Madde Detay
NİYÂZÎ, Mehmed
(d. ?/? - ö. 1288/1871)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / 19. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Asıl adı Mehmed Niyâzî’dir. Afyonkarahisar’ın Hacı Yahya Mahallesi’nde doğdu. Hasan oğlu Süleymân Efendi’nin oğludur. İlim tahsiline memleketinde başladı. Ardından Sivrihisar ve Konya’da medrese tahsilini tamamladı. 1263/1847 yılında İstanbul’a giderek müderrislik sınavına girdi ve başarılı oldu. 1266/1850’de kardeşi Hüseyin Efendi ile birlikte Şuhut Seydî Sultan Zâviyesinde müderrisliğe başladı. Uzun süre medreselerde görev yaptıktan sonra 16 Teşrînievvel 1284/28 Ekim 1868’te Galatasaray Sultânîsi Osmanlı edebiyatı ve Arapça muallimliğine tayin olundu. Ölümüne kadar bu görevi sürdürdü. Mayıs 1288/Mayıs 1872’de ikamet ettiği İstanbul’daki Molla Gürani Mahallesi’nde vefat etti (Gönçer 1991: 150-152; Nasrattınoğlu 1971: 53; İnal 1988: 1238).
Şairin bilinen tek eseri Dîvânçe’sidir. Eser, şairin vefatından sonra 1291/1874 yılında basılmıştır. Dîvânçe’de 3 kaside, 8 tarih, 4 murabba, 2 terbi, 5 şarkı, 8 tahmis, 8 müseddes, 1 tesdis, 1 muaşşer, 3 müstezad, 101 gazel (1’i Farsça), 8 kıt’a, 2 muamma, 2 lugaz, 25 müfred (14’ü Türkçe-Farsça mülemma) bulunmaktadır. Niyâzî’nin Dîvânçe’sinde ilginç manzumeler yer almaktadır. Bunlardan biri “Taraf-ı Cânândan Uşşâka Hitâb Olarak Kasîde” başlığını taşıyan 53 beyitlik şiirdir. Sevgilinin bakış açısıyla âşıklara hitaben yazılan kaside, örneğine az rastlanan bir muhtevaya sahiptir. Kasidenin metni yayımlanmıştır (Güfta 2009). Dîvânçe’deki yaklaşık 40 kadar gazelin nazire olması şairin bu konudaki ustalığına da işaret etmektedir. Niyâzî, şiirlerini tanzir ettiği Murâdî’ye ait 3 gazel, Behcet, Rızâve Mîr Tahsîn’a ait birer gazele de Dîvânçe’sinde yer vererek farklı bir uygulama sergilemiştir. Eserde, önce söz konusu şairlerin gazellerinin metni verilmiş, sonra da Niyâzî’nin naziresi yazılmıştır. Dîvânçe’deki 8 tarih manzumesinden biri de oldukça ilginçtir. “Kaba Türkçe Gevherî Tarzında Târîh-i Meşîhat-ı Monla Beg” başlıklı tarih, halk şiiri tarzında oldukça sade dille hece ölçüsüyle söylenmiş bir şiirdir (Dîvançe, 107-110). Dîvânçe’de dikkat çeken bir diğer nazım şekli de Türkçe-Farsça olarak yazılan müfredlerdir. Şair, “Nev-zemîn-i Fârisî ve Türkî” başlığı altında 14 kadar müfredde ilk mısrayı Farsça söylemiş, sonra söz konusu mısranın Türkçe tercümesini ikinci mısrada aynı vezinde vermiştir.
İbnü’l-Emin, Mehmed Niyâzî’nin şiirlerini tatsız ve renksiz bulduğunu söylemektedir. Hatta şairi cahil olarak nitelendirmektedir (1988: 1239). Mehmed Niyâzî’nin Dîvânçe’sindeki üslubuna bakıldığında İbnü’l-Emin’in büyük ölçüde haklı olduğu görülür. Bazı şiirlerinde sade Türkçeyle yer yer kaba bir söyleyişle ortaya koyduğu tavır, divan şiirinin estetiğinden uzak bir görünüm sergilemektedir.
Kaynakça
Fatîn Dâvud (1271). Hâtimetü’l-Eş’âr. İstanbul: İstihkâm Alayları Litografya Destgâhı.
Gönçer, Süleyman (1991). Afyon İli Tarihi. C. II. Afyon.
Güfta, Hüseyin (2009). “Mehmed Niyâzî’nin ‘Taraf-ı Cânândan Uşşâka Hitâb Olarak Kaside” Adlı Eseri Üzerine Bir İnceleme”. Atatürk Üniversitesi TAED 41: 25-34.
Güner, Galip, N. Güner (hzl). (2003). Esâmî-i Şu’arâ-yı Âmid. Ankara: Anıl Matbaası.
İnal, İbnü'l-Emin Mahmud Kemal (1988). Son Asır Türk Şairleri. C. III. İstanbul: Dergâh Yay.
Kurnaz, Cemal, M. Tatcı (hzl.) (2001). Mehmet Nâil Tuman, Tuhfe-i Nâilî. C. II. Ankara: Bizim Büro Yay.
Mehmed Niyâzî (1291). Dîvânçe-i Niyâzî. İstanbul.
Mehmed Süreyyâ (1311). Sicill-i Osmânî. C. IV. İstanbul: Matba’a-i Âmire.
Nasrattınoğlu, İrfan Ünver (1971). Afyonkarahisarlı Şairler Yazarlar Hattatlar. Ankara: İpek Matbaası.
Şemdeddîn Sâmî (1996). Kâmûsu’l-A’lâm. Cilt. VI. (tıpkıbasım). Ankara: Kaşgar Neşriyat.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: DOÇ. DR. HAKAN YEKBAŞYayın Tarihi: 25.05.2014Güncelleme Tarihi: 29.11.2020Eserlerinden Örnekler
Taraf-ı Cânândan Uşşâka Hitâb Olarak Kasîde
Âşıkın bagrındaki dâgı nişânımdır benim
Dûd-ı âhı dahme-i âteş-feşânımdır benim
Taht-ı istignâda şehnâz-ı cihânam şübhesiz
Şan veren kâşâne-i dehre o şânımdır benim
Hem şehen-şâh-ı Habeş hem Mısr-ı nâza mâlikem
Yûsufam mu’ciz-edâ hep bende-gânımdır beni
Dest kemer-beste-i rikâbam zeyn eder reftâr ile
Şeh-levendân-ı cihân hayret-keşânımdır benim
Hûb-rûyân-ı zamân rif’atde gelmez ka'bıma
Zirve-i a’lâ-yı illiyyîn mekânımdır benim
Ey sabâ reftâre-gânım söyle gelsün gülşene
Gonca-i nevresteyem tâze zamânımdır benim
Öyle bir gülşen ki her rûşen-dile cân bahş eder
Sünbül ü ıtr u semen üftâde-gânımdır benim
Her zamân bir cilve îmâ etmede gül-çînlerim
İşve-i bâd-ı sabâ çün bâg-bânımdır benim
Goncalar olmaz güşâde görmedikçe rûyumı
Gülşen içre ân veren ruhsâr-ı ânımdır benim
Birbirine göz kulag olmuş benefşe der-çemen
Zülfümün h’âhiş-geri hem na’t-h’ânımdır benim
Pâyıma ruh-sûdedir fersûde-hâtır ar’arân
Kâmetim reşk-âver-i serv-i revânımdır benim
…
Gazel
Câm-ı bezm-i vuslatın atşânesidir bu gönül
Şem’-i nûr-ı matla’ın pervânesidir bu gönül
Zâhirâ bu âlem-i nâsûtda ammâ ma’nîde
Murg-ı lâhûtun aceb gülşânesidir bu gönül
Perver eyler her birin şîr-i lezîz-i aşk ile
Tıfl-ı akl u fikr-i kalbin anasıdır bu gönül
Günde bir gûnâ tasarruf eyler iklîm-i dili
Çünkü mülk-i cismimin şâhânesidir bu gönül
Ey Niyâzî gelsün erbâb-ı hüner itsün tavâf
Nazm u şi’r-i cevherin kâr-hânesidir bu gönül
(Mehmed Niyâzî (1291). Dîvânçe-i Niyâzî. İstanbul. 37, 77.)
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 25.05.2014Güncelleme Tarihi: 29.11.2020Eserlerinden Örnekler
Taraf-ı Cânândan Uşşâka Hitâb Olarak Kasîde
Âşıkın bagrındaki dâgı nişânımdır benim
Dûd-ı âhı dahme-i âteş-feşânımdır benim
Taht-ı istignâda şehnâz-ı cihânam şübhesiz
Şan veren kâşâne-i dehre o şânımdır benim
Hem şehen-şâh-ı Habeş hem Mısr-ı nâza mâlikem
Yûsufam mu’ciz-edâ hep bende-gânımdır beni
Dest kemer-beste-i rikâbam zeyn eder reftâr ile
Şeh-levendân-ı cihân hayret-keşânımdır benim
Hûb-rûyân-ı zamân rif’atde gelmez ka'bıma
Zirve-i a’lâ-yı illiyyîn mekânımdır benim
Ey sabâ reftâre-gânım söyle gelsün gülşene
Gonca-i nevresteyem tâze zamânımdır benim
Öyle bir gülşen ki her rûşen-dile cân bahş eder
Sünbül ü ıtr u semen üftâde-gânımdır benim
Her zamân bir cilve îmâ etmede gül-çînlerim
İşve-i bâd-ı sabâ çün bâg-bânımdır benim
Goncalar olmaz güşâde görmedikçe rûyumı
Gülşen içre ân veren ruhsâr-ı ânımdır benim
Birbirine göz kulag olmuş benefşe der-çemen
Zülfümün h’âhiş-geri hem na’t-h’ânımdır benim
Pâyıma ruh-sûdedir fersûde-hâtır ar’arân
Kâmetim reşk-âver-i serv-i revânımdır benim
…
Gazel
Câm-ı bezm-i vuslatın atşânesidir bu gönül
Şem’-i nûr-ı matla’ın pervânesidir bu gönül
Zâhirâ bu âlem-i nâsûtda ammâ ma’nîde
Murg-ı lâhûtun aceb gülşânesidir bu gönül
Perver eyler her birin şîr-i lezîz-i aşk ile
Tıfl-ı akl u fikr-i kalbin anasıdır bu gönül
Günde bir gûnâ tasarruf eyler iklîm-i dili
Çünkü mülk-i cismimin şâhânesidir bu gönül
Ey Niyâzî gelsün erbâb-ı hüner itsün tavâf
Nazm u şi’r-i cevherin kâr-hânesidir bu gönül
(Mehmed Niyâzî (1291). Dîvânçe-i Niyâzî. İstanbul. 37, 77.)
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 29.11.2020Eserlerinden Örnekler
Taraf-ı Cânândan Uşşâka Hitâb Olarak Kasîde
Âşıkın bagrındaki dâgı nişânımdır benim
Dûd-ı âhı dahme-i âteş-feşânımdır benim
Taht-ı istignâda şehnâz-ı cihânam şübhesiz
Şan veren kâşâne-i dehre o şânımdır benim
Hem şehen-şâh-ı Habeş hem Mısr-ı nâza mâlikem
Yûsufam mu’ciz-edâ hep bende-gânımdır beni
Dest kemer-beste-i rikâbam zeyn eder reftâr ile
Şeh-levendân-ı cihân hayret-keşânımdır benim
Hûb-rûyân-ı zamân rif’atde gelmez ka'bıma
Zirve-i a’lâ-yı illiyyîn mekânımdır benim
Ey sabâ reftâre-gânım söyle gelsün gülşene
Gonca-i nevresteyem tâze zamânımdır benim
Öyle bir gülşen ki her rûşen-dile cân bahş eder
Sünbül ü ıtr u semen üftâde-gânımdır benim
Her zamân bir cilve îmâ etmede gül-çînlerim
İşve-i bâd-ı sabâ çün bâg-bânımdır benim
Goncalar olmaz güşâde görmedikçe rûyumı
Gülşen içre ân veren ruhsâr-ı ânımdır benim
Birbirine göz kulag olmuş benefşe der-çemen
Zülfümün h’âhiş-geri hem na’t-h’ânımdır benim
Pâyıma ruh-sûdedir fersûde-hâtır ar’arân
Kâmetim reşk-âver-i serv-i revânımdır benim
…
Gazel
Câm-ı bezm-i vuslatın atşânesidir bu gönül
Şem’-i nûr-ı matla’ın pervânesidir bu gönül
Zâhirâ bu âlem-i nâsûtda ammâ ma’nîde
Murg-ı lâhûtun aceb gülşânesidir bu gönül
Perver eyler her birin şîr-i lezîz-i aşk ile
Tıfl-ı akl u fikr-i kalbin anasıdır bu gönül
Günde bir gûnâ tasarruf eyler iklîm-i dili
Çünkü mülk-i cismimin şâhânesidir bu gönül
Ey Niyâzî gelsün erbâb-ı hüner itsün tavâf
Nazm u şi’r-i cevherin kâr-hânesidir bu gönül
(Mehmed Niyâzî (1291). Dîvânçe-i Niyâzî. İstanbul. 37, 77.)
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
Taraf-ı Cânândan Uşşâka Hitâb Olarak Kasîde
Âşıkın bagrındaki dâgı nişânımdır benim
Dûd-ı âhı dahme-i âteş-feşânımdır benim
Taht-ı istignâda şehnâz-ı cihânam şübhesiz
Şan veren kâşâne-i dehre o şânımdır benim
Hem şehen-şâh-ı Habeş hem Mısr-ı nâza mâlikem
Yûsufam mu’ciz-edâ hep bende-gânımdır beni
Dest kemer-beste-i rikâbam zeyn eder reftâr ile
Şeh-levendân-ı cihân hayret-keşânımdır benim
Hûb-rûyân-ı zamân rif’atde gelmez ka'bıma
Zirve-i a’lâ-yı illiyyîn mekânımdır benim
Ey sabâ reftâre-gânım söyle gelsün gülşene
Gonca-i nevresteyem tâze zamânımdır benim
Öyle bir gülşen ki her rûşen-dile cân bahş eder
Sünbül ü ıtr u semen üftâde-gânımdır benim
Her zamân bir cilve îmâ etmede gül-çînlerim
İşve-i bâd-ı sabâ çün bâg-bânımdır benim
Goncalar olmaz güşâde görmedikçe rûyumı
Gülşen içre ân veren ruhsâr-ı ânımdır benim
Birbirine göz kulag olmuş benefşe der-çemen
Zülfümün h’âhiş-geri hem na’t-h’ânımdır benim
Pâyıma ruh-sûdedir fersûde-hâtır ar’arân
Kâmetim reşk-âver-i serv-i revânımdır benim
…
Gazel
Câm-ı bezm-i vuslatın atşânesidir bu gönül
Şem’-i nûr-ı matla’ın pervânesidir bu gönül
Zâhirâ bu âlem-i nâsûtda ammâ ma’nîde
Murg-ı lâhûtun aceb gülşânesidir bu gönül
Perver eyler her birin şîr-i lezîz-i aşk ile
Tıfl-ı akl u fikr-i kalbin anasıdır bu gönül
Günde bir gûnâ tasarruf eyler iklîm-i dili
Çünkü mülk-i cismimin şâhânesidir bu gönül
Ey Niyâzî gelsün erbâb-ı hüner itsün tavâf
Nazm u şi’r-i cevherin kâr-hânesidir bu gönül
(Mehmed Niyâzî (1291). Dîvânçe-i Niyâzî. İstanbul. 37, 77.)
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | Safter Korkmaz | d. 01 Ocak 1972 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | İbrahim Ulvi Yavuz | d. 09 Mart 1942 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | BEYÂNÎ, Enfî Ahmed Efendi | d. ? - ö. 1664/1665 | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | Safter Korkmaz | d. 01 Ocak 1972 - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | İbrahim Ulvi Yavuz | d. 09 Mart 1942 - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | BEYÂNÎ, Enfî Ahmed Efendi | d. ? - ö. 1664/1665 | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | Safter Korkmaz | d. 01 Ocak 1972 - ö. ? | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | İbrahim Ulvi Yavuz | d. 09 Mart 1942 - ö. ? | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | BEYÂNÎ, Enfî Ahmed Efendi | d. ? - ö. 1664/1665 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | Safter Korkmaz | d. 01 Ocak 1972 - ö. ? | Meslek | Görüntüle |
11 | İbrahim Ulvi Yavuz | d. 09 Mart 1942 - ö. ? | Meslek | Görüntüle |
12 | BEYÂNÎ, Enfî Ahmed Efendi | d. ? - ö. 1664/1665 | Meslek | Görüntüle |
13 | Safter Korkmaz | d. 01 Ocak 1972 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
14 | İbrahim Ulvi Yavuz | d. 09 Mart 1942 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
15 | BEYÂNÎ, Enfî Ahmed Efendi | d. ? - ö. 1664/1665 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
16 | Safter Korkmaz | d. 01 Ocak 1972 - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
17 | İbrahim Ulvi Yavuz | d. 09 Mart 1942 - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
18 | BEYÂNÎ, Enfî Ahmed Efendi | d. ? - ö. 1664/1665 | Madde Adı | Görüntüle |