Madde Detay
MUSTAFA FEVZİ BİN NUMAN
(d. 1871 / ö. 02.08.1924)
şair, kâtip, veznedar
(Tekke / 20. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Mustafa Fevzi bin Numan Efendi 1871’de Erzincan’ın Kemaliye (Eğin) ilçesinde doğmuştur. Parlak zekâsı, küçük yaşta iken, doğu vilayetlerini dolaşmaya çıktığı bir sefer sırasında Kasapzade Vaiz Efendi tarafından keşfedilince İstanbul’a getirilir ve hocasının yanında tahsilini tamamlar (Kiremitçi 2017a: 29). Bahriye dairesinde berik ve kalyon kâtipliği yapar. “Kâtip” unvanı buradan (Hüseyin Vassaf 2015: 343) gelir. Hocası Kasapzade Vaiz Efendi’nin kızı Vasfiye Hanım’la evlenen Mustafa Fevzi’nin Ziya, Mesrure, Mebrure ve Ruhsare isimlerinde dört çocuğu olur (Kiremitçi 2017a: 29). Uzun boylu, kumral sakallı olarak tavsif edilen Mustafa Fevzi, tarikat hayatında ise Ahmed Ziyaeddin Gümüşhanevî’ye intisap ederek on beş yıl kadar hizmetinde bulunur; onun manevi dünyasından uzun süre beslenir. Şeyhin vefatından sonra ise tekkeden ayrılmaz, şeyhten sonra Kastamonulu Hasan Hilmi Efendi’den hilâfet alır (İnal 1999: 639). Bir süre veznedarlık da yapan yazar, 2 Ağustos 1924’te vefat eder ve Edirnekapı’da Mustafa Paşa Tekkesi civarında defnedilir. Daha sonra naaşı, yol çalışmaları nedeniyle Edirnekapı Şehitliği’ne taşınır (Yıldız 2012: 36).
Küçük yaştan itibaren yetiştiği tasavvufî çevre nedeniyle ağırlıklı olarak bu konuda eser veren müellif; Allah’ın varlığı ve birliği, ilahi aşk, peygamber sevgisi, din ve tasavvuf âlimleri ve onların fikirleri, dünyanın geçiciliği, nefis terbiyesi, mürşid-mürid kavramları, zikir usulleri ve âdâbı, insan-ı kamil dibi pek çok dinî ve tasavvufî konuda çalışmalar gerçekleştirir. Hatta tasavvuf ilminin en zor konularından olan vahdet-i vücûdla da ilgilenir; zikir, keramet, murakebe, rüyetullah gibi hususlarda örnekli ve izahlı ifadelerle derin ilmini gösterir (Kiremitçi 2017a: 33). Ayrıca yaşadığı dönemdeki siyası ve toplumsal çalkalanmalara da kayıtsız kalmaz; ahlak, vatan gibi konularda da şiirler kaleme alır.
Eserlerinde samimi bir üslup benimseyen Fevzi Efendi makalelerinde ise sohbet tarzında öğütler verir. Metinlerde kullandığı ayet, hadis, tasavvufî terimler nedeniyle anlatımı zaman zaman ağırlaşsa de genel olarak sade bir ifade tarzının benimsendiği (Kiremitçi 2017a: 35) eserler, tekke ve şeyhleri hakkında sağlıklı bilgiler vermesi bakımından da önem arz eder.
Mustafa Fevzi Efendi’nin en çok kullandığı nazım şekli mesnevidir. Eserlerinin büyük kısmını bu şekil ile kaleme alan şair, gerek mesnevilerinin içinde gerekse müstakil olarak kaside, rubai, kıt’a, musammat ve destan nazım şekillerini de kullanır.
Bir tasavvuf erbabı olarak eserlerinde beşerî duygulara ve tabiat tasvirine yer vermeyen Mustafa Fevzi Efendi (Şahin 2006: 93), eserlerinin öğretici kimliğine uygun olarak dili çok fazla ağırlaştırmadan söz sanatlarıyla süslediği şiirlerini akıcı ve ahenkli bir üslupla kurar. Böylece bilgi ve fikirlerini tarikat ehline, tasavvuf yoluna girmek isteyenlere ve topluma daha etkili bir şekilde sunmak ister.
Meşhur eseri 1895’te İstanbul’da basılan Hediyyetü’l-Hâlidîn fî Menâkıb-i Kutbi’l-Ârifîn Mevlânâ Ahmed Ziyaeddin b. Mustafa el-Gümüşhanevî’dir. Bu eserde şeyhi Ahmed Ziyaeddin Gümüşhanevî’nin hayatı ve menkıbeleri anlatılır ve tarikat adabı üzerinde durulur (Seratlı 2006). Klasik menkıbe kitaplarının çoğu, menkıbe sahibinin vefatından çok sonra şifahi bilgilerin yazıya aktarılması şeklinde vücut bulsa ve bu husus menkıbelerin bilgi değerini şüpheli hale getirse de Mustafa Fevzi Efendi’nin bu eserinin Gümüşhanevî’nin vefatından iki sene sonra üstelik çok yakınında bulunmuş biri tarafından yazılmış olması onu çok önemli bir bilgi kaynağı haline getirir. Eser, bu özelliği yanında edebî bakımından da kıymeti haizdir (Okuyucu 2013: 93). Bununla birlikte aynı derinlikte ve güzellikte kaleme aldığı Menakıbü’l-Haseniyye fî Ahvali’s-Seniyye'de de Şeyh Kastamonulu Hasan Hilmi Efendi’nin hayatı ve menkıbelerini anlatır.
Bir diğer önemli eseri ise tek el yazması nüshası torunu Numan Erdem’in şahsî kütüphanesinde bulunan Risâle-i Ziyâiyye’dir. Kitâb-ı Ziyâiyye adıyla neşredilmesi düşünülen külliyatın bir nevi hazırlık aşaması olduğunun söylendiği bu eserden sonra Kitab-ı Ziyaiyye’nin ilk kısmının üç cüzden oluşacağı belirtilmekte ve diğer iki bölümün ise Mizânü’l-İrfan ve Hilye-i Sâdât adlarını taşıyacağı ifade edilmektedir (Kiremitçi 2017a: 30).
Miratü’ş-Şühûd mesnevi nazım şekliyle yazılan bir diğer eserdir. Bu çalışma tevhid, tevhidin mertebeleri ve vahdet-i vücut konularında Nakşî-Hâlidî bakış açısını yansıtır (Kartal 2014: 513). Hilye-i Sâdât ise yine mesnevi nazım şekli ile yazılan Nakşî silsilesinin menakıp ve şemâilinin anlatıldığı hacimli bir eserdir (Kiremitçi 2017a). Mizânü’l-İrfan’da insanın yaratılış gayesi, vücut mertebeleri, tarikat çeşitleri ve kısımları, mürşid-i kâmil, tarikat adabı gibi pek çok tasavvufî konu ele alınır; İsbâtü’l-Mesâlik’te zikr-i hâfi, râbıta-i mevt, rabıta-i mürşid, rabıta-i huzur, Nakşibendî tarikatının esasları gibi konular işlenir (Yıldız 2012).
İzhâr-ı Hakikat ise yazılış amacı bakımından diğer eserlerden oldukça farklıdır. Abdullah Cevdet’e reddiye olarak yazılan eserde dünya hayatı, örtünme, içtihat gibi konularda batılı yorumların değerlendirmeleri eleştirilir; ayet, hadis ve İslam âlimlerinin fikirleri doğrultusunda sertçe cevap verilir. Aynı doğrultuda bir diğer önemli eseri de Şümûsü’s-Safâ fi Evsâfi’l-Mustafâ’dır. İstanbul’da neşredilen eser, Hz. Peygamber hakkında devrin birtakım gazete, dergi ve kitaplarında yer alan saygısız ifadelere ve maksatlı beyanlara cevap olarak kaleme alınır. Hz. Muhammed’in doğumu, hicreti, bazı hususiyetleri ve hilyesine dair bilgiler veren eser yaklaşık 900 beyitten meydana gelir (Uzun 1995: 509). Müellif, eserin içinde, klasik edebiyatımızda şimdilik bilinen tek örneği Nahifî’ye ait olan hicretnâme türünde “Hicret-i Habîb-i Rabbi’l-Âlemîn” başlıklı 300 beyit hacminde bir diğer örnek ortaya koyar. Ayrıca aynı eserde yaklaşık 300 beyitlik yeni bir hilye meydana getirilir. Eser, altışar beyitlik otuz iki bentten meydana gelen “Kaside-i İstişfâiyye” ve yine altışar beyitlik on bir bentten oluşan bir “İstimdâdnâme” ile tamamlanır (Kiremitçi 2017b: 357).
Kaynakça
Hüseyin Vassaf (2015). Sefine-i Evliya. (Haz. Mehmet Akkuş, Ali Yılmaz), C. 2. İstanbul: Kitabevi Yay.
İnal, İbnü’l-Emin Mahmut Kemal (1999). Son Asır Türk Şairleri. (Hzl. Müjgân Cunbur). C. 1. Ankara: Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı Yay.
Kartal, Ahmet (2014). Doğu’nun Uzun Hikâyesi. İstanbul: Doğu Kütüphanesi Yay.
Kiremitçi Ferdi (2017a). Hilye-i Sâdât. İstanbul: Kesit Yay.
Kiremitçi, Ferdi (2017b). "Türk İslam Edebiyatında Manzum Hicretnâmeler ve Mustafâ Fevzî b. Numan’ın Hicret-i Habîb-i Rabbi’l-Âlemîn Başlıklı Mesnevisi". Divan Edebiyatı Araştırmaları Dergisi 18: 333-402.
Mustafa Fevzi b. Numan (1331). Şümusü’s-Safa fî Evsafi’l-Mustafa. İstanbul: Dersaadet Matbaası.
Okuyucu, Cihan (2013). "Gümüşhanevî Hakkında Temel Bir Kaynak: Mustafa Fevzi Efendi’nin Menakıb-ı Ziyaiyyesi". I. Uluslararası Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevî Sempozyumu. Gümüşhane: Gümüşhane Üniversitesi Yay. 93-106.
Seratlı, Tahir Galip (2006). Mustafa Fevzi b. Numan ve Gümüşhaneli Ahmed Ziyaeddin (K.S.) Menkıbeleri ve Menakıb-ı Hüsniye Şeyh Hasan Hilmi (K.S.) Hazretlerinin Menkıbeleri. Konya: Vuslat Vakfı Yay.
Şahin, Mehmet (2006). Mustafa Fevzi b. Numan’ın Hayatı, Eserleri ve Dinî Edebiyatla İlgili Şiirleri. Yüksek Lisans Tezi. Ankara: Ankara Üniversitesi.
Uzun, Mustafa (1995). "Fevzi Efendi, Kâtib". TDV İslam Ansiklopedisi. C. 12. İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı Yay. 509-510.
Yıldız, Fatih (2012). Kitab-ı Ziyaiyye. Konya: Ensar Yay.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: DR. ÖĞR. ÜYESİ LOKMAN TAŞKESENLİOĞLUYayın Tarihi: 27.12.2018Güncelleme Tarihi: 09.12.2020
Yayın Tarihi: 27.12.2018Güncelleme Tarihi: 09.12.2020
Güncelleme Tarihi: 09.12.2020
Eser Adı | Yayın evi | Basım yılı | Eser türü |
---|---|---|---|
Hediyyetü’l-Hâlidîn fî Menâkıb-i Kutbi’l-Ârifîn Mevlânâ Ahmed Ziyaeddin b. Mustafa el-Gümüşhanevî | - / İstanbul | 1895 | Mesnevi |
Menakıbü’l-Haseniyye fî Ahvali’s-Seniyye | - / İstanbul | 1905 | Mesnevi |
Mizânü’l-İrfan | - / İstanbul | 1907 | Mesnevi |
Risale-i Miratü’ş-Şühûd fî Mes'eleti'l-Vahdeti'l-Vücud | - / İstanbul | 1902 | Mesnevi |
Kitabu İsbâtü’l-Mesâlik fî Rabıtati's-Sâlik | - / İstanbul | 1906 | Mesnevi |
İzhâr-ı Hakikat | - / İstanbul | 1913 | Eleştiri |
Şümûsü’s-Safâ fi Evsâfi’l-Mustafâ | - / İstanbul | 1913 | Mesnevi |
Orduya Arz-ı Hâl | - / İstanbul | 1913 | Destan |
Risâle-i Ziyâiyye | - / - | - | Mesnevi |
Hilye-i Sâdât | - / - | - | Mesnevi |
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | NİYAZİ ECE | d. 20.02.1955 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | HAKKÎ, İbrahim Hakkı | d. ? - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | Asım Bezirci | d. 1927/8 - ö. 2 Temmuz 1993 | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | Pertev Demirhan | d. 1871 - ö. 1964 | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | Avanzâde Mehmet Süleyman | d. 1871 - ö. 1922 | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | Ahmet Mikdat Poyraz | d. 1871 - ö. 26 Aralık 1939 | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | Pertev Demirhan | d. 1871 - ö. 1964 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | Avanzâde Mehmet Süleyman | d. 1871 - ö. 1922 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | Ahmet Mikdat Poyraz | d. 1871 - ö. 26 Aralık 1939 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | Pertev Demirhan | d. 1871 - ö. 1964 | Meslek | Görüntüle |
11 | Avanzâde Mehmet Süleyman | d. 1871 - ö. 1922 | Meslek | Görüntüle |
12 | Ahmet Mikdat Poyraz | d. 1871 - ö. 26 Aralık 1939 | Meslek | Görüntüle |
13 | Pertev Demirhan | d. 1871 - ö. 1964 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
14 | Avanzâde Mehmet Süleyman | d. 1871 - ö. 1922 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
15 | Ahmet Mikdat Poyraz | d. 1871 - ö. 26 Aralık 1939 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
16 | Pertev Demirhan | d. 1871 - ö. 1964 | Madde Adı | Görüntüle |
17 | Avanzâde Mehmet Süleyman | d. 1871 - ö. 1922 | Madde Adı | Görüntüle |
18 | Ahmet Mikdat Poyraz | d. 1871 - ö. 26 Aralık 1939 | Madde Adı | Görüntüle |