İBRAHİM

(d. ?/? - ö. ?/?)
Tekke Şairi
(Tekke / 18. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Yozgat’ın Sorgun ilçesine bağlı Bahadın kasabasından olan Âşık İbrahim, 18. yüzyılda yaşadığı bilinen birkaç Yozgatlı şairden biridir. Hayatı ve edebî şahsiyeti hakkındaki bilgiler, Bahadınlı araştırmacı Arif Baş’ın sözlü gelenekten derlediği rivayet ve şiirlerden ibarettir. Bunun dışında yazılı kaynaklarda kayda değer bir bilgi bulunmamaktadır. Cahit Öztelli, Hacıbektaş Müzesinde bulunan bir cönkten aldığı “Merhaba” redifli şiiri Cem Dergisi’nin 20 Eylül 1966 tarihli sayısında yayımlamış ve Âşık İbrahim hakkında kaynaklarda bilgi bulamadığını ifade etmiştir. Arif Baş’ın derlediği rivayetlerde, 18. yüzyılda yaşadığı belirtilen Âşık İbrahim’in bir dörtlüğü de onun yaşadığı yüzyılı ortaya koyan bir delil olarak gösterilmektedir: "Bin yüz yetmiş beşe konunca sene/ Kül oldum aşkınla ben yana yana/ Elestü’den ervah geldi bu cana/ İbrahim’i hak sevdaya salan yâr." Şiirdeki “bin yüz beşe” ifadesi H. 1175, M. 1761 tarihini göstermektedir. Doğumu da dâhil olmak üzere Âşık İbrahim’in hayatında önemli bir olaya işaret eden bu tarih, onun 18. yüzyılda yaşadığını göstermektedir.

Bugün de Alevi inancına mensup Türkmenlerce meskun olan Bahadın köyünde doğan Âşık İbrahim de Alevi-Bektaşi tarikatına mensuptur. Şiirlerinde tarikatını gösteren mısralarla karşılaşmaktayız. Arif Baş’ın bildirdiğine göre Âşık İbrahim’in soyu Bahadın’da bugün “Âşıkgil” sülalesi olarak anılmaktadır. Kendisinin de Âşık İbrahim’in soyundan geldiğini ifade eden yazarın verdiği bilgileri ihtiyatla karşılamakla beraber doğru olarak da kabul edilmelidir.

Bade içen (Âşık İbrahim, "geceleyin rüyasında nur yüzlü iki ihtiyarın gümüş tas içinde verdikleri badeyi içerek âşık olmuştur” kaydı düşülmüştür.) (Baş 1991: 7) atışma yapan (1991: 19-29) dolayısıyla irticali şiirler söyleyen Âşık İbrahim’in (Yozgat’ın Boğazlıyan ilçesinde Âşık Halil ile atışmalar yaptığı ve bu atışmalarda İbrahim’in söylediği iki şiirle Halil’i yendiği kaydına yer verilmektedir.) bu özellikleriyle âşıklık geleneği içerisinde yetişen, Alevi-Bektaşi şairlerinin etkisi altında şiirler söyleyen, elinde sazı ile at sırtında diyar diyar dolaşarak sanatını icra eden –diğer Yozgatlı şairlerin aksine olarak- “âşıklık” özelliklerine sahip olduğunu ortaya koyan bir şair olduğu belirtmelidir. Nitekim hakkında anlatılan rivayetlere göre Mısır Valisinin âşığı yanında götürerek üç yıl alıkoyduğunu ve atışmalar yaptırdığını ( 1991: 11) göz önüne alırsak, yaşadığı dönemin güçlü şairlerinden biri olduğu söylenebilir.

Ele geçen şiirlerinin çoğu hece, kafiye ve ifade bakımından kusurludur. Bu şiirlerin sözlü gelenekten derlenmesi, iki yüzyıl içerisinde meydana gelebilecek muhtemel değişmeleri göz önüne almayı gerektirmektedir. Eldeki şiirlerinde Alevi-Bektaşi şairleri tarafından sıkça işlenen tarikat ile ilgili konuların yanında, gurbet, hasret, yoksulluk gibi konular da bulunmaktadır. Elimizde bulunan on beş civarındaki şiirinden hareketle Âşık İbrahim’in edebî şahsiyeti hakkında isabetli değerlendirmeler yapılması oldukça güçtür. Ancak yapılan derlemeler, rivayetler ve şiirlerden hareketle, onun 18. yüzyılda yaşamış, âşıklığın temel prensiplerine bağlı, Alevi-Bektaşi tarikatına mensup bir şair olduğu söylenebilir.

Kaynakça

Baş, Arif (1973). İki Yüz Yıl Ötelerden Sesi Gelen Âşık İbrahim. Ankara: Şark Matbaası.

Baş, Arif (1991). 18. Yüzyıl Halk Ozanlarından Âşık İbrahim. Ankara: yyy.

Oğuz, M. Öcal (1994). Yozgat’ta Halk Şairliğinin Dünü ve Bugünü. Ankara: Kültür Bakanlığı Yay.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: PROF. DR. MEHMET ÖCAL OĞUZ
Yayın Tarihi: 12.01.2014
Güncelleme Tarihi: 08.12.2020

Eserlerinden Örnekler

Koşma

Cemâlini gördüm gönlüm şad oldu

Gönül eğlencesi cemâl merhaba

Aktı çeşmim yaşı çaylar sel oldu

Çaylar eğlencesi mihman merhaba

 

Pirim çıkmış Sul’hüyük’te oturur

Horasan’dan kökasini getirir

Zemheride yanıl elme yetirir

Hem dalına hem budağına merhaba

 

Yürüyen duvara dur dedi durdu

Nişan olsun diye sırtına verdi

Kara taşı hamur etti yuğurdu

İşareti belli Bektaş Merhaba

 

Kırlangıcın neresinde temaşa

Anda biter nergizinen menevşe

Bizden selâm söylen Sultan Bektaş’a

Orda yatan gazilere merhaba

 

Eydür İbrahim’in dilim dolaşık

Pîrini sevmeyen olur mu âşık

Dün ü günü yüz sürdüğüm gök eşik

Âb-ı zemzem Çilehâne merhaba

 

Baş, Arif (1991). 18. Yüzyıl Halk Ozanlarından Âşık İbrahim. Ankara. 15-16.

 

Koşma

İcazet vaktidir benim efendim

Teferrüc edelim illerimizi

Derya-yı muhipten bağlandı bendim

Kime arz edelim hallerimizi

 

Vilâyet perişan yeğin gamım var

Düşmüşüm efkâra leyli ve nehar

Nice ahbaplarım eder intizar

Anar menciliste dillerimizi

 

Bir melek misâli soyun soylasam

Nazlı yârin zikrin dilde söylesem

Mevlâm izin verse insem boylasam

Ragıptan tenhadan göllerimizi

 

Kişi efendisin meth eder her gün

Velinimetimsin kılamam terkin

Ne kadar eğlensek git olur bir gün

Akıttın didemden sellerimizi

 

Kulun niyaz eder ol desti payi

Budur âşıkların erkânı huyu

Gitti de gelmedi İbrahim deyi

Belki bekler vardır yollarımızı

 

Baş, Arif (1991). 18. Yüzyıl Halk Ozanlarından Âşık İbrahim. Ankara. 12.


İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1EROZAN, Abdullah Erold. 1962 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
2TÜRKOĞLU, Ertuğrul Türkoğlud. 1956 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
3HAZANÎ, Erdoğan Bektaşd. 1964 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
4EROZAN, Abdullah Erold. 1962 - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
5TÜRKOĞLU, Ertuğrul Türkoğlud. 1956 - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
6HAZANÎ, Erdoğan Bektaşd. 1964 - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
7EROZAN, Abdullah Erold. 1962 - ö. ?Ölüm YılıGörüntüle
8TÜRKOĞLU, Ertuğrul Türkoğlud. 1956 - ö. ?Ölüm YılıGörüntüle
9HAZANÎ, Erdoğan Bektaşd. 1964 - ö. ?Ölüm YılıGörüntüle
10EROZAN, Abdullah Erold. 1962 - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
11TÜRKOĞLU, Ertuğrul Türkoğlud. 1956 - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
12HAZANÎ, Erdoğan Bektaşd. 1964 - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
13EROZAN, Abdullah Erold. 1962 - ö. ?Madde AdıGörüntüle
14TÜRKOĞLU, Ertuğrul Türkoğlud. 1956 - ö. ?Madde AdıGörüntüle
15HAZANÎ, Erdoğan Bektaşd. 1964 - ö. ?Madde AdıGörüntüle