Madde Detay
KESBÎ /KİSBÎ, Kesbî Mehmet Efendi
(d. ?/? - ö. 1051/1640)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / 17. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Kesbî Mehmet Efendi'nin asıl adı Mehmed olup Edirneli şair İbrahim Şâhidî'nin torunlarındandır. Edirne'de dünyaya gelen Kesbî, aynı zamanda bir tarihçi olduğundan dolayı Müverrih Kesbî Mehmed Çelebi adıyla tanınmıştır. Şair Kesbî'nin doğum yılı kesin olarak bilinmemekle beraber, Sultan Üçüncü Mustafa (saltanatı: 1757-1774) devrinde yetişen şairlerden olduğu bilinmektedir. İlk eseri Nuhbetü’t-Tevârîh ve’l-Ahbâr’ın girişinde adını verirken mesleğini Dîvân-ı Hümâyun’da ahkâm kâtibi olarak kaydeder. Hayatının sonlarına doğru yazdığı ikinci eseri olan Târîh-i Âl-i Osmân’da ise mesleğini müderris diye belirtir. Bu iki ayrı tanıtım her iki eserin yazarlarının farklı kişiler olduğu kanaatini uyandırmıştır. Muhâsib Mehmed Efendi olarak da bilinen tarihçinin şiirlerinde “Kesbî” mahlasını kullandığı anlaşılmaktadır. Hâfız Ahmed Paşa’nın yakın adamlarından olup yirmi yıl süreyle onun hizmetinde bulunmuştur. Ardından Dîvân-ı Hümâyun’da ahkâm kâtipliği görevine geçmiş, buradan da Şeyhülislâm Yahyâ Efendi’den mülâzemet alarak müderris olmuştur. Vefatı hakkında çağdaşı olan kaynaklar ay ve gün farklılıklarına rağmen genellikle 1050/1640 yılında birleşir. Kesbî'nin Nuhbetü’t-Tevârîh adlı eserinin II. Cildini doktora tezi olarak yapan Abdurrahman Sağırlı'ya göre bu tarihten sonra vefat ettiğine dair bazı ipuçları da vardır. Ancak, Kesbî'nin Târîh-i Âl-i Osmân’da son kaydettiği tarih Rebîülâhir 1050/Ağustos 1640 olması sebebiyle vefatı ihtiyat kaydıyla 1050/1640 kabul edilmektedir. Vefat yeri, İstanbul'dur. Kabri İstanbul Kasımpaşa'dadır.
"Ola Kesbî Efendi'nin makamı Cennet-i me'vâ"
mısraı ölümüne tarihtir. Sağlığında Aziz Mahmud Hüdâyî Efendi'nin müridi olan Kesbî, şeyhinin vefatından büyük üzüntü duyar. Hatta şeyhinin vefatında kendi ölümü için de dua ettiği ve bir hafta sonra vefat ettiği nakledilen rivayetler arasındadır. Kesbî, kaynaklarda tatlı dilli, güler yüzlü, hoş sohbet biri olarak tanıtılan Kesbî'nin eserleri şu şekilde sıralanabilir:
1. Dîvân: Kendisi hiç zikretmese de çağdaşı kaynaklar Edirnevî’nin tarih düşürmede mâhir, Kesbî mahlasını kullanan divan sahibi bir şair olduğunda müttefiktir. Sevim Üngün, Kesbî Divanı’nın 1254’te / 1838 istinsah edilmiş bir nüshasının İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi’nde (TY, nr. 838) bulunduğunu belirtir. Kesbî Çelebi adına kayıtlı diğer bir manzum risâle yine İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi’nde mevcut (TY, nr. 4098) bir mecmuanın içinde yer almaktadır (vr. 210b- 211a). “Pâdişâh-ı Âlem-penâh Hazretleri Edirne’ye Seyr ü Şikâr Tarîkiyle Geldiği ve Han Ferman Etdigidir” başlıklı bu manzume, Sultan I. Ahmed’in Edirne’yi ilk ziyareti sırasında şehirde bir han yapılmasını emretmesi üzerine kaleme alınmıştır. Manzumede bir na‘tın arkasından padişahın Edirne’ye gelişi anlatılmış, ardından Edirne tarihini ve Fâtih Sultan Mehmed’in Edirne’de yaptırdığı sarayın inşasını konu alan anonim “Hikâyet-i Beşîr Çelebi” (Risâle-i Beşîr Çelebi, Menâkıb-ı Medîne-i Edirne) adlı mensur hikâye nazmedilmiştir. Kesbî Dîvânı üzerine Zehra Karakaş tarafından bir yüksek lisans tez çalışması yapılmıştır,
2. Nuhbetü’t-Tevârîh ve’l-Ahbâr: İlk telif tarihi olarak zikrettiği 1026/1617 yılından itibaren vefatına kadar üzerinde çalıştığı ve adına uygun biçimde çeşitli kaynaklardan seçip düzenlediği bu eser iki cilt halinde yazılmıştır. I. ciltte İslâmiyet’in ortaya çıkışından başlayarak kendi zamanına kadar gelen İslâm tarihini, II. ciltte başlangıcından I. Ahmed’in vefatına kadar 1026/1617 Osmanlı tarihini kaleme almıştır. Eser eksik ve hatalı bir şekilde basılmıştır (İstanbul 1276). Nuhbetü’t-Tevârîh’in II. cildinin ilmî neşri Abdurrahman Sağırlı’nın doktora tezi olarak hazırlanmıştır.
3. Târîh-i Âl-i Osmân: Müellifin 1000/1592 yılından 1050 /1640 yılına kadar gelen padişah, sadrazam, sadaret kaymakamı, kubbe veziri, vezaret rütbesine ulaşmış defterdar, şeyhülislâm, Anadolu ve Rumeli kazaskerleri, İstanbul, Edirne ve Mısır kadılarını ayrı gruplar halinde tasnif ederek hal tercümelerini topladığı eseridir. Devlet adamlarına ayrılmış müstakil hâl tercümesi geleneğinin ilk örneği sayılır. Eserin metni Abdurrahman Sağırlı’nın doktora tezinin ikinci kısmında incelenmiştir.
Bu eserlerinin yanı sıra Kesbî'nin çeşme, köprü, han, hamam gibi çeşitli yapıların inşasına söylediği tarihlerini toplayan bir de mecmuası vardır.
Rıyâz-ı Belde-i Edirne müellifi Ahmed Bâdî Efendi, şairin İbret-nümâ-yı Devlet adında bir eseri olduğunu ileri sürüyorsa da, adı geçen bu eserin Kesbî Mustafa Efendi'ye ait olması gerekir. Çünkü 1050/1640 tarihinde vefat eden Kesbî Mehmed Efendi'nin, 1182/1768 Rus seferini konu alan bu tarihi yazmış olması kronolojik açıdan imkansızdır. Zaten Kesbî, birçok defa hemşehrisi tarihçi Kesbî Mustafa Efendi ile karıştırılmıştır.
Kaynakça
Abdurrahman Hibrî. Defter-i Ahbâr. Süleymaniye Ktp. Veliyyüddin Efendi. nu. 2418. yk. 56a.
Altun, Kudret (1997). Tezkire-i Mûcib. Ankara: AKM Yay. 55.
Bursalı Mehmed Tâhir (1333-42). Osmanlı Müellifleri. C.III. Matbaa-ı Amire. İstanbul. 11.
Canım, Rıdvan (1995) Edirne Şairleri. Ankara : Akçağ Yay. 60-61.
Hibrî, Abdurrahman. (1999). Enisü’l-Müsâmirîn. Edirne Tarihi. (çev. Ratib Kazancıgil). Edirne Valiliği. Edirne. 84a.
Karabey, Turgut. (1983). Türk Edebiyatında Tarih Düşürme. Doktora Tezi. Erzurum: Atatürk Üniversitesi. 297.
Karakaş, Zehra (2000). Dîvânçe-i Kesbî: transkripsiyonlu metin, sözlük-indeks. Yüksek Lisans Tezi. Kütahya: Dumlupınar Üniversitesi.
Kâtip Çelebi (1311). Keşfü’z-zunûn. C. II. İstanbul: El- Matbaatü'l-Ulâ.
Mehmed Süreyyâ (1308-15/ 1890-97). Sicill-i Osmânî. İstanbul: Matbaa-i Âmire. IV, 76
Özcan, Abdülkadir (hzl.) (1989). Şeyhî Mehmed Efendi, Vekâyiü’l-Fuzalâ. Şakâyık-ı Nu'mâniye ve Zeyilleri. İstanbul: Çağrı Yay. 176.
Rıyâzî. Rıyâzü'ş-Şu'ara l26a.
Sağırlı, Abdurrahman (2000). Mehmed b. Mehmed er-Rûmî (Edirneli)’nin Nuhbetü’t-tevârîh ve’l-ahbâr’ı ve Târîh-i Âl-i Osmân’ı. Doktora Tezi. İstanbul: İstanbul Üniversitesi.
Peremeci, Osman Nuri (2011). Edirne Tarihi. İstanbul: Bellek Yay. 246-247.
Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi (1977-1986). C.5. İstanbul. 292.
Sevim Üngün (1972). Abdurrahman Hibrî, Enîsü’l-müsâmirîn: Tahlili ve Tenkitli Neşri. Doktora Tezi. İstanbul: İstanbul Üniversitesi.
Yücelen, Hilmi (1973). Maliyeci Şairler Antolojisi. İstanbul. 156.
Zavotçu, Gencay (2009). Rıza Tezkiresi. (İncelenme-Metin).İstanbul: Sahaflar Kitap Sarayı.128Madde Yazım Bilgileri
Yazar: PROF. DR. İSMAİL HAKKI AKSOYAKYayın Tarihi: 31.01.2015Güncelleme Tarihi: 06.04.2022Eserlerinden Örnekler
GAZEL
Dil-hasteye âb-ı leb-i dilber birebirdir
Hamyâzeye de şerbet-i sükker birebirdir
Hûn-ı dili akıtmaya nevk-i müje bestir
Nabza göre karı almağa neşter birebirdir
İşret giderir dilde olan şûr-i melali
Def'-i gama nûş-ı mey-i ahmer birebirdir
Efsun ile mânend-i peri sayda savaşma
Râm etmeye ol sîmteni zer birebirdir
Mağlûb-ı hevâ illetine Kesbî rakîbin
Tedbîr-i deva semm-i mükerrer birebirdir
Edirne Sarayı ve İnşasına tarih
Eyledi da'vet şeh-i sâhib-serîr
Kıldı zemîn-bûs oturdu Beşîr
Şiddet ile gerin idi eyyâm-ı hâr
Vakt-i temûz idi o gün aşikâr
Yine soğuk geçmiye diyü hemîn
Giydi hakim üstüne bir positin
Üşüyicek ertesi ol nâmver
Câme-i semmûrunu üç kat giyer
Gördü ki üç postu giyer ol zamân
Şâh-ı cihân sordu ta'accüb-künân
Hikmetini eyledi andan suâl
Dedi cevâbında o nîk ü hisâl
Egnime üç post giyersem n'ola
Eyledi te'sîr-i burûdet bana
…
Bağçeye çün su gibi akdı o mâr
Oldu taş altında pınar âşikâr
Eyledi ol mermeri şâh-ı kerem
Kasr-ı felek-pâye de ferş-i kadem
İçdi sudan vezn için ol kâmkâr
Gördü ki zemzem gibi kâmil ayâr
Kıldı Ebu'l-feth ona çok iltifât
Nâmın o suyun kodu Ayne'l-hayât
(Canım, Rıdvan (1995) Edirne Şairleri. Ankara : Akçağ Yay. 60-61.)
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 31.01.2015Güncelleme Tarihi: 06.04.2022Eserlerinden Örnekler
GAZEL
Dil-hasteye âb-ı leb-i dilber birebirdir
Hamyâzeye de şerbet-i sükker birebirdir
Hûn-ı dili akıtmaya nevk-i müje bestir
Nabza göre karı almağa neşter birebirdir
İşret giderir dilde olan şûr-i melali
Def'-i gama nûş-ı mey-i ahmer birebirdir
Efsun ile mânend-i peri sayda savaşma
Râm etmeye ol sîmteni zer birebirdir
Mağlûb-ı hevâ illetine Kesbî rakîbin
Tedbîr-i deva semm-i mükerrer birebirdir
Edirne Sarayı ve İnşasına tarih
Eyledi da'vet şeh-i sâhib-serîr
Kıldı zemîn-bûs oturdu Beşîr
Şiddet ile gerin idi eyyâm-ı hâr
Vakt-i temûz idi o gün aşikâr
Yine soğuk geçmiye diyü hemîn
Giydi hakim üstüne bir positin
Üşüyicek ertesi ol nâmver
Câme-i semmûrunu üç kat giyer
Gördü ki üç postu giyer ol zamân
Şâh-ı cihân sordu ta'accüb-künân
Hikmetini eyledi andan suâl
Dedi cevâbında o nîk ü hisâl
Egnime üç post giyersem n'ola
Eyledi te'sîr-i burûdet bana
…
Bağçeye çün su gibi akdı o mâr
Oldu taş altında pınar âşikâr
Eyledi ol mermeri şâh-ı kerem
Kasr-ı felek-pâye de ferş-i kadem
İçdi sudan vezn için ol kâmkâr
Gördü ki zemzem gibi kâmil ayâr
Kıldı Ebu'l-feth ona çok iltifât
Nâmın o suyun kodu Ayne'l-hayât
(Canım, Rıdvan (1995) Edirne Şairleri. Ankara : Akçağ Yay. 60-61.)
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 06.04.2022Eserlerinden Örnekler
GAZEL
Dil-hasteye âb-ı leb-i dilber birebirdir
Hamyâzeye de şerbet-i sükker birebirdir
Hûn-ı dili akıtmaya nevk-i müje bestir
Nabza göre karı almağa neşter birebirdir
İşret giderir dilde olan şûr-i melali
Def'-i gama nûş-ı mey-i ahmer birebirdir
Efsun ile mânend-i peri sayda savaşma
Râm etmeye ol sîmteni zer birebirdir
Mağlûb-ı hevâ illetine Kesbî rakîbin
Tedbîr-i deva semm-i mükerrer birebirdir
Edirne Sarayı ve İnşasına tarih
Eyledi da'vet şeh-i sâhib-serîr
Kıldı zemîn-bûs oturdu Beşîr
Şiddet ile gerin idi eyyâm-ı hâr
Vakt-i temûz idi o gün aşikâr
Yine soğuk geçmiye diyü hemîn
Giydi hakim üstüne bir positin
Üşüyicek ertesi ol nâmver
Câme-i semmûrunu üç kat giyer
Gördü ki üç postu giyer ol zamân
Şâh-ı cihân sordu ta'accüb-künân
Hikmetini eyledi andan suâl
Dedi cevâbında o nîk ü hisâl
Egnime üç post giyersem n'ola
Eyledi te'sîr-i burûdet bana
…
Bağçeye çün su gibi akdı o mâr
Oldu taş altında pınar âşikâr
Eyledi ol mermeri şâh-ı kerem
Kasr-ı felek-pâye de ferş-i kadem
İçdi sudan vezn için ol kâmkâr
Gördü ki zemzem gibi kâmil ayâr
Kıldı Ebu'l-feth ona çok iltifât
Nâmın o suyun kodu Ayne'l-hayât
(Canım, Rıdvan (1995) Edirne Şairleri. Ankara : Akçağ Yay. 60-61.)
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
GAZEL
Dil-hasteye âb-ı leb-i dilber birebirdir
Hamyâzeye de şerbet-i sükker birebirdir
Hûn-ı dili akıtmaya nevk-i müje bestir
Nabza göre karı almağa neşter birebirdir
İşret giderir dilde olan şûr-i melali
Def'-i gama nûş-ı mey-i ahmer birebirdir
Efsun ile mânend-i peri sayda savaşma
Râm etmeye ol sîmteni zer birebirdir
Mağlûb-ı hevâ illetine Kesbî rakîbin
Tedbîr-i deva semm-i mükerrer birebirdir
Edirne Sarayı ve İnşasına tarih
Eyledi da'vet şeh-i sâhib-serîr
Kıldı zemîn-bûs oturdu Beşîr
Şiddet ile gerin idi eyyâm-ı hâr
Vakt-i temûz idi o gün aşikâr
Yine soğuk geçmiye diyü hemîn
Giydi hakim üstüne bir positin
Üşüyicek ertesi ol nâmver
Câme-i semmûrunu üç kat giyer
Gördü ki üç postu giyer ol zamân
Şâh-ı cihân sordu ta'accüb-künân
Hikmetini eyledi andan suâl
Dedi cevâbında o nîk ü hisâl
Egnime üç post giyersem n'ola
Eyledi te'sîr-i burûdet bana
…
Bağçeye çün su gibi akdı o mâr
Oldu taş altında pınar âşikâr
Eyledi ol mermeri şâh-ı kerem
Kasr-ı felek-pâye de ferş-i kadem
İçdi sudan vezn için ol kâmkâr
Gördü ki zemzem gibi kâmil ayâr
Kıldı Ebu'l-feth ona çok iltifât
Nâmın o suyun kodu Ayne'l-hayât
(Canım, Rıdvan (1995) Edirne Şairleri. Ankara : Akçağ Yay. 60-61.)
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | YAKÎNÎ, Kadı İmâd Sinan-zâde | d. ? - ö. 1568/69 | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | ZAMÂNÎ, Mahmud | d. ? - ö. 1552 | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | ŞÂDÎ, Seyyid Ahmed | d. ? - ö. l866 | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | YAKÎNÎ, Kadı İmâd Sinan-zâde | d. ? - ö. 1568/69 | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | ZAMÂNÎ, Mahmud | d. ? - ö. 1552 | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | ŞÂDÎ, Seyyid Ahmed | d. ? - ö. l866 | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | YAKÎNÎ, Kadı İmâd Sinan-zâde | d. ? - ö. 1568/69 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | ZAMÂNÎ, Mahmud | d. ? - ö. 1552 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | ŞÂDÎ, Seyyid Ahmed | d. ? - ö. l866 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | YAKÎNÎ, Kadı İmâd Sinan-zâde | d. ? - ö. 1568/69 | Meslek | Görüntüle |
11 | ZAMÂNÎ, Mahmud | d. ? - ö. 1552 | Meslek | Görüntüle |
12 | ŞÂDÎ, Seyyid Ahmed | d. ? - ö. l866 | Meslek | Görüntüle |
13 | YAKÎNÎ, Kadı İmâd Sinan-zâde | d. ? - ö. 1568/69 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
14 | ZAMÂNÎ, Mahmud | d. ? - ö. 1552 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
15 | ŞÂDÎ, Seyyid Ahmed | d. ? - ö. l866 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
16 | YAKÎNÎ, Kadı İmâd Sinan-zâde | d. ? - ö. 1568/69 | Madde Adı | Görüntüle |
17 | ZAMÂNÎ, Mahmud | d. ? - ö. 1552 | Madde Adı | Görüntüle |
18 | ŞÂDÎ, Seyyid Ahmed | d. ? - ö. l866 | Madde Adı | Görüntüle |