Madde Detay
İBRAHİM, İbrâhîm bin Ahmed el-Amasî
(d. ?/? - ö. 998\'den sonra/1590\'dan sonra)
Nâsir
(Divan/Yazılı Edebiyat / 16. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
İsmi İbrâhîm olan yazar, aslen Amasyalı’dır. Doğum tarihi bilinmemektedir. Hayatı hakkında bilinenler oldukça sınırlıdır. Annesi Şeyh Muhyiddîn-i Amasî’nin kızıdır. Babası Ahmed isimli bir zâttır. Bir müddet dayısı Şeyh Abdürrahîm Efendi’den dersler aldı. Devrin Amasya müftüsü Köprücükzâde’nin dânişmendliğinde bulundu. Bir müddet bu görevi yürüttükten sonra Bursa’ya geldi. Niksarîzâde Emîr Hasan Efendi ve Muallimzâde Ahmed Çelebi’nin derslerine katıldı. Medrese tahsilini tamamlayarak İstanbul’da Arabzâde Mehmed Efendi’den mülâzım oldu. Memleketi Amasya ve Sonisa’da müderrislik yaptı. Hayatının sonlarına doğru Amasya’ya kadı olarak tayin edildi. Ölümü 998/1590’dan sonradır.
İbrâhîm bin Ahmed’in bilinen iki eseri vardır. Bunlardan ilki Taşköprîzâde Ahmed Efendi’nin Arapça kaleme aldığı ve Osman Gâzî’den Kanuni Sultan Süleyman devrine kadar yaşamış ulemâ ve meşâyihin hayat hikâyelerini anlattığı eş-Şakâ’iku’n-Nu‘mâniyye fî Ulemâi’d-Devleti’l-Osmâniyye adlı biyografik metnin tercümesidir. Amasya kadılığı esnasında tercümeye başlayan İbrâhîm bin Ahmed, eseri 998 Cemâziyelahir’i/Mayıs 1590 sonlarında tamamladı. Edirneli Mecdî’nin çevirisinin aksine metnin aslına sadık kalınarak yapılmış bir tercümedir. Müstakil bir ismi olmayan eser, kaynaklarda Terceme-i Şakâ’ik-ı Nu‘mâniyye adıyla kayıtlıdır. Sade bir Türkçeyle kaleme alınan metnin ülkemizdeki ve yurtdışındaki kütüphanelerde birçok yazma nüshası mevcuttur.
Yazarın ikinci eseri Şakâ’iku’n-Nu‘mâniyye’ye Arapça bir zeyil yazan Munuk Ali lakaplı Ali bin Bâlî’nin el-Ikdü’l-Manzûm Fî Zikr-i Efâdıli’r-Rûm adlı zeylinin tercümesidir. 968-991/1560-83 yılları arasında vefat etmiş âlim ve mutasavvıfların biyografilerinin anlatıldığı bir eserdir. Ülkemizdeki kütüphanelerde nüshası bulunmamaktadır. E. Blochet, Paris Millî Ktp.’de Schefer yazmaları arasında 1121 numarada kayıtlı bir yazmayı el-Ikdü’l-manzûm’un Türkçe çevirisi olarak gösterir. Ancak Paris Millî Kütüphanesi’nin hem Schefer yazmaları arasında hem de Türkçe yazmalar bölümünde yapılan taramada esere ulaşılamamıştır.
Kaynakça
Ârif (1332). “Devlet-i Osmâniye’nin Teessüs ve Tekarrürü Devrinde İlm ve Ulemâ”. Dârü’l-Fünûn Edebiyât Fak. Mecmuası 1 (2): 137.
Babinger, Franz (1992). Osmanlı Tarih Yazarları ve Eserleri. Çev. Coşkun Üçok. Ankara: KB Yay. 96.
Gönül, Behcet (1945). “İstanbul Kütüphanelerinde Al- Şakā’ik Al-Nu‘mâniya Tercüme ve Zeyilleri”. Türkiyat Mecmuası VIII: 152.
İbrahim bin Ahmed. Terceme-i Şakâ’ik-ı Nu‘mâniyye. Millet Ktp. Ali Emîrî Târîh 727.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: ARAŞ. GÖR. RAMAZAN EKİNCİYayın Tarihi: 16.06.2014Güncelleme Tarihi: 31.10.2020Eserlerinden Örnekler
Terceme-i Şakâ’ik-ı Nu‘mâniyye’den Bir Biyografi
Monlâ Edebâlî
Karamanî’dür. Kendü yerinde ba‘z-ı ulûmı tahsîl idüp sonra Şâm’a varup, ulemâsından tefsîr ve hadîs ve usûl okuyup, ba‘dehu diyârına gelüp, Osmân Gâzî yanında kurb-ı tâm tahsîl eyleyüp, umûr-ı fetvâda ve umûr-ı saltanatda müsteşâr ve mü’temen idi. Sûfiyye tarîkına sülûk idüp, misâfirine bir zâviye binâ eyledi. Bir gice Osmân Gâzî zâviyeye gelüp, gice onda yatdı. Bir vâkı‘a şöyle gördi: Ay şeyhün koynından çıkdı dahi Osmân Gâzî koynına girdi ve hemân Osmân Gâzî göbeğinden bir azîm ağaç zâhir oldı. Bir âlî ağaçdur ki budakları altında dağlar bulunup, budaklar altında bu dağlardan ırmaklar akar. Nâs kendülerini ve tavarlarını ve ineklerini salup intifâ‘ iderler. Bu kıssa-i vâkı‘ayı şeyhe rivâyet eyledükde, şeyh “Beşâret olsun sana ki mertebe-i emâretde iken mertebe-i saltanaya vâsıl oldun. Senden ve evlâdundan nâs müntefi‘ olsalar gerekdür ve kızım sana tezvîc eyledüm” didi ve hem tezvîc eyledi ve şeyhün kızından evlâdı oldı ve şeyhün sinn-i şerîfi 120 ve sene 726’da vefât eyledi ve bir aydan sonra şeyhün kızı –ki Osmân Gâzî’nün hatunı ve Sultân Orhan vâlidesidür- vefât eyledi ve üç aydan sonra Osmân Gâzî vefât eyledi. Rahmetu’llâhi aleyhim ecma‘în.
(Terceme-i Şakâ’ik-ı Nu‘mâniyye. Millet Ktp. Ali Emîrî Târîh 727, vr. 2b).
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 16.06.2014Güncelleme Tarihi: 31.10.2020Eserlerinden Örnekler
Terceme-i Şakâ’ik-ı Nu‘mâniyye’den Bir Biyografi
Monlâ Edebâlî
Karamanî’dür. Kendü yerinde ba‘z-ı ulûmı tahsîl idüp sonra Şâm’a varup, ulemâsından tefsîr ve hadîs ve usûl okuyup, ba‘dehu diyârına gelüp, Osmân Gâzî yanında kurb-ı tâm tahsîl eyleyüp, umûr-ı fetvâda ve umûr-ı saltanatda müsteşâr ve mü’temen idi. Sûfiyye tarîkına sülûk idüp, misâfirine bir zâviye binâ eyledi. Bir gice Osmân Gâzî zâviyeye gelüp, gice onda yatdı. Bir vâkı‘a şöyle gördi: Ay şeyhün koynından çıkdı dahi Osmân Gâzî koynına girdi ve hemân Osmân Gâzî göbeğinden bir azîm ağaç zâhir oldı. Bir âlî ağaçdur ki budakları altında dağlar bulunup, budaklar altında bu dağlardan ırmaklar akar. Nâs kendülerini ve tavarlarını ve ineklerini salup intifâ‘ iderler. Bu kıssa-i vâkı‘ayı şeyhe rivâyet eyledükde, şeyh “Beşâret olsun sana ki mertebe-i emâretde iken mertebe-i saltanaya vâsıl oldun. Senden ve evlâdundan nâs müntefi‘ olsalar gerekdür ve kızım sana tezvîc eyledüm” didi ve hem tezvîc eyledi ve şeyhün kızından evlâdı oldı ve şeyhün sinn-i şerîfi 120 ve sene 726’da vefât eyledi ve bir aydan sonra şeyhün kızı –ki Osmân Gâzî’nün hatunı ve Sultân Orhan vâlidesidür- vefât eyledi ve üç aydan sonra Osmân Gâzî vefât eyledi. Rahmetu’llâhi aleyhim ecma‘în.
(Terceme-i Şakâ’ik-ı Nu‘mâniyye. Millet Ktp. Ali Emîrî Târîh 727, vr. 2b).
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 31.10.2020Eserlerinden Örnekler
Terceme-i Şakâ’ik-ı Nu‘mâniyye’den Bir Biyografi
Monlâ Edebâlî
Karamanî’dür. Kendü yerinde ba‘z-ı ulûmı tahsîl idüp sonra Şâm’a varup, ulemâsından tefsîr ve hadîs ve usûl okuyup, ba‘dehu diyârına gelüp, Osmân Gâzî yanında kurb-ı tâm tahsîl eyleyüp, umûr-ı fetvâda ve umûr-ı saltanatda müsteşâr ve mü’temen idi. Sûfiyye tarîkına sülûk idüp, misâfirine bir zâviye binâ eyledi. Bir gice Osmân Gâzî zâviyeye gelüp, gice onda yatdı. Bir vâkı‘a şöyle gördi: Ay şeyhün koynından çıkdı dahi Osmân Gâzî koynına girdi ve hemân Osmân Gâzî göbeğinden bir azîm ağaç zâhir oldı. Bir âlî ağaçdur ki budakları altında dağlar bulunup, budaklar altında bu dağlardan ırmaklar akar. Nâs kendülerini ve tavarlarını ve ineklerini salup intifâ‘ iderler. Bu kıssa-i vâkı‘ayı şeyhe rivâyet eyledükde, şeyh “Beşâret olsun sana ki mertebe-i emâretde iken mertebe-i saltanaya vâsıl oldun. Senden ve evlâdundan nâs müntefi‘ olsalar gerekdür ve kızım sana tezvîc eyledüm” didi ve hem tezvîc eyledi ve şeyhün kızından evlâdı oldı ve şeyhün sinn-i şerîfi 120 ve sene 726’da vefât eyledi ve bir aydan sonra şeyhün kızı –ki Osmân Gâzî’nün hatunı ve Sultân Orhan vâlidesidür- vefât eyledi ve üç aydan sonra Osmân Gâzî vefât eyledi. Rahmetu’llâhi aleyhim ecma‘în.
(Terceme-i Şakâ’ik-ı Nu‘mâniyye. Millet Ktp. Ali Emîrî Târîh 727, vr. 2b).
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
Terceme-i Şakâ’ik-ı Nu‘mâniyye’den Bir Biyografi
Monlâ Edebâlî
Karamanî’dür. Kendü yerinde ba‘z-ı ulûmı tahsîl idüp sonra Şâm’a varup, ulemâsından tefsîr ve hadîs ve usûl okuyup, ba‘dehu diyârına gelüp, Osmân Gâzî yanında kurb-ı tâm tahsîl eyleyüp, umûr-ı fetvâda ve umûr-ı saltanatda müsteşâr ve mü’temen idi. Sûfiyye tarîkına sülûk idüp, misâfirine bir zâviye binâ eyledi. Bir gice Osmân Gâzî zâviyeye gelüp, gice onda yatdı. Bir vâkı‘a şöyle gördi: Ay şeyhün koynından çıkdı dahi Osmân Gâzî koynına girdi ve hemân Osmân Gâzî göbeğinden bir azîm ağaç zâhir oldı. Bir âlî ağaçdur ki budakları altında dağlar bulunup, budaklar altında bu dağlardan ırmaklar akar. Nâs kendülerini ve tavarlarını ve ineklerini salup intifâ‘ iderler. Bu kıssa-i vâkı‘ayı şeyhe rivâyet eyledükde, şeyh “Beşâret olsun sana ki mertebe-i emâretde iken mertebe-i saltanaya vâsıl oldun. Senden ve evlâdundan nâs müntefi‘ olsalar gerekdür ve kızım sana tezvîc eyledüm” didi ve hem tezvîc eyledi ve şeyhün kızından evlâdı oldı ve şeyhün sinn-i şerîfi 120 ve sene 726’da vefât eyledi ve bir aydan sonra şeyhün kızı –ki Osmân Gâzî’nün hatunı ve Sultân Orhan vâlidesidür- vefât eyledi ve üç aydan sonra Osmân Gâzî vefât eyledi. Rahmetu’llâhi aleyhim ecma‘în.
(Terceme-i Şakâ’ik-ı Nu‘mâniyye. Millet Ktp. Ali Emîrî Târîh 727, vr. 2b).
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | NEBZÎ, Mehmed/Muhammed | d. 1712 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | TÂCÎ, Tâcî Bey, Mîr Tâcî | d. 1422-23 - ö. 1485-86 | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | RÜŞDÎ, Şirvânî-zâde Mehmed Rüşdî Paşa | d. 1829-30 - ö. 1874 | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | NEBZÎ, Mehmed/Muhammed | d. 1712 - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | TÂCÎ, Tâcî Bey, Mîr Tâcî | d. 1422-23 - ö. 1485-86 | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | RÜŞDÎ, Şirvânî-zâde Mehmed Rüşdî Paşa | d. 1829-30 - ö. 1874 | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | NEBZÎ, Mehmed/Muhammed | d. 1712 - ö. ? | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | TÂCÎ, Tâcî Bey, Mîr Tâcî | d. 1422-23 - ö. 1485-86 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | RÜŞDÎ, Şirvânî-zâde Mehmed Rüşdî Paşa | d. 1829-30 - ö. 1874 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | NEBZÎ, Mehmed/Muhammed | d. 1712 - ö. ? | Meslek | Görüntüle |
11 | TÂCÎ, Tâcî Bey, Mîr Tâcî | d. 1422-23 - ö. 1485-86 | Meslek | Görüntüle |
12 | RÜŞDÎ, Şirvânî-zâde Mehmed Rüşdî Paşa | d. 1829-30 - ö. 1874 | Meslek | Görüntüle |
13 | NEBZÎ, Mehmed/Muhammed | d. 1712 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
14 | TÂCÎ, Tâcî Bey, Mîr Tâcî | d. 1422-23 - ö. 1485-86 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
15 | RÜŞDÎ, Şirvânî-zâde Mehmed Rüşdî Paşa | d. 1829-30 - ö. 1874 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
16 | NEBZÎ, Mehmed/Muhammed | d. 1712 - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
17 | TÂCÎ, Tâcî Bey, Mîr Tâcî | d. 1422-23 - ö. 1485-86 | Madde Adı | Görüntüle |
18 | RÜŞDÎ, Şirvânî-zâde Mehmed Rüşdî Paşa | d. 1829-30 - ö. 1874 | Madde Adı | Görüntüle |