LEZÎZÎ

(d. ?/? - ö. ?/?)
âşık
(Âşık / 18. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Asıl adı bilinmeyen âşık, şiirinde Lezîzî mahlasını kullanmıştır: “Lezîzî! Bendedir mevlûd olunan/ Bu kadar bulundu mevcud olunan / Güzeldir âlemde maksûd olunan /Cümleyi bermurad eyliye Mevlâ!”. Âşığın varlığı, Vasfi Mahir Kocatürk’ün kendi elinde bulunan bir yazma cönkte 18. yüzyıl eserleri arasında şiirlerinin yer almasından bilinmektedir (1963: 253). Kocatürk’e göre Lezîzî, 18. yüzyılda yaşamıştır. Ayrıca Murat Uraz'ın Halk Edebiyatı Şiir ve Dil Örnekleri adlı eserinde Lezizî mahlaslı bir şiir yer almaktadır.

Kaynakça

Kocatürk, Vasfi Mahir (1963). Saz Şiiri Antolojisi. Ankara: Ayyıldız Matbaası.

Uraz, Murat (1933). Halk Edebiyatı Şiir ve Dil Örnekleri. İstanbul: Sühulet Kitabevi.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: ARAŞ. GÖR. EMİNE ÇAKIR
Yayın Tarihi: 27.12.2014
Güncelleme Tarihi: 08.12.2020

Eserlerinden Örnekler

Âşıklar Destanı

Size bir güzelin vasfın edeyim

Gör neler halketmiş Bari Teala

Anın evsafını beyan edeyim

Safalar kesb ede bezm-i ahibba

 

Maildir hüsnüne bir peri her bar

Her kaçan eylese azm-i çemenzar

Düşer aşıkları ardına hezar

Cemalin etmeğe seyr ü temaşa

 

Her seher vaktinde kurar bir divan

Eder âşıkları çâk-i giriban

Salınıp tahtına çıktığı zaman

Arzıhal sunarlar misal-i derya

 

Bazılar vaslına lâyık olam der

Vâde-i kavlinde sadık olam der

Yetmiş iki millet âşık olam der

Her biri dilince eyliye rica

 

Siyah Arap der ki: Beni naçari

Ben sana gizli sırrımı açari

Ya ben seni alıp Şam’a kaçari

Ya seni öldürür ya lâ kumbana

 

Beyas Arap gelmiş der ki: Ya habib

Ya uval’ayn es’elüke tabib

A’ti vahid buse hod vaiden sib

Celb filbeyt tekul bükra!

 

Acem gelmiş der ki: Ben sana kulam

Figan ü zâr ile özüne pulam

Ben senin babında ya nice gulâm

Tâ küni terahhum yek ruze mera

 

Türk de gelmiş der ki: Ey peri suret

Bana gamzen ile etme işaret

Kopardın başıma, türlü kıyamet

Medet, ussum gitti, bir geç yamaca!

 

Türkmen gelmiş der ki: Sana ereyim,

Gayet ile yaktın benim yüreğim

İki inek, bir danacık vereyim,

Şimdi bir öpücük verirsen bana…

 

Boşnak gelmiş der ki: Severim dilden

Sana sırrım açsam korkarım ilden

Ben seni severum can u gönülden

Noşt toruya şıtikuduş mumnaha

 

 

Leh de gelmiş der ki: Menhi mamalay

Menhi emengehimenhi mamalay

Sanma ki derdimi söylemek kolay

Dağmı dağ…mamna, koçosa.

 

Moskof gelmiş der ki: Ey benim mestim

Ne mümkün ben senden çekeyim destim

Şimdilik buraya sermişim postum,

Poça dırıs kodi obadi soda.

 

Gürcü der: As beni zülfün teline

 Mail oldum senin dudu diline

Kuzum, sarılayım ince beline,

Ak modi abicu iryi mokosna

 

 

Rum da gelmiş der ki: Ben seni bildim

Tiğ-ı hasretinle bağrımı deldim,

Kapın eşiğine yüzümü sürdüm

Elâdo, matyamo, anikso porta!

Ermeni gelmiş der: Kati bakarsın

Âşık olanlara külli zararsın.

Ben seni severim, sen de kaçarsın

Vart, egur tun kovıs son pişman hal ya!

 

Arnavut der: Sen de tutma meskeni

Yoluna koymuşam bu can ü teni

Zararı ne, mori, severim seni

Besa besa bört nozno yiyefa.

 

Lazki gelmiş der ki: Araya geldim,

Aklım alan kaşı karaya geldim.

Efendim, başıma çareye geldim,

Meskeni kurbani bağmi koyaza.

 

Lâz da gelmiş der ki: Eyle bir eylik,

Bir nakraş ile getur beş keklik

Sana bir ikilik, yüzlükle üçlük,

Kerpici ko mumci cu ridi hora.

 

Yahudi gelmiş der: Ben sana kulum,

Alınmaz satılmaz geçmez bir pulum

Her zaman edersin nedir bu zulüm?

Ender kuvanyozoz cozoz lâkoyza.

 

Tatar der ki: Atım eşkin bolıptır,

Sefer yollarında düşkün bolıptır

Kimseler binemez coşkun bolıptır

Kotaslım, sini kil kiltirmin mina.

 

Cingen der ki: Ben bu sudan içmezim,

Olura olmaza sırrım açmazım,

Çergeden geçerim senden geçmezim,

Ya zomborloz kerroz ya herra mera!

 

Şehri gelmiş der ki: Serv-i bülendim,

Gönüller oğrusu şah-ı levendim

Ey benim azizim, canım Efendim,

Bir gece haneye gelseniz n’ola!

 

Lezizi! Bendedir mevlûd olunan

Bu kadar bulundu mevcud olunan

Güzeldir âlemde maksûd olunan

Cümleyi bermurad eyliye Mevlâ!

Kocatürk, Vasfi Mahir (1963). Saz Şiiri Antolojisi. Ankara: Ayyıldız Matbaası. 252-255.

 

Gazel

Çeşmin göreli, nergisi şehlâyı unuttum,

Veçhin göreli, mahı mücellâyi unuttum!

 

Seyreleyeli servi gibi kaddi nihali,

Ol şuh behişt içreki tubayı unuttum!

 

Mey içmek için varmış idim köyü dilâya,

Bezm içre bugün eldeki sahpayı unuttum!

 

Mecnun gibi sahraya düşüp aşkıla cana!

Mevlâm diyerek, ol saçı leylâyi unuttum!

 

Gurbetzede, mihnetzede biçare (Lezizî)

Gamdan yitirip kendimi dünyayı unuttum! 

Uraz, Murat (1933). Halk Edebiyatı Şiir ve Dil Örnekleri. İstanbul: Sühulet Kitabevi. 53.