KÂMÎ, Edirneli

(d. ?/? - ö. 987/1579)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / 16. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Asıl adı Kınalı-zâde Hasan Çelebi dışındaki kaynaklara göre Ahmed, Kınalı-zâde’ye göre ise Mehmed’dir. Edirne’de doğdu. Babası Edirne Muradiye Mevlevihânesi’nde Mesnevi okuttuğu için “Mesnevîhân-zâde” veya “Mesnevîhânoğlu” diye bilinmektedir. Esmâü’l-Müellifîn’e göre babasının adı İbrahim’dir. Devrin kaynaklarından sadece Meşâ’irü’ş-Şu’arâ’da yer alan, babası sık sık İran’a gittiği için o da daha küçüklüğünde oraya giderek ilk eğitimini Şiraz’da Celâleddîn-i Devvânî’den gördüğü bilgisine itibar etmek gerekir. Çünkü ifadelerinden Âşık Çelebi’nin şairi karşılıklı nazireleşecek kadar yakınen tanıdığı anlaşılmaktadır. Kâmî, Medreseyi tamamlayıp Atâyî’nin Şakâyık Zeyli’ne göre Kadrî Efendi’den, diğer kaynaklara göre Şeyhülislâm Ebussuûd Efendi’den mülazım olduktan sonra İstanbul Hasköy’de Mahmud Paşa (Kınalı-zâde’ye göre Mustafa Paşa) Medresesi’nde müderrisliğe başladı. Sonra sırasıyla, Edirne’de Çuhacı Hacı, İstanbul’da Kepenekçi, Bursa’da Yıldırım Han Medreseleri’nde görev aldı. 958/1551’de Mustafa Paşa Medresesi müderrisi oldu. 965 Safer’inde (1557) Hazret-i Eyyub Medresesi’ni alan Kâmî Ahmed Çelebi, tam bir yıl sonra azl olunup Sahn-ı Semân medreselerinden birinde görevlendirildi. 968 Şa’bânı’nda (1561) Kanunî’ye sunduğu sanatlı bir gazeliyle padişahin iltifatını kazanıp sultanî medreselerinden birinde görevlendirildi. Kanunî tarafından Kimyâ-yı Saâdet’i çevirmekle görevlendirilen Kâmî, 971 Saferi’nde (1563) Edirne kadılığına getirildi. 974 Cemâziyelevveli’nde (1566) II. Selîm’in Edirne’ye gelişinde istemeyen bir takım kimselerin padişaha şikayeti üzerine azlolundu. 978 Rebiülevveli’nde (1570) Kıbrıs’ın fethedilmesi üzerine Kıbrıs kadılığına atandı. Bu tarihten bir sene sonra doksan akçe ile emekli oldu. Emeklilik yıllarında devrin padişahı II. Selim’in Çubuklubahçe denilen dinlenme yerine giderek Bâkî ile birlikte padişaha şiirler sundular. Edirne kadılığı esnasında olduğu gibi bu sefer de “erbâb-ı fesâd” devreye girerek bir takım dedikodular çıkarmışlardı. Nev’î-zâde Atâyî’nin bildirdiğine göre Kâmî Efendi 987 Recebi’nin başlarında (Ağustos 1579) bu fesatlar üzerine üzgün ve kırgın bir hâlde İstanbul’da öldü. Kabri Edirnekapısı haricinde Emir Buhârî dergâhı yakınlarındadır. Azîzî’nin “Dilâ yüz kodı hâke Kâmî-i nâ-kâm” mısraı ölümüne tarihtir.

Eserleri: Kınalı-zâde, Kâmî’nin Osmanlı sultanları ve âlimlerinin tercüme-i hâllerini anlatan bir tarih yazmaya giriştiğini, fakat akıbetinden haberdar olmadığını bildiriyor. Osmanlı Müellifleri’nde bu çalışmalar Târîh-i Âl-i Osmân ve Menâkıb-ı Ulemâ olarak adlandırılmıştır. Ayrıca Gazâlî’nin Kimyâ-yı Saâdet’ini tercümeye başladığı ve Hümâyun-nâme’si (Kelîle ve Dimne tercümesi) de kaynaklarda kayıtlı eserleri arasındadır. Atâyî Zeyli’nde, Kâmî’nin bu eserlerin hiç birini tamamlayamadığı kayıtlıdır. Nitekim hiç birinin nüshası bilinmemektedir. Âşık Çelebi, bu eserlerden özellikle Kelîle ve Dimne tercümesini uzun uzun över. Yine Âşık Çelebi Tezkiresi’nde şairin Kâtibî’nin “Şütür ve Hücre”sine her mısraında aynı zamanda “Gül ve Hâr”ı ifade eden bir naziresini bildirerek örnekler verilmektedir. Tezkirelerde Kâmî’nin belâgat ustası bir şair ve münşî olduğu ifade edilmektedir. Latîfî, İran şairlerinin şiirlerini okuyup araştırdığını da kaydetmektedir.

Kaynakça

 Abdurrahman Hıbrî. Enîsü’l-Müsâmirîn. İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi, TY. 451, vr. 83b.

Canım, Rıdvan (hzl.) (2000). Latîfî, Tezkiretü’ş-Şu’arâ ve Tabsıratü’n-Nuzemâ. Ankara: AKM Yay.

Canım, Rıdvan (1995). Edirne Şairleri. Ankara: Akçağ Yay.

“Kâmî” (1982). Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi. C. 5. İstanbul: Dergâh Yay. 129.

Kılıç, Filiz (hzl.) (2010). Âşık Çelebi, Meşâ’irü’ş-Şu’arâ (İnceleme-Metin). İstanbul: İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yay.

Köksal, M. Fatih (2012). Edirneli Nazmî, Mecma’u’n-Nezâ’ir. http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/dosya/1-292688/h/edirneli-nazmi-mecmaun-nezair.pdf. [erişim tarihi: 20.03.2013]

Kutluk, İbrahim (hzl.) (1978). Kınalızâde Hasan Çelebi, Tezkiretü’ş-Şu’arâ. Ankara: TTK Yay.

Kurnaz, Cemal ve Mustafa Tatçı (hzl.) (2001). Nail Tuman, Tuhfe-i Nâ’ilî. Ankara: Bizim Büro Yay.

Müstakîm-zâde Süleymân Sa’deddîn. Mecelletü’n-Nisâb fi’n-Neseb ve’l-Künâ ve’l-Elkâb. Süleymaniye Kütüphanesi, Hâlet Ef. No. 628, vr. 364a.

Özcan, Abdülkadir (hzl.) (1989). Mecdî Mehmed Efendi Hadâiku’ş-şakâik Şakâik-ı Nu’mâniyye ve Zeyilleri. İstanbul: Çağrı Yay.

Peremeci, Osman Nuri (1940). Edirne Tarihi. İstanbul: Resimli Ay Matbaası.

Riyâzî. Riyâzü’ş-Şu’arâ. Süleymaniye Kütüphanesi, Es’ad Ef. No. 3871, vr. 91b;

Kaf-zâde Fâizî. Zübdetü’l-Eş’âr. Milli Kütüphane, Yz. A. 679, vr. 92b.

Sungurhan Eyduran, Aysun (hzl.) (2008). Beyânî, Tezkiretü’ş-Şu’arâ. Ankara: Kültür Bakanlığı e-kitap: http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/belge/1-83502/beyani----tezkiretus-suara.html [erişim tarihi: 20.03.2013]

Şemseddîn Sâmî (1314). Kâmûsu’l-A’lâm. İstanbul: Mihrân Matbaası.

Tatçı, Mustafa (hzl.) (2003). Bursalı Mehmed Tahir, Osmanlı Müellifleri I-II-III. Ankara: Bizim Büro Yay. 

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: PROF. DR. MEHMET FATİH KÖKSAL
Yayın Tarihi: 09.09.2013
Güncelleme Tarihi: 31.10.2020

Eserlerinden Örnekler

 GAZEL 

 Hatuñ getürmese zindân-ı gamda baña havâs

 Ne mümkin idi halâs okısam hezâr ihlâs

 Görince sen mehi mihrüñle n’ola raks itsem

 Ki bezm-i şems-i cihân-tâba zerredür rakkâs

 Aceb mi yâr içün olsam bu bahr-i eşke garîk

 Ki tâlib-i dür olan lâ-cerem olur gavvâs

 Bir ola mı dil-i ârif ile kalbi sûfînüñ

 Kanı bahâ’-i zer ü sîm ü kanı kadr-i rasâs

 Dilerseñ irişe Kâmî nişâna tîğ-i murâd

 Çeküp o kaşı kemânı güç ile bagruña bas

(Köksal, M. Fatih (2012). Edirneli NazmîMecma’u’n-Nezâ’ir. http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/dosya/1-292688/h/edirneli-nazmi-mecmaun-nezair.pdf. [erişim tarihi: 20.03.2013]. 1218)


İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1MECDÎ, Mehmedd. ? - ö. 1590-91Doğum YeriGörüntüle
2DERVİŞ ÇELEBİ, Kestelli/Köstendilli Mustafeyn-zâded. ? - ö. III. Murad dönemi ortalarıDoğum YeriGörüntüle
3Şeyh İbrahim-i Gülşenîd. 1598-99 - ö. 1688-89Doğum YeriGörüntüle
4MECDÎ, Mehmedd. ? - ö. 1590-91Doğum YılıGörüntüle
5DERVİŞ ÇELEBİ, Kestelli/Köstendilli Mustafeyn-zâded. ? - ö. III. Murad dönemi ortalarıDoğum YılıGörüntüle
6Şeyh İbrahim-i Gülşenîd. 1598-99 - ö. 1688-89Doğum YılıGörüntüle
7MECDÎ, Mehmedd. ? - ö. 1590-91Ölüm YılıGörüntüle
8DERVİŞ ÇELEBİ, Kestelli/Köstendilli Mustafeyn-zâded. ? - ö. III. Murad dönemi ortalarıÖlüm YılıGörüntüle
9Şeyh İbrahim-i Gülşenîd. 1598-99 - ö. 1688-89Ölüm YılıGörüntüle
10MECDÎ, Mehmedd. ? - ö. 1590-91MeslekGörüntüle
11DERVİŞ ÇELEBİ, Kestelli/Köstendilli Mustafeyn-zâded. ? - ö. III. Murad dönemi ortalarıMeslekGörüntüle
12Şeyh İbrahim-i Gülşenîd. 1598-99 - ö. 1688-89MeslekGörüntüle
13MECDÎ, Mehmedd. ? - ö. 1590-91Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
14DERVİŞ ÇELEBİ, Kestelli/Köstendilli Mustafeyn-zâded. ? - ö. III. Murad dönemi ortalarıAlan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
15Şeyh İbrahim-i Gülşenîd. 1598-99 - ö. 1688-89Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
16MECDÎ, Mehmedd. ? - ö. 1590-91Madde AdıGörüntüle
17DERVİŞ ÇELEBİ, Kestelli/Köstendilli Mustafeyn-zâded. ? - ö. III. Murad dönemi ortalarıMadde AdıGörüntüle
18Şeyh İbrahim-i Gülşenîd. 1598-99 - ö. 1688-89Madde AdıGörüntüle