Madde Detay
KÂŞİF
(d. ?/? - ö. ?/?)
divan-tekke şairi
(Divan-Tekke / 17. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Şairin asıl ismi kaynaklarda “Kâşif” olarak geçer. Sefine-i Evliya'ya göre şairin hem mahlası hem adı Kâşif’tir (Vassaf 2014: 143). Benzer ifadeler Ömer Faruk Dinçel’in (2012: 188) Tavşanlı Tarihi isimli kitabında da yer alır. Ancak şairin divanının girişinde, “dîvân-ı esrârü’l-Es‘adü’ş-şehîr be-Kâşifü’l-esrâr kuddise sırruhu” başlığı yer almaktadır. Ayrıca divanında bazı bend ve beyitlerde “Es’ad” ismi yer alır. Divanın kayıtlı olduğu kütüphanelerde Kâşif Es’ad adına kayıt isimleri yer almaktadır. Bu bulgulardan hareketle şairin, mahlas ve isim olarak kullandığı Kâşif’in yanı sıra Es’ad ismine de sahip olduğunu söyleyebiliriz. Şair Kütahya’nın Tavşanlı ilçesindendir (Vassaf 2014: 143). İlk tahsilini Tavşanı’da gerçekleştiren şair sonraları Elmalı’da Ümmî Sinan’a bağlanır (Dinçel 2012: 189). Ümmî Sinan’ın yanında seyr-i sülukunu tamamlayan Kâşif, hilafet alarak Karahisar’a ve oradan Tavşanlı’ya gelir (Vassaf 2014: 144). Tavşanlı’da sonraları kendi adıyla anılacak olan Kâşif Dede Tekkesi’ne yerleşir. Uzun yıllar bu tekkede Halvetî usulüne göre mürit yetiştirir. Mezarı Tavşanlı’dadır (Dinçel 2012: 190). Şairin doğum ve ölüm tarihleri ile ilgili bilgiler mevcut değildir. Kâşif, divanını kaleme aldığı tarih olarak 1074/ 1664 Receb’ini gösterir. Ayrıca Kâşifü’l-Esrâr isimli eserinde Kâşif, 1079/ 1669 tarihinde Karahisar’da başından geçen bir olayı nakleder. Sefine-i Evliya’da şairin 1074/ 1664 tarihinden sonra meşhur olduğu ifade edilir (Vassaf 2012: 143). Ayrıca şair, şeyhi Ümmî Sinan’ın 1067/ 1657’de vefatı üzerine bir mersiye kaleme alır. Tüm bu tarihlerden Kâşif’in daha çok 17. yüzyılın ikinci yarısında yaşadığı anlaşılmaktadır. Şair Halvetiyye tarikatının Ahmediyye koluna mensuptur. Ahmediyye kolu şeyhlerinden Ümmî Sinan, Kâşif’i halifesi olarak yetiştirir. Meşhur mutasavvıf Niyâzî-i Mısrî ile aynı şeyhten el alır (Vassaf 2014: 144). Ümmî Sinan’ın yetiştirdiği Niyâzî-i Mısrî, Gülaboğlu Askerî, Şeyhî Mehmed Efendi, Ahmed Matla‘î ve Müftî Derviş’ten oluşan beş arkadaş şair ile Elmalı ve çevresi bir kültür coğrafyası haline gelir (Tatcı 2008: 237). Elmalı’da yetişen Kâşif Efendi de hiç şüphesiz bu beş şairin oluşturduğu tasavvufi ve fikri zeminden etkilenecektir. Bu bakımdan Kâşif’in, fikir ve hayal dünyasının oluşumunda, Halvetiyye tarikatının Elmalı ocağı şairleri ve mutasavvıfları başrolü oynayacaklardır (İlhan 2015: 14). Kâşif Es’ad Efendi’nin iki eseri bulunmaktadır. Dîvânı: Kâşif Es’ad Efendi, bu mürettep divanını 1074/ 1664 Receb’inde kaleme aldığını belirtir. Divanın müellif hattı nüshası tespit edilememektedir. Bilinen iki nüshası da müstensih hatlı olup 19. yüzyıl Uşşâkî şeyhlerinden Muhammed Emin Tevfik Efendi tarafından yazılmıştır (Vassaf 2014: 143). Divanın bir nüshası Almanya Milli Kütüphanesi’nde Ms.or.oct.2718 arşiv numarası ile diğeri ise Ankara Milli Kütüphane’de 06 Mil Yz FB 251/3 arşiv numarası ile kayıtlıdır. Eser toplam 134 varak olup rik‘a yazı ile kopyalanmıştır. Divanın her iki nüshası da benzer boyutlara ve benzer yazı çeşidine sahiptir. Şair divanına başlarken dibace niteliğinde bir nesir kısım oluşturur. Bu kısımda şiire ve şaire dair görüşlerini ifade eden Kâşif, şiirlerde kullandığı kelimelerin manalarını verir. Bu nesir kısımdan sonra 1 müstezad, 2 bahr-i tavîl, 6 kaside, 39 musammat ve 550 gazel ile divan tamamlanır. Gazellerinde alfabenin pe, je ve çe harfleri hariç tüm harfler kullanılır. Divan üzerinde Enes İlhan’ın yüksek lisans çalışması bulunmaktadır (2015). (2015). (Bk. İlhan, Enes (2015). Kâşif Es’ad Efendi Divanı İnceleme-Metin. (Yüksek Lisans Tezi). Ankara: Gazi Üniversitesi).
Kâşüfü’l-Esrâr: Kâşif Es’ad Efendi’nin bu eseri, divan metni ile aynı cilt içerisindedir. Eser 14 varak civarında olup divan metni Kâşifü’l-Esrâr’dan sonra gelmektedir. Kâşifü’l-Esrâr'ın iki nüshasından biri Almanya Milli Kütüphanesi’nde Ms.or.oct.2718 arşiv numarası ile diğeri ise Ankara Milli Kütüphane’de 06 Mil Yz FB 251/3 arşiv numarası ile kayıtlıdır. Eser mensur bir eserdir. Ancak yer yer eserde, anlatılan konuya uygun olarak Yunus Emre, Sun’ullah Gaybî, Mevlânâ, Aziz Mahmud Hüdâî, Nesîmî ve Necâtî’den beyit ve bend örnekleri bulunur. Eserin baş kısmında Hâfız’ın bir beyti üç varak tutarında şerh edilir. Eserde Kâşif tarikat adab ve erkanı üzerinde daha sonra tevhid, vahdet-i vücut ve aşk gibi önemli tasavvufi kavram ile bazı hadislerin şerhleri üzerinde durmaktadır. Eserin sonlarına doğru Kâşif, Karahisar’da başından geçen bir olayı nakleder. Şair divanının giriş kısmında nesir olarak şiire ve şaire dair görüşlerini ifade eder. Şaire göre insanın en temel ayırıcı özelliği konuşma eylemidir. Konuşma eylemi de en mükemmel forma şiir ile ulaşır. Ona göre şiir vezin, kabiliyet, mana ve sözün birleşiminden oluşur. Kâşif bu dört ögeden manayı önemser. Şiirlerini okuyanlara seslenerek şiirlerinde yer alan söz kusurlarına takılmamalarını asıl, manaya odaklanmalarını tavsiye eder. Manaya bu denli önem veren şair, şiirlerinin doğru anlaşılması adına şiirlerinde geçen bazı kelimelerin hangi manaya geldiklerini divanının giriş kısmında belirtir. Kâşif ilhamı da önemseyerek şiirin ilham ile oluştuğunu vurgular. Kâşif’e göre şair olmak için birtakım koşullar bulunur. Şair olmak isteyen kişi, ilk olarak Kur’an ilmine vakıf olacak, Arapça ve Farsça dillerini bilecek, tasavvuf erbabının kullandığı remizleri kullanacak ve tarikata mensup olarak tarikat yolundan gidenlere tabi olacaktır (İlhan 2015: 31). Kâşif şiirlerini oluştururken pek çok şairin etkisinde kalır. Bunların başında Fars şairlerinden Hâfız-ı Şîrâzî gelmektedir. Kâşif, Kâşifü’l-Esrâr isimli eserinde Hâfız’ın bir beytine üç varak tutarında şerhte bulunur. Ayırıca divanında Hâfız’a nazire bir Farsça gazel bulumaktadır. Nesîmî ve Yunus Emre Kâşif’in şiirlerini oluşturken en çok etkisinde kaldığı iki şairdir. Kâşif’in divanında Nesîmî’ye yazılmış bir tahmis bulunduğu gibi pek çok beyittede Yunus ve Nesîmî etkisi bariz bir biçimde tespit edilir. Ayrıca divanında yer yer görülen coşkun ve lirik ifadelerin arkasında Yunus Emre ve Nesîmî’nin üslupları hissedilir. Bağdatlı Rûhî, Kâşif üzerinde etkileri olan bir diğer şairidir. Divanda eleştirel üslubun hakim olduğu yerlerde Bağdatlı Rûhî etkisi görülmektedir. Fuzûlî, Hayâlî ve Sun’ullah Gaybî diğer saydığımız şairler kadar olmasa da Kâşif’in üslubunu oluştururken etkisinde kaldığı şairlerdendir (İlhan 2015: 33). Kâşif şiirlerinde genel olarak sade bir dil kullanır. Şair şiirlerinin anlaşılmasından yanadır. Dolayısıyla şiirlerinde Arapça ve Farsça tamlamalara çokça yer vermez. Çok nadir üçlü ve dörtlü tamlama kullanımları görülür. Dahası tamlama kullanmadığı şiirleri de bulunmaktadır. Şiirlerinde deyimlere ve yerel ifadelere sıklıkla yer verir. Ayrıca divanında yer yer sınık, yatlu, ıssı, assı, kankı, irgürmek, dirgürmek, inen, aldamak, delim, yavı kılmak,ütmek, üzkes, kalmaş, kakımak, ıcak, icek, durur, dürür, uban, üben, ısar, iser, vuz, vüz, dın, din vb. Eski Anadolu Türkçesi dönemine ait kelime ve ekler bulunur. Kâşif, bir tarikat şeyhi olması sebebiyle şiirlerinde büyük oranda didaktik üslup kullanır. Bu üslubun hakim olduğu şiirlerinde şair sahv, nahv, vahdet, vücud, ene’l-hak, cilve, naz, zikir, devir, tecelli, zevk vb. tasavvufi kavramlar sıklıkla yer almaktadır. Ayrıca devran, darb-ı esma, halvet, atvâr-ı seb‘a ve zikir vb. Halvetiyye tarikatı için önemli olan kavramlar da didaktik üslubun el verdiği ölçüde şiire dahil olur. Şiirlerinde bazen ses unsurunun alçaldığı ve samimiyetin öne çıktığı görülür. Özellikle naat ve münacaat türünde kaleme aldığı şiirlerde ve kendi psikolojisini ön plana çıkardığı şiirlerinde bu samimi üslup tespit edilmektedir. Nadir de olsa şiirlerinde yer yer toplumun çeşitli kesimlerinin eleştirilmiş bu kısımlarda eleştirel bir üslup kullanmıştır.
Kaynakça
Akkuş, Mehmet, A. Yılmaz (hzl.) (2014). Osmânzâde Hüseyin Vassâf. Sefîne-i Evliyâ. İstanbul: Kitabevi Yay.
Dinçel, Ömer Faruk (2012). Tavşanlı Tarihi. Tavşanlı: Tavşanlı Kaymakamlığı Yay.
İlhan, Enes (2015). Kâşif Es’ad Efendi Divanı İnceleme-Metin. Yüksek Lisans Tezi. Ankara: Gazi Üniversitesi.
Kâşif Es’ad. Divân-ı Kâşif. Almanya Millî Kütüphanesi. Türkçe Yazmaları. No: Ms. or. oct. 2718. vr. 20b-147a.
Kâşif Es’ad. Kâşifü’l-Esrâr. Almanya Millî Kütüphanesi. Türkçe Yazmaları. No: Ms. or. oct. 2718. vr. 1a-19b.
Tatcı, Mustafa (2008). Elmalının Canları. İstanbul: Hu Yay.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: ARAŞ. GÖR. ENES İLHANYayın Tarihi: 06.05.2015Güncelleme Tarihi: 08.12.2020Eserlerinden Örnekler
Kaside
Yuf dehr-i denînün dem-i devrânına sad yuf
Seyyârına
yuf şems-i dırahşânına sad yuf
Ednâdan
umar devleti a‘lâda olanlar
Ednâsına a‘lâsına yuf hânına sad yuf
Erbâb-ı
riyâ ‘ilm-i garazdan bulur ikbâl
Âlimlerinün
va‘z ile tibyânına sad yuf
Zâhidler
umar cennet-i Firdevs’e tarîkat
Râhına
vü matlûbına iz‘ânına sad yuf
İrşâda
kadem basmagıla Hakk’a irem dir
Sûfîlerine
şeyhine erkânına sad yuf
Zu‘mıyla
ma‘ârif satar erbâb-ı tasavvuf
Yuf
tâlibine sûfîye ‘irfânına sad yuf
Ashâb-ı
teşeyyih başına halkı üşürmiş
Nâ-ķâbil-i
murdâr-ı mürîdânına sad yuf
Bir
müslimün ezber okına küfri dilinde
Yuf
kâfirine dahi müselmânına sad yuf
Fark
olmaz imiş ‘âlem-i ma‘nâda gedâ vü şâh
Yuf
okıyalum şâh u gedâyânına sad yuf
Dânâlara
nâdân revâ mı ululanmak
Dânâsına
dehrüh dahi nâdânına sad yuf
‘Âlim
ki bütün ‘ömrini sarf eyleye sarfa
‘Ömrine
vü sarfına vü ezmânına sad yuf
Fıkh
ile taleb eyleyeler câh-ı celâli
Tâliblerine
matlabına cânına sad yuf
Bî-‘ilm
kazâ tantanasun fâş ide kâdı
‘Örfine
‘abâyisine hemyânına sad yuf
Halk
önine ücretle geçen câhil imâmun
Karîne
kıyâmına kamu şânına sad yuf
Mescidlere
zindân gibi varur bu cemâ‘at
‘Âdetlerine
tâ‘at u îmânına sad yuf
Pâzâr
harâmîsi olur ehl-i ticâret
Pâzârına
vü sûdına hüsrânına sad yuf
Mezzât-ı
cihân oldılar erbâb-ı sanâyi‘
Yuf
san‘atınun cehrine pinhânına sad yuf
Erbâb-ı
mahabbet geçinür fâsık-ı mahrûm
Yuf
‘aşkına dil-dârına cânânına sad yuf
Mahbûblarun
‘âşıkına nâzına yüz hayf
‘Âşıklarınun
anlara fermânına sad yuf
Dil-ber
yolına cân virenün cânına la‘net
Dil-berlerinün
va‘de-i ihsânına sad yuf
Sûretde
güzel ise eger ahsen-i takvîm
Yuf
nakşına vü sûret-i insânına sad yuf
Keyfiyyet
eger meykedelerden ise hâsıl
Yuf
tâlibine câmına sekrânına sad yuf
Esrâr-ı
hakâyık varak ile bulınursa
Abdâlına
yuf sırrına hayrânına sad yuf
Cem‘iyyet-i
hayvân iseñüz tekye-i ‘âlim
Binâsına
yuf tekyede mihmânına sad yuf
Dervîşlerün
pîrine teslîmi ne bellî
Evrâdına
ezkârına efgânına sad yuf
Âdetleri
da‘vetlere itmekse icâbet
Dâ‘îsine
in‘âmına vü hânına sad yuf
Tebdîl
idüp eşkâli çekerler ise tesbîh
Yuf
şekline vü subha-i mercânına sad yuf
Ve’l-hâsıl
iki ‘âleme dil virmedi ey dil
‘Ukbâda
olan cennet ü nîrânına sad yuf
Erbâb-ı
zamân dîvi begenmezler inende
Cennetlerine
dîve Süleymân’ına śad yuf
Gökden
yire yirden göke eşyâ ki dimişler
Yuf
cümleten insânına hayvânına sad yuf
Yuf
okıya dek geldi bu dem Kâşif’e nevbet
Yuf
Kâşif’e vü keşfine bürhânına sad yuf (İlhan 2015: 145)
Gazeller
1
Derdüme
derdün yeter ben gayrı dermân istemem
Ârif-i
derd oldıgumdan özge ‘irfân istemem
Gelmişem
bezm-i ezelden derdüne ‘âşık olup
Cânuma
cânân odur ben gayrı cânân istemem
Ka‘be-i
vaslunda câna cânı kurbân eylerem
Hacc-ı
ekberde yeter cân özge kurbân istemem
Mürşidüm
nûr-ı Hudâ’dur ana fermânem bugün
Râh-ı
vahdetde dem-a-dem dilde fermân istemem
Vahdet-i
Hakk’a ezel îmân u ikrar eyledüm
Kâşifâ şimdi ebed teksîr-i îmân istemem (İlhan 2015: 558)
2
Ey
tabîbüm cân u dil derdine dermân eylesen
Şerbet-i
vaslunla cânum mest ü hayrân eylesen
Âciz
ü bî-çâreyem geldüm kapuna hor u zâr
Sâ’ilem
dîdârunı lutf ile ihsân eylesen
Bahr-i
ihsânundan aśla zerrece eksilmeye
Ben
fakîri katre iken bahr-i ‘ummân eylesen
Çünki
evvel bizi bunda bilmege salmış idün
N’ola
bunda her nefesde ehl-i ‘irfân eylesen
Kâşif’e
yâ Rabb tevfîkün refîk idüp müdâm
Râh-ı
‘aşkunda anı ‘aşk ile mihmân eylesen
İlhan, Enes (2015). Kâşif Es’ad Efendi Divanı İnceleme-Metin. Yüksek Lisans Tezi. Ankara: Gazi Üniversitesi. 472.
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 06.05.2015Güncelleme Tarihi: 08.12.2020Eserlerinden Örnekler
Kaside
Yuf dehr-i denînün dem-i devrânına sad yuf
Seyyârına
yuf şems-i dırahşânına sad yuf
Ednâdan
umar devleti a‘lâda olanlar
Ednâsına a‘lâsına yuf hânına sad yuf
Erbâb-ı
riyâ ‘ilm-i garazdan bulur ikbâl
Âlimlerinün
va‘z ile tibyânına sad yuf
Zâhidler
umar cennet-i Firdevs’e tarîkat
Râhına
vü matlûbına iz‘ânına sad yuf
İrşâda
kadem basmagıla Hakk’a irem dir
Sûfîlerine
şeyhine erkânına sad yuf
Zu‘mıyla
ma‘ârif satar erbâb-ı tasavvuf
Yuf
tâlibine sûfîye ‘irfânına sad yuf
Ashâb-ı
teşeyyih başına halkı üşürmiş
Nâ-ķâbil-i
murdâr-ı mürîdânına sad yuf
Bir
müslimün ezber okına küfri dilinde
Yuf
kâfirine dahi müselmânına sad yuf
Fark
olmaz imiş ‘âlem-i ma‘nâda gedâ vü şâh
Yuf
okıyalum şâh u gedâyânına sad yuf
Dânâlara
nâdân revâ mı ululanmak
Dânâsına
dehrüh dahi nâdânına sad yuf
‘Âlim
ki bütün ‘ömrini sarf eyleye sarfa
‘Ömrine
vü sarfına vü ezmânına sad yuf
Fıkh
ile taleb eyleyeler câh-ı celâli
Tâliblerine
matlabına cânına sad yuf
Bî-‘ilm
kazâ tantanasun fâş ide kâdı
‘Örfine
‘abâyisine hemyânına sad yuf
Halk
önine ücretle geçen câhil imâmun
Karîne
kıyâmına kamu şânına sad yuf
Mescidlere
zindân gibi varur bu cemâ‘at
‘Âdetlerine
tâ‘at u îmânına sad yuf
Pâzâr
harâmîsi olur ehl-i ticâret
Pâzârına
vü sûdına hüsrânına sad yuf
Mezzât-ı
cihân oldılar erbâb-ı sanâyi‘
Yuf
san‘atınun cehrine pinhânına sad yuf
Erbâb-ı
mahabbet geçinür fâsık-ı mahrûm
Yuf
‘aşkına dil-dârına cânânına sad yuf
Mahbûblarun
‘âşıkına nâzına yüz hayf
‘Âşıklarınun
anlara fermânına sad yuf
Dil-ber
yolına cân virenün cânına la‘net
Dil-berlerinün
va‘de-i ihsânına sad yuf
Sûretde
güzel ise eger ahsen-i takvîm
Yuf
nakşına vü sûret-i insânına sad yuf
Keyfiyyet
eger meykedelerden ise hâsıl
Yuf
tâlibine câmına sekrânına sad yuf
Esrâr-ı
hakâyık varak ile bulınursa
Abdâlına
yuf sırrına hayrânına sad yuf
Cem‘iyyet-i
hayvân iseñüz tekye-i ‘âlim
Binâsına
yuf tekyede mihmânına sad yuf
Dervîşlerün
pîrine teslîmi ne bellî
Evrâdına
ezkârına efgânına sad yuf
Âdetleri
da‘vetlere itmekse icâbet
Dâ‘îsine
in‘âmına vü hânına sad yuf
Tebdîl
idüp eşkâli çekerler ise tesbîh
Yuf
şekline vü subha-i mercânına sad yuf
Ve’l-hâsıl
iki ‘âleme dil virmedi ey dil
‘Ukbâda
olan cennet ü nîrânına sad yuf
Erbâb-ı
zamân dîvi begenmezler inende
Cennetlerine
dîve Süleymân’ına śad yuf
Gökden
yire yirden göke eşyâ ki dimişler
Yuf
cümleten insânına hayvânına sad yuf
Yuf
okıya dek geldi bu dem Kâşif’e nevbet
Yuf
Kâşif’e vü keşfine bürhânına sad yuf (İlhan 2015: 145)
Gazeller
1
Derdüme
derdün yeter ben gayrı dermân istemem
Ârif-i
derd oldıgumdan özge ‘irfân istemem
Gelmişem
bezm-i ezelden derdüne ‘âşık olup
Cânuma
cânân odur ben gayrı cânân istemem
Ka‘be-i
vaslunda câna cânı kurbân eylerem
Hacc-ı
ekberde yeter cân özge kurbân istemem
Mürşidüm
nûr-ı Hudâ’dur ana fermânem bugün
Râh-ı
vahdetde dem-a-dem dilde fermân istemem
Vahdet-i
Hakk’a ezel îmân u ikrar eyledüm
Kâşifâ şimdi ebed teksîr-i îmân istemem (İlhan 2015: 558)
2
Ey
tabîbüm cân u dil derdine dermân eylesen
Şerbet-i
vaslunla cânum mest ü hayrân eylesen
Âciz
ü bî-çâreyem geldüm kapuna hor u zâr
Sâ’ilem
dîdârunı lutf ile ihsân eylesen
Bahr-i
ihsânundan aśla zerrece eksilmeye
Ben
fakîri katre iken bahr-i ‘ummân eylesen
Çünki
evvel bizi bunda bilmege salmış idün
N’ola
bunda her nefesde ehl-i ‘irfân eylesen
Kâşif’e
yâ Rabb tevfîkün refîk idüp müdâm
Râh-ı
‘aşkunda anı ‘aşk ile mihmân eylesen
İlhan, Enes (2015). Kâşif Es’ad Efendi Divanı İnceleme-Metin. Yüksek Lisans Tezi. Ankara: Gazi Üniversitesi. 472.
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 08.12.2020Eserlerinden Örnekler
Kaside
Yuf dehr-i denînün dem-i devrânına sad yuf
Seyyârına
yuf şems-i dırahşânına sad yuf
Ednâdan
umar devleti a‘lâda olanlar
Ednâsına a‘lâsına yuf hânına sad yuf
Erbâb-ı
riyâ ‘ilm-i garazdan bulur ikbâl
Âlimlerinün
va‘z ile tibyânına sad yuf
Zâhidler
umar cennet-i Firdevs’e tarîkat
Râhına
vü matlûbına iz‘ânına sad yuf
İrşâda
kadem basmagıla Hakk’a irem dir
Sûfîlerine
şeyhine erkânına sad yuf
Zu‘mıyla
ma‘ârif satar erbâb-ı tasavvuf
Yuf
tâlibine sûfîye ‘irfânına sad yuf
Ashâb-ı
teşeyyih başına halkı üşürmiş
Nâ-ķâbil-i
murdâr-ı mürîdânına sad yuf
Bir
müslimün ezber okına küfri dilinde
Yuf
kâfirine dahi müselmânına sad yuf
Fark
olmaz imiş ‘âlem-i ma‘nâda gedâ vü şâh
Yuf
okıyalum şâh u gedâyânına sad yuf
Dânâlara
nâdân revâ mı ululanmak
Dânâsına
dehrüh dahi nâdânına sad yuf
‘Âlim
ki bütün ‘ömrini sarf eyleye sarfa
‘Ömrine
vü sarfına vü ezmânına sad yuf
Fıkh
ile taleb eyleyeler câh-ı celâli
Tâliblerine
matlabına cânına sad yuf
Bî-‘ilm
kazâ tantanasun fâş ide kâdı
‘Örfine
‘abâyisine hemyânına sad yuf
Halk
önine ücretle geçen câhil imâmun
Karîne
kıyâmına kamu şânına sad yuf
Mescidlere
zindân gibi varur bu cemâ‘at
‘Âdetlerine
tâ‘at u îmânına sad yuf
Pâzâr
harâmîsi olur ehl-i ticâret
Pâzârına
vü sûdına hüsrânına sad yuf
Mezzât-ı
cihân oldılar erbâb-ı sanâyi‘
Yuf
san‘atınun cehrine pinhânına sad yuf
Erbâb-ı
mahabbet geçinür fâsık-ı mahrûm
Yuf
‘aşkına dil-dârına cânânına sad yuf
Mahbûblarun
‘âşıkına nâzına yüz hayf
‘Âşıklarınun
anlara fermânına sad yuf
Dil-ber
yolına cân virenün cânına la‘net
Dil-berlerinün
va‘de-i ihsânına sad yuf
Sûretde
güzel ise eger ahsen-i takvîm
Yuf
nakşına vü sûret-i insânına sad yuf
Keyfiyyet
eger meykedelerden ise hâsıl
Yuf
tâlibine câmına sekrânına sad yuf
Esrâr-ı
hakâyık varak ile bulınursa
Abdâlına
yuf sırrına hayrânına sad yuf
Cem‘iyyet-i
hayvân iseñüz tekye-i ‘âlim
Binâsına
yuf tekyede mihmânına sad yuf
Dervîşlerün
pîrine teslîmi ne bellî
Evrâdına
ezkârına efgânına sad yuf
Âdetleri
da‘vetlere itmekse icâbet
Dâ‘îsine
in‘âmına vü hânına sad yuf
Tebdîl
idüp eşkâli çekerler ise tesbîh
Yuf
şekline vü subha-i mercânına sad yuf
Ve’l-hâsıl
iki ‘âleme dil virmedi ey dil
‘Ukbâda
olan cennet ü nîrânına sad yuf
Erbâb-ı
zamân dîvi begenmezler inende
Cennetlerine
dîve Süleymân’ına śad yuf
Gökden
yire yirden göke eşyâ ki dimişler
Yuf
cümleten insânına hayvânına sad yuf
Yuf
okıya dek geldi bu dem Kâşif’e nevbet
Yuf
Kâşif’e vü keşfine bürhânına sad yuf (İlhan 2015: 145)
Gazeller
1
Derdüme
derdün yeter ben gayrı dermân istemem
Ârif-i
derd oldıgumdan özge ‘irfân istemem
Gelmişem
bezm-i ezelden derdüne ‘âşık olup
Cânuma
cânân odur ben gayrı cânân istemem
Ka‘be-i
vaslunda câna cânı kurbân eylerem
Hacc-ı
ekberde yeter cân özge kurbân istemem
Mürşidüm
nûr-ı Hudâ’dur ana fermânem bugün
Râh-ı
vahdetde dem-a-dem dilde fermân istemem
Vahdet-i
Hakk’a ezel îmân u ikrar eyledüm
Kâşifâ şimdi ebed teksîr-i îmân istemem (İlhan 2015: 558)
2
Ey
tabîbüm cân u dil derdine dermân eylesen
Şerbet-i
vaslunla cânum mest ü hayrân eylesen
Âciz
ü bî-çâreyem geldüm kapuna hor u zâr
Sâ’ilem
dîdârunı lutf ile ihsân eylesen
Bahr-i
ihsânundan aśla zerrece eksilmeye
Ben
fakîri katre iken bahr-i ‘ummân eylesen
Çünki
evvel bizi bunda bilmege salmış idün
N’ola
bunda her nefesde ehl-i ‘irfân eylesen
Kâşif’e
yâ Rabb tevfîkün refîk idüp müdâm
Râh-ı
‘aşkunda anı ‘aşk ile mihmân eylesen
İlhan, Enes (2015). Kâşif Es’ad Efendi Divanı İnceleme-Metin. Yüksek Lisans Tezi. Ankara: Gazi Üniversitesi. 472.
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
Kaside
Yuf dehr-i denînün dem-i devrânına sad yuf
Seyyârına
yuf şems-i dırahşânına sad yuf
Ednâdan
umar devleti a‘lâda olanlar
Ednâsına a‘lâsına yuf hânına sad yuf
Erbâb-ı
riyâ ‘ilm-i garazdan bulur ikbâl
Âlimlerinün
va‘z ile tibyânına sad yuf
Zâhidler
umar cennet-i Firdevs’e tarîkat
Râhına
vü matlûbına iz‘ânına sad yuf
İrşâda
kadem basmagıla Hakk’a irem dir
Sûfîlerine
şeyhine erkânına sad yuf
Zu‘mıyla
ma‘ârif satar erbâb-ı tasavvuf
Yuf
tâlibine sûfîye ‘irfânına sad yuf
Ashâb-ı
teşeyyih başına halkı üşürmiş
Nâ-ķâbil-i
murdâr-ı mürîdânına sad yuf
Bir
müslimün ezber okına küfri dilinde
Yuf
kâfirine dahi müselmânına sad yuf
Fark
olmaz imiş ‘âlem-i ma‘nâda gedâ vü şâh
Yuf
okıyalum şâh u gedâyânına sad yuf
Dânâlara
nâdân revâ mı ululanmak
Dânâsına
dehrüh dahi nâdânına sad yuf
‘Âlim
ki bütün ‘ömrini sarf eyleye sarfa
‘Ömrine
vü sarfına vü ezmânına sad yuf
Fıkh
ile taleb eyleyeler câh-ı celâli
Tâliblerine
matlabına cânına sad yuf
Bî-‘ilm
kazâ tantanasun fâş ide kâdı
‘Örfine
‘abâyisine hemyânına sad yuf
Halk
önine ücretle geçen câhil imâmun
Karîne
kıyâmına kamu şânına sad yuf
Mescidlere
zindân gibi varur bu cemâ‘at
‘Âdetlerine
tâ‘at u îmânına sad yuf
Pâzâr
harâmîsi olur ehl-i ticâret
Pâzârına
vü sûdına hüsrânına sad yuf
Mezzât-ı
cihân oldılar erbâb-ı sanâyi‘
Yuf
san‘atınun cehrine pinhânına sad yuf
Erbâb-ı
mahabbet geçinür fâsık-ı mahrûm
Yuf
‘aşkına dil-dârına cânânına sad yuf
Mahbûblarun
‘âşıkına nâzına yüz hayf
‘Âşıklarınun
anlara fermânına sad yuf
Dil-ber
yolına cân virenün cânına la‘net
Dil-berlerinün
va‘de-i ihsânına sad yuf
Sûretde
güzel ise eger ahsen-i takvîm
Yuf
nakşına vü sûret-i insânına sad yuf
Keyfiyyet
eger meykedelerden ise hâsıl
Yuf
tâlibine câmına sekrânına sad yuf
Esrâr-ı
hakâyık varak ile bulınursa
Abdâlına
yuf sırrına hayrânına sad yuf
Cem‘iyyet-i
hayvân iseñüz tekye-i ‘âlim
Binâsına
yuf tekyede mihmânına sad yuf
Dervîşlerün
pîrine teslîmi ne bellî
Evrâdına
ezkârına efgânına sad yuf
Âdetleri
da‘vetlere itmekse icâbet
Dâ‘îsine
in‘âmına vü hânına sad yuf
Tebdîl
idüp eşkâli çekerler ise tesbîh
Yuf
şekline vü subha-i mercânına sad yuf
Ve’l-hâsıl
iki ‘âleme dil virmedi ey dil
‘Ukbâda
olan cennet ü nîrânına sad yuf
Erbâb-ı
zamân dîvi begenmezler inende
Cennetlerine
dîve Süleymân’ına śad yuf
Gökden
yire yirden göke eşyâ ki dimişler
Yuf
cümleten insânına hayvânına sad yuf
Yuf
okıya dek geldi bu dem Kâşif’e nevbet
Yuf
Kâşif’e vü keşfine bürhânına sad yuf (İlhan 2015: 145)
Gazeller
1
Derdüme
derdün yeter ben gayrı dermân istemem
Ârif-i
derd oldıgumdan özge ‘irfân istemem
Gelmişem
bezm-i ezelden derdüne ‘âşık olup
Cânuma
cânân odur ben gayrı cânân istemem
Ka‘be-i
vaslunda câna cânı kurbân eylerem
Hacc-ı
ekberde yeter cân özge kurbân istemem
Mürşidüm
nûr-ı Hudâ’dur ana fermânem bugün
Râh-ı
vahdetde dem-a-dem dilde fermân istemem
Vahdet-i
Hakk’a ezel îmân u ikrar eyledüm
Kâşifâ şimdi ebed teksîr-i îmân istemem (İlhan 2015: 558)
2
Ey
tabîbüm cân u dil derdine dermân eylesen
Şerbet-i
vaslunla cânum mest ü hayrân eylesen
Âciz
ü bî-çâreyem geldüm kapuna hor u zâr
Sâ’ilem
dîdârunı lutf ile ihsân eylesen
Bahr-i
ihsânundan aśla zerrece eksilmeye
Ben
fakîri katre iken bahr-i ‘ummân eylesen
Çünki
evvel bizi bunda bilmege salmış idün
N’ola
bunda her nefesde ehl-i ‘irfân eylesen
Kâşif’e
yâ Rabb tevfîkün refîk idüp müdâm
Râh-ı ‘aşkunda anı ‘aşk ile mihmân eylesen
İlhan, Enes (2015). Kâşif Es’ad Efendi Divanı İnceleme-Metin. Yüksek Lisans Tezi. Ankara: Gazi Üniversitesi. 472.
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | Hüzeyme Yeşim Koçak | d. 24 Nisan 1958 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | ESİF, Mehmed Dede | d. 1698/99 (?) - ö. 1732/33 | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | Hüzeyme Yeşim Koçak | d. 24 Nisan 1958 - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
4 | ESİF, Mehmed Dede | d. 1698/99 (?) - ö. 1732/33 | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | Hüzeyme Yeşim Koçak | d. 24 Nisan 1958 - ö. ? | Ölüm Yılı | Görüntüle |
6 | ESİF, Mehmed Dede | d. 1698/99 (?) - ö. 1732/33 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
7 | Hüzeyme Yeşim Koçak | d. 24 Nisan 1958 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
8 | ESİF, Mehmed Dede | d. 1698/99 (?) - ö. 1732/33 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
9 | Hüzeyme Yeşim Koçak | d. 24 Nisan 1958 - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
10 | ESİF, Mehmed Dede | d. 1698/99 (?) - ö. 1732/33 | Madde Adı | Görüntüle |