HÜSNÎ PAŞA, Hüseyin Hüsnî Paşa

(d. ?/? - ö. 1294/1877)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / 19. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

İstanbul'da doğdu. Asıl Adı Hüseyin Hüsnî'dir. Şiirlerinde Hüsnî mahlasını kullandı. Feshane ketebesinden olup Erzurum Defter-i Hâkânî Müdürlüğü'nden mazulen vefat eden Mora muhacirlerinden Abdülkerîm Efendi'nin oğludur. Tahsilini tamamladıktan sonra gençliğinde Zabtiye Müşiri Pepe Mehmed Paşa'ya intisap ederek onun kitabet hizmetinde bulundu. Daha sonra Zabtiye Meclisi kitabetine tayin olundu. Pepe Mehmed Paşa'nın Yanya ve Tırhala valiliği sırasında önce Tırhala kaymakamı ve mirimiran, bir müddet sonra da Rumeli beylerbeyiliği payesiyle Tırhala mutasarrıfı oldu. 1275/1858 senesinde vezaretle Yanya valiliği görevine getirildi. Daha sonra aynı yılın sonunda Girit, 1276/1859 yılının Receb ayında Selanik ve 1279/1862 senesinde tekrar Yanya valiliğine atandı. Sâmi Paşa-zâde Subhi Bey'in (sonradan paşa) Yanya bölgesi müfettişliği sırasında onu şikâyet etmesi üzerine azline karar verildi ve bir sene memuriyetsiz kaldı. 1281/1864 senesinde Cezâyir-i Bahr-i Sefîd valisi, daha sonra da 1284/1868 yılında Bursa valisi oldu. 1285/1869 yılında Zabtiye Müşirliği görevine getirildi. Hâmisi olan Ali Paşa'nın vefatıyla sadarete geçen Mahmûd Nedîm Paşa'nın döneminde görevinden azledildi, muhakeme edildi ve vezaret rütbesi de kaldırılarak Kıbrıs'a sürgüne gönderildi. 1289/1872 yılında Midhat Paşa'nın sadaretinde affedildi. 1290/1873 yılında vezareti tekrar iade edildi. Önce Konya, sonra Bursa ve Prizren valiliğine tayin edildi. 1291/1874 senesinde ikinci defa Zabtiye Nazırı oldu. 1293/1876 yılında üçüncü defa Yanya valiliğine getirildi. Bu görevindeyken bir yıl kadar sonra 1294/1877 senesinde Yanya'da vefat etti.

Bilinen tek eseri Manzûme-i Hüsn-i Eser'dir. İstanbul'da tarihsiz olarak 12 sayfa hâlinde basılmıştır. Mesnevi nazım şekliyle yazılmış olan 100 beyitlik bu eserin sonunda elli üç beyitlik kaside şeklinde bir de na't bulunmaktadır. Hüsnî Paşa'nın Dîvân-ı Eş'âr'ı olduğunu ve bu Dîvân'ın kızı Fatma Seniye Hanım'da bulunduğunu İbnü'l-Emin söyler. İbnü'l-Emin'e göre ayrıca "nefs-i emmâre" redifli talik yazı ile levha şeklinde basılmış uzun bir kasidesi de vardı (İnal 1988: 665).

Sicill-i Osmânî'de Hüsnî Paşa için şöyle denmektedir: "Şişman, orta boylu, güler yüzlü, cömert; ilim, şiir ve kitabete intisabı çok; görevi sırasında sert tutumlu, rufai tarikatına müntesip, dervişleri seven ve kollayan, masraf etmeyi seven eli açık bir kimse idi (Mehmed Süreyya 1311: 177). İbnü'l-Emin ise şöyle der: Ziyâ Paşa, meşhur Zafernâme'sinde kurmaca olarak Zafernâme tahmisini Hüsnî Paşa'ya nesren şerhettirmektedir. Dönemin kaynaklarında "Bu tahmisi Ali Paşa yardakçılarından cehaletiyle meşhur Hüsnî Paşa nesren şerh eyliyor. Bu şerhte Hüsnî Paşa'ya yakışacak tecahüller, tegafüller göstererek onun ağzından gaflar, potlar devirerek Ziyâ Paşa eserine çok kıymetli bir tehzil kudreti verebilmiştir." deniliyor. Hüsnî Paşa'nın (Sicill-i Osmânî'deki görüşleri kastederek) ne ilim ve şiir ve kitabete intisabı vafirdir, ne de cehaletle şöhreti vardır. Ziyâ Paşa'nın Zafernâme'yi Hüsnî Paşa'ya şerh ettirmesi, onun cehaletle meşhur olmasından değil, Ali Paşa'nın gayretkeşlerinden ve Jön Türklerle onların neşriyatı hakkında pek şiddetli davranmasından dolayıdır (İnal 1988: 665).

Kaynakça

İnal, İbnü'l-Emin Mahmud Kemal (1988). Son Asır Türk Şairleri. C. II. İstanbul: Dergah Yay.

Mehmed Süreyya (1311). Sicill-i Osmânî. C. II. İstanbul.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: PROF. DR. MEHMET ARSLAN
Yayın Tarihi: 26.11.2014
Güncelleme Tarihi: 02.12.2020

Eserlerinden Örnekler

Manzûme-i Hüsn-i Eser'den:

Bir kişi ki gitmeye doğru yoıla

Sanma anın âkıbeti hayr ola

Bir kişi ki meyli ola şöhrete

Uğrayacak gâyeti bir âfete

Bir kişi ki doğruya olmaz mu'în

İşte odur hâ'in-i dûzah-karîn

Bir kişi ki her dem ola türş-rû

Olma o kesden sakınup hayr-cû

Bir kişi ki eyleye teksîr-i lâf

Bil anı kim sözleridir hep hilâf

Bir kişi ki cem' ide dâ'im nukûd

Nakdi olur cânına nâr-ı vekûd

Bir kişi ki cehlini fârık degil

Ülfet ü ünsiyyete lâyık degil

Hayf ona kim nesy ederek aslını

Nefse fedâ etdi dem-i vaslını

Âdem iken nefha-i Rabbü'l-Kerîm

Etmeli mi kendini nefse hadîm

Âdem iken nüsha-i kübrâ-yı Hak

Olma gerek mi ona rüsvâ-yı Hak

Âdem iken mazhar-ı sırr-ı vücûd

Gâyeti olsun mu bu rütbe kenûd

Âdem iken mahrem-i râz-ı ezel

Şimdi neden iblise oldu bedel

Âdem olan halkı bütün hak görür

Hakkı ise âdem olan halk görür

Âdem olan sâhib-i irfân olar

Mülk-i dil ü câna Süleymân olur

Âdem olan kimsede görmez kusûr

Olmaz o üftâde-i çâh-ı gurûr

Âdem olan sûziş-i hasretdedir

Ney gibi hem nâliş-i firkatdedir

(İnal, İbnü'l-Emin Mahmud Kemal (1988). Son Asır Türk Şairleri. C. II. İstanbul: Dergah Yay. 666.)


İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1FEYZÎ/ SÎMÎ, Sîmkeş-zâded. 1626-1627 - ö. 05.11.1690Doğum YeriGörüntüle
2HULVÎ, Şeyh Cemâleddîn Mahmûd Hulvî Efendid. 1574-75 - ö. 1653-54Doğum YeriGörüntüle
3Zeynep Ünald. 07 Nisan 1970 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
4FEYZÎ/ SÎMÎ, Sîmkeş-zâded. 1626-1627 - ö. 05.11.1690Doğum YılıGörüntüle
5HULVÎ, Şeyh Cemâleddîn Mahmûd Hulvî Efendid. 1574-75 - ö. 1653-54Doğum YılıGörüntüle
6Zeynep Ünald. 07 Nisan 1970 - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
7FEYZÎ/ SÎMÎ, Sîmkeş-zâded. 1626-1627 - ö. 05.11.1690Ölüm YılıGörüntüle
8HULVÎ, Şeyh Cemâleddîn Mahmûd Hulvî Efendid. 1574-75 - ö. 1653-54Ölüm YılıGörüntüle
9Zeynep Ünald. 07 Nisan 1970 - ö. ?Ölüm YılıGörüntüle
10FEYZÎ/ SÎMÎ, Sîmkeş-zâded. 1626-1627 - ö. 05.11.1690MeslekGörüntüle
11HULVÎ, Şeyh Cemâleddîn Mahmûd Hulvî Efendid. 1574-75 - ö. 1653-54MeslekGörüntüle
12Zeynep Ünald. 07 Nisan 1970 - ö. ?MeslekGörüntüle
13FEYZÎ/ SÎMÎ, Sîmkeş-zâded. 1626-1627 - ö. 05.11.1690Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
14HULVÎ, Şeyh Cemâleddîn Mahmûd Hulvî Efendid. 1574-75 - ö. 1653-54Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
15Zeynep Ünald. 07 Nisan 1970 - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
16FEYZÎ/ SÎMÎ, Sîmkeş-zâded. 1626-1627 - ö. 05.11.1690Madde AdıGörüntüle
17HULVÎ, Şeyh Cemâleddîn Mahmûd Hulvî Efendid. 1574-75 - ö. 1653-54Madde AdıGörüntüle
18Zeynep Ünald. 07 Nisan 1970 - ö. ?Madde AdıGörüntüle