11.2020

Eserlerinden Örnekler

Habbezâ, tahrîk eder şevki ayaklı bir kemân

İstimâ'ında halâvet olduğu yokdur gümân

Mûsikîyi istimâ’ etmek dilersen her zamân

Bunca sâz içre kemân illâ kemân illâ kemân

Meclîs-i şevk u tarabda düzülürken bozuk

Tel kırıb dilber-efşân oldu bu meclîs bozuk

Sâzların hoşça sadâsın işidince tek  tur

Zîrâ kim ra’nâ sadâver çalınan bir santûr

Ehl-i aşkın nefsiyledir hep cengi

Sazlar içre istima’ eylersen et çengi

Mûsikînin istimâ'ı eski bir kânûndur

Sâzlar içre siyyemâ mümtâz orgânondur

Bir Frengî sazdır ismine derler olyon

Belki bir gün ola matlûb olunur bu olyon

Meseldür meyvenin olmuşuna herkes atar sengi

Celâdet eyleyüp dinle sen bu klavsengi

İbtidâ-yı emrde ol dil-rübâya çok dedük 

Mâcerâyı hep ona bir bir ifâde ba’dehû birden dedük

Biz müdarât eyledikçe ol perî-peyker bize cevr eyledi

Etmedi bir nîm nigâh âhır çeküb hep zuruna 

Hüsnüne mağrûr olup eyledi nâsı tenfîr

Mûsikî âletlerinden bu dahi olur mu nefîr

Hâsılı ehl-i dile cevr-i felek eksik değil

Kande varsan bir dede bir dünbelek eksik değil

_______

* Vezne uymuyor.

(Uslu, Recep (2014). Saraydaki Kemancı Hızır Ağa ve Görüşleri. Ankara. 201.)


İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1ZÜNNÛN, Zünnûn Deded. ? - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
2RÂGIB, Mehmed Râgıb Paşad. 1751 - ö. 1828Doğum YeriGörüntüle
3AKŞEMSEDDİN, Şemseddin Mehmedd. 1390 - ö. 1459Doğum YeriGörüntüle
4ZÜNNÛN, Zünnûn Deded. ? - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
5RÂGIB, Mehmed Râgıb Paşad. 1751 - ö. 1828Doğum YılıGörüntüle
6AKŞEMSEDDİN, Şemseddin Mehmedd. 1390 - ö. 1459Doğum YılıGörüntüle
7ZÜNNÛN, Zünnûn Deded. ? - ö. ?Ölüm YılıGörüntüle
8RÂGIB, Mehmed Râgıb Paşad. 1751 - ö. 1828Ölüm YılıGörüntüle
9AKŞEMSEDDİN, Şemseddin Mehmedd. 1390 - ö. 1459Ölüm YılıGörüntüle
10ZÜNNÛN, Zünnûn Deded. ? - ö. ?MeslekGörüntüle
11RÂGIB, Mehmed Râgıb Paşad. 1751 - ö. 1828MeslekGörüntüle
12AKŞEMSEDDİN, Şemseddin Mehmedd. 1390 - ö. 1459MeslekGörüntüle
13ZÜNNÛN, Zünnûn Deded. ? - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
14RÂGIB, Mehmed Râgıb Paşad. 1751 - ö. 1828Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
15AKŞEMSEDDİN, Şemseddin Mehmedd. 1390 - ö. 1459Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
16ZÜNNÛN, Zünnûn Deded. ? - ö. ?Madde AdıGörüntüle
17RÂGIB, Mehmed Râgıb Paşad. 1751 - ö. 1828Madde AdıGörüntüle
18AKŞEMSEDDİN, Şemseddin Mehmedd. 1390 - ö. 1459Madde AdıGörüntüle